BASINA VE KAMUOYUNA
Türkiye hapishaneleri yapısal bir dönüşüm süreci geçirmiştir 2000 yılından bu yana koğuş tipi hapishanelerden devletin “oda sistemi” mahpusların ise “hücre sistemi” diye adlandırmayı tercih ettiği yeni bir sisteme ve yeni bir infaz rejimine geçilmiştir. 2000 yılından itibaren yaklaşık 250 hapishane kapatılırken 100’ün üzerinde yeni hapishane açılmış ve mahpus sayısı 50 binlerden 165 binlere çıkmıştır.
Hapishanelerde sadece kendileri oldukları için daha fazla sorun yaşayan mahpus grupları var. Sosyal bilimler içerisinde “dezavantajlı gruplar” olarak adlandırılan bu gruplar sivil toplum alanında ise, giderek artan bir şekilde, “özel ihtiyaçları olan gruplar” olarak nitelendirilmeye başladılar. LGBTİ mahpuslar da bu mahpus gruplarından birisini oluşturuyor.
Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği) Adalet Bakanlığı’na yapmış olduğu bilgi edinme başvurularının cevaplarına göre Türkiye hapishanelerinde Temmuz 2013 tarihinde 79, Mayıs 2014 tarihinde ise 95 LGBTİ mahpus tutuluyordu. 2015 yılındaki rakamları öğrenmek için 23 Mart 2015 tarihinde tekrar bilgi edinme başvurusu yapıldığında “4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nun ‘Özel Hayatın Gizliliği’ kenar başlıklı 21 inci ve 25 inci maddeleri uyarınca talebiniz uygun görülmemiştir.” diyerek soruyu cevapsız bıraktılar ve zaten “kapalı” olan bu kurumların kapalılığını, karanlığını biraz daha arttırmış oldular.
Bakanlığın son olarak verdiği 95 sayısının sadece görünür durumda olan trans mahpusları kapsadığını var sayabiliriz. Demokratik kurumlar olarak trans mahpusların sorunlarına her geçen gün biraz daha vakıf oluyor ve bu konudaki çalışmalarımızı arttırıyoruz. Ancak LGBTİ mahpuslar terimi lezbiyen, gey, biseksüel ve interseks insanları da kapsıyor ve 165 bin mahpus içerisinde onlar da var. Onların sorunlarını da görünür kılmak ve Bakanlığın STÖ’lerin tüm itirazlarına rağmen yaşama geçirme konusunda ısrarını sürdüğü “pembe hapishane”, “LGBTİ hapishanesi” girişimini kamuoyu ve mahpuslar nezdinde tartışmaya açması gerekiyor.
Yaşanan hak ihlallerinden bazıları şunlardır: taciz, tecavüz, zorla saç kestirme, ‘‘Güvenlik ’’ gerekçesiyle tekli hücrede tutma, Cinsel yöneliminden kaynaklı istemediği halde hastaneye götürülme, genel cerrahi bölümünde anal ilişki yaşayıp yaşamadığını öğrenmek için makattan parmaklama, Psikiyatrik muayene ile eşcinsel olduğuna dair rapor almaya zorlama, Ayrıca “Güvenlik’’ gerekçesiyle iş yurtların da çalışmasına imkân vermeme, açık cezaevi hakkından mahrum bırakma, Hapiste verilen meslek ve sosyal etkinliklerden mahrum kalmayı görmekteyiz…
En son Maltepe3 No’lu L Tipi Kapalı hapishanesinde yabancı trans kadınları Türkiye’deki gay ve trans kadınlardan ayırıp tecrit’e mahkum ettiklerini mektuplarından öğrendik. Aslen Azerbaycan vatandaşı olan tarns kadın Sibel ve yine yabancı uyruklu olan fakat hangi ülkenin vatandaşı olduğunu bilmediğimiz Rafael Q. Alves DeSausa Türkiye vatandaşı olan arkadaşların yanlarından aldıkları için açlık grevine girmiş bulunmaktalar. Hiçbir hukuki gerekçesi olmayan sadece hapiste yer açma maksadıyla yapılan bu durumu sürgün, yalnızlaştırma, tecrit ve psikolojik işkence olarak değerlendiriyoruz….
Sürgün, yalnızlaştırma, tecrit ve psikolojik işkence Olan bu duruma daha fazla tahammül edemeyen Azerbaycanlı trans kadın mektubunda intihar ettiğini ve onu hastaneye kaldırıp midesini yıkadıklarını belirtmiştir. Ayrıca Türkiye vatandaşı olamadıkları için ekonomik olarak zor durumda olduklarını arkadaşlarıyla aynı ortamda olunca dayanıştıklarını belirtmiştir. Açlık grevinde olmasına rağmen su alacak parasının bile olmadığını ve çeşme suyu içtiğini yazmış. Azerbaycan konsolosluğun kendisine sahip çıkmadığını, Mahkemeye baronun gönderdiği avukatın mazeret bildirerek katılmadığı. Mütalaaya karşı savunmayı yalnız yaptığını ve ölmemek için öldürdüğünü ve olaydan sonra kekeme olduğunu bunun kasıtlı olmamasına rağmen kasıtlı adam öldürmekten 30 yıl 8 ay ceza aldığını belirtmiştir. Dosyası Yargıtay aşamasındayken iyi bir avukatın hukuki desteği olmasa ömrünün çoğu hapishanede geçecek diyerek hikayesini anlatsa da şuan tek istekleri Türkiyeli gay ve transların yanına geçmektir.
SÜRGÜN, YALNIZLAŞTIRMA, TECRİT VE PSİKOLOJİK İŞKENCE’YE SON!
LGBTİ MAHPUSLAR YALNIZ DEĞİLDİR!
İNSAN HAKLARIYLA İNSANDIR!
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ İSTANBUL ŞUBESİ HAPİSHANE KOMİSYONU
https://hapisteyabanci.wordpress.com/2015/07/06/ihd-hapishane-komisyonu-basin-aciklamasi-yapti-yabanci-lgbti-mahpuslar-yalniz-degildir/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder