20 Mart 2016 Pazar

"...sapık ilişkileri teşvik eden..!"

Terör belası nasıl önlenir?

Terör olayları nerede ise insanlık tarihi kadar eskidir. Hz. Âdem’in iki oğlu Habil ile Kabil Allah’ a (c.c.) birer kurban sunarlar. Birisinin kurbanı kabul edilir, diğerininki kabul edilmez. Kurbanı kabul edilmeyen diğerine  “Seni mutlaka öldüreceğim” der. Kurbanı kabul olan “Sen beni öldürmek için elini uzatsan da ben seni öldürmek için sana elimi uzatacak değilim. Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım” der.

İlk terör olayından günümüze kadar yaşanan terör olaylarında tamamında teröristlerin nerede ise hepsinin Allah korkusundan yoksun, inançsız ve kullanılmaya uygun kafa yapısında olduklarını görürüz.

Sağlam inanca sahip, Allah’ tan hakkı ile korkan, öldüğü zaman ahirette hesaba çekileceğine inanan birisinin mazlum birilerinin canına kıyması ve terör olaylarına karışması düşünülemez.

Öyle olunca terörün önünü almak için öyle uzun uzadıya kafa yormanın bir anlamı yok. Polisiye tedbirlerle terör önlenemez. Her insanın başına polis dikilse bile, hesap günü merkezli olmayan tedbirlerle teröre asla kalıcı bir çözüm üretilemez.

Ülkeye huzurlu bir ortam getirmenin tek yolu var, o da gençleri imanlı ve inançlı yetiştirmek. Bunun dışında yol arayanlar, denizdeki balığın su araması gibi boşu boşuna bocalayıp dururlar.

Ankara’da 13 Mart 2016 Pazar günü 37 vatandaşımızın ölümü ve bunun iki katı insanımızın yaralanması ile sonuçlanan patlamayı gerçekleştirenlerin henüz üniversite çağında olduklarını görüyoruz. Bu zavallılara Hak, adalet ve insan olma üzerine ve özellikle hesap günü sorumluluğu eğitimi verilmiş olsaydı ne o kadar canın aile ocaklarına ateşler düşer, ne de o teröristlerin ebedi âlemleri perişan olurdu.

Peki, bu terör olaylarının sorumlusu kim veya kimler?

Öncelikle Allah rızasını arka plâna atarak batı merkezli siyaset yapan ve manevi değerlerimizi Avrupa Birliği üyeliği aşkına hakiki mecrasından saptıran iktidardır. Çünkü o teröristler daha çocuk yaşta iken bu kadro iktidara geldi. Ancak 13 senedir Hakk merkezli bir çözüm üretmediler.

İkincisi ise her terör olayları peşinden yalandan yere söz ebeliği yapan ana muhalefet partisi. Din ve inanç gibi manevi kavramlar söz konusu olunca laiklik adına TBMM de kıyametler koparan ve genç nesli siyasi amaçlarına kurban edenlerin terörden şikâyet etmeye hakları olamaz.

Irk ayrımcılığı üzerine siyaset yapan ve siyasi çıkarlarını ırkçılık üzerine kuran siyasiler söz konusu edilmeye bile değmezler. Ama özellikle iktidar partisi, eğer terör olaylarını çözme hususunda samimi ise öncelikle manevi eğitimi öne çıkarmak zorundadır.

Ne var ki, 14 Mart 2016 tarihli Milli Gazetenin manşetten verdiği haberde; Toplumun değerlerini yozlaştıran batının bize dayattığı “LGBTİ DOSTU KENTLER, KAMPÜSLER, YURTLAR” projesinin hayata geçirildiği, öğrenci sayısının yoğun olduğu Eskişehir’in pilot il seçildiği ve Valiliğin internet sitesinden “LGBTİ PROJENİ GETİR, TEŞVİKİ AL” çağrısı yapıldığı bildiriliyor.

Bir taraftan milli ve manevi değerlerimizin sinir uçlarını körleştirirken diğer yandan Müslüman halktan toplanan vergilerle inançsızlıklara destek veren ve sapık ilişkileri teşvik eden iktidar, teröre çözüm üretebilir mi?

Gökhan Dihkan

http://www.akasyam.com/teror-belasi-nasil-onlenir/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder