15 Nisan 2014 Salı

LGBTİ Cezaevi Kurumsal Ayrımcılık

"LGBTİ’lere özel cezaevi projesi"ne LGBTİ mahpuslarla çalışanlar tepkili: "Mevcut kurumlardaki homofobi, transfobi, LGBTİ'lere yönelik ihmal ve tacizler son bulmalı. Ama yeni bir cezaevi inşa etmek kolaya kaçmak."


Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın LGBTİ’lere özel cezaevi projesi açıklamasına, cezaevlerinde çalışan sivil toplum örgütleri tepki gösterdi.

Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’nden (CİSST) Mustafa Eren ve Lambdaistanbul’dan Elif Avcı, LGBTİ mahpuslara ve bu konuda çalışan sivil toplum örgütlerine sorulmadan böyle bir proje geliştirilmesini eleştirirken, LGBTİ’lere özel bir cezaevinin mahpuslar açısından başta tecrit olmak üzere, birçok soruna neden olacağını ifade etti.

Her ikisi de mevcut durumda LGBTİ mahpuslara yönelik taciz, tecavüz, kötü muamele ve ihmallerin hapishane personeli kaynaklı olduğunu, ayrı bir LGBTİ hapishanesi inşa etmenin güvenlik kaygılarını ortadan kaldırmayacağını belirtti.

Ayrıca bu uygulamanın cinsel yönelimlerini çevrelerine açıklamamış mahpusların ifşa olacağını; bu damgalamanın mahpusların ziyaretçilerini de kapsayacağını söylediler.

Eren ve Avcı, LGBTİ mahpusların güvenliğinin yeni bir cezaevi yerine mevcut durumu düzelterek mümkün olacağını söyledi ve önerilerini sıraladı.

“Cezaevlerini homofobiden arındırmak lazım”

Lambdaistanbul’dan Elif Avcı, asıl ihtiyacın, mevcut cezaevlerindeki sorunları çözmek olduğunu ifade etti.

 “Bu uygulanmamış bir şey değil. Mesela İtalya’da ve bazı Avrupa ülkelerinde böyle uygulamalar var. Ama genelleşmemiş olmasının sebepleri var. Ama bakanlar her zaman olduğu gibi alanın öznesiyle çalışmak yerine ‘biz karar verdik, yapacağız’ anlayışına devam ediyor.

“Öncelikle mevcut kurumları transfobi ve homofobiden arındırmak lazım. Mevcut durumda yaşanan tacizlerin çoğu personel ve yönetim kadrosundan kaynaklıyken, böyle bir yer açıldığında ne olacak?

“Ama bu proje mevcut personeli eğitmek ve hapishanelerdeki sorunları çözmekten daha kolay ve ucuz geliyor.”

“Sivil toplum sürece dahil olmalı”

CİSST’ten Eren, yargılamanın sağlıklı yürümesi ve aileleriyle, sosyal çevreleriyle bağlarının sürebilmesi için mahpusların tutuklandıkları yerde hapsedilmelerinin önemini vurgularken, ayrı bir cezaevinin sürgün anlamına geleceğini, mahkemeye gidiş gelişlerinin, avukatları ve aileleriyle görüşmelerinin zorlaşacağını hatırlattı.

 “CİSST olarak yapılması gerekenin ayrı bir hapishane inşa etmek yoluyla ayrımcılığı kurumsallaştırmak değil, onların tutulduğu hapishanelerde ayrımcılık ve güvenlik sorunlarını çözmeye çalışmak, bunun için de sivil toplum örgütlerinin sürece dahil olmasını sağlamak olduğunu düşünüyoruz.

“Sivil toplum örgütleri hem LGBTİ mahpuslara yönelik çalışmalar yapıp onların izole edilmiş hallerinin ortadan kaldırılmasına yardımcı olabilir hem de diğer mahpuslara ve hapishane personeline yönelik çalışmalarıyla ayrımcılığı geriletmeye katkı sunabilir.

“Hapishane yönetimlerinin de bu konuda irade göstermesi ve tavır alması sayesinde LGBTİ mahpuslar güvenlik kaygısı olmaksızın ortak kullanım alanlarını kullanabilecek, diğer mahpuslar gibi sosyal faaliyetlerden yararlanabilecek ve fiili izolasyon durumu sona erebilecektir.” (ÇT)

Bianet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder