Cumhurbaşkanlığı Seçimleri'nin ikinci turunda sandıktan Recep Tayyip Erdoğan'ın zaferle çıkması "LGBTQ+ toplumunda korku ve endişeyi artırdı."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı Seçimleri'nin ikinci turunu da kazanması özellikle seçim kampanyasında "nefret söylemine" maruz kalan "LGBTQ+ toplumundaki endişe ve korkunun katlanarak artmasına yol açtı."
Seçim kampanyası sırasında birçok defa bu toplumu hedef gösteren Erdoğan, "hiçbir LGBTQ+ bireyinin bu milletin ürünü olamayacağını" vurguladı; muhalefeti, aile değerlerini yok etmekle suçladı. LGBTQ+ bireyleri AFP'ye can güvenliklerinden endişe duyduklarını ifade etti.
"Gerçekten çok korkuyorum" diyen öğrenci İlker Erdoğan, "Daha önce nefes alamıyordum, şimdi ise beni boğmaya çalışacaklar" diye konuşuyor.
Erdoğan'ın seçim gecesi yaptığı zafer konuşmasının da bu korkuyu perçinlediği belirtiliyor. Erdoğan, konuşmasının bir bölümünde seslendiği kalabalığa: "CHP, LGBT mi? HDP, LGBT mi?" sorularını yöneltti. Aldığı yanıt "Evet!" olurken Cumhurbaşkanı, lideri olduğu "AK Parti, LGBT mi?" sorusuna ise toplanan binlerce kişiden "Hayır!" yanıtını aldı.
"Hiçbir LGBT'li bu milletin ürünü olamaz!"
"Ben doğduğumda AKP zaten iktidardaydı" diyen 20 yaşındaki İlker Erdoğan, "Doğduğumdan beri ayrımcılığı, homofobiyi ve nefreti hissettim. Devlet memurları, öğretmenler, müdürler ve okul çalışanları bana bu nefreti hissettirdi" diye sözlerine devam etti.
Cumurbaşkanı gibi hükümetin önde gelen isimlerinden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da mitinglerde "Amerika ve Avrupa'dan ithal" edildiğini söylediği LGBTQ+ "dinini" kınadı.
Bana her zaman bende bir sorun olduğunu, yabancı olduğumu söylediler ve beni gerçekten öyle olduğuma inandırdılarİlker Erdoğan LGBTQ+ birey
Bu açıklamaların yansımaları ise seçimler henüz sonuçlanmadan LGBTQ+ toplumunda hissedilmeye başlandı.
Bir LGBTQ+ hakları derneğinde proje yöneticisi olan 26 yaşındaki Ameda Murat Karaguzu, "Uzun zamandır yaşamadığım kadar nefret söylemine ve eylemine maruz kaldım; bir arabadan üzerime kahve fırlatıldı ve sokakta bana bağırıldı" diyerek toplumdaki yükselen tansiyona dikkati çekti.
"Öldürülmemiz ya da yaralanmamız kimsenin umrunda değil"
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümetindeki "nefret söylemi"nin "homofobik, transfobik ve LGBTQ+ karşıtı insanları cesaretlendirdiğini vurgulayan Karaguzu, "Çünkü öldürülürsek ya da yaralanırsak bunun bir sonucu olmayacağını biliyorlar" diyor.
LGBTQ+ aktivisti Tuğba Baykal da sandık sonuçlarının ardından tek çareyi ülkeyi terk etmekte bulduğunu söylüyor. Ülkeden göçün artacağından "emin" olduğunu söyleyen Baykal, "İnsanlar sadece var oldukları için suçlu muamelesi görüyorlar" diyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder