23 Şubat 2018 Cuma

Tuncay’ın ‘pembe tezkere’ hikayesi

Her hikâye kendisi bilgisini oluşturuyor

PEMBE TEZKERE DOSYASI-2

Ercan Jan Aktaş / Demokrat Haber

Pembe Tezkere dosyasının 1. bölümünü 14 Şubat tarihinde yayınlandıktan sonra olumlu dönüşler oldu(1). “Pembe Tezkere Nasıl Alınır?” başlığımız sanırım biraz iddialı oldu. Zira her bir yaşanmışlık kendisi içinde oldukça özgün durmakta. Ortak bir bilgi kurmak bu anlamda son derece zorlu olacak. Ancak bu süreci yaşayacaklar için de bir katkı sunacağını düşünüyorum.

Kimileri bu konulara dair sorular yönlendirirken, kimileri de “benim de benzer bir hikâyem var” diyerek katkı sunmak istediklerini ifade etti. Üç mülakattan oluşmasını düşündüğüm dosya şu haliyle tamamlanmış altı mülakat ile yeni bir hal aldı. Ali Can’ın hikâyesini okuyanların genel tavrı ”sen bir de şurada yaşa bu süreci” biçiminde oldu. Bir yerde kendisinin ifade ettiği gibi Ali Can bu süreci yara bere almadan iyi atlatmıştı.

Gelen yorumlardan en kaygı verici olanı da şüphesiz; “Ali Can senin sürecin aşırı kolay olmuş. Hala anal muayene isteyen veya "kadınsı" olmayanlara eşcinsel değilsin diyen yerler var” değerlendirmesi oldu. Özellikle de 2000’li yıllardan önce bu süreci yaşayıp travma yaşamayan hemen hemen yok gibi. Zira o zaman bu süreçler son derece ağır baskı, ötekileştirme ve de psikolojik/cinsel şiddet içeriyordu. Bu dönemleri konuşmak en zorlu olanıydı. Aslında ben de o süreçleri konuşmak ya da dinlemek için kendimi uygun/dirençli hissetmiyorum.

Ancak gene de uzun yıllardır zaman zaman birlikte aynı çalışmalarda bulunduğum ve 90’lı yıllarda bu süreci yaşayan arkadaşlarımdan bir kaçına yazdım, bir arkadaşımdan geri dönüş alabildim. Onun dışında kimse cevap vermedi. O süreçleri yeniden hatırlamayı kimse de istemez sanırım. “Yaşandı geçti” diyerek unutmaya çalışmak belki de o sürecin ağır tahribatlarını/travmasını atlatmak için uygun olan yöntemlerden biriydi. Bu dönemlerde yaşananların çerçevesini az biraz da olsa görmek için Ulaş Tosun’un Radikal gazetesi için yaptığı habere bakılabilir. (2)

Ali Can ile birlikte bu sürece başlayan ve de bu dosya için bana destek veren, “evet yapalım” diyerek adım atmamı sağlayan Ulaş Berk’in süreci hala devam ediyor. Süreci tamamlandığında Berk ile birlikte bu dosyaya ekleyeceğiz.

Biz bu tartışmaları sürdürürken AYM’nin Askeri Ceza Kanunu'nun, eşcinsel ilişki yaşayan askerlere TSK’dan çıkarma cezası verileceğine ilişkin hükmü Anayasa'ya uygun bulduğu davada, AYM Başkanvekili Yıldırım’ın “İtiraz konusu kural LGBTİ bireylerle ilgili tarihin derinliklerinden gelen ve sistematik olarak toplumsal hayatta kökleşmiş basmakalıp ve derin önyargıları yansıtarak, onların sürekliliğine neden olmaktadır. İnsanlar insan oldukları için değerlidir ve insan haysiyeti, doğuştan kazanılan, insanın sırf insan olduğu için vazgeçilmez haklara sahip, değerli ve saygıyı hak eden bir varlık olduğunu ifade etmektedir. Bu kişiler farklı cinsel yönelimlerinden dolayı diğer insanlardan daha mı az değerlidir, haysiyet sahibidir?"(3) değerlendirmesini de ayrıca konuşmak için ileriye bırakıyorum.

Biz vicdani retçilerin Türkiye hikâyesi gibi ‘Pembe Tezkere’ almak isteyen LGBTİ+ bireylerinin yaşadıkları da bir benzerlik taşıyor. Bizlerin yasal bir karşılığı yok, vicdani ret yaptıktan sonra da nelerin nasıl yaşanacağına dair her hangi bir ortak/ulaşılabilir bilgi yok. ‘Pembe Tezkere’ alma sürecine girenlerin de neyi nasıl yaşayacaklarına dair ortak/görünür bir bilgi yok. Bir yerde her hikâye kendisinin bilgisini oluşturmakta. Onun için bu dosya kapsamında bir birlerinden farklı yaşanmışlıklar okuyacağız.


Sevgili Tuncay, seninle de uzun yıllar oldu tanışalı, bir şekilde hayat içinde yollarımız çakışıyordu. Bizler kısmen de olsa birbirimizi tanıyoruz, ancak senin ‘pembe tezkere’ sürecini dün Ali Can ile yaptığımız röportaja yaptığın yorum üzerinden öğrendim. İyi de oldu. Öncelikle seni tanıyalım, kendini bize tanıtır mısın?

28 yaşındayım. İstanbul Zeytinburnu’nda yaşıyorum. Dersimliyim. Bazı özel sebeplerden dolayı bir süredir çalışmıyorum.

Askerliğe dair kendin ile ilk tartışmaların ne zaman ve nasıl başladı?

Elime celp kâğıdı geldiği zaman tartışmalarım başladı. Tabiri caizse ‘erKEKlik’ göstergesi sayılan askerliğini yapmış erkek olmak için mahalle baskısı altında kalan ailem yüzünden gitme kararı aldım. Ama içten içe gönülsüzdüm ve bir hayli tartışmalarım oldu.

Askerliğe dair genel düşüncelerin neler?

Dünya genelinde kan akıtan bu duruma her daim karşı olmuşumdur. Kimsenin saltanatını koruyacak değildim tabii ki de, çünkü barış odaklı değil.

‘Pembe Tezkere’ sürecine nasıl girdin, ilk olarak bu sürece dair nasıl bilgi sahibi oldun?

İlk muayenelerden geçip sağlam raporu aldım ailem için. Gideceğim yer bile belli oldu. İzmir Yenifoça Komando Er Birliği. Anladığımda dedim ki beni savaşın ortasına salacaklar. Şubedeki bir askerin "Allah yardımcın olsun" demesiyle ne yalan diyeyim bir korku saplandı içime. Bir an bunu ailem için de olsa hiç kimse için yapmamalıyım diye düşündüm. Çünkü istemiyordum ve o an itiraza karar verdim. Hiçbir bilgi sahibi değildim ve eşcinsel arkadaşım da yoktu bir iki kişi dışında. Onların da bu konularda bir bilgileri yoktu. Ben de bir yerde bu süreci yaşayarak kendi kendime öğrendim.

‘Pembe Tezkere’ alma kararlılığına vardığında bunu ilk kimler ile paylaştın, nasıl tepkiler aldın?

Bir iki arkadaşımla paylaştım onlar da gitmemi söylediler. Aileme tecil ettirdim deyip zaman kazandım ve yola koyuldum.

Kendi ‘Pembe Tezkere’ sürecini biraz anlatır mısın? Nasıl bir süreç yaşandı sende?

İlk başta sağlam raporu aldığım için neye göre “sağlam” veya “çürük”tüm onu da anlayamadım baya zorlaştı durumum. Benimle ilgilenen bir kadın memura gittim. Aldığım cevap; “ben seni anlamıştım, keşke söyleseydin, bir kaş göz işareti yapsaydın” dedi. Ama o süreçte annem de yanımda olduğu için öyle bir şey yapamazdım. Onun sonrasında iki üç günde halledeceğim olay bana bir yıla patladı tecille birlikte. O şubeden bir diğerine, o hastaneden bir diğer hastaneye baya zorlu süreç oldu. Aslına bakarsan aşağılayıcı bir durumla karşılaşmadım. Gümüşsuyu Hastanesi dışında. Orada da üç beş kendini bilmez askerin alaycı tavırları oldu. O da komutanlarına şikâyetimle ceza almalarıyla son buldu. Sonrasında göz ucuyla bile bakmaktan kaçındılar. Onun dışında gayet normal bir süreçti ya da ben çok şanslıydım.

Bu süreçte seni zorlayan neler oldu? Bir yerlerden, birilerinden destek alabildin mi?

Bu süreçte beni zorlayan bana çözdürülen 550-600 arası, şizofreni dinsel ve de psikolojiyi zorlayan, on farklı şekilde şaşırtmalı bir cevabı olan test sorularıydı. Bu testi yaptıran kadın psikolog ya da psikiyatri hatırlayamadım onun homofobik olması oldu. Konuyu hatırlayamadığım bir tartışma sonucu karşılığını alınca “ben de muayene etmiyorum” deme aşamasına kadar gelmişti. Konuyu şikâyet edeceğim dememden sonra muayeneye aldı ve süreci tamamladı. Bilgisizliğine mi verelim cahilliğine mi yoksa eşcinselliğin ne olduğunu bilmeyişine mi karar veremedim. Sorduğu sorular; “ağda yapıyor musun?”,” içine alırken ne hissediyorsun?” vb diye gereksiz deli saçması soruları oldu. Zevk alıyordu sanırım o sorular ile fantezi dünyasında. Kimseden destek almadım, her şeyi tek başıma yaptım.

‘Pembe Tezkere’den sonra hayatın nasıl devam ediyor, yaşadıklarına, hayatına nasıl bir etkisi oluyor?

Aslında her şey olağan gitti gidiyor hayatımda. Askere gitmişim gitmemişim bir şey değişmedi. Yasadıklarımın hayatımda pek bir etkisi olmadı. Sadece “askere gittin mi veya nerde yaptın?” gibi sorular dışında. Ona da verdiğim cevap "Taksim’de yaptım" anlayan gülümsüyor anlamayanda “ne olarak yaptın?” diyor. Rapor sürecinde yaşadığım aile tarafından psikolojik baskı ve psikolog doktorun soruları yüzünden ruhsal bunalım da bir iki aya geçti.

Yaşadıklarından hareketle bu sürece yeni gireceklere neler tavsiye edersin?

Şimdiki nesil biraz daha şanslı gibi bu tarz röportajlara ulaşabiliyorlar. İnternetten araştırabiliyorlar. Gayet rahat ve kararlı olsunlar utanmasınlar, utanması gereken onlar değil ve bu dayatılan durumu kabul etmesinler aile için de olsa.

‘Pembe Tezkere’ almasaydın neler yapmayı öngörüyordun?

Tezkereyi almasaydım bir devlet dairesinde işe girmeyi düşünebilirdim.

_________________________________________

http://www.demokrathaber.org/lgbti/pembe-tezkere-nasil-alinir-h97405.html
http://www.radikal.com.tr/hayat/pembe-teskere-nasil-alinir-951032/
https://tr.sputniknews.com/turkiye/201802201032328510-aym-escinsel-asker-serh-/

http://www.demokrathaber.org/lgbti/tuncayin-pembe-tezkere-hikayesi-h97726.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder