19 Nisan 2014 Cumartesi

Kaos GL, TRT Radyosu’nda!

TRT Radyo 1’de yayınlanan “Sesli Rehber” programında LGBTİ hakları, nefret suçları ve Kaos GL Derneği’nin çalışmaları konuşuldu.

Kaos GL Derneği’nden Murat Köylü TRT Radyo 1’de yayınlanan Sesli Rehber programına konuk oldu. Derneğin farkındalık ve savunuculuk programı ile nefret suçları raporunun konuşulduğu program 16 Nisan Perşembe günü yayınlandı.

Köylü programda Kaos GL derneğinin çalışmalarının yanı sıra, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği kavramlarını, nefret suçları raporunda öne çıkan anahtar bulguları anlattı. Köylü, Türkiye’deki LGBTİ toplumunun sorunlarına ilişkin programa konuk olmaya devam edecek.

Köylü’nün konuşmasının satır başları ise şöyle:
“Kaos ‘tahmin edilemezlik, çeşitlilik içindeki kendinden menkul uyum’ gibi anlamlara geliyor. 1994 yılında kurulmuş, 2005’te resmi dernek statüsünü almış bir oluşum. Temel derdi, cinsel yönelimler ve cinsiyet kimlikleri arasında eşitliğin ve sosyal adaletin sağlanması. Bugün itibariyle Kaos GL ekibinin, danışmanlarının, destekçilerinin, gönüllülerinin içinde ister eşcinsel olsun, ister heteroseksüel olsun, ister transseksüel olsun pek çok kişi var.

“Toplumumuzda cinsellik pek tartışılmıyor”
“Bilirsiniz, toplumumuzda cinsellik, içinde cinsellik barındıran kavramlar, olaylar, sorunlar pek tartışılmaz. Aile içinde, okullarda dahi bu böyledir. Oysa her kişinin ve tüm insanların varoluşunun ve kimliğinin vazgeçilmez temellerinden biridir cinsellik. Cinselliğe dair bilgiden, deneyimden, birikimden söz edebiliriz. İnsanlar özel yaşamlarında ve kamusal alanda cinselliklerine göre de kimlikler, roller, haklar ve yükümlülükler edinirler. Cinsel kimlikleri, kişiliklerinin ve toplumsal varoluşlarının belirleyici bir bileşeni olur.

“LGBT lezbiyen, gey, biseksüel ve trans sözlerinin bileşimi. Heteroseksüellik dışında bırakılan kimlikleri ifade ettiği için bir arada kullanılıyor. Aslında ortak olduğu kadar farklı yönleri de var.

“Eşcinsellik tarih boyunca var olan bir olgu”
“Konu eşcinselliğe geldiğinde şunu kolaylıkla söyleyebiliriz: İnsanın kendi cinsiyetinden biri ile bir hayat paylaşma hali, dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye toplumunda da karşımıza çıkıyor. Eşcinsellik dilediği kadar tabu olsun, tüm insanlık tarihi boyunca ve tüm toplumlarda var olan bir olgu, bir gerçek.

“Bizim de amacımız, kamu yönetimi, devlet ve hükümetler tarafından, kamuoyunun tamamı tarafından bu gerçekliğin kabul edilmesini, dürüstlükle kabul edilmesini sağlamak. Önyargıları kırmak. Bu sayede mevcut pek çok problemi ve sıkıntıyı aşabileceğimizi ve daha barışçıl bir toplumda hep beraber yaşayabileceğimizi düşünüyoruz. Toplumdaki şiddet ve ayrımcılık yükünün önemli bir miktarını oluşturan bu mesele ile insan hakları ve demokrasi perspektifi ile mücadele etmeye çabalıyoruz.

“LGBTİ hakları demokrasi ve hukuk meselesidir”
“Bunun için İnsan hakları programları yürütüyoruz. Araştırmalar yapıyor, çalıştaylar düzenliyoruz. Medyada ve kamuoyunda doğru bilgiyi yaymaya çalışıyoruz. Bu ne yazık ki insanların kendi öznel deneyimlerine dayanmadan, kulaktan dolma bilgiler, basmakalıp temsiller üzerinden ilişkilendiği bir konu. Oysa biz görüyoruz ve diyoruz ki, bu konu biz insan hakları, demokrasi ve hukuk meselesidir. Görüyoruz ki, engellilerin, kadınların, yaşlıların, Roman yurttaşlarımızın, Kürt yurttaşlarımızın, Alevi yurttaşlarımızın yaşayageldikleriyle oldukça benzerdir. Bir açıdan bir azınlık-çoğunluk meselesidir. Afrika kökenli siyah insanlara karşı yapılan, ya da Yahudilere karşı yapılanlarla benzerliği vardır.

“Homofobi ve transfobi her yerde, mücadele de!”
“Dünyamızı düşündüğümüzde gördüğümüz şu ki, homofobi ve transfobi her yerde var, bütün toplumlarda az ya da çok var. Farklılık gösteren, devletlerin ve hükümetlerin buna yaklaşımı. Ayrımcılık ve şiddete çözüm bulmaya dair çabalarının hangi eksende olduğu. Yoksa eşcinseller bir ülkede çok, bir ülkede az sayıda değiller. Eşcinsellik özendirilecek, dönüşülecek bir şey de değil. Heteroseksüellik gibi insana dair bir cinsel yönelim. İnsanlar haklarını talep ettikçe ve bilim ve siyaset buna hak ettiği alanı açtıkça, eşcinseller ve translar ve meseleleri daha görünür oluyor, o kadar. Aslında insanlık ve bir arada yaşam açısından bakarsak gidişat olumlu.

“İşte biz tüm bunlar için, çoğulcu, insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne dayalı bir toplum inşa etme çabalarında kendi payımıza düşeni yapmaya çabalıyoruz. Bugün eşcinsellere ve transseksüellere yönelik ayrımcılık ve şiddet, onlara yönelik cinayetler, fişlemeler, hakaretler, böyle bir ortam, böyle bir ülke sadece eşcinsellerin ve transseksüellerin derdi mi? Bu ülkenin yurttaşları olan bizler, böyle ayrımcılık ve şiddet dolu bir toplumda yaşamak istiyor muyuz, istemiyor muyuz?”


Kaos GL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder