Gençlerden LGBT dayatmasına isyan: Ülkemizi cinsel kimlik siyasetiyle bölmeye çalışıyor başaramayacaklar!
TGB ve TÜGVA, Avrupa Birliği'nden fonlanan LGBT derneği ÜniKuir'in üniversite yerleşkesinde yapılacak etkinliğinin iptal edilmesini istedi. Gençler, 'LGBT dayatmasını normalleştirmek ve meşrulaştırmak istiyorlar. Ülkemizi cinsel kimlik siyasetiyle bölmeye çalışıyor başaramayacaklar' diye konuştu...
Gençlerden LGBT dayatmasına isyan: Ülkemizi cinsel kimlik siyasetiyle bölmeye çalışıyor başaramayacaklar!
Avrupa Birliği fonları ile desteklenen ÜniKuir Derneği, devlet üniversitelerinde cinsiyetsizleştirme faaliyeti yürütüyor. Üniversitelerde çeşitli topluluklar aracılığıyla etkinlikler düzenleyen ÜniKuir, Ege Üniversitesinde buluşma çağrısı yaptı. Aydınlık'ta yer alan habere göre; Türkiye Gençlik Birliği (TGB), Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) ve Büyük Aile Platformu, cinsiyetsizleştirme akımını yayan ÜniKuir'e tepki gösterdi.
Netflix, Disney+, Onur Yürüyüşleri, çizgi filmler, çocuk kitapları, animeler, mangalar... Erkek ve kadın dışındaki cinsiyetler dört bir yandan dayatılıyor. Henüz ilkokula bile başlamamış Caillou bile artık masum değil. Dijital mecralarda eşcinsellik normalleştiriliyor. Ergenlik döneminin doğal süreci olan kimlik arayışı, Batı'nın pompaladığı bu fırtınada cinsiyetsizleşmeye evriliyor. Emperyalizm, bu kez kadın ve erkek dışı cinsiyetler üreterek gençliği milli kimliğinden kopartmayı hedefliyor. Ekranlardan, kitap sayfalarından başlayan dayatma üniversitelerde ete kemiğe büründü. AB destekli ÜniKuir, bugün Ege Üniversitesinde buluşma çağrısı yaptı. Çeşitli etkinliklerle gençlik içerisinde cinsiyetsizleştirme akımını yayan gruplara Türkiye Gençlik Birliği tepki gösterdi. TGB'liler, Ege Üniversitesi Rektörlüğü'nden bu grupların faaliyetlerine izin verilmemesini istedi.
Ege Üniversitesinde piknik adı altında yapılması planlanan buluşmaya karşı üniversitede basın açıklaması düzenlendi, üniversite yönetiminden etkinliğin iptal edilmesi istendi. Yurtdışından fonlanan Kaos GL Derneği de ÜniKuir'in yapmayı planladığı buluşmayı destekliyor. TGB adına açıklama yapan Ege Üniversitesi öğrencisi ve TGB İzmir İl Başkan Yardımcısı Özer Çelik, "Bu piknik ile LGBT dayatmasını Ege Üniversitesi içinde normalleştirmek ve meşrulaştırmak istiyorlar. LGBT ideolojisi, ABD ve Batı dünyası tarafından tüm dünyaya özellikle de ülkemize çeşitli araçlarla dayatılmaktadır." dedi.
'LGBT PROPAGANDASI AB PROJESİ KAPSAMINDA'
LGBT dayatmasının toplumun temel taşı aileyi hedef aldığını söyleyen Çelik sözlerine şöyle devam etti: "Cinsel tercih özgürlüğü, cinsel yönelim, cinsel ayrımcılıkla mücadele gibi bilimle, doğayla, hukukla, ahlakla yakından uzaktan ilgisi olmayan kavramlarla insanlar kendi cinsiyetine ve doğasına yabancılaştırılıyor. Kadın erkek eşitliği yok ediliyor. Bugün milletimizi etnik, dinsel, mezhepsel ve cinsel kimliklere bölmenin bir ayağı da LGBT dayatmasıyla yapılıyor. LGBT dayatmasıyla insanlık onuru ayaklar altına alınıyor; toplumumuzda yozlaşma ve şiddet teşvik ediliyor. LGBT'yi savunan kuruluşları AB ve ABD'den fonlanıyor. LGBT dayatması bugün çocuk yaşlara kadar indi. Avrupa ülkelerinde yapılan Onur Yürüyüşlerinde çocukların çıplak bedenleri sergileniyor, çocuklar istismar ediliyor. Henüz 8-9 yaşındaki çocuklara uydurma cinsel kimlikler dayatılıyor.
"Avrupa Birliği ve ABD, LGBT kuruluşlarına her yıl milyonlarca dolar para harcamaktadır. Avrupa Birliği projesi kapsamında üniversitelerde LGBTİ projeleri yürütmekle görevlendirilen ÜniKuir Derneği her yıl Avrupa Birliği tarafından para almaktadır. ABD ve AB, LGBT derneklerine parasal destek sağlayarak ülkemizde gençliği yozlaştırmak, kadın erkek eşitliğini bozmak, çocuklarımızın geleceğini karartmak istiyor.
'EGE ÜNİVERSİTESİNİN GELECEĞİ KİME EMANET?'
"Türk gençliğini LGBT aktivisti yapamazsınız. Piknik, yürüyüş, kültür sanat adı altında gençliği kendi cinsiyetine yabancılaştıramazsınız. Ege Üniversitesi yönetimi Batı'nın gençliği cinsiyetsizleştirme saldırısına izin vermemelidir. Avrupa'dan milyonlarca lira fon alan, okulumuzda resmiyeti bulunmayan bu derneğin üniversitemizde etkinlik yapması mümkün değildir. Üniversitemiz bu korsan etkinliğe dur demelidir.
'LGBT DEĞİL BİLİM YUVASI'
"Ege Üniversitesi'nin bilim yapmak, öğrencilerini hayata hazırlamak, Türkiye'ye faydalı yurttaşlar yetiştirmek, ülkemizin kalkınmasına katkı sunmak gibi hedefleri bu etkinlikle bağdaşmamaktadır. Üniversitelerde LGBT kulüpleri hangi amaca hizmet etmektedir? ABD emperyalizmi daha önce Türk gençliğini etnik ve mezhepsel olarak bölmeyi denedi başaramadı. Sağ sol diye bölmeye çalıştı başaramadı. Şimdi cinsel kimlik siyasetiyle bölmeye çalışıyor başaramayacaklar. AB ve ABD'den fonlanarak üniversitelerimizde LGBT dayatmasının aracı olan kulüplere izin vermeyeceğiz. Var olan kulüpler de derhal kapatılacak!"
ÜNİVERSİTELERDEKİ DURUMU RAPORLADILAR
20 devlet üniversitesinde sivil toplum kuruluşları tarafından Avrupa Birliği (AB) fonlarıyla başlatılan LGBTİ+ projesini Aydınlık, 4 Temmuz 2022'de manşetinden gündemine getirmişti. Ankara'daki 8, İstanbul'da 12 devlet üniversitesinde uygulanan proje kapsamında "öğrencilerin insan haklarına erişimi ve üniversitelerde maruz kaldıkları ayrımcılıklar" raporlandı. Proje yürütücüleri amaçlarını "Türkiye'de LGBTİ+ haklarının sistematik olarak üniversite temelli olarak izlenmesinin temelleri atılacaktır." diye duyurdu.
Halbu ki ne hayalleri vardı (!) Seçimin ardından ilk LGBT eylemine geçit verilmedi!
Emniyet, İzmir Barosu önünde açıklama yapmak isteyen LGBT'li sapkınlara izin verilmedi.
CHP'nin arka bahçelerinden İzmir Barosu, LGBT'li sapkınlara destek vererek bir açıklama yayınlamak istedi.
İzmir Emniyet Müdürlüğü eşcinsellik propagandasının yapıldığı açıklamaya izin vermedi.
Üniversitedeki etkinliği de iptal ettiler!
AB tarafından fonlanan 'ÜniKuir' isimli LGBT örgütünün, İzmir Ege Üniversitesi'nde yapmayı planladığı 'Onur Pikniği'ne izin çıkmadı. Örgüt, etkinliği yapmakta kararlı olduklarını açıkladı.
Emniyetten "güvenliği sağlayamayız" açıklaması gelince, LGBT’li örgüt, "Cihatçı çeteler toplandı, endişeliyiz" diyerek etkinliği iptal etti.
https://www.yeniakit.com.tr/haber/secimin-ardindan-ilk-lgbt-eylemine-gecit-verilmedi-1763125.html
Şimdi De Cinsiyet Değiştirme Ameliyatlarını Hedef Aldı, “Allah’a Karşı Gelmek” Dedi
YAZAR: GÜLİZ YILDIZ ZEREN
Cinsiyet Değiştirme Ameliyatları Tartışması gündemde !
Türkiye’de cinsiyet ve kişilerin cinsel yönelimlerine yönelik söylemler devam ediyor. Covid-19 Pandemisi sürecinde aşı karşıtlığı söylemleriyle bilinen Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Serhat Fındık, bu kez de cinsiyet değiştirme ameliyatlarını hedef aldı, SGK’nın ameliyatları karşılamasına tepki gösterdi. Devam eden twitlerinde Dünya Tabipler Birliği Cenevre Bildirgesi Hekimlik Andını’nın fotoğrafını paylaşarak, “Hekimlik andı içmiş hiçbir hekim, “cinsiyet değiştirme ameliyatını ve tedavilerini” onaylamaz, uygulamaz ve bu tip insan fıtratına aykırı işlemler karşısında sessiz kalmaz…” diyen Fındık’ın paylaşımlarına ilişkin Bilim Sağlık Haber Ajansı (BSHA) Türk Tabipleri Birliği Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı‘dan değerlendirme aldı. Fincancı, eşcinselliğin DSÖ tarafından hastalık statüsünden çıkartılmasına ve Türkiye’nin de DSÖ üyesi bir ülke olduğuna atıfta bulunarak, “Hakikat ötesi ve bilim dışı açıklamalarla toplumdaki ayrıştırıcılık beslenmeye çalışıyor. Kınıyoruz” dedi.
Seçim Sürecindeki Söylem Devam Ediyor
Mayıs ayında ivme kazanan, iki tur şeklinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecinde kişilerin cinsiyet özgürlüğünü hedef alan söylemler iktidar partisi ve destekçileri tarafından sık sık gerçekleştirildi. Eşcinsellerin hedef alındığı, gösterildiği seçim sürecinin ardından sosyal medyada da konuyla ilgili paylaşımlar gerçekleştirilmeye devam ediliyor. Seçim sonrasında da bir profesör hekimin eşcinsellik, cinsiyet değiştirme, cinsiyet değiştirme ameliyatlarını hedef alan paylaşımları dikkat çekti. Göğüs Hastalıkları Uzmanı, Alerji ve Uyku Tıbbı Profesörü Dr. Serdar Fındık, twitter üzerinden cinsiyet değiştirme ameliyatlarının ülkemizde Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından karşılanmasını eleştirdi, konuyla ilgili ‘Asıl tedavisi psikolojik/psikiyatrik çünkü tamamen ruhsal bir durum tıp etiğine aykırı ALLAH’a karşı gelmek En kısa sürede yasaklanmalı” şeklinde paylaşımda bulundu.
“SGK Tarafından Karşılanıyor, Allah’a Karşı Gelmek”
Prof. Dr. Serhat Fındık, 31 Mayıs’da twitterda yaptığı paylaşımlarda cinsiyet değiştirme ameliyatlarının ve ömür boyu ilaç tedavilerinin Türkiye’de SGK tarafından karşılandığı bilgisini kamuoyuyla paylaştı. “RUSYA “Cinsiyet değiştirme ameliyatlarını” yasaklayan kanun teklifi sunuldu. Doğrusunu yapıyorlar” diyerek paylaşımlarına devam eden Prof. Dr. Fındık, Amerika’da cinsiyet değiştirerek erkek olan bir kadının fotoğraflarını yayınladı. Fındık, “Bir kızın “erkek”?! olması veya bir erkeğin “kız” olması Cinsiyet değiştirme ameliyatları ve hayat boyu ilaç tedavileri Ülkemizde SGK tarafından karşılanmakta Hiçbir zaman çocuk sahibi olamayacaklar. Asıl tedavisi psikolojik/psikiyatrik çünkü tamamen ruhsal bir durum Tıp etiğine aykırı ALLAH’a karşı gelmek En kısa sürede yasaklanmalı” dedi.
Hekimlik Andı İçmiş Bir Hekim Cinsiyet Değiştirme Ameliyatı ve Tedavilerini Onaylamaz
Fındık ayrıca, Dünya Tabipler Birliği Cenevre Bildirgesi Hekimlik Andını’nın fotoğrafını paylaştığı bir başka tweetinde; “Hekimlik andı içmiş hiçbir hekim, “cinsiyet değiştirme ameliyatını ve tedavilerini” onaylamaz, uygulamaz ve bu tip insan fıtratına aykırı işlemler karşısında sessiz kalmaz…” cümlelerini kullandı. Cenevre Bildirgesi Hekimlik Andı’nda cinsiyet, cinsel yönelim konusunda geçen madde şu şekilde: “Görevimle hastam arasına; yaş, hastalık ya da engellilik, inanç, etnik köken, cinsiyet, milliyet, politik düşünce, ırk, cinsel yönelim, toplumsal konum ya da başka herhangi bir özelliğin girmesine izin vermeyeceğime…” Prof. Dr. Fındık’ın paylaşımları takipçilerinden bazılarından destek alırken, bazıları paylaşıma tepki gösterdi.
fincanci
TTB Başkanı Fincancı: Hakikat Ötesi, Bilim Dışı Söylemleri Kınıyoruz!
Bilim Sağlık Haber Ajansı (BSHA) Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı’dan konuyla ilgili değerlendirme aldı. Kişilerin cinsel eğilimleri ile ilgili tercihlerine yönelik yapılan söylemlerin hekimler tarafından hedef alınmasını, cinsiyet değiştirme ameliyatlarının SGK tarafından karşılanmasına yönelik saldırıların doğru olmadığını, hakikat ötesi ve bilim dışı söylemleri kınadıklarını belirtti. Bu söylemlerin toplumdaki ayrıştırıcılığı besleyeceğini belirten Fincancı, eşcinselliğin sağlık sorunu değil doğrudan kişililerin cinsiyet kimliği ve cinsel yönelimiyle bağlantılı olduğunu ve tıp biliminin burada herhangi bir biçimde bir hastalık tanımı yapmayacağını hatırlattı.
TTB Başkanı Dr. Fincancı sözlerine şöyle devam etti: “Uluslararası alanda tüm dünyada hekim birlikleri bu yönde bildirgelerle, açıklamalarla konuyu gündemde tutarak bilim dışı söylemlerin önünün kesilmesi için çaba sarf ediyor. Ancak aynı zamanda tüm dünyada neoliberal kapitalist sistemin kültürel kodlarını oluşturmak üzere yerleşik hale getirmeye çalıştığı postmodernizm ve beraberindeki hakikat ötesi çağ, bilim dışılığın sanki hakikatmış gibi değerlendirilmesine de kanal açıyor. Bu elbetteki çok tehlikelidir. Ve ne yazık ki son dönemde hukuk alanının da bu bilim dışılığı ifade özgürlüğü gibi değerlendirmesiyle karşılaşıyoruz.”
Anayasa Mahkemesi “İfade Özgürlüğü” Kapsamında Değerlendiriyor!
TTB Onur Kurulu ve Yüksek Onur Kurulu tarafından yargıya taşınan bu ve benzer ‘bilim dışı’ açıklamaların, vakaların Anayasa Mahkemesi tarafından ifade özgürlüğü kapsamına alındığına dikkat çeken Fincancı, “Anayasa Mahkemesi, bilim dışı açıklamalar yapan tıp biliminin ilkelerine aykırı, tıbbi uygulamalar içerisinde olan ya da görüşler bildiren meslektaşlarımızın bu açıklamaları konusunda ifade özgürlüğü kararları veriyor. Bunlar üstelik, TTB’nin onur kurulu ve yüksek onur kurulunun bu konuda etik ihlal kararlarına karşı yapılıyor. Bu yüzden bu söylemler çok tehlikelidir. Cinsiyet kimliği ve cinsel yönelimi nedeniyle insanlar ayrımcılığa uğrayacaktır. Gereksinim duydukları tıbbi desteği almak yerine bu kimliklerine yönelik saldırılarla karşı karşıya kalacaklardır. Bu toplumdaki zaten var olan ayrıştırmanın da bir parçasına dönüşeceklerdir” dedi.
“COVİD-19 Pandemisinde De Karşımıza Çıkmıştı!”
Hakikat ötesi tutumda ve bilim dışı paylaşımların, söz konusu kişi özelinde de, özellikle COVİD-19 pandemisi sırasında da toplumun karşısına çıktığını söyleyen TTB Başkanı Fincancı, “Sağlık politikalarının yönlendirilmesinde yönlendirici olma eğilimini, Covid-19 sürecinde de görmüştük. İstanbul Sözleşmesi’nden nasıl bir gecede çıkıldıysa, evet çıkma gerekçesi düşünüldüğünde, çok kolaylıkla Sosyal Güvenlik Kurumu’nun ameliyatları destekleme kararını da geri çekmesi ile karşı karşıya kalabiliriz. Bu ameliyatlar, merdiven altı mekanlarda yapılıyordu. Ve ne kadar ciddi sağlık riskleri oluşturduğunu da, SGK’nın cinsiyet değiştirme ameliyatlarını karşılamadığı zamanlardan biliyoruz. Nasıl ciddi sağlık sorunları yarattığını görmüştük. Yine özellikle kadınların 10 haftaya kadar istenmeyen gebeliklerini sonlandırma konusunda kamu sağlık otoritesi geri çekilmiş durumdadır. Pek çok hastanede yasal olmasına rağmen uygulama olanağı ortadan kalktı. Ve merdiven altı alanlarda kadınlar 10 haftaya kadar olan istenmeyen gebeliklerini sonlandırma çabası içerisindedir. Çünkü sağlık sistemi ile karşı karşıya kaldı.Hakikat ötesi, bilim dışı söylemlerin bu paylaşımlarla bütün topluma yayılmasına olanak sağlanmaktadır. Adım adım siyasi otoritenin eşcinsellik ile ilgili tutumunu bu kişiler hakikat ötesi ve bilimdışı açıklamalarıyla beslemiş olacaklardır” diye konuştu.
Türkiye’nin de Üyesi Olduğu DSÖ Eşcinselliği Hastalık Statüsünden Çıkardı
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından 1990 yılında escinsellik, hastalık statüsünden çıkarıldı. DSÖ’nün bu kararı, DSÖ üyesi ülkeler tarafından da kabul edildi. Türkiye, 9 Haziran 1949 tarih ve 5062 sayılı Kanunla DST Anayasasını onaylayarak üyesi oldu. BSHA’nın wikipedia.org internet sitesinden derlediği bilgilere göre; bu kararla eşcinsellik bir hastalık, bozukluk ya da eksiklik olmaktan çıkarıldı, 3 farklı yönelimden biri olduğu, 3-4 yaşlarına kadar belirlenen, kişinin kendi seçmediği bir durum olarak tıp bilimi tarafından tespit edildi. Ayrıca 1993 yılında DSÖ eşcinselliği ‘Uluslararası Hastalıkların Sınıflandırılması’ndan da çıkardı. ICD-10 maddesinde ‘cinsel yönelim, tek başına, bir hastalık olarak kabul edilemez’ vurgusundan bulunuldu. DSÖ’nün kararından çok önce 1973 yılında Amerikan Psikiyatri Derneği (APA) eşcinselliği ‘Akıl Hatalıkları Teşhis ve İstatistikleri Klavuzu’ndan çıkararak, eşcinselliğin insanların cinselliğinin pozitif ve normal çeşitlerinden biri olduğunu açıkladı. 1973, 1990 ve 1993 yıllarında WHO ve APA tarafından eşcinsellik ile ilgili tespitler yapılmış; eşcinselliğin bir hastalık olmadığı, doğuştan kaynaklı bir yönelim olduğunun altı çizilmiştir. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)
ABD Büyükelçilik binasına LGBTI paçavrasının asılması kabul edilemez
Genel Başkan Yardımcısı | Dış İlişkiler Başkanı İstanbul Milletvekili Doğan Bekin sert bir açıklamada bulunarak; “Her yıl Haziran ayında düzenlenen LGBTI+ Onur Ayı başlangıcı dolayısıyla , Batı’da insan hakları ve temel özgürlüklere dayandırılmaya çalışılan sözde ‘eşit hak arayışı’ kılıfı adı altında ABD Ankara Büyükelçilik binasına LGBT¬¬I sapkınlığı bayrağının asılması kabul edilebilir bir durum değildir.
ABD ile nezdinde bulundukları ve akredite edildikleri Türkiye Cumhuriyeti arasında dostluk ilişkileri kurulması ve siyasi, askeri, ekonomik, kültürel, bilimsel ve diğer alanlardaki ilişkilerin ve işbirliğinin geliştirilmesi amacıyla faaliyet göstermesi gereken ABD Büyükelçiliğinin görev,yetki anlayış ve tanımının dışına çıkarak LGBTI¬ sapkınlığı bayrağını kabul edilebilir bir durum olmasa gerek.
ABD Büyükelçiliğinin yabancı misyon görev anlayışıyla tezatlık oluşturan bu yaklaşımı, milletimizin aile yapısı ,inanç ,manevi değerler manzumesine ve insanlık onuruna kötü örnek oluşturacak niteliktedir.
Bu konuyla ilgili olarak Türkiye Cumhuriyeti nezdinde akredite edilen ABD Büyükelçisinin görev alanı dışına çıkarak toplumun ahlaki yapısını bozmaya yönelik olan bu yaklaşımının T.C. Dışişleri yetkilileri tarafından behemehal resen incelenerek ve bunun sonucu olarak ABD Büyükelçisinin derhal bakanlığa çağırılıp gerekli nota verilmesinin büyük zaruret olduğunu ifade etmek isteriz.” dedi.
Mil-Diyanet Sen'den Çağı: O Paçavrayı Derhal İndirin...!
Mil-Diyanet Sen Genel Başkanı Celaleddin GÜL, Ankara’daki binasına LGBT paçavrası asan ABD Büyükelçiliğine, "O PAÇAVRAYI DERHAL İNDİRİN...!" çağrısında bulundu.
ABD Büyükelçiliği LGBT sapkınlığının propagandasına soyunarak Ankara’daki binasına LGBT paçavrası astı.
Toplum ahlâkını ve aile yapısını hedef alan LGBTİ sapkınlığına sahip çıkan ABD Büyükelçiliği, paçavranın LGBT’yi legalleştirme çabası olarak anılan ‘Onur Haftası’ nedeniyle asıldığını ifade etti.,
Mil- Diyanet Sen olarak, kurulduğumuz günden beri bu sapkın akımlarla ve derneklerle mücadele ettik. Aileyi ve toplumu ifsat etmeyi amaçlayan bu derneklerin kapatılması ve tüm faaliyetlerinin yasaklanması için iki defa İçişleri Bakanlığına dilekçe verdik.
ÇAĞRI:
İslam’a bin yıl sancaktarlık yapmış aziz milletimizin teveccühüyle 13. Cumhurbaşkanı saçilen Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a, "ABD başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinin desteklediği ve finanse ettiği LGBT derneklerinin bir an önce kapatılması ve tüm faaliyetlerinin durdurulması" çağrımızı yineliyoruz.
Ayrıca, ABD Büyükelçiliği astığı LGBT paçavrasını derhal indirmeli ve küstahlığı nedeniyle aziz milletimizden özür dilemelidir.
Celaleddin GÜL
Mil-Diyanet Sen Genel Başkanı
https://www.mihraphaber.com/haber/15252684/mil-diyanet-senden-cagi-o-pacavrayi-derhal-indirin
ABD Büyükelçiliği’ne LGBTİ+ bayrağı asılmasına Yeniden Refah Partisi’nden tepki: “Sapkınlık”
Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doğan Bekin, ABD Büyükelçiliği’nin Ankara’daki yeni binasına LGBTİ+ bayrağı asılmasına tepki gösterdi.
ABD Ankara Büyükelçiliği binasına LGBTİ+ bayrağı asıldı. Elçiliğin Twitter’daki hesabından binaya asılan bayrağın fotoğrafı ile birlikte paylaşılan mesajda; “1 Haziran’ın, Amerika Birleşik Devletleri’nde ve dünya genelinde eşit hak arayışının hatırlandığı ‘Onur Ayı’nın başlangıcı olduğu hatırlatılarak, “Amerika Birleşik Devletleri, zorlu bir küresel görev olarak insan haklarını ve temel özgürlükleri herkes için geliştirme taahhüdünün merkezinde yer almayı sürdüren LGBT bireylere karşı şiddete, kriminalizasyona, ayrımcılığa ve damgalamaya son verilmesini savunmaya devam etmektedir” ifadeleri kullanıldı.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Doğan Bekin, ABD Büyükelçiliği’nin binasına LGBT bayrağı asılmasına tepki gösterdi. Bekin, yazılı açıklamasında, Dışişleri Bakanlığı yetkililerini konuyla ilgili harekete geçmeye çağırarak şöyle dedi:
“Her yıl Haziran ayında düzenlenen ‘LGBTI+ Onur Ayı’ başlangıcı dolayısıyla, Batı’da insan hakları ve temel özgürlüklere dayandırılmaya çalışılan sözde ‘eşit hak arayışı’ kılıfı adı altında ABD Ankara Büyükelçilik binasına LGBT sapkınlığı bayrağının asılması kabul edilebilir bir durum değildir. ABD ile nezdinde bulundukları ve akredite edildikleri Türkiye Cumhuriyeti arasında dostluk ilişkileri kurulması ve siyasi, askeri, ekonomik, kültürel, bilimsel ve diğer alanlardaki ilişkilerin ve iş birliğinin geliştirilmesi amacıyla faaliyet göstermesi gereken ABD Büyükelçiliğinin görev, yetki anlayış ve tanımının dışına çıkarak LGBT sapkınlığı bayrağının asılması kabul edilebilir bir durum değildir. ABD Büyükelçiliği’nin yabancı misyon görev anlayışıyla tezatlık oluşturan bu yaklaşımı, milletimizin aile yapısı, inanç, manevi değerler manzumesine ve insanlık onuruna kötü örnek oluşturacak niteliktedir. Bu konuyla ilgili olarak Türkiye Cumhuriyeti nezdinde akredite edilen ABD Büyükelçisi’nin görev alanı dışına çıkarak toplumun ahlaki yapısını bozmaya yönelik olan bu yaklaşımının, Dışişleri yetkilileri tarafından behemehal resen incelenerek ve bunun sonucu olarak ABD Büyükelçisi’nin derhal bakanlığa çağırılıp gerekli nota verilmesinin büyük zaruret olduğunu ifade etmek isteriz.” (DHA)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder