2 Ekim 2016 Pazar

Bir yıldız doğuyor; Ecem Uzun


Hayattaki en büyük dramınız bu yaşadıklarınız mı?
- Hayır aslında. Benim vedalarla ilgili bir problemim var.
Nasıl yani?
- Çekimler bittiğinde bana bir şeyler oluyor. Setin bitmesine üç gün kala rahatsızlanmaya başlıyorum. Hastaneye gidiyorum, ilaç kullanıyorum. Toparlanmam zaman alıyor.
Rolden çıkamama hali mi?
- Alakası yok. O çok sevdiğim yerden ayrılmak zor geliyor. Son zamanlarda, akşam otel odasına dönüp kendimle kaldığımda benim için kâbus başlıyor. Psikolojik ve fiziksel anlamda rahatsız hissetmeme neden oluyor. Bir de işimi yaparken üşümek ya da yorulmak gibi şeyleri hiç sorun etmiyorum. Yönetmen “Yoruldun mu?” diye sorduğunda ısrarla “Hayır” diyorum. Mesela ‘Koca Dünya’da kasım ayında soğuk suya girip yattığım bir sahne vardı. Büyüyü bozmamak için “Yoruldum” diyemedim. İşte bütün bunlar filmin son günlerinde bana geri dönüyor.

Çocuk oyuncuların “Çocukluğumu yaşayamadım” klişesi sizin için de geçerli miydi?
- Arkadaşlarımın doğum günleri olurdu, gidemezdim. Ama ben oynamaktan mutluydum. Şimdi baktığımda bunları ekstrem kayıplar olarak görmüyorum.

Ecem Uzun, geçen hafta Adana Film Festivali’nde Reha Erdem’in filmi ‘Koca Dünya’yla ‘Türkan Şoray Umut Veren Genç Kadın Oyuncu’ ödülünü aldı.

Yeşim Ustaoğlu: Ecem, sadece teknikle oynayan bir oyuncu değil. Duygusunu, düşüncesini, karakterini, içeriden anlayarak yönetmenin istediklerine konsantre olan bir oyuncu. Bundan sonra da kariyerinde sınırlarını zorlayabilir. Zaten oyunculuk, sınırları zorlamak demek. Tabii kendi çabası kadar etrafındaki iklim de önemli. Doğru projeler seçmeli.

Hakan Gence - Hürriyet





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder