28 Ağustos 2014 Perşembe

Eşcinseller için hangi ülkelerde gökkuşağı var?

Dünya'da 8 milyar insan var, ancak eşitlik ve özgürlük konusunda hala atmadığımız 8 milyar adım olabilir. Gallup "Sizin ülkeniz gay ve lezbiyenler için yaşanabilir mi?" diye sordu. İşte yanıtları.

KALBEN SAĞDIÇ - RADİKAL


123 ülkeyi kapsayan, her ülkeden 15 yaş ve üstü 1000 katılımcının yanıtları doğrultusunda düzenlenen Gallup araştırmasının sonuçlarına göre her 10 kişiden 3’ü (%28) yaşadıkları bölgenin gay ve lezbiyenler için “iyi/uygun” olduğunu düşünüyor.

Hollanda %83’lük oranla en “arkadaş canlısı” ülke olurken Pakistan ve Senegal %1’lik oran ile listenin sonunda yer alan ülkeler…

Mısır, Fas, Suudi Arabistan, İran, Türkmenistan, Irak, Nijerya, Ürdün, Bahreyn, Tacikistan ve Yemen eşcinsellikle ilgili bu hassas sorunun yöneltilmediği ülkeler olarak listenin dışında kalıyor.

Gay ve lezbiyenler için en yaşanabilir alanlar Kanada dışında Avrupa ’da bulunuyor. İrlanda ise 2015’te yapacağı bir referandum ile eşcinsel evliliğe izin verme konusunu netleştirerek Avrupa’lı komşularına katılmayı hedefliyor.

Eşcinsel evliliği ilk yasallaştıran ülke olarak Hollanda’nın listenin başında olması şaşırtıcı değil. 2013’te İzlanda (%82), Kanada (%80), İspanya (%79), İngiltere (%77) ve Belçika (%74) da eşcinsel çiftlerin dünya evine girmesini yasallaştırdılar.

Listenin diğer ucunda ise durum oldukça farklı. Senegal’in anti-gay kanunları eşcinsel birlikteliği 5 yıla kadar hapisle cezalandırabiliyor ve 3000 doları bulan para cezaları da yaptırımlar arasında yer alıyor. “Ben eşcinsel olsam ülkemi yaşanabilir bulmazdım” diyenlerin en fazla olduğu ülkelerden Pakistan, Uganda, Etiyopya ve Afganistan eşcinsel ilişkileri cezalandıranlar arasında.

Güney Afrika 2006’da eşcinsel evliliği yasallaştırarak Afrika kıtasının “çıkıntısı” haline gelse de, genel durum bu kıtada eşcinsellerin yaşam alanlarının ve imkanlarının çok sınırlı olduğunu gösteriyor. Örneğin, %95’in “yaşanamaz” kabul ettiği Uganda’da eşcinsel yakınlık/ilişki müebbet hapisle sonuçlanabiliyor.

UCLA Hukuk Fakültesi üyelerinden Gary Gates’e göre: “Dünyanın dört bir yanındaki LGBT’liler için cinsellikleriyle barışık olmak, sosyo-cinsel kimliklerini açıkça deneyim etmek ciddi bir risk.”

LGBT görünürlüğünün en düşük olduğu ülkelerin ekonomik durumlarının “yoksulluk” paydasında birleşmesi ise bir tesadüf değil. İnsan haklarının ve yasaların gelişimi ülkelerin refah seviyeleriyle doğru orantılı olduğundan Batı’nın Afrika, Asya-Pasifik ve Orta Doğu’yu geride bırakarak öne çıkması şaşırtıcı değil.

Türkiye ’de de durum ne yazık ki Afrika’nın birçok ülkesinden farklı değil. Yılmaz Esmer başkanlığında, 54 ilden 1605 kişiyle yüz yüze yapılan “2011 Türkiye Değerler Araştırması” gösteriyor ki %84 eşcinselleri komşu olarak dahi istemiyor. Ülkemizde LGBT ya da eşcinsellikle ilgili sayısal verilere ulaşmak için Google araması yaptığınızda ise karşınıza pek sonuç çıkmıyor. Her gün, bir yerlerde bir trans vatandaşın ya da eşcinselin taciz edildiği, hayati tehlikeyle savaştığı, hakarete uğradığı ve dışlandığı bir ülkede yaşarken konuyla ilgili daha fazla araştırmaya ihtiyacımız olduğu fikrinde birleşebiliriz.

Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı’nın “Eşcinsellik hastalık, tedavi edilmeli” beyanatında bulunabildiği ülkemiz, Yaradılan’ı Yaradan’dan ötürü sever mi bilinmez; ancak daha fazla bilgilenmek ve Türkiye’de LGBT hakları için çalışan dernekleri görmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder