Kurmaca bir trans öyküsü anlatan ‘Eylül’ başarılı bir oyun ama iyi bir trans hikâyesi değil. Böyle bıçak sırtı konular, ‘formülü tutturmuş’ duygusu veren bir kurguyu değil, sağlam bir politik okumayı ve dramaturjik çalışmayı hak ediyor.
Sahnede bir trans hikâyesi mi anlatmak istiyorsunuz? Gelin kurgulayacağınız karakter için ‘aklımıza ilk anda gelenleri’ sıralayalım: ‘Herkes gibi’ olmadığını fark etmek, aileyle çatışıp İstanbul’a gelmek. İş bulamayıp seks işçiliğine mecbur kalmak. Âşık olup sevgiliyle mutlu günler geçirmek... Sevgiliyle ayrılıp seks işçiliğine dönmek. Depresyon... Finali intihar ya da trans cinayetiyle bağlayabilirsiniz. Araya bir de ‘baba tacizi/tecavüzü’ hikâyesi eklemeli. Hayatın sillesini yemiş ama acılarıyla dalga geçebilen, seyirciyle tatlı tatlı atışan bir trans olarak, oyun boyu bir nevi “Bakın biz de insanız” demeli... Finalde cinayete kurban giden transları anımsatırsanız ‘misyonunuzu’ tamamlamış olursunuz. Kâh gülen kâh ağlamaklı olan seyirci “Translar da insan!” der içinden. ‘Farkındalık yaratma’ süreciniz tamamlandı. Tebrikler!
‘Eylül’ yukarıdaki ‘formülü’ teknik anlamda başarıyla tutturuyor. Kasım’ken Eylül olan bir transı anlatan oyunun yazarı ve oyuncusu Uğur Kanbay rolden role geçebilen, seyirciyi anlatıya kolaylıkla çekebilen, sahne enerjisi çok yüksek bir oyuncu. Bolca güldürüyor, 110 dakika boyunca seyirciyi tek başına sürüklüyor. Akış yer yer “Durun size bir hikâye anlatayım” tadındaki girişlerle teklese ya da askerlik şubesi süreci fazlasıyla uzun anlatılsa da bu pürüzler bütünü bozmuyor. Keza oyun, ikinci yarıda yaptığı köşe hamlelerle iyi kurgu fikirleri de sergiliyor. Bölümlerle uyumlu kullanılan çocukluk manileri de hoş fikir.
Mesajı çok ters yerden veriyor
Lakin tüm bunlar ‘Eylül’ün, -iyi niyetinden şüphe etmesem de- klişelerden ibaret olduğu ve maalesef politik olarak riskli bir yerde durduğu gerçeğini değiştirmiyor. Bu tip bıçak sırtı bir meselenin, konunun öznesi olmayan (ya da mevzuya dair yeterince bilgi, deneyim sahibi olmayan) kalemlerce ele alınması açık riskler barındırıyor. Niyetin, “Transları/LGBTİ+ dünyasını anlamalı, anlatmalıyız” gibi bir heyecan/heves vb. olması riski azaltmıyor.
Sevgilisini anlatırken “Beni bir tek o sevdi, o anladı” türü klişelere düşmek, lince uğrarken “Tamam, normal değilim ama vurmayın artık...” diyen bir trans görmek, transları ‘anlamamız’ konusunda o kadar da yardımcı olmuyor. 2015’te intihar eden Eylül Cansın’dan alıyor oyun adını. Karakterin başından geçenler Cansın’ın hikâyesi üzerinden kurulmadığı halde final, kullanılan gerçek haber anonslarıyla Cansın’ın intiharına bağlanıyor. Bu talihsiz seçimle, transların hikâyelerini tektipleştiren (translara cinayet ya da intihar ‘sonu’ yazan), indirgemeci bir final yapmış oluyor oyun.
Sürprizi bozma pahasına söylemeliyim: Kurguladığınız trans hikâyesine ‘baba tecavüzü’ detayı ekler, üstelik ajite bir tonla sahnelerseniz, o sahneden sonra istediğiniz kadar “Babam tecavüz ettiği için böyle olmadım, zaten böyleydim” deyin, fayda etmez... Çoğunluğu için homofobik ve transfobik diyebileceğimiz, trans bireylere bakışı en iyi ihtimalle ‘acımak’ olan bir topluma, niyet ettiğiniz ‘mesajı’ çok ters bir yerden verdiniz gitti...
Sahne enerjisi yüksek
Herhangi bir trans anlatısı; seyircide yaratacağı “Transları biraz anladık, biraz üzüldük, e güldük de...” hissinin ötesine geçebilecek, daha derinlikli bir dramaturjik çalışmayı ve politik okumayı hak ediyor. ‘Trans bireylerin başlarına gelenlerden esinle, kurmaca hikâyeler ekleyerek’ bir oyun oluşturmaya girişmenin neticesi, ne yazık ki ancak başarılı bir ‘formül tutturma’ oluyor.
Kanbay’ın yüksek sahne enerjisini ve metin kurgulama becerisini gözeterek söylüyorum: ‘Eylül’ başarılı bir oyun ama iyi bir trans hikâyesi değil. Esmeray’ın ‘Cadının Bohçası’, Seyhan Arman’ın ‘Küründen Kabare’ oyunlarını görme imkânınız olursa, ‘Trans hikâyeleri, meseleye sağlıklı bir biçimde mesafelenerek nasıl anlatılır’ın yanıtını bulabilirsiniz.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/bahar-cuhadar/sahnede-trans-hikayesi-nasil-anlatilir-41452600
24 Şubat 2020 Pazartesi
AKP'li belediye yanlışlıkla 'LGBT'li yönetmeliği kabul etti
Urfa'da Eyyübiye Belediyesi, LGBT haklarını da içeren yönetmeliği belediye meclisinde kabul etti, bir gün sonra ise durum fark edilince değişikliğe gidildi.
Urfa’nın merkez ilçesi Eyyübiye’de AKP’li belediye yönetimi, trajikomik bir olayla gündem oldu.
Belediye Meclisi’ne sunmak üzere Belediyenin İnsan Kaynakları Müdürü Ahmet Alkan tarafından hazırlanan yönetmelik, önce Yazı İşleri Müdürü İsmail Kaya’ya ardından da Başkan Mehmet Kuş’un onayıyla meclise sunuldu.
Meclis’e gönderilen yönetmelik oylamaya sunuldu ve kabul edildi.
‘LGBTİ’ GÖRÜLÜNCE…
Ancak Meclis’te oylamaya sunulan yönetmelikte, “Toplumda dezavantajlı konumda bulunan LGBTİ (lezbiyen, gay, biseksüel, trans ve interseks bireyler), etnik ve dini azınlıklar, sığınmacı ve mülteciler gibi çeşitli sosyal gruplara yönelik veri toplama, hizmet üretme ve belediye politikalarını yurtdışı ve yurtiçindeki STK’larla işbirliği içinde hazırlamak” ifadeleri yer aldığı görüldü.
Ajans Urfa‘da yer alan habere göre kabul edilen yönetmelik yürürlüğe girerken, Eyyübiye Belediyesi yetkilileri durumu bir gün sonra fark etti ve gerekli yerlerde değişikliğe gidildi.
Haberde sözkonusu yönetmeliği Belediyenin İnsan Kaynakları Müdürü Ahmet Alkan’ın internet üzerinden indirdiği ve CHP’li ya da HDP’li bir belediyeden “kopyala-yapıştır” usulüyle aldığı belirtildi.
Belediye Meclisi’ne sunmak üzere Belediyenin İnsan Kaynakları Müdürü Ahmet Alkan tarafından hazırlanan yönetmelik, önce Yazı İşleri Müdürü İsmail Kaya’ya ardından da Başkan Mehmet Kuş’un onayıyla meclise sunuldu.
Meclis’e gönderilen yönetmelik oylamaya sunuldu ve kabul edildi.
‘LGBTİ’ GÖRÜLÜNCE…
Ancak Meclis’te oylamaya sunulan yönetmelikte, “Toplumda dezavantajlı konumda bulunan LGBTİ (lezbiyen, gay, biseksüel, trans ve interseks bireyler), etnik ve dini azınlıklar, sığınmacı ve mülteciler gibi çeşitli sosyal gruplara yönelik veri toplama, hizmet üretme ve belediye politikalarını yurtdışı ve yurtiçindeki STK’larla işbirliği içinde hazırlamak” ifadeleri yer aldığı görüldü.
Ajans Urfa‘da yer alan habere göre kabul edilen yönetmelik yürürlüğe girerken, Eyyübiye Belediyesi yetkilileri durumu bir gün sonra fark etti ve gerekli yerlerde değişikliğe gidildi.
Haberde sözkonusu yönetmeliği Belediyenin İnsan Kaynakları Müdürü Ahmet Alkan’ın internet üzerinden indirdiği ve CHP’li ya da HDP’li bir belediyeden “kopyala-yapıştır” usulüyle aldığı belirtildi.
Türkiye Aile Meclisi Başkanı Adem Çevik'ten homofobi: Eşcinselleri destekleyen feminist örgütler terör örgütü kapsamına alınmalı!
Türkiye Aile Meclisi Başkanı Adem Çevik, Türk toplum yapısını bozmayı amaçlayan feminist derneklere ilişkin yeniakit.com.tr'ye özel açıklamalarda bulundu. Çevik, "Özellikle eşcinsel sapkınları destekleyen feminist dernekler terör örgütü kapsamına alınarak mal varlıklarına el konulmalı." dedi.
Taha Emre ÖZDEMİR yeniakit.com.tr
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "İstanbul Sözleşmesi'ni gözden geçireceğiz" açıklamasına ilişkin yeniakit.com.tr'ye değerlendirmelerde bulunan Türkiye Aile Meclisi Başkanı Adem Çevik, "İstanbul Sözleşmesi ve dayattığı yasalar Türk aile yapısına karşı açılmış bir savaş niteliğindedir. Bu sözleşme ülkemiz için bir beka sorunudur. Sözleşmede eşcinsel sapkınlık bir insan hakkı olarak savunuluyor. Bu sözleşme ve benzeri çalışmalarla soyumuz yok edilmeye çalışılmaktadır." dedi.
Sözde kadın savunucusu derneklere AB tarafından para yardımı yapıldığına dikkat çeken Başkan Çevik, şöyle konuştu:
"İçişleri Bakanımız sayın Süleyman Soylu sadece Ankara'daki feminist örgütlere Avrupa Birliği tarafından 22 milyon dolar aktarıldığını söyledi. Ümmetin ve ülkemizin lideri sayın Cumhurbaşkanımızın tehlikenin farkına vararak İstanbul Sözleşmesi'nde değişikliğe gidileceğini söylemesi çok önemli bir gelişme. Bu sözleşmenin revize edilmesi mümkün değil ama biz yine de sayın Cumhurbaşkanımıza sesimizi duyduğu için teşekkür ediyoruz. İstanbul Sözleşmesi PKK ya da FETÖ terör örgütlerinden çok daha tehlikeli. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği çalışmaları ile ilerleyen yıllarda eşcinsel çocuklarımız çoğalacak. Bu savaşa dur dememiz lazım."
'Feminist dernekler terör örgütü kapsamına alınmalı'
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) Feminizm Komisyonu kurulması gerektiğini belirten Çevik, “Özellikle eşcinsel sapkınları destekleyen feminist dernekler terör örgütü kapsamına alınarak mal varlıklarına el koyulmalı. Aynı zamanda feministlerin desteklediği tüm sözleşmeler acilen iptal edilmeli." değerlendirmesinde bulundu.
https://m.yeniakit.com.tr/haber/turkiye-aile-meclisi-baskani-adem-cevikten-cok-onemli-uyari-o-dernekler-teror-orgutu-kapsamina-alinmali-1081964.html
Taha Emre ÖZDEMİR yeniakit.com.tr
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "İstanbul Sözleşmesi'ni gözden geçireceğiz" açıklamasına ilişkin yeniakit.com.tr'ye değerlendirmelerde bulunan Türkiye Aile Meclisi Başkanı Adem Çevik, "İstanbul Sözleşmesi ve dayattığı yasalar Türk aile yapısına karşı açılmış bir savaş niteliğindedir. Bu sözleşme ülkemiz için bir beka sorunudur. Sözleşmede eşcinsel sapkınlık bir insan hakkı olarak savunuluyor. Bu sözleşme ve benzeri çalışmalarla soyumuz yok edilmeye çalışılmaktadır." dedi.
Sözde kadın savunucusu derneklere AB tarafından para yardımı yapıldığına dikkat çeken Başkan Çevik, şöyle konuştu:
"İçişleri Bakanımız sayın Süleyman Soylu sadece Ankara'daki feminist örgütlere Avrupa Birliği tarafından 22 milyon dolar aktarıldığını söyledi. Ümmetin ve ülkemizin lideri sayın Cumhurbaşkanımızın tehlikenin farkına vararak İstanbul Sözleşmesi'nde değişikliğe gidileceğini söylemesi çok önemli bir gelişme. Bu sözleşmenin revize edilmesi mümkün değil ama biz yine de sayın Cumhurbaşkanımıza sesimizi duyduğu için teşekkür ediyoruz. İstanbul Sözleşmesi PKK ya da FETÖ terör örgütlerinden çok daha tehlikeli. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği çalışmaları ile ilerleyen yıllarda eşcinsel çocuklarımız çoğalacak. Bu savaşa dur dememiz lazım."
'Feminist dernekler terör örgütü kapsamına alınmalı'
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) Feminizm Komisyonu kurulması gerektiğini belirten Çevik, “Özellikle eşcinsel sapkınları destekleyen feminist dernekler terör örgütü kapsamına alınarak mal varlıklarına el koyulmalı. Aynı zamanda feministlerin desteklediği tüm sözleşmeler acilen iptal edilmeli." değerlendirmesinde bulundu.
https://m.yeniakit.com.tr/haber/turkiye-aile-meclisi-baskani-adem-cevikten-cok-onemli-uyari-o-dernekler-teror-orgutu-kapsamina-alinmali-1081964.html
"Belki Kavala eşcinsel ve Henri Barkey de erkek arkadaşıdır!"
AA 'Amerika baş muhabiri'nden homofobik paylaşım: Belki Kavala eşcinsel ve Henri Barkey de erkek arkadaşıdır!
Anadolu Ajansı (AA) 'Amerika kıtası baş muhabiri' Vakkas Doğantekin, Gezi Parkı davasında hakkında tahliye ve beraat kararı verilmesinin hemen ardından "15 Temmuz darbe girişimi soruşturması” kapsamında yeniden tutuklanan iş insanı Osman Kavala ile ilgili olarak tepki çeken, homofobik bir paylaşım yaptı. Doğantekin, Kavala'nın 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi öncesi Henri Barkey ile 93 saat görüştüğünü iddia ederken, "İki ihtimal var, A- Osman Kavala eşcinsel ve Barkey onun erkek arkadaşı, B- O CIA için çok değerli" ifadesini kullandı.
Doğantekin, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda "Kayıtlar Osman Kavala'nın CIA ajanı Henri Barkey ile 15 Temmuz darbe girişimi öncesi 93 saat görüştüğünü gösteriyor. Bir CIA ajanı Gezi Parkı şüphelisiyle neden bu kadar uzun süre görüşür?
A - O bir eşcinsel ve Barkey onun erkek arkadaşı
B - O CIA için çok değerli" ifadelerini kullandı.
Vakkas Doğantekin, bu ifadeleri kullandıktan kısa bir süre sonra tweeti kaldırdı; Twitter'da herkese açık olan hesabını 'korumalı hesap'a çevirdi.
840 gün tutuklu kaldıktan sonra Gezi Parkı davasında hakkında tahliye ve beraat kararı verilen Osman Kavala, 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin bir diğer soruşturma kapsamında yeniden gözaltına alınmıştı. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nın, "Kavala'nın şüpheli Henri Barkey ile görüştüğü, PKK irtibatlı kişilerle iletişim kurduğu ve darbe teşebbüsünün karar sürecine katıldığı" yolundaki iddiasını yerinde gören İstanbul Nöbetçi 8. Sulh Ceza Hâkimliği, 'kaçma şüphesi' gerekçesiyle Osman Kavala hakkında yeniden tutuklanması kararını vermişti.
Hanrey Barkey ile Kavala'nın görüşmediğine dair HTS raporu mahkemeye sunulmuştu
Kavala'nın avukatı Deniz Tolga Aytöre, Kavala'nın tutuklandığı duruşmadaki savunmasında, Kavala ile Barkey'in görüşmediğine ilişkin HTS kayıtlarını mahkemeye sunmuş, "Öncelikle bu dosyanın muadili olan gezi dosyası olarak kamuoyunda bilinen 30. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından beraat kararı verilen dosyadan bu dosyada da iddia edildiği üzere hakkında yakalama kararı bulunan Hanrey Barkey ile müvekkilimin hiçbir şekilde telefonla görüşmediğini ispat eder HTS analiz raporunu dosyanıza sunuyorum. Bu dosya kapsamında CMK'da soruşturma aşamasında tutuklama aşamasında geçirilecek süre olarak 2 yıllık süre de dolmuştur" ifadelerini kullanmıştı.
Kavala da savunmasında şu ifadeleri kullanmıştı:
"Yaklaşık 2 yıl 4 aydır hukuksuz bir şekilde tutuklanmış bulunuyorum. Dün 30. Ağır Ceza Mahkemesi beraat kararının tescil etmiş olduğu gibi ve daha önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının açıkça belirttiği gibi maruz kaldığım sıra dışı vakimlikte bir hak ihlalini dünkü gözaltı kararı ve bu akşam gördüğünüz savcının sevk yazısı bu hak ihlalinin devam ettirilmekte olduğunu göstermektedir. Daha önceki ifademde belirtmiş olduğum gibi 15 Temmuz darbe girişimine destek olmakla ilgili tüm iddialar asılsızdır."
Barkey: Osman Kavala ile bir kez bile telefonda görüşmedik
Kavala'nın tutuklanmasının ardından DW Türkçe'den Tunca Öğreten'e konuşan Barkey, hakkındaki suçlamaları kabul etmedi ve Kavala ile de yakın olmadıklarını, telefonda bile görüşmediklerini söyledi.
Barkey, konuya ilişkin açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Osman ile eşinin telefonu üzerinden 93 saat görüştüğümü iddia eden bir savcılık, ciddi bir savcılık değildir. Ben eşimle bile o kadar uzun telefonda konuşmadım. Kaldı ki Osman'nın eşini tanımıyorum bile ben. Hatta Osman Kavala ile bir kez bile telefonda görüşmedim. Osman'ı içeride tutmak için uyduruyorlar. Osman'ın en büyük şanssızlığı benim o gün Karaköy Lokantası'na gitmiş olmam."
Vakkas Doğantekin
https://t24.com.tr/haber/aa-amerika-bas-muhabiri-muhabirinin-ayibi-belki-kavala-escinsel-ve-henri-barkey-de-erkek-arkadasidir,862572
Anadolu Ajansı (AA) 'Amerika kıtası baş muhabiri' Vakkas Doğantekin, Gezi Parkı davasında hakkında tahliye ve beraat kararı verilmesinin hemen ardından "15 Temmuz darbe girişimi soruşturması” kapsamında yeniden tutuklanan iş insanı Osman Kavala ile ilgili olarak tepki çeken, homofobik bir paylaşım yaptı. Doğantekin, Kavala'nın 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi öncesi Henri Barkey ile 93 saat görüştüğünü iddia ederken, "İki ihtimal var, A- Osman Kavala eşcinsel ve Barkey onun erkek arkadaşı, B- O CIA için çok değerli" ifadesini kullandı.
Doğantekin, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda "Kayıtlar Osman Kavala'nın CIA ajanı Henri Barkey ile 15 Temmuz darbe girişimi öncesi 93 saat görüştüğünü gösteriyor. Bir CIA ajanı Gezi Parkı şüphelisiyle neden bu kadar uzun süre görüşür?
A - O bir eşcinsel ve Barkey onun erkek arkadaşı
B - O CIA için çok değerli" ifadelerini kullandı.
Vakkas Doğantekin, bu ifadeleri kullandıktan kısa bir süre sonra tweeti kaldırdı; Twitter'da herkese açık olan hesabını 'korumalı hesap'a çevirdi.
840 gün tutuklu kaldıktan sonra Gezi Parkı davasında hakkında tahliye ve beraat kararı verilen Osman Kavala, 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin bir diğer soruşturma kapsamında yeniden gözaltına alınmıştı. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nın, "Kavala'nın şüpheli Henri Barkey ile görüştüğü, PKK irtibatlı kişilerle iletişim kurduğu ve darbe teşebbüsünün karar sürecine katıldığı" yolundaki iddiasını yerinde gören İstanbul Nöbetçi 8. Sulh Ceza Hâkimliği, 'kaçma şüphesi' gerekçesiyle Osman Kavala hakkında yeniden tutuklanması kararını vermişti.
Hanrey Barkey ile Kavala'nın görüşmediğine dair HTS raporu mahkemeye sunulmuştu
Kavala'nın avukatı Deniz Tolga Aytöre, Kavala'nın tutuklandığı duruşmadaki savunmasında, Kavala ile Barkey'in görüşmediğine ilişkin HTS kayıtlarını mahkemeye sunmuş, "Öncelikle bu dosyanın muadili olan gezi dosyası olarak kamuoyunda bilinen 30. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından beraat kararı verilen dosyadan bu dosyada da iddia edildiği üzere hakkında yakalama kararı bulunan Hanrey Barkey ile müvekkilimin hiçbir şekilde telefonla görüşmediğini ispat eder HTS analiz raporunu dosyanıza sunuyorum. Bu dosya kapsamında CMK'da soruşturma aşamasında tutuklama aşamasında geçirilecek süre olarak 2 yıllık süre de dolmuştur" ifadelerini kullanmıştı.
Kavala da savunmasında şu ifadeleri kullanmıştı:
"Yaklaşık 2 yıl 4 aydır hukuksuz bir şekilde tutuklanmış bulunuyorum. Dün 30. Ağır Ceza Mahkemesi beraat kararının tescil etmiş olduğu gibi ve daha önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının açıkça belirttiği gibi maruz kaldığım sıra dışı vakimlikte bir hak ihlalini dünkü gözaltı kararı ve bu akşam gördüğünüz savcının sevk yazısı bu hak ihlalinin devam ettirilmekte olduğunu göstermektedir. Daha önceki ifademde belirtmiş olduğum gibi 15 Temmuz darbe girişimine destek olmakla ilgili tüm iddialar asılsızdır."
Barkey: Osman Kavala ile bir kez bile telefonda görüşmedik
Kavala'nın tutuklanmasının ardından DW Türkçe'den Tunca Öğreten'e konuşan Barkey, hakkındaki suçlamaları kabul etmedi ve Kavala ile de yakın olmadıklarını, telefonda bile görüşmediklerini söyledi.
Barkey, konuya ilişkin açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Osman ile eşinin telefonu üzerinden 93 saat görüştüğümü iddia eden bir savcılık, ciddi bir savcılık değildir. Ben eşimle bile o kadar uzun telefonda konuşmadım. Kaldı ki Osman'nın eşini tanımıyorum bile ben. Hatta Osman Kavala ile bir kez bile telefonda görüşmedim. Osman'ı içeride tutmak için uyduruyorlar. Osman'ın en büyük şanssızlığı benim o gün Karaköy Lokantası'na gitmiş olmam."
Vakkas Doğantekin
https://t24.com.tr/haber/aa-amerika-bas-muhabiri-muhabirinin-ayibi-belki-kavala-escinsel-ve-henri-barkey-de-erkek-arkadasidir,862572
Dumbledoge’un Supermassive ile yolları neden ayrıldı?
Türkiye’de espor her sene biraz daha büyüyor ve gelişiyor diyorduk ama skandallar çıkmaya devam ediyor. Bu seferki diğer skandallara göre daha keskin bir bıçakla espora zarar verdi. Hatta bununla da kalmadı, ligin içindeki bir insana da zarar verdi.
Dumbledoge, ligimizin tartışmasız en iyi ve en ünlü desteklerinden biri. Taşıyıcı destek lakabının olması bunun en büyük örneği. Röportajlarında yaptığı açıklamalarla, kendi yayınlarıyla, takım arkadaşları ile kurduğu iletişimle espor severlerin gönlünde taht kurmuş bir isim. Geçtiğimiz yıllarda da “I’m gay” diye tweet atarak homoseksüel olduğunu açıklamıştı. İnsanlar da Dumbledoge’u öyle kabullenmişti. Destekleyenler desteklemeye devam etmişti. Sonuçta birinin cinsel kimliği kimseyi ilgilendirmez. Irk, dil, din, cinsel kimlik kişiye özeldir.
VFŞL’deki bazı profesyonel oyuncular ise Dumbledoge’un cinsel kimliğini yargılama hakkını kendilerinde görmüşler. Profesyonel oyuncuların olduğu özel bir grupta kirli bir sohbet dönmüş. Dumble Riot’tan yardım istemiş ancak “hiçbir şey yapamayız” cevabını almış. Dumble, mecburen hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam etmiş ancak olaylar bununla da sınırlı kalmamış.
Kendi takım arkadaşı hala cinsel kimliği yüzünden Dumbledoge’un arkasından konuşup alay edince; Dumble yapılan bu saygısızlığa daha fazla dayanamayıp ve takımdan ayrılma kararı aldı. Hatta profesyonel oyunculuğu da bırakabileceğini söyledi.
Biz bunları nereden mi biliyoruz? Dumbledoge, bizzat kendi hesaplarından bu konuyla ilgili açıklama yaptı ve olaya dahil oyuncular da kendisinden özür diledi. Olan olayları aktarırken çarpıtmamak adına Dumble’ın yaptığı açıklamadan okumanızın daha doğru olduğunu düşünüyoruz.
Dumbledoge, ligimizin tartışmasız en iyi ve en ünlü desteklerinden biri. Taşıyıcı destek lakabının olması bunun en büyük örneği. Röportajlarında yaptığı açıklamalarla, kendi yayınlarıyla, takım arkadaşları ile kurduğu iletişimle espor severlerin gönlünde taht kurmuş bir isim. Geçtiğimiz yıllarda da “I’m gay” diye tweet atarak homoseksüel olduğunu açıklamıştı. İnsanlar da Dumbledoge’u öyle kabullenmişti. Destekleyenler desteklemeye devam etmişti. Sonuçta birinin cinsel kimliği kimseyi ilgilendirmez. Irk, dil, din, cinsel kimlik kişiye özeldir.
VFŞL’deki bazı profesyonel oyuncular ise Dumbledoge’un cinsel kimliğini yargılama hakkını kendilerinde görmüşler. Profesyonel oyuncuların olduğu özel bir grupta kirli bir sohbet dönmüş. Dumble Riot’tan yardım istemiş ancak “hiçbir şey yapamayız” cevabını almış. Dumble, mecburen hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam etmiş ancak olaylar bununla da sınırlı kalmamış.
Kendi takım arkadaşı hala cinsel kimliği yüzünden Dumbledoge’un arkasından konuşup alay edince; Dumble yapılan bu saygısızlığa daha fazla dayanamayıp ve takımdan ayrılma kararı aldı. Hatta profesyonel oyunculuğu da bırakabileceğini söyledi.
Biz bunları nereden mi biliyoruz? Dumbledoge, bizzat kendi hesaplarından bu konuyla ilgili açıklama yaptı ve olaya dahil oyuncular da kendisinden özür diledi. Olan olayları aktarırken çarpıtmamak adına Dumble’ın yaptığı açıklamadan okumanızın daha doğru olduğunu düşünüyoruz.
Doğuş Nuh Kelleci
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)