Federal Meclis geçen hafta, Almanya'da eşcinsel çiftlerin evlenebilmelerini öngören yasal düzenlemeyi onayladı. Meclisteki oylama, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in şahsen gönülsüz de olsa eşcinsel evliliklere yeşil ışık yakmasının ardından geldi. Zaten Merkel oylamada da 'hayır' oyu kullandı ancak partisindeki vekiller üzerinde bir zorlama yapmadı.
Almanya'da Eylül ayındaki genel seçim öncesi yapılan bu yasal düzenleme sayesinde artık eşcinsel çiftler de diğer evli çiftlerin faydalandığı vergi indirimlerinden yararlanabilecek. Yasa ayrıca eşcinsel çiftlerin, evlat edinebilmelerine de olanak tanıyacak.
Toplumun büyük bölümünün, meclisten geçen tasarıyı gecikmiş bir karar olarak gördüğü Almanya'da; Merkel'in bu hamlesi, bazılarınca büyük bir hata, bazı çevrelerce ise başarılı bir siyasi manevra olarak yorumlandı. Zira Merkel böylece hem seçim kampanyasında rakiplerinin kullanacağı bir kozu ortadan kaldırmış oldu; hem de SDP, Yeşiller ve Hür Demokratlar'ın olası bir koalisyon pazarlığı için kırmızı çizgi olarak belirlediği bir konuyu çözmüş oldu.
Artık daha sıcak bakıyor
Rüzgar ve neredeyse dokuz yıldır birlikte olduğu Alman erkek arkadaşı da bu tarihi oylama sürecini dikkatle takip etti. Rüzgar her ne kadar evlilik müessesesine sıcak bakmasa da, evlendiği takdirde belli hakları elde edebilecek olması ve son yıllarda aklına giren evlat edinme fikri, sevgilisiyle olan ilişkisini resmiyete dökme düşüncesini de değerlendirmesine neden oldu.
Kabul edilen tasarının sağladığı en büyük avantajı "getireceği ekonomik katkı" olarak yorumlayan Rüzgar, evlat edinme konusunda ise şöyle diyor:
"Özellikle şu aralar ciddi ciddi düşünüyorum. Hani eskiden olsa hiç çocuk fikri yoktu hayatımda. Ama 5-10 yıl içinde evlat edinme fikri var artık aklımda."
Onaylanan tasarı sayesinde daha önce akıllarına getirmedikleri konuları da düşünmeye başladıklarını söyleyen Rüzgar, "Bu yasa bunu da kolaylaştırıyor. Yapabiliyor olmak önemli bir şey" diye ekliyor.
"Aşk kazandı" manşetlerine eleştiri
Rüzgar buna karşın Merkel'in yasayla ilgili tavrının kendisini rahatsız ettiğini dile getirerek, "Tabii ki eşcinsel çiftlerin, heteroseksüel çiftlerle eşit haklara sahip olması olumlu bir gelişme. Ama Merkel'in bunu bir siyasi koz olarak kullanması, zaten toplumda bu yasaya karşı büyük bir destek varken, bunu yıllarca bekletip şimdi tam yasama yılının son gününde böyle birdenbire geçirmesi, bir yandan sevindirici ama bir yandan da düşündürücü bir durum" diyor. Ardından da şu soruyu yöneltiyor: "Madem bu kadar kolaydı, neden bugüne kadar beklediniz?"
Rüzgar, Almanya Başbakanı'na sitemini şöyle sürdürüyor:
"Merkel'i halen rol model olarak gören birçok insan var. Ve o hâlâ 'Evlilik, kadın erkek arasında olan bir kurumdur' diyor. Gazetelerin çoğu da 'Aşk kazandı' manşeti atıyor. Ama aşk bu yasanın neresinde, tam anlamış değilim."
"Amsterdam Berlin'den daha muhafazakâr"
Hollanda ve Almanya'daki insanların eşcinsellere yaklaşımıyla Türkiye'deki bakış açısını karşılaştırırken, "Uçurum kadar fark var" ifadesini kullanan Rüzgar, "Burada daha güvendesin. O baskıyı hissetmiyorsun" diyor. Ancak Amsterdam'ın da sanıldığı kadar hoşgörülü olmadığına dikkat çekiyor:
"Amsterdam, Berlin'e göre, heteroseksüellerin geylere bakışı açısından çok daha muhafazakâr. Amsterdam'da yapılan araştırmalar, heteroseksüellerin hatırı sayılır bölümünün, sokakta sarılan ya da öpüşen eşcinsel çift görmek istemediğini ortaya koyuyor. Hollanda'da eşcinsel evlilik yasası o kadar zaman önce geçmiş olmasına rağmen; Berlin bu anlamda, yani cinsellik konusunda daha rahat."
Gelecekte Türkiye'de eşcinsellere daha olumlu bir yaklaşım olacağına dair çok da iyimser olmayan Rüzgar, "Toplum hakkında büyük laflar etmek istemiyorum" diyor ve ekliyor:
"Olumlu değişiklikler de var. Mesela Şişli ya da Beşiktaş belediyelerinin LGBT dostu açıklamaları var. Ama LGBT'lerin özgürlüğünü azınlıkların, Alevilerin, kadınların ya da engellilerin özgürlüğünden ayrı düşünmüyorum."
© Deutsche Welle Türkçe
Cengiz Özbek
http://www.dw.com/tr/a%C5%9Fk-bu-yasan%C4%B1n-neresinde/a-39607987
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder