Ünlü modacı Cemil İpekçi, yağlı güreşin değişmez unsuru kispetten esinlenerek kot pantolon tasarlamak için kolları sıvadı.
İpekçi yaptığı açıklamada, Kırkpınar'ın Türk milletinde olduğu gibi kendisinde de büyük duygular uyandırdığını söyledi. Kırkpınar yağlı güreşlerinin, gücün, rakibe saygı ve hürmetle ortaya konulan bir ata sporu olduğunu ifade eden İpekçi, şunları kaydetti:
“Kırkpınar, benim için geçmişimizi ifade ediyor. Kimseye zarar getirmeden, er meydanında, erkeğin gücünü gösteren bir ata yadigarıdır. Günümüzde kick boks gibi canavarca sporlar var. Bizim ata sporumuza baktığımızda, estetikle birlikte mertçe gücün ortaya konulduğunu gösteriyoruz. Yüzyıllardır kan dökmeden de gücün simgelendiğini ifade ediyoruz.”
“KIRKPINAR DEFİLESİ”
Kispetten esinlenerek pantolon tasarlayacağını ve Edirne Belediyesinden kispet göndermeleri konusunda ricada bulunduğunu bildiren ünlü modacı, şöyle dedi:
“Kispetten pantolon modelleri tasarlayacağım. Karınca kararınca Kırkpınar kültürüne hizmetim olsun istiyorum. Ayrıca, 27 Haziran-3 Temmuz 2011'de yapılacak Kırkpınar yağlı güreşleri sırasında, er meydanı Sarayiçi'nde 'Kırkpınar Defilesi' yapmayı planlıyorum. Geçmişten günümüze Kırkpınar kültürünü araştıracağım. Kırkpınar gömleklerinden tutun da Kırkpınar ağasının kıyafetlerine, kispetin taşındığı zembilden pehlivanların taktıkları bilekliklere kadar birçok kültürel ögeden yararlanarak oluşturacağım koleksiyonumu da sergileyeceğim. Bu fikrim Edirne Belediyesince takdir edilerek uygun görüldü.
“AĞALIK BANA GÖRE DEĞİL”
İpekçi, Edirne Belediye Başkan Yardımcısı Murat Muratoğlu ile yaptığı görüşme sonucu gönderilecek kispeti beklediğini ve hemen işe koyulmak için sabırsızlandığını belirterek, ağalık teklif edilmesi durumunda kabul edemeyeceğini ifade etti.
Kendisini “60 yaşında bir çocuk” olarak niteleyen İpekçi, “Ben ağa olarak yalnızca yaradan Rabbımı bilirim. Ağalıkla işim olmaz. Ben 60 yaşında bir çocuğum, nasıl ağalık yaparım ki. Ancak ağalık yerine Edirne'de daha güzel bir işe imza atabiliriz. Mardin'de kadınlar için açtığım okul gibi, Edirne'de de atölye açarak, turizme katkı sağlar, istihdam yaratabiliriz” diye konuştu.
Edirne Belediye Başkan Yardımcısı Muratoğlu da Cemil İpekçi'ye gönderilmek üzere kispetin hazırlandığını belirtti.
KİSPET
Yağlı güreşe çıkan her pehlivanın güreş malzemesinin başında kispet geliyor. Manda ve dana derisinden yapılan kispetin bel kısmı dört parmak genişliğinde ve kalın oluyor. Beli sarması için kalın ip geçiriliyor. Bu kısma “kasnak” deniyor. Kispetin diz kapağının altına gelen yere “paça” deniyor. Paça ile baldır arasına, “paçabent” olarak adlandırılan keçe konuluyor. Deri kısım keçenin üzerine çekiliyor ve üzeri sicimle sıkıca bağlanıyor.
Sıkı bağlanmayan paçadan içeri giren parmaklar sayesinde oyun almak kolaylaşıyor. Bu nedenle bel ve paça bağları rakibin tutamayacağı şekilde yapılıyor. Bel ve ön kısmına yazı ve motifler işleniyor. Diz altı bağlantısının altına keçe kumaş konuluyor. Yağla yumuşatıldıktan sonra giyilen kispet iyi bağlanmaz ve güreş esnasında çıkarsa pehlivan mağlup sayılıyor. (aa)
İpekçi yaptığı açıklamada, Kırkpınar'ın Türk milletinde olduğu gibi kendisinde de büyük duygular uyandırdığını söyledi. Kırkpınar yağlı güreşlerinin, gücün, rakibe saygı ve hürmetle ortaya konulan bir ata sporu olduğunu ifade eden İpekçi, şunları kaydetti:
“Kırkpınar, benim için geçmişimizi ifade ediyor. Kimseye zarar getirmeden, er meydanında, erkeğin gücünü gösteren bir ata yadigarıdır. Günümüzde kick boks gibi canavarca sporlar var. Bizim ata sporumuza baktığımızda, estetikle birlikte mertçe gücün ortaya konulduğunu gösteriyoruz. Yüzyıllardır kan dökmeden de gücün simgelendiğini ifade ediyoruz.”
“KIRKPINAR DEFİLESİ”
Kispetten esinlenerek pantolon tasarlayacağını ve Edirne Belediyesinden kispet göndermeleri konusunda ricada bulunduğunu bildiren ünlü modacı, şöyle dedi:
“Kispetten pantolon modelleri tasarlayacağım. Karınca kararınca Kırkpınar kültürüne hizmetim olsun istiyorum. Ayrıca, 27 Haziran-3 Temmuz 2011'de yapılacak Kırkpınar yağlı güreşleri sırasında, er meydanı Sarayiçi'nde 'Kırkpınar Defilesi' yapmayı planlıyorum. Geçmişten günümüze Kırkpınar kültürünü araştıracağım. Kırkpınar gömleklerinden tutun da Kırkpınar ağasının kıyafetlerine, kispetin taşındığı zembilden pehlivanların taktıkları bilekliklere kadar birçok kültürel ögeden yararlanarak oluşturacağım koleksiyonumu da sergileyeceğim. Bu fikrim Edirne Belediyesince takdir edilerek uygun görüldü.
“AĞALIK BANA GÖRE DEĞİL”
İpekçi, Edirne Belediye Başkan Yardımcısı Murat Muratoğlu ile yaptığı görüşme sonucu gönderilecek kispeti beklediğini ve hemen işe koyulmak için sabırsızlandığını belirterek, ağalık teklif edilmesi durumunda kabul edemeyeceğini ifade etti.
Kendisini “60 yaşında bir çocuk” olarak niteleyen İpekçi, “Ben ağa olarak yalnızca yaradan Rabbımı bilirim. Ağalıkla işim olmaz. Ben 60 yaşında bir çocuğum, nasıl ağalık yaparım ki. Ancak ağalık yerine Edirne'de daha güzel bir işe imza atabiliriz. Mardin'de kadınlar için açtığım okul gibi, Edirne'de de atölye açarak, turizme katkı sağlar, istihdam yaratabiliriz” diye konuştu.
Edirne Belediye Başkan Yardımcısı Muratoğlu da Cemil İpekçi'ye gönderilmek üzere kispetin hazırlandığını belirtti.
KİSPET
Yağlı güreşe çıkan her pehlivanın güreş malzemesinin başında kispet geliyor. Manda ve dana derisinden yapılan kispetin bel kısmı dört parmak genişliğinde ve kalın oluyor. Beli sarması için kalın ip geçiriliyor. Bu kısma “kasnak” deniyor. Kispetin diz kapağının altına gelen yere “paça” deniyor. Paça ile baldır arasına, “paçabent” olarak adlandırılan keçe konuluyor. Deri kısım keçenin üzerine çekiliyor ve üzeri sicimle sıkıca bağlanıyor.
Sıkı bağlanmayan paçadan içeri giren parmaklar sayesinde oyun almak kolaylaşıyor. Bu nedenle bel ve paça bağları rakibin tutamayacağı şekilde yapılıyor. Bel ve ön kısmına yazı ve motifler işleniyor. Diz altı bağlantısının altına keçe kumaş konuluyor. Yağla yumuşatıldıktan sonra giyilen kispet iyi bağlanmaz ve güreş esnasında çıkarsa pehlivan mağlup sayılıyor. (aa)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder