AKP ‘başörtüsüne anayasal güvence’ diyerek MHP ve Büyük Birlik Partisi desteği ile anayasa değişikliğini TBMM’ye sundu. AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin, teklifin 336 milletvekilinin imzasıyla sunulduğunu söyledi.
esini de içeren anayasa değişikliği teklifi, 336 milletvekilinin imzasıyla TBMM’ye sunuldu.
“Başörtüsüne anayasal güvence” getiren ve ailenin yeniden tanımlandığı AKP’nin, MHP’nin ve Büyük Birlik Partisi’nin (BBP) desteklediği anayasa değişikliği teklifinin 336 milletvekilinin imzasıyla Meclis’e sunulduğu belirtildi.
Zengin, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, “Teklifimizde; başörtülülerin de başı açıkların da hakkını savunuyoruz. Kısaca kadınların özgürlüğünü savunuyoruz” dedi.
“Eğer bir toplumu tahrip etmek istiyorsanız, önce aileden başlamanız gerekir” diyen Zengin, “Biz anayasamıza evlilik birliğinin bir kadın ve bir erkek arasında olan hukuki bir birliktelik olduğunu koyuyoruz” ifadelerini kullandı.
Anayasa değişikliği teklifine giden süreci, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başörtüsüne yasal güvence adımı başlattı ve AKP’nin LGBTİ+’ların hayatlarına karışma dozunu artıran bir hamleye dönüştü.
Evliliği sadece kadın ve erkek birlikteliğine bahşeden teklif (!)
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sürekli LGBTİ+’ları dışlamak ve hedef göstermek için ortaya atılan “aile yapısı” ifadeleriyle temellendirdiği bir konuşmasında “Son zamanlarda topluma LGBT’yi soktular” demişti.
AKP’nin teklifi, 16 Aralık’tan sonra ele alınacak. Anayasa değişikliği teklifinin kabul edilmesi için en az 400, referanduma götürülebilmesi için 360 oya ihtiyacı var. Teklifte 24. Madde’ye eklenen yeni ifadeler ise şöyle:
Temel hak ve hürriyetlerin kullanılması ile kamu veya özel kesim tarafından sunulan hizmetlerden yararlanması hiçbir kadının başının örtülü veya açık olması şartına bağlanamaz.
Hiçbir kadın dini inancı sebebiyle başını örtmesi ve tercih ettiği kıyafetinden dolayı eğitim öğretim, çalışma, seçme, seçilme, siyasi faaliyette bulunma, kamu hizmetlerine girme ile hak ve hürriyetleri kullanmaktan veya kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanmaktan hiçbir surette yoksun bırakılamaz, suçlanamaz ve herhangi bir ayrımcılığa tabii tutulamaz. Alınan veya verilen bir hizmetin gereği olan kıyafet söz konusu olduğunda devlet ancak dini inancı sebebiyle kadının başını örtmesini ve tercih ettiği kıyafetini hiçbir suretle engellememek kaydıyla, gerekli tedbirleri alabilir.
41. Madde’nin birinci fıkrasına göre yapılan aile tanımı ise şöyle:
“Evlilik birliği ancak kadın ile erkeğin evlenmesiyle kurulabilir.”
Teklifin birinci maddesinde ise şu hükme yer veriliyor:
“Kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile üst kuruluşlarına bağlı olarak bir mesleği icra eden kadınlar, yürüttükleri mesleğin icrası kapsamında giyilmesi gerekli cübbe, önlük, üniforma vb. dışında kıyafet giymek ya da giymemek gibi temel hak ve özgürlükleri ihlal edecek biçimde herhangi bir zorlamaya tabi tutulamaz.”
Ne olmuştu?
Başörtüsünün anayasa teklifi haline getirilmesinin öncesinde Erdoğan, Kılıçdaroğlu’na yönelik yaptığı konuşmada “Öyleyse biz olması gereken ne ise onu yapacağız” demişti:
“Aile filan hepsi bu işin içinde. Öyle bir şey yapıyoruz ki ne kadar samimisin, değilsin; bunu burada göreceğiz.
Son zamanlarda topluma LGBT’yi soktular. LGBT’yle birlikte de bizim aile yapımızı bunlar dejenere etmenin gayreti içerisine girdiler. Öyleyse biz olması gereken ne ise onu yapacağız. Biz kimlerin LGBT’ci olduğunu biliyoruz zaten. Ama bunu da aile olarak gelip oraya koyalım. Burada da çıksın bakalım neresinden savunacak onu da görelim.”
Erdoğan’ın kullandığı bir parti veya yanında olunan bir örgütmüşçesine ‘LGBT’ci’ ifadesi hükümetin LGBTİ+’ları birer insan olarak görmenin oldukça ötesinde olduğunu ortaya koydu. Erdoğan’ın açıklamasından diğer detaylar da şöyleydi:
“Başörtüsüyle alakalı herhangi bir şey yoktu. Niye? Çünkü bizim böyle bir problemimiz yoktu. Çözmüşüz bunu. Bu beyefendi getirdi bunu gündeme koydu. Bu da ne oldu? Bu pek pas vermekten de anlamaz ama farkında olmadan bize bir pas verdi. Bizim de golü atmamız lazım. Bilmiyor benim ömrüm santraforlukla geçtiğini.
Devlet Bey’le de görüştüm, arkadaşlar güzel bir hazırlık yapacaklar ve bu hazırlığı Anayasa değişikliği olarak Meclise sunacağız.
Dezenformasyonla mücadele yasasıyla ilgili 14 madde Meclis Genel Kurulu’ndan geçti.
Bu yasanın çıkışıyla beraber inşallah bunları ciddi manada frenleyeceğiz ve gereği de neyse onu da inşallah yapacağız. Yasa bu noktada zengin, güçlü bir yasa.”
Kemal Kılıçdaroğlu da sosyal medyadan yaptığı açıklamayla Erdoğan’ın ifadelerine yanıt vermişti:
Kılıçdaroğlu: Sen kim, ‘Özgürlükçü Anayasa’ yapmak kim
“Beklediğim gibi Erdoğan, başörtülü kadınları rehine olarak elinde tutabilmek için, konuyu alakasız yerlere taşıdın. Samimi değilsin. Zorbasın. Milletimiz görsün istedim ve sen gösterdin. Sen kim, ‘Özgürlükçü Anayasa’ yapmak kim. Sen yasakçısın, sen gaddarsın. Asla şaşırtmazsın.
Buradan genç muhafazakâr kadınlara sesleniyorum: Bu eril Erdoğan ve Bahçeli siyasetine ilk seçimde siyasal rehine olmadığınızı göstereceksiniz. Ben de söz veriyorum, iktidarımızın ilk haftasında hem İstanbul Sözleşmesi‘ni hem de bu önerdiğimiz kanunu Anayasa’ya da geçireceğim.
‘Özgürlüğünü kısıtlayacak şekilde kıyafet giymek ya da giymemek gibi temel hak ve özgürlükleri ihlal edecek biçimde kadınlar herhangi bir zorlamaya tabi tutulamaz’ dedik. Teklifimizden görüleceği üzere, kadınların giyimi kuşamı erkeklerin iki dudağından sonsuza kadar kurtulacak.”
https://yesilgazete.org/akpnin-basortusunu-de-iceren-anayasa-degisikligi-teklifi-tbmmye-sunuldu/
AKP’nin anayasa teklifinin gerekçesi: Çürüme ve sapkınlığa karşı tedbir almak
AKP, MHP ve BBP’nin imzasıyla Meclis Başkanlığı’na sunulan anayasa değişikliği teklifinde LGBTİ+ karşıtı madde de yer aldı. Teklifin gerekçesinde “Evlilik birliği medeniyet anlayışımıza göre ancak bir kadın ve bir erkeğin evliliğiyle kurulur” ifadelerine yer verildi.
AKP Grup Başkan Vekili Özlem Zengin ve beraberindeki bazı milletvekilleri ‘başörtüsüne anayasal güvence’ teklifini TBMM Başkanlığı’na sundu.
LGBTİ+’ları hedef alan tartışmalı ‘aile’ maddesinin de bulunduğu teklif 336 milletvekilinin imzasıyla sunulurken, Zengin açıklamasında, “Evlililik birliğinin bir kadın ve bir erkek arasında ikili bir müessese olduğunu ekliyoruz” dedi.
Meclis’e sunulan teklif metninin genel gerekçesinde “Türk toplumunun temeli olan aile yapısını korumak ve aileye yönelik her türlü tehlike, tehdit, saldırı, çürüme ve sapkınlığa karşı tedbir almak devletin asli görevidir” dendi.
Evlilik birliği
Teklifte, Anayasa’nın 41’inci maddesine “Evlilik birliği, ancak kadın ile erkeğin evlenmesi ile kurulabilir…” ibaresi ekleniyor. Böylece LGBTİ+’lar için zaten mümkün olmayan evlilik yolu, anayasal düzlemde de kapatılmış oluyor.
Değişikliğin gerekçesindeyse şöyle dendi: “Maddeyle, yalnızca kadın ve erkek olmak üzere iki farklı cinsiyetten bireylerin birbiriyle evlenerek evlilik birliğini oluşturabileceği açıkça düzenlenmekle, bunun dışındaki hiçbir birlikteliğin evlilik birliği olarak kabul edilmeyeceği ve evlilik birliğinin eşler arasında yani kadın ve erkek arasında eşitliğe dayandığı kabul edilmiş olmaktadır. Böylece aile ve evlilik kurumunun her türlü tehlike, tehdit ve saldırılar ile sapkın akımların dayatmalarına karşı korunması amaçlanmaktadır.”
‘Başörtüsü’ maddesi
Başörtüsüne ilişkin düzenleme içinse Anayasa’nın 24’üncü maddesine şu ibare ekleniyor:
“Temel hak ve hürriyetlerin kullanılması ile kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanılması, hiçbir kadının başının örtülü veya açık olması şartına bağlanamaz.
Hiçbir kadın dini inancı sebebiyle başını örtmesi ve tercih ettiği kıyafetinden dolayı eğitim öğretim, çalışma, seçme, seçilme, siyasi faaliyette bulunma, kamu hizmetlerine girme ile hak ve hürriyetleri kullanmaktan veya kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanmaktan hiçbir surette yoksun bırakılamaz, suçlanamaz ve herhangi bir ayrımcılığa tabii tutulamaz. Alınan veya verilen bir hizmetin gereği olan kıyafet söz konusu olduğunda devlet ancak dini inancı sebebiyle kadının başını örtmesini ve tercih ettiği kıyafetini hiçbir suretle engellememek kaydıyla, gerekli tedbirleri alabilir.”
Ayrıca, görev gereği üniforma gibi özel kıyafet giyilmesinin de başörtüsü takmaya engel olmayacağı da hükme bağlanıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder