14 Kasım 2010 Pazar

Birkaç kez erkekken sahneye çıktım, Fatih Ürek gibi oldum

Müstehcen diye yasaklandım ama beni yıllarca aileler izledi
´Huysuz´dan vazgeçip erkek kılığında ekrana çıksam Fatih Ürek gibi olurum´

Seyfı Dursunoğlu’nu bir dost davetinde tanıdım. Huysuz Virjin karakteriyle çok özgün bir yol izlediğini düşünmüşümdür hep. Tam 44 yıldır sanat yaşamı devam ediyor. Şimdilerde RTÜK vetosu nedeniyle ekranlardan uzak kalmış olsa da içinde sahne aşkı hâlâ var. Çengelköy’deki evine doğru giderken yolda şoförümüz, “Ailece izlemekten zevk aldığımız bir insan” diyerek, sanırım Huysuz Virjin’le ilgili söylenecek en güzel sözlerden birini etti. O tam bir İstanbul Beyefendisi... ‘Huysuz’ sohbetin bazı bölümlerinde içinden taştı. Biz onun bayramını kutladık, o da bizim aracığımızla tüm sevenlerine ‘iyi bayramlar’ dileklerini iletti.
Bu tip bir insanın çalışmasına engel olmak çirkin ve ayıp
* Sizin hep gece hayatınız oldu. Gazinolarda, kulüplerde çıktınız. Canlı yayınlarınız oldu. Bunların hepsi çok yorucu olmalı...
-Hepsini çok severek yaptım. Mutluydum, mutluluk verdim. Gece kulüplerinde çalıştım ama benim hiç gece hayatım olmadı. Ben işimi yapıp hep evime döndüm. Bana yorucu gelmedi tüm bunlar. Spor gibi. Bir de insanlara mutluluk veriyorsun. Seni izleyip alkışlıyorlar. Bunlar çok güzel. Ama şu anda artık bitti. RTÜK moralimi çok bozdu. Benim yaptığım bu doğaçlama işini dünyada yapan sayılı kişi var. Bu yeteneğimin değil de müstehcenliğin değerlendiriliyor olması beni çok üzdü.
* Bunca yıl ekranda olup da bir anda yasaklı olmak mı sizi üzen?
-Evet. Ben tüm mal varlığımı Eğitim Gönüllüleri’ne bıraktım. Bu tip bir insanın çalışmasına engel olmak çirkin ve ayıp. Türkiye’de olmamalıymışım. Değerimin bilindiği bir ülke isterdim.
* Çok kırgınsınız...
-Çok genç olsaydım Türkiye’de kalmaz, yurt dışında yaşardım. Giderdim. Yurt dışında olsam bu işi yapamazdım biliyorum. Başka dilde espiri yapmak zor. Dikiş diker paramı kazanırdım. Gördüğün her şeyi ben diktim.
* Hiç erkek kimliğinizle Seyfi Dursunoğlu olarak şov yapmayı denediniz mi?
-O kadından çıktığı için farklı oluyor. Erkekken o esprileri yapamıyorsun. Erkek olarak çıktım birkaç kez Fatih Ürek gibi oldum. Fox’ta çıktım olmadı. Star’da bir program yapacaktım. Zahid Akman arayıp “Lütfen çıkarmayın” demiş. Program iptal oldu.
* RTÜK’ün karşı çıktığı müstehcenlik mi yoksa “Bir erkeğin kadın kıyafetleri içinde program yapması mı?”
-Erkeğin kadın kılığına girmesini günah kabul ediyorlar. Sanırım bu yüzden.
7 yıl, içimde korsem, memeler üzerimde hiç durmadan çalıştım
* Size gece geç saatlerde çıkmanız teklif edildi diye biliyorum...
-Beni aileler izliyor. Neden o saatte çıkayım? Ayrıca yaşlılar, çalışanlar o saatlerde uyuyor. İzlenmeyecekse niye yapayım?
Zeki Müren’le fazla alakamız yoktu, aramızda kıskançlık olduğunu da kabul etmem
* Zeki Müren’le okul arkadaşıymışsınız... Nasıldı aranız?
-Ben 8’inci sınıftaydım, o 10’uncu sınıfta geldi. Aramızda 3 yaş vardır. O evire çevire bizi aynı yaşa getirdi. Alakamız yoktu fazla.
* Neden? Kostüm yaptınız Zeki Müren’e... Kitabınızda okudum.
-Yedek subayım. Bir parti verilecek. Ben de çok güzel oryantal oynuyorum. İşim yok orada bölük kumandan yardımcısıyım. Bursalı bir çocuk hışır hışır kırık beyaz bir kumaş getirdi. Oryantal elbise diktim ama payet yok, taş yok. Askerleri çağırdım, minik taşlar toplayın, onları yıkayın, kurulayın dedim. O taşları oryantal kıyafetin altına diktim. İşte o dönemlerden hemen sonra Zeki evinde bir davet veriyor, çok çağırdı beni. Hatta doğumgünü. Çok istemiş. Oryantal de yapsın demiş.
* Yaptınız mı?
-Ben avane pozisyonuna düşmemek için gitmek istemezdim. O önde ben arkada olmak istemedim. Çıkardım oraya elbisemi koydum, kalktı bir şeyler giymiş benim kıyafetin etekliğini da kafasına takmış. “Çok şükür Allahım, Zeki Müren donumu kafasına geçirdi” diye bağırdım.
* Kıskançlık olabilir mi aranızda?
-Yok bunu kabul etmiyorum. Ben erkeğim kadın makyajı yapıyorum, güzel kadın oluyorum. O da çok şatafatlı giyiniyor, çok makyaj yapıyor. Ama ben güzeldim. Belim ince, onun kalındı. Bir kere aradı beni, “Kadroma alıyorum seni” dedi. Çıkış sırasını beğenmediğim için gitmedim. Zeki telefon açınca da, “Çok işim var” dedim.
Zeki’ye elbise yaptığımı herkese söyledim
* Zeki Müren’e elbise yaptınız değil mi?
-Bir kez ona elbise işledim. “350 lira verecek” dediler. Bu arada ben de SSK’dan maaşımı aldım. Bir cebimde maaşım var 500 lira. Diğer cebimde de 350 lira. Karşıdan karşıya geçtim, bir baktım cebimde para yok. Herhalde düşürdüm. Sanırım bana hayretmedi. “Bana elbise işlediğini kimseye söylemesin” demiş. İnat olsun diye herkese söyledim. Muazzez Abacı, Emel Sayın, Nükhet’ten elbise aldım. Acır verirlerdi. Kıyafetleri o kadar değiştirirdim ki tanıyamazlardı.
Elif Ergu - Vatan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder