17 Kasım 2017 Cuma

Birtakım toplumsal duyarlılıklar

Duyarlılık gibi, hassasiyet gibi aslında içinde incelik, duygusallık, algılama becerisi gibi anlamlar barındıran sözcükler nasıl oluyor da dönüp dolaşıp birilerinin özgürlüklerinin yasaklanma vesilesi oluyor, anlamak mümkün değil. Duyarlı bir insansan, normalde dili, dini, ırkı, cinsiyeti ya da cinsel yönelimi senden farklı olan diğer insanları da anlayabilmen, onların yaşam haklarına saygı gösterebilmen gerekir. “Ben çok duyarlıyım, kimsenin sinemaya gidip eşcinsel filmi izlemesini istemiyorum, yasaklansın” cümlesinde ‘duyarlılık’ sözcüğünün yeri var mı yani?

 Görüldüğü üzere bizde var; 16-17 Kasım’da Almanya Büyükelçiliği Pembe Hayat KuirFest ve Büyülü Fener Sinemaları iş birliğiyle düzenlenecek olan Alman LGBTİ Film Günleri, önce bir yayın organı tarafından hedef gösterildi, ertesi gün de Ankara Valiliği tarafından yasaklandı.

Sebep? Açıklama uzun ve karmaşık ifadeler içeriyor, “Birtakım toplumsal hassasiyet ve duyarlılıkları içeren film gösterimi organizasyonu” diye söz ediliyor etkinlikten ve “Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep ve bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimin aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik edeceği, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın tehlikenin ortaya çıkabileceği, ayrıca terör örgütlerinin karşıt görüşlü gruplara yönelik eylem arayışı içerisinde olduğu yönündeki istihbari bilgiler göz önünde bulundurulduğunda, yapılmak istenen film gösterimi etkinliğinin, organizasyona katılacak olan grup ve şahıslara yönelik olarak birtakım toplumsal duyarlılıklar nedeniyle...” şeklinde uzayıp gidiyor.

Bizde duyarlıyız ama

  Mezhep, bölge, sosyal sınıf ve din gibi parametrelerin orada ne işi var, bilemiyoruz. Tek anlaşılan; birileri diğerlerinden şu veya bu sebeple hoşlanmıyor, bu nedenle sinema salonuna saldırabilirler, bu durumda diğerleri film gösteremesin. Duyarlılık böyle bir şey, hep karşısındakinin haklarını tanımayandan yana işliyor.

 Biz de duyarlıyız, sanat etkinliklerinin bu gibi gözdağları nedeniyle iptal edilmesi üzüyor bizi, o neden duyarlılıktan sayılmıyor? Kimseyi tehdit etmediğimiz için mi? Orada Alman sinemasının son döneminden dört film gösterilecekti, istemeyenlerin evlerine zorla projeksiyon makinesi kurarak değil, bu filmleri görmek isteyen insanların bilet alıp gönüllü olarak gideceği kapalı sinema salonunda.

Filmlerin ekipleri gelip, seyircilerle sohbet edecekti sonra. Şimdi biz onlara “Gelmeyin efendim, biz ülkemizde sizin güvenliğinizi sağlayamayacağız, çünkü vatandaşlarımız duyarlı” demiş olduk. Sonra ne hakkımız kalıyor, “Schaubühne gelmiyor Türkiye’ye” diye kızmaya?

Asu Maro - Milliyet

http://www.milliyet.com.tr/birtakim-toplumsal-duyarliliklar/cadde/ydetay/2556201/default.htm

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder