Nasıl bilirdiniz Kız Şaban’ı? Bilir miydiniz? Şaban Çelen’i öldüren dört kişi, tasarlayarak kasten adam öldürmek suçundan müebbet hapse mahkûm oldu geçen hafta.
1959’da Mardin’in Mazıdağı’nda doğmuş. Hatırlar mı bilemeyiz, küçükken ailecek geçmişler Diyarbakır’ın Mardinkapı’sına. Adını soyadını, ilkokul üçüncü sınıfa kadar yazmış defterlerine, ötesi fazla gelmiş, bırakmış. 49 yaşında, iki sene önce öldürüldüğünde, gazeteler daha 10’lu yaşlarında ‘kadınsı’ davranışlarının dikkat çektiğini, çevresi tarafından dışlandığını, babasının onu evden kovduğunu yazdı. Belki de evden kovulduğu için bıraktı okulu.
10’lu yaşlarında evsiz bir Şaban ne yapar? Gazeteler fuhuş yaptığını yazdı. 11-12 yaşında mı başladı? Mersin’in, Adana’nın pavyonlarında konsomatrislik yapana kadar nerede uyudu bu insan? Diyarbakır’ın, Mardin’in, kıza benzediği için gidip babasına laf sokan adamlarına pavyonlarda ‘Kız Şaban’lık yaptıktan sonra nerede uyandı? İstanbul’a gitmiş diyorlar sonra, Pürtelaş’a, Kazancı’ya, Cihangir’e; bu kez Yeliz olarak…
1980’de askere aldılar, tez vakitte çürüğe ayırdılar. O aradaki dört yılda ne oldu, 1984’te hangi parayla, kimin ameliyat masasına yattı kadın olarak kalksın diye? Haberlerde Ali Nihat Mındıkoğlu’nun ismi geçiyor; ama gazetelere tekzip mektuplarıyla “Ben yapmadım” diyor Profesör. O zaman kim?Burası İstanbul, burada böyle… Artık tam bir Kız Şaban olarak sokaklarda… Hortum Süleyman’la çok hatırası vardı, kesin; iki yıl sonra dayanamadığı bir gün döndü Diyarbakır’a. İnatsa inat… Hançepek’te, genelevin tam karşısında bir ev kiraladı. Penye tişörtlerini memelerinin tam altından içine soktuğu, çiçekli basmadan yere uzanan eteği, boynunda beşibiryerdeleri, kolunda burma bilezikleri ve hep Şaban gibi kesilmiş saçlarıyla korsan genelevinin sahibesi oldu. O kapının onca yıl kaçak işleyebilmesinin de var sebepleri.
Zamanında onu babasına ihbar edip evinden kovulmasına vesile olan eniştesiymiş. Unutmamış. Tam 20 yıl sonra gidip eniştesini bacağından vurdu Kız Şaban. Diyarbakır Merkez Kapalı Cezaevi’nde kimse istemedi onu koğuşunda. Derler ki, bir tek siyasi kadın tutuklular Kız Şaban olarak buyur etmiş onu aralarına.
Cezaevinden çıktı, geç kalmış gibi işe koyuldu. Çok para biriktirdi, inat gibi dünya malına yatırdı her şeyini, oynar gibi parayla, tefecilik de yaptı. Ama ortak olduğu eczanede parası çıkışmayan yoksullara, paketleyip verdirtiyordu da ilaçları. Göçmenlerin, yasanın dışına itilmişlerin, karaların, kaçakların, Çingenelerin mahallesinde yardımseverliğiyle anıldı hep. Parası olsa da bırakmadı Hançepek’i… 2004’te kadın satma işini bıraktı sadece.
Hayatında en kıymetlisi, son 13 yılını birlikte geçirdiği, ‘oğlum’ dediği, ailesine de yardım ettiği Ali Yavuz’du. Zaten birlikte öldürüldüler 2008’de; Ali 35’inde o zaman. Kız Şaban hep en büyük emelinin Ali’yi evlendirmek, torun yüzü görebilmek olduğunu söyledi. Ama ölümünden sonra gazetelerde ‘evlatlık’ı hep tırnak içinde yazdılar. İkna olmamışlardı.
Yüzüne atılan jiletler, kim bilir kaç kez ıssızda gasp… Bahçe duvarlarını gittikçe sağlamladığı, pencerelerin ve dahi tavanların demirlendiği, oyun masasının, iskambil destesinin hiç toplanmadığı bir ev… Ve sonra açılmamış okey taşlarının durduğu bir masanın dibinde, alacak verecek davasından, 40 lira için işlendiği söylenen iki cinayet; dört tutuklu… Geçen hafta dördünün de cezası müebbet hapise bağlandı.Çelen, resmi kayıtlara geçen Diyarbakır’ın ilk transseksüeli, geriye Kayapınar’da bir mezar taşı bıraktı.Kemal Sunal’sız, başka bir Şaban filmi…
Pınar Öğünç - Radikal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder