25 Şubat 2017 Cumartesi

"Bugün çok iyi komşular olabiliriz, yarın birbirimizi vurabiliriz"

Müziğim Türkiye’de evinde gibi

Beş yıl aradan sonra yeni albümü ‘3 Letters from Sarajevo’yu çıkarmaya hazırlanan Balkan müziğinin dâhi çocuğu Goran Bregoviç, yeni şarkılarını bugün İstanbul’da söyleyecek. Konser öncesi konuştuk.
Aslı BARIŞ

Türk seyircisinin en çok sevdiği sanatçılardan birisiniz, ülkemizde bu kadar popüler olmanızı neye bağlıyorsunuz, ezgilerimizin benzerliğine mi?

- Müziğimin pek çok dili var, bunlardan biri de Türkçe. Saraybosnalı olduğum için müziğimin bir parçası Türk. Haliyle müziğim Türkiye’deyken evine dönmüş oluyor. Bu yüzden her zaman ilham kaynaklarımdan biridir Türkiye...

 Bu aralar tüm dünyada ayrımcılık, ırkçı söylemler yükselişte. Aynı nedenlerle çıkan bir savaşı yaşamış bir müzisyen olarak, nasıl yorumluyorsunuz durumu?

-Bu histerik ve ırkçı ortamda müzisyene düşen görev, kültürler farklı olsa da insanların ortak noktalarının çok olduğunu göstermek... Yemekte tuz neyse insanlık için müzik odur. Tuzsuz yemek yiyebilirsiniz ama bir şeye benzemez. İşte müzik bizim ruhumuzun tuzu. Hem lezzeti hem de iyileştirici gücü var.

EMEKLİ OLUNCA KUYUMCULUK YAPACAĞIM

 Şarkılarınız melankolik sözler de barındırıyor ama izleyici dans edip coşuyor çoğunlukla. Bu durum size ne hissettiriyor?

- Bu Balkanlar’la Türk kültürünün ortak noktası işte. En melankolik, hüzünlü parçaları en mutlu zamanlarda söyleriz... Yine Türkiye’ye yeni yeni gelmeye başladığım zamanları hatırladım. Sanırım ilk gelişimdi; bir doğum günü partisi için İstanbul’daydım. Kalabalık ilk önce tipik ‘Mutlu Yıllar’ parçasını söyledi, zaman geçip insanlar gevşeyince hüzünlü şarkılar başladı... Ama söyledikçe bizi mutlu eden, coşturan şarkılar... “Tıpkı benim ülkemdeki gibi, işte biz buyuz” diye düşünmüştüm.

 Daha önce Türk sanatçılarla işbirliği yapmıştınız. Yeni albümde de var mı böyle bir beraberlik?

- Bu sene piyasada olacak yeni albümüm ‘3 Letters from Sarajevo’da İstanbul’dan muhteşem bir yetenek, müzisyen, keman virtüozu Baki Kemancı ile çalıştım. Kemanın bu albümde yeri ayrı çünkü bir keman konçertosuyla başlıyor. Albüm Hıristiyan, Müslüman ve Yahudi ezgilerini birleştiriyor. Tabii ki bu tesadüfi bir seçim değil. Saraybosna da sadece bir kent ismini simgelemiyor. Şunu simgeliyor: Bugün çok iyi komşular olabiliriz, yarın birbirimizi vurabiliriz. Bu mesajı vermek istiyorum çünkü ben bunları yaşadım, şahit oldum. Bu mesajı birilerinin algılayıp tehlikeli durumun farkında olmasını umuyorum. Bir kişiye bile ulaşsak bir fark yaratır. Bu tip şeylere inanıyorum; müziğim modern olsa da ben eski kafalı bir müzisyenim, zaten eski moda bir yerden geliyorum...

 Peki gelecekte nasıl projeleriniz var?

- Eskiden, tanınmış bir müzisyen değilken kuyumcuda çalışırdım. O yüzden kimi zaman hâlâ mücevher tasarımı yaparım. Emekli olunca da bu işi yapacağım, kızlarım için mücevher tasarlayacağım.

Hüriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder