LGBT gençler üzerinde nasıl hakimiyet kuruyor?
Meltem Ayvalı değerlendirdi
Vatan Partisi Öncü Kadın Genel Başkanı Meltem Ayvalı, LGBT'nin gençler üzerinden nefes aldığını ve onların gençliğinden yararlanarak insanlığı toplumsal olarak yıkıma uğrattığını söyledi.
27 Ocak 2023
LGBT dayatmasının gençler üzerindeki etkisine değinen Meltem Ayvalı, propagandanın en çok görsel ve işitsel medyadan gençleri etkilediğini söyledi. Şarkıcı Gülşen'in konserde LGBT bayrağı açması, Dünyaca ünlü pop yıldızı Miley Cyrus'ın "Ben cinsiyetsizim" demesi, Disney yapımı bir animasyon filminde iki erkek çocuğunun yakınlaşması gibi örneklerle dayatmayı anlatan Ayvalı şunları söyledi:
Gençliğin bir kimlik arayışı var. Gençliğin düzene isyan eden ve düzeni değiştirmeyi hedefleyen enerjisi var. Bu gençler sistem tarafından LGBT’ye yönlendiriliyor. Çünkü LGBT’ye çağdaş, ilerici, eşitlikçi hatta solcu diye bir anlam yükleniyor. LGBT eşitliği katlediyor. Eşitliğin katledildiği toplumlarda yaygınlaştığını, çağdaşlıkla ve insan hakları ile ilgisi olmadığı aksine aileyi, milli devleti yıkıma uğratan emperyalist saldırıdır. Ama her şeyden önce insanı yıkıma uğratır. Biz insanı yıkıma uğratan bu dayatma ile mücadele ediyoruz.
https://www.ulusal.com.tr/.../lgbt-gencler-uzerinde-nasil...
Üç aşamada büyük LGBT tehlikesi... Dr. Mustafa Merter: Bu herifler tehlikeyi göremiyorlarsa…
Cinsel yönelim serbestliği ya da insan hakları adı altında seçim vaatleri arasına giren LGBT sapkınlığını Psikiyatrist, Yazar Dr. Mustafa Merter ile konuştuk. LGBT sapkınlığı ile ilgili oldukça önemli tespitler yapan Merter, özellikle politikacıların bu sapkınlığa verdiği desteği sert ifadelerle eleştirdi. Merter, “Bu herifler, politikacılardan bahsediyorum.. Eğer bu tehlikeyi göremiyorlarsa ya cahil ya ahmak ya da hınzır… Yani bile bile yapıyorlar” dedi.
RABİA SULTAN DALKILIÇ
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçim vaatleri arasına LGBT'yi ekledi. Vaatlerini billboardlara taşıdı, LGBT demedi ama "Cinsel yönelimi yasayla dezavantaj olmaktan çıkaracağız" dedi.
İstanbul, Mersin, İzmir, Eskişehir Büyükşehir Belediyeleri "Onur Haftası" adı altında eşcinsellerin düzenlediği etkinleri kutladı, sosyal medya hesaplarından destek mesajları yayınladı. Şişli ve Kadıköy belediyesi bünyesinde LGBT Meclisi kuruldu.
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar seçimlere girecek aday konusunda "Bütün halkların, inançların, kimliklerin, kültürlerin, cinsel yönelimlerin adayını arıyoruz" dedi.
İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Erdem geçtiğimiz aylarda ABD'de düzenlenen onur yürüyüşüne katıldı ve bu anları sosyal medya üzerinden yayınladı.
2023 seçimlerinde iktidar değişikliği olduğu takdirde Türkiye'de LGBT sapkınlığına hükümet nezdinde onay verileceği aşikar… Sabah.com.tr'ye konuşan Psikiyatrist, Yazar Dr. Mustafa Merter bu tehlikeye kalın harflerle dikkat çekti ve çok önemli açıklamalarda bulundu.
3 OY DAHA ALAYIM DİYE…
Cinsel yönelim serbestliği denilerek eşcinsel hayat tarzına onay vereceğini açıklayan politikacıların bunu neden yaptığı ile ilgili açıklamalarda bulunan Merter, "Bunun 3 cevabı var. İnsanların bazı davranışları ya cahil ya ahmak ya da hınzır olmalarından kaynaklanır. Politikacıların 3 oy daha alayım diye olayın esas boyutunu anlamadan çok ucuz sebeplerle LGBT'ye destek vermesi cehalettir. Okumuyorlar işin ne olduğunu anlamıyorlar. İnsanların savunma mekanizması vardır: Bana olmaz, bize olmaz, benim çocuğuma olmaz sanıyorlar. Bütün grafikler istatistikler bunun çok hızlı yayıldığını gösteriyor. CHP'nin de HDP'nin de çok kısa sürede hepsinin ağzı yanacak. Nerden biliyorsun? Diyorsunuz. Bütün vakalar bize müracaat ediyor. Üstel bir hızla artıyor" dedi.
POLİTİKACININ AHMAK OLMAMASI GEREKİYOR
LGBT'ye verilen desteğin bir nedeninin de ahmaklık olabileceğini açıklayan Merter, "Ancak bir politikacının ahmak olmaması gerekir. Ama birde hınzırlık var. Dünyada oynanan bu oyuna dahil olan bir grup var" diyerek şu açıklamaları yaptı:
SOROS GELİR BİR BUÇUK MİLYAR DOLAR YATIRIRSA…
İşte onlar hınzır olanlar. Dünya Çocuk ve Aile Koruma Platformu'nun kongresinde bir İrlandalı ile karşılaştım. Ona siz Katoliksiniz eşcinsel evliliğe nasıl izin verirsiniz dedim. Anlamlı bir şekilde gözlerime baktı ve Soros gelir bir buçuk milyar dolar yatırırsa bu iş olur dedi. Soros Macar Yahudisinin İrlanda'da ne işi var? Bunlar da hınzırlar grubu, satın alınmış olanlar.. Bunların içinde politikacılar medya mensupları daha vahimi yasal kuruluşlarda var. ABD Yüksek Mahkemesinde Avrupa'da Almanya'da var. Olmadık kanunların yasaların çıkarılmasını sağlıyorlar.
2012 YILINDAN İTİBAREN BİR TSUNAMİ BAŞLADI
Küresel çaptaki eş zamanlı bir hareketin parçaları bunlar. Lütfen Jean M. Twenge'nin İnternet Nesli kitabını okuyun. Kitapta 2012 yılından itibaren bir tsunami başladı diyor. Akıllı telefonların çok fazla yaygınlaşmaya başladığı tarihtir. O tarihte sosyal medya ağları Netflix devreye girdi.
İNANILMAZ BİR SAVAŞIN ORTASINDAYIZ
Bunun 3 aşaması var. Bir, eşcinsel olmak utanılacak bir şey değildir. İkinci aşaması, madem eşcinsellik doğuştan gelir tedavisi mümkün değildir. O zaman buna toplumun her kesiminde izin verilmesi gerekir. Arkasından eşcinsel evlilik talebi gelecek. Üçüncü aşamada eşcinsellerin evlatlık alabilmesi gelecek. Arkasından translar gelecek. Trans istatiği inanılmaz yükseliyor. LGBT+P yani arkasından Pedofilizm gelecek. Gidişat bu… Hollanda'da adam Sübyancılık Partisi kuruyor, şikayet ediliyor. Hakim demokrasilerde bu yasaklanamaz diyor. Dünya nereye gidiyor? İnanılmaz bir savaşın ortasındayız.
BU İNSAN HAKLARI FALAN DEĞİL
Anlamıyorlar, büyük resmi göremiyorlar, bu onur haftasına izin vermekle kalmayacak, kendi çocuklarına kadar gelecek bu tehlike. Bu insan hakları falan değil. Kimse sokaktaki insanı neden eşcinselsin diye çevirmiyor. Bunun reklamının yapılması yanlış olan. Olay dört duvar arasında değil. Bu küresel çapta teşvik edilen bir durum. Bu da onların propagandalarından bir tanesi. Siz insanların haklarına müdahale edemezsiniz diyorlar. Erkeklerde yüzde 8-9'larda kadınlarda bu rakam daha yüksek. Eğer o politikacılar doktorlar, psikologlar da bunu görmüyorsa ya bu hınzırlıktır, ya ahmaklık ya da cehalettir.
BU SALAK HERİFLER TEHLİKEYİ GÖREMİYOR
Bu bir cinayet. Diyelim ki nur topu gibi bir kızınız var. Kızınız 14 yaşına geldi… Kızınız size geldi erkek olmak istiyorum diyor. Kızınız okula gidiyor, okul psikoloğuna anlatıyor. Diyor ki tamam öyle hissediyorsan öylesindir. Bu olaylar Irreversible Damage adlı kitapta anlatılıyor.
Anne babasına dahi izin vermiyorlar. İstersen adını değiştirelim diyorlar. Sonra o psikologlar ilaç yazıyorlar ve ergenliğini durduruyorlar. Ergenliği durdurmak demek cinayettir. Çünkü doğal bir süreci durduruyorsun. 14 yaşında kızdan bahsediyoruz. Kafası karışık bir kız çocuğundan bahsediyoruz. Sonra bu kıza diyorlar ki senin testesteron alman gerek diyorlar. Başlıyor ilaç almaya. Kollarında kıllar çıkıyor, sesi kalınlaşıyor. Anne baba o noktada panik oluyor. Doktora gidiyor ve o doktor diyor ki sen böyle doğdun diyor. Bu yalan! Tedavisi yok diyorlar, bu yalan! Kız sonra diyor ki ben göğüslerimden utanıyorum diyor. Bu sefer cerrahlar devreye giriyor. Kızın rahmi alınıyor, yumurtalıkları alınıyor. Irreversible Damage yani Dönüşü Olmayan Hastalık kitabı işte bunları anlatıyor. Bu kitap Amerika'da ödül kazandı. Bu salak herifler, politikacılardan bahsediyorum.. Eğer bu tehlikeyi göremiyorlarsa ya cahil ya ahmak ya da hınzır… Yani bile bile yapıyor.
HAYATI YÜZDE 20 KISALTAN BİR VAROLUŞ İLE KARŞI KARŞIYAYIZ
Eşcinsel Hayat Tarzının Sağlık Tehlikeleri adında bir kitap çıkardık. Okusunlar özellikle altını çiziyorum. Aileler okusunlar! Hayatı yüzde 20 kısaltan bir varoluş, hayat tarzı ile karşı karşıyayız. Eşcinsel hastalıkları, depresyon, her türlü sapıklık artıyor. Ben bir tıp hekimi olarak bu varoluş tarzının ne kadar tehlikeli olduğunu bilip insanlara anlatmazsam mesleğimi nasıl icra etmiş olurum.
POMPALANAN AŞIRI HAYVAN SEVGİSİ BU PROJENİN PARÇASI
Amerika'da erkek eşcinselliği yüzde 8'lerde kızlarda yüzde 20'nin üzerinde. Türkiye'de bu rakamlara oranlara üçte 1 seviyesindeyiz. Bugün pek çok isim bu konuda konuşmaktan korkuyor. Çünkü mahalle baskısı var. Büyük isimler bunlar, benim gibi düşünüyor ancak konuştukları zaman mahkemelik oluyorlar. Bu ne demek? Bizim içimizde de bir lobi var demek. Bu bir savaş! Biz bir savaşın ortasındayız. Bunun ucu herkese dokunacak. Lütfen bunu idrak etsinler. Yeterince konuşulmuyor. Yeterince televizyon programları yapılmıyor. Sizde mi lobinin bir parçasısınız? Olayın ne olduğunu anlamıyorlar. Olay sadece eşcinsellik değil. Bütün insanlığın yapısını değiştirmek, kadınları erkekleştirmek, erkekleri kadınlaştırmak, baba otoritesini ortadan kaldırmak istiyorlar. Son günlerde aşırı derecede pompalanan hayvan sevgisi… Bu projenin bir parçası! Aşırı hayvan sevgisi olursa ne olur? Gerçekten hayvanları çok sevdikleri için mi? Fıtrattan gelen özellikle kız çocuklarının içinde bebek sevgisi çocuk sevgisi vardır. Bu evlilik motivasyonlarından bir tanesidir. Bu sevgiyi kedilere köpeklere kaydırırsan o kız çocuğu büyüyünce evlenir mi? Bu sevgiyi bu şekilde yönlendirerek o çocukların ileride evlenmesini engellemek istiyorlar?
NETFLIX, DISNEY BUNU ALENEN YAPIYOR
Twenge'nin İnternet Nesli kitabında anlatıyor. Bu bir tsunami diyor. Sosyal dalgalanmaların bir dengesi vardır. Tarihte olmuştur… Twenge bunun normal bir sosyal dalgalanma olmadığını söylüyor. Demek ki bütün bu değişimler, doğal zamanın getirdiği değişimler değil. Bunlar birilerinin ayarladığı değişimler. Televizyonları, sosyal medyayı, Netflix'i elinde tutan isimler bunu programlıyor. Savaşın karşı cephesindeki komutanlar belli. Netflix, Disney bunu alenen yapıyor. Disney'in patronu lezbiyen. Hollywood film endüstrisi alenen yapıyor. Zuckerberg bunu alenen yapıyor. Başka ne arıyoruz?
OLAY ÇOK DAHA DERİN
LGBT'yi şöyle görün: Yankesiciler para çalacağı zaman birine cambazlık yaptırırlarmış. Herkes cambaza bakarken yankesici parayı çalarmış. Şimdi LGBT'nin bu şekilde ön plana çıkarılması esas projeyi görmemizi engelliyor. Olay çok daha derin. Çok ince hazırlanmış bir proje. İnsanlık yeniden yapılandırılmak isteniyor. Kendilerini tanrı zanneden birkaç kişi tarafından insanlık yönlendirilmek isteniyor. Günde 8 saatini ekran başında geçiren insanları istediğin gibi yönlendirirsin. Biz şimdi Matrix'in içinde yaşıyoruz. Politikacılardan doktorlara gazetecilere kadar çok büyük bir gaflet içindeyiz.
DAMARDAN VERİLEN MİKROP GİBİ ÖLDÜRMÜYOR AMA HASTA EDİYOR
Eğer çocuklarımız saatlerce ekran başında kalırsa… Damardan verilen bir mikrop gibi düşünün. İnsanı öldürmüyor ama belirli bir süre sonra hasta ediyor. Ekran zamanı çocukları zehirliyor. Allah göstermesin çocuğunuz cinsiyet değiştireceğim diyorsa demek ki işin yarısı geçti. Cep telefonu almayacaksınız, ekran süresini denetleyeceksiniz, çocukla çok kaliteli zaman geçireceksiniz. Diyelim ki her şeye rağmen çocuğunuzda böyle bir durum gelişti. Doktora giderken de oldukça seçici davranmanız gerekiyor. Bugün psikolog ve psikiyatristlerin büyük çoğunluğu bu durumun doğuştan geldiğini söylüyor. Bu yalan! Bu şekilde düşünen doktorlardan kaçın. Bırakın çocuğa iyilik yapmayı zarar veriyor.
https://www.sabah.com.tr/gundem/2023/01/27/dr-mustafa-merter-bu-herifler-tehlikeyi-goremiyorlarsa
Türkiye'de eşcinsellere evlat verilmesine tepkiler büyüyor
Asıl adı Hasan Ünsal olan transseksüel Selin Ciğerci ile eski partneri Gökhan Çıra'nın evlat edinmesine onay çıkmasının ardından tepkiler çığ gibi büyürken, Çıra insanları tehdit etmeye başladı.
27 Ocak 2023 11:57:58
Gökhan Çıra, birkaç gün önce sosyal medya hesabından paylaştığı bir fotoğrafla evlat edindiklerini duyurdu. Selin Ciğerci olarak bilinen Hasan Ünal ise daha önce Gökhan Çıra ile evlat edinmek için başvurduklarını, başvurularının onaylandığını ve çocuğun kendisinde kalacağını söyledi.
Çocuk transseksüelde kalacak
Olaya tepkiler çığ gibi büyüdü. Pek çok kullanıcı bir transseksüelin evlat edinme talebinin nasıl onaylandığını sorgularken, bazıları ''“O çocuk büyüyünce annesi bildiği kişinin bir erkek olduğunu öğrenince travma yaşayacak'' yorumunda bulundu.
İnsanları tehdit etti
Tepkiler sonrası Gökhan Çıra'dan tehdit dolu bir mesaj geldi. Çıra, ''Bizi çocuğumuzla denemeye kalkmayın. Neler yapabileceğimi tahmin bile edemezsiniz" dedi.
Vatandaşlardan Aile Bakanlığı'na çağrı
Öte yandan binlerce sosyal medya kullanıcı Aile Bakanlığı'nı göreve çağırdı. Vatandaşlar, bakanlığın olaya el atmasını ve böyle bir rezaletin bir daha yaşanmaması için önlem alınmasını istiyor.
https://www.milatgazetesi.com/haber/turkiyede-escinsellere-evlat-verilmesine-tepkiler-buyuyor-658/
"Erkeklerin yüzde 80'i eşcinsel gibi giyiniyor"
26 Ocak Perşembe 2023 23:01
Sokak röportajında z kuşağı erkeklerinin giyimleri hakkında düşüncelerini söyleyen bir kadının söyledikleri sosyal medyada gündem oldu.
“Cevabı Sende” isimli bir Youtube kanalı vatandaşlara “Anadolu erkekleri ile z kuşağı arasındaki fark nedir” sorusunu yöneltti.
Röportaja katılan bir kadının ise z kuşağının giyim kuşamı ile ilgili söyledikleri sosyal medyada gündem oldu.
Z kuşağı erkeklerinin kadın gibi, kadınların da erkekler gibi giyindiğini söyleyen vatandaş, “Arkadan baktığım zaman erkeğe önce ben kadın zannediyorum. Öyle bir vücuda yapıştırmışlar ki kıyafeti. Poposu falan her şey çıkmış. Erkeğin biraz daha dökümlü giyinmesi lazım” dedi.
Daha sonra modada insanları eşcinselleştirmeye çalıştığını söyleyen vatandaş “Şu anda gördüğüm erkeklerin yüzde 80’i eşcinsel gibi giyiniyor” diye konuştu.
Z kuşağının giyimleri ile ilgili konuşan vatandaşın o sözleri kısa sürede gündem oldu.
Odatv.com
https://www.odatv4.com/yasam/erkeklerin-yuzde-80-i-escinsel-gibi-giyiniyor-268465
LGBT salgına dönüşüyor! Ürkütücü tablo gözler önüne serildi
26.01.2023 07:16
6’lı masa, HDP ve diğer muhalefet partileri, 14 Mayıs için aday belirlemede somut bir karara varamasa da LGBT sapkınlığı için bir mutabakat ortaya çıktı. Bunun son göstergesi şu anda Meclis’te görüşülen, LGBT’lilere karşı aileyi korumak için yapılmak istenen Anayasa değişikliği konusunda kendini gösterdi. CHP ve İYİ Parti, Anayasa’ya eklenmek istenen ‘Aile, kadın ve erkekten oluşur’ ifadesine karşı çıkarken, ürkütücü tablo gözler önüne serildi.
TBMM Anayasa Komisyonu'nun, başörtüsü ve ailenin korunmasına ilişkin anayasa değişiklik teklifinin görüşmelerinde ürkütücü tablo gözler önüne serildi. Bu konuda araştırmalar yapan ve kitapları da olan Prof. Dr. Zeki Bayraktar, "LGBT salgına dönüşüyor. 5 yıl içinde patlama yaşanabilir" dedi.
Bayraktar, araştırmalara Türkiye'deki LGBT oranının yüzde 4 olduğunu bildirdi.
TBMM Anayasa Komisyonu toplantısında konuşan Bayraktar, şöyle dedi:
DİP DALGA
Sabah Gazetesi'nden Zübeyde Yalçın'ın haberine göre Bu konuda 25 yıldır çalışan bir ürolog olarak gördüklerimizi ve literatürde olan bilgileri harmanlayarak şunu söyleyebilirim. Bir dip dalgayla karşı karşıyayız ve henüz bunun kamuoyu tarafından da algılanabildiğini düşünmüyoruz. Bu dip dalga kamuoyunun algılayabileceği şekle gelmemiş.
TÜRKİYE'DE YÜZDE 4
2019'da İngiliz akademisyen Rahman ve arkadaşları tarafından yapılan çalışmaya göre Türkiye'de eşcinsellik oranı yüzde 4. En yüksek oran Hollanda'da, yüzde 14.
SALGIN VAR
Bütün literatür verileri son 10 yılda, bunun da özellikle son 5 yılında daha önce görmediğimiz yeni bir durumla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor, yine bir salgın. Fakat bu enfeksiyon salgını değil, 'ergen (12-18 grubu) karmaşası', 'ergenlerde biseksüel konfüzyon' dediğimiz durum.
YÜZDE 98 GEÇİCİYDİ
Bu, eskiden beri var olan ama yüzde 98'i geçici olan bir durumun günümüze özgü koşullar nedeniyle, özellikle internet ve sosyal medya etkileşimleri bağlamında kalıcı hâle gelmesi sonucunda gördüğümüz ve teknik terimle 'ergenlerde hızlı başlangıçlı cinsiyet hoşnutsuzluğu' adı verilen bir durum var.
SÜREÇ YÖNETİLMEZSE PATLAMA OLUR
Eğer biz bu süreci hekimler, yöneticiler, devlet olarak iyi yönetemezsek ne yazık ki önümüzdeki yıllarda eşcinsel ve transseksüel vakalarda bir patlamayla karşı karşıya kalabiliriz. Çünkü bu eşcinselliğin ve transseksüelliğin öncülüğü olan bir durumdur. Aslında eşcinsellik ve transseksüellik büyük oranda erken çocukluk döneminde 'cinsiyet kimlik bozukluğu' dediğimiz ve burada da hatalı ebeveyn davranışlarının etkili olduğu, akran etkileşimlerinin rol oynadığı, ergenlik döneminde yaşanan bu karmaşaların rol oynadığı bir süreçtir.
16-27 YIL KISA ÖMÜR
Eşcinsellik ve transseksüellik bireyin yaşam süresini 16 ile 27 yıl yıl arasında kısaltan bir durum. Çünkü eşcinselliğe özgü davranışlar nedeniyle multipartnerli bir yaşam sürerler, yani çok fazla partnerli bir yaşamları olur. Kaposi sarkomu, lenfoma, anal, genital kanserler olmak üzere, kanserler ve enfeksiyonlar çok sık görülür.
Esad'dan Batı'ya: Eşcinsel evlilik dayatıyorlar
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad neoliberalizm ile ilgili tüm gerçekleri açıkladı. Esad, neoliberalizmin LGBT evliliklerine ve uyuşturucu kullanımına teşvik ettiğini ifade etti.
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, halka yaptığı bir konuşmada neoliberalizmin LGBT propagandası ve uyuşturucu üstünden nasıl insanlığı hedef aldığını açıkladı.
Esad, çocukların cinsiyetsiz büyütülmesinin ifade özgürlüğü çatısı altında yapıldığını ve bu durumun insanlığın doğasına aykırı olduğunu ifade etti.
Neoliberalizmin ahlakî yozlaşmayı teşvik etmeye dayandığını söyleyen Suriye Devlet Başkanı, dayatmanın 1970'lerde başladığına dikkat çekerek "Eşcinsel evlilik yasalaştı. Uyuşturucunun zararları olmadığını iddia etmeye başladılar. Neoliberalizm artık bir çocuğun cinsiyetsiz doğduğunu iddia ediyor...Gerçekten çok garip. Tüm bunlardan ne anlıyoruz? Neoliberalizm insanlığımızı hedef alıyor." dedi.
https://www.aydinlik.com.tr/haber/esaddan-batiya-escinsel-evlilik-dayatiyorlar-363197
Eski CHP'li yeni TİP'li ve İslam'a düşmanlığıyla bilinen Sera Kadıgil bir kez daha Müslümanlara ve İslam'a nefret kustu.
TİP Ataşehir İlçe Örgütü açılışında konuşan Türkiye İşçi Partisi Sözcüsü Sera Kadıgil'in, “Biz bu rejimi tarihin çöplüğüne yollayacağız” ifadeleri sosyal medyada büyük tepki çekti.
''ALLAH DİYE DİN DİYE YÖNETİLMEYİ KABUL ETMİYORUZ''
“Hepimiz emeğiyle, alın teriyle yaşayan insanlarız ve bir avuç patron tarafından Allah diye, kitap diye, din diye bizleri manipüle eden bir avuç patronperver insan tarafından yönetilmeyi artık kabul etmiyoruz. Kabul etmiyoruz bunu” dedi.
''BİZ BU REJİMİ TARİHİN ÇÖPLÜĞÜNE YOLLAYACAĞIZ'
Kadıgil, ''Hiçbir Kürt, Alevi, gay, kadın, başörtülü, başörtüsüz arkadaşımız kimliğinden ötürü, varoluşundan ötürü yargılanmasın, ötekileştirilmesin istiyoruz. Bu kadar basit bir şey istiyoruz ve özgürlük istiyoruz. Hepimiz için özgürlük istiyoruz. Başımıza zebellah gibi çöken 20 yıldır neyimiz varsa neyimiz yoksa sömüren bu saray rejiminin yıkılmakta olduğunu biliyoruz. Biz bu rejimi yıkacağız. Biz bu rejimi tarihin çöplüğüne yollayacağız.'' ifadelerini kullandı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder