1 Kasım 2013 Cuma

Ancak Ali ile Ramazan olunca soluk alıp veriyorlar.

Adını keşke ‘Ali ile Ramazan’ koymasalardı

Ellerinde değil. Başka türlüsü mümkün değil.
Yaşayamazlar Ali diye, Ramazan olarak. Bi başlarına olamazlar. Ancak Ali ile Ramazan olunca soluk alıp veriyorlar. Bir çeşit Siyamlı aşıklar. Bir çeşit lanet...
Bu satırlar Perihan Mağden’in Ali ile Ramazan kitabından.
Okuyan bilir, sarsıcı (ki bu kelime bile yetmeyebilir) bir aşk hikayesidir Ali ile Ramazan.
Daha sarsıcı olanı kahramanları gerçektir, yaşamıştır, hikayeleri bir üçüncü sayfa haberinden Mağden’in işçiliğiyle ete kemiğe bürünüp dile düşmüştür.
Şimdi de tiyatro oyunu oldu Ali ile Ramazan. Studio 4 İstanbul adlı tiyatro grubu sayesinde.
Baştan söyleyeyim, ben oyunu sevemedim.
Çünkü kitap aynen uyarlanmamış.
Günümüzden yeni karakterler eklenmiş ve romanın sert özünden/aşk dolu ruhundan fersah fersah uzağa doğru yelken açılmış. Mesaj kaygısı öne çıkmış.
Kitabı yorumlamak elbette hakları. İstediklerini yaparlar. Ama keşke oyunun adını “Ali ile Ramazan” değil, “Ali, Ramazan ve Rüzgar” koysalardı...
Oyundaki en hoş şey ileri-geri kurgusu ve Ali’yi oynayan Nadir Sönmez’in nefes kesen oyunculuğu oldu.
Katlanamadığım şey ise akademisyen karakteri!
Kitabı okumak hâlâ en iyisi. “Ben yine de oyunu görmek isterim, sen bi kenara çekil” diyenler için ise vakti/konumu belirtmek boynumuzun borcu tabii:
Her pazartesi 20.30, Garaj İstanbul.
-MAGAZİN NOTU: Tiyatrodan hoşlanmayan ve yazılarında bunu sıkça dile getirmiş Perihan Mağden’in oyunu izleyip izlemeyeceği merak ediliyordu. Mağden galaya gelmedi, ama geçenlerde oyunu izlemeye gitmiş.

Onur Baştürk - Hürriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder