Her ne kadar yüzyıllardır tarih sahnesinde olsalar da homoseksüel ilişkiler 21. yüzyıla gelindiğinde kabul görmeye başladı. Hatta pek çok toplumda ya da toplumun pek çok kesiminde hâlâ kabul görmediler de diyebiliriz. Bazıları bunu sapkınlık, ahlaksızlık olarak nitelendirirken; çoğu insan bu kişileri artık kadın ve erkek cinsinin yanında yeni bir cins olarak kabul etmeye hazır. Peki ama bu üçüncü cins nedir ve nereden çıkmıştır?
Öncelikle henüz Türkçe’mizde üçüncü cinsin elemanlarım tam olarak tanımlayacak kelimeler bulunmamakta. İngilizce’de “gay” kelimesi homoseksüelin eş anlamlısı olmasına rağmen Türkçe’de genellikle erkek homoseksüeller için kullanılıyor. Üçüncü cinsin diğer üyeleri ise lezbiyenler ve transseksüeller.
Tarihte özellikle Yunan mitolojisinde çok yaygın olarak görülen homoseksüelliğin giderek artmasının tek bir nedeni var, o da insanların artık gerçek duygularının bastırmak zorunda olmadıkları bir toplum ve çağda yaşamalan. Yani homoseksüelliğin arttığı pek doğru değil; sadece homoseksüelliği, yani cinsel tercihini istediği gibi yaşayan insan sayısı arttı. Peki ama bir insanın eşcinsel olmasının ardındaki neden ne? Öncelikle bunun nedeni kesinlikle sapkınlık ya da ahlaksızlık değil! Tamamen bilimsel!
Döllenmeden sonraki altı ila sekiz hafta arasında erkek cenin XYkromozomlu testisleri oluşturan androjen isimli bir erkeklik hormonu alır. Ancak bazı durumlarda cenin uygun zamanda bu erkeklik hormonundan yeteri kadar alamayabilir. Bunun nedeni bebeğin maskülen yerine daha kadınsı bir beyin yapısına sahip olmasıdır, ikinci olarak; bebekler tamamen erkek cinsel organlarına ancak bir kadının beyin yapısına sahip olarak doğabilirler. Aynı şey maskülen bir beyne sahip kadınların da lezbiyen olmasına neden olur. Beyinleri erkek gibi çalışmasına rağmen, bir kadının vücuduna sahiptirler.
Hamileliğin ilk dönemlerinde, testosteron bastırılırsa ve cenin erkekse; beynin şekillenmesini kadınlık hormonlan gerçekleştireceği için çocuğun eşcinsel doğması muhtemeldir. Eğer cenin genetik olarak kızsa, yani iki tane X kromozomuna sahipse ve beyne erkek hormonu giderse sonuç erkek beyin yapısına sahip bir kız çocuk olacaktır. Böyle kız çocukları genelde diğer kızlara göre ergenlikte daha fazla tüy ve daha gelişmiş vücuda sahip olacak ve daha sert ve kaba bir karakter ortaya serecek; hatta “erkek gibi kız” şeklinde tanımlanacaktır. Kızlarda bu çok fazla toplumsal baskı yaratmamaktadır. Ancak erkekler için durum biraz daha farklıdır. Babalar erkek çocuklarının “erkek gibi” olması konusunda daha baskıcıdır.
Yani eşcinsellik genetiktir; bir seçim değildir. Maalesefbu durum erken yaşlarda çok fazla ortaya çıkmadığı için, aileler de farkına varmaz. Aynca aileler çocuklarında rastladıklan herhangi bir şekilde eşcinselliğe yatkınlığı sergileyecek bir belirtiyi de genelde görmezden gelmeye meyillidirler. Ne yazık ki gençler arasındaki intihar vakalarının yüzde otuzunu eşcinseller gerçekleştirmektedir. Bazı insanlar kendilerinden farklı olana karşı çok acımasız olabilmektedir. Maalesef homoseksüellerin kendi biyolojilerinden kaçmak gibi bir seçenekleri yoktur ve farklı olduklarım ve onlara da diğer kişilerle eşit davranmanın insani bir görev olduğunu kabul etmek gerekmektedir.
http://guzellikmakyaj.com/escinsellik-belirtileri/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder