Bugün Dünya Seks İşçileri Hakları Günü. Dünyanın en eski mesleğini icra edenler 'Haklarımızı daha fazla ihlal etmeyin' diyor. LuBUnya Boğaziçi ve Kadın Kapısı'nın düzenlediği paneldeydik...
Dünya Seks İşçileri Hakları Günü 2001’de Kalküta’da düzenlenen seks işçileri karnavalının coşkusuyla dahil oluyor dünya özel günler literatürüne. Karnavala dünyanın dört yanından katılan yarısı seks işçisi 50 bin kişi, 3 Mart’ın ‘Dünya Seks İşçileri Hakları Günü’ olarak kutlanmasına karar verilmesine yetiyor. 2001 itibariyle seks işçileri 3 Mart’ı onur günü ilan ediyorlar. Türkiye ise artan hak ihlallerini, seks işçilerinin politik mücadelesini bir onur günü başlığı altında tartışmaya 2008’de başlıyor.
Boğaziçi Üniversitesi’nde 1 Mart’ta düzenlenen panelde ‘Hâlâ Tanığız’ Platformu’ndan Begüm Baki, Kadın Kapısı’ndan Şevval Kılıç, İstanbul LGBTT Dayanışma Derneği’nden Ebru Kırancı yaptıkları sunumlarla gündeme getirdiler seks işçilerinin yaşadıklarını. Begüm Baki, Pınar Selek’in Ülker Sokak üzerinden yazdığı ‘Maskeler, Süvariler, Gacılar’ kitabını hatırlattı. Böylece bir kez daha Hortum Süleyman’ın da katkılarıyla kentsel dönüşüm başlığı altında nasıl da ‘temizlendiğini’ dinledik sokakların.
1996’dan beri seks işçilerinin hakları için mücadele veren Kadın Kapısı’ndan Şevval Kılıç, sosyalist feminist çevrelerin, sol derneklerin ve sendikaların tavırlarından yakındı öncelikle. TEKEL’de çalışan kadınlar adına sözünü çekinmeden söyleyen sendikaların konu seks işçileri olunca aynı duyarlılığı göstermediklerini anlattı. Keza kol kası ne kadar kutsalsa, vajina kası da o kadar kutsal olmalıydı. Kılıç’ın verdiği bilgilerle Türkiye’de 52 genelevi var ve devlet bu genelevleri kapatmak için elinden geleni yapıyor. En geçerli taktik önce bir cami yapmak civara, sonra da cami sebebiyle ‘temizlemek’ çevreyi. Kendine has mizahıyla “Son olarak Ankara Genelevi’nin altında tarihi eser buldular” diyor. Ankara Genelevi 2010’da kapatıldı. Ve işyerleri aynı zamanda evleri olan seks işçileri, hem işsiz hem evsiz kaldılar. Ve devletin yerine getirdiği en ‘değerli’ görev genelevleri mobese kameralarıyla donatmak.
Kurul karşısında...
Pek çok seks işçisi çalışmak için tekinsiz sokakları değil, genelevi tercih etse de hiç kolay değil geneleve girmek. Kılıç’ın verdiği bilgilerle 2012 itibariyle 3 bin 100 seks işçisi vesikalı olarak çalışıyor. Kayıtdışı çalışanların sayısıysa 100 bin. Özellikle son on yılda genelevlere girmek hayli zor. Öncelikle karaciğer akciğer gerekli kontrollerden geçmek zorundalar. Sonra beş kişilik kurulun önünde, neden bu işi yapmak istediklerini anlatmak gibi bir dertleri var. Kılıç için artık seks işçiliği konuşulurken düşkün ve mağdur edebiyatının bir son bulması gerekiyor. Keza kendi işini yapan, kendi parasını kazanan işçiler onlar öncelikle.
Lakin bu beş kişilik kurulun varlığı bile devletin aynı fikirde olmadığının kanıtı. Kuruldan gelen sonuca göre ya genelevde seks işçileri ya da sokaklarda tehlike altında çalışmaya devam... Geneleve girmek öyle kolay olmadığı için bu işin de yolları bulunmuş. Kılıç, Ankara Genelevi’nin eski avukatlarından birinin 20 bin lira karşılığında işlemleri hallediverdiğini söylüyor. 20 bin lira hava paranız varsa, işlem tamam. “Devlet, kendi eliyle kadınları vesikalandırmak istemiyor” diyor Kılıç. Bu şartlar altında şayet seks işçiliği bir meslek kolu olarak tanımlanırsa, hakları da beraberinde getirecek bu gelişmeler. Salondan yöneltilen “Yeni anayasa için bu hakları elde etmeye dair çalışmalarınız var mı?” sorusuna Kılıç’ın verdiği cevap, fazla söze hacet bırakmıyor sanırız: “Seks işçileri şu an ‘Lütfen bizi öldürmeyin’ derdinde.
Bonus için hedefler
Söz Ebru Kırancı’ya gelince Ülker Sokak’a geri dönüyoruz. “LGBT hareketinin mihenktaşı Ülker Sokak değil Kazancı’dır, Pürtelaş’tır” diyor Pürtelaş’ı son terk edenlerden Kırancı. O dönem Cihangir Güzelleştirme Derneği’nin ‘Nezih bir Cihangir’ için yaptıklarını, polisler sokağa girmeden önce komşuluk ilişkilerinin gayet iyi olduğu mahalle insanının Hortum Süleyman’dan sonra nasıl pencerelerini bayraklarla donattıklarını, evlerinden götürülüp onlar için o kadar değerli saçlarının nasıl kesildiğini, nasıl yavaş yavaş ‘temizlendiğini’ anlatılyor sokakların. Elbette ‘temizlik’ hâlâ sürüyor. Tarlabaşı’nda yaşayan bir trans arkadaşının davasından bahsediyor Kırancı. Mesele halledilmezse AİHM’ye kadar yolları var.
Seks işçilerine Kabahatlar Kanunu’na dahil edilerek kesilen cezalar, trafiğe engel oldukları gerekçesiyle kesilen cezalar da bir başka devlet eliyle eziyet. Keza bu para cezaları o gün kazandıklarından başka gelirleri olmayan seks işçilerinin fazla mesai yapması demek.
Kırancı, Hüseyin Çapkın’ın ‘Polislere bonus puan’ uygulamasıyla yaşananları anlatırken sözü salondan Maltepe sahilinde çalışan Yeşim alıyor. Bindiği arabada bıçaklanarak, dövülerek atıldığı yol kenarında yaşadıklarını. Şiddet devreye girince ne kadar içki içilmişse de öncesinde silinip gittiğini o içkilerin etkisinin. Acıyı nasıl da hissettiğini. Gelin görün ki bütün genelevleri mobese kameralarıyla donatan devlet, yolun o noktasında kayıt bulamıyor. Neyse ki Kırancı gibi seks işçilerini hakları için mücadele verenlerin tepkisi tamamen görmezden gelinmiyor. Öyleyse mücadele devam etsin diyor, bütün seks işçilerinin 3 Mart’larını kutluyoruz.
‘Fahişeler Yürüyüşü’ne Çağrı
Seks İşçiliği ve İnsan Hakları Konferansı bu yıl, polisin seks işçilerine yönelik baskısını ele alıyor. 3-4 Mart tarihlerinde Ankara Best Otel’de düzenlenen konferansa herkes davetli. Bu akşam saat 19.00’da Sakarya Caddesi İş Bankası önünden başlayacak ‘Fahişeler Yürüyüşü’nde ise “Bize sokakları çok görenlere inat sokaklara çıkıyoruz!” denilecek.
BERRİN KARAKAŞ - Radikal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder