4 Nisan 2010 Pazar

Açılım sırası «cinsel tercihler konusu»'na da geldi, diye bir siftahtır bu yazı

Çoğu zaman olduğu gibi, göreceksiniz açılımlar konusunda da cinsellik kısa sürede ayrı ve önemli bir yer tutacak. Neylersiniz, çünkü meselelerimizin yüksek sesle en az ve en güç konuşulanıdır cinselliğimiz.
Sanki Doğu bu anlamda daha bir çekingendir, diyecekken bakın duralıyorum. Kıtalara yayılmış insanların bu konudaki anlayışı ve davranışları hakkında, öyle karşılaştırmalar yapacak kadar bilgi sahibi değilim.
Bu konuda, farklı mahremiyet kuralları gereği toplumlar birbiri hakkında pek de bilgi sahibi sayılmaz. Ve geldiğimiz günde bile zannederim, üzerinde durmaya ihtiyaç duymayacak kadar cinsellik konularında açık, dürüst ve samimî bir toplum bulmak da mümkün değildir.Unutmayın ki çoğu zaman kendimizle bile yeterince açık ve barışık olamadığımız bir alanda açılımdan söz etmeye çalışıyoruz.
Ben konuya hiç olmazsa değinme cesaretinde bulunan öncülerden biri olma iddiasında değilim. Belki yaşım ve hayat tarzım sebebiyle hatta, bu alanda açılıma pek elverişli olamayacaklardan biri de sayılabilirim.
Ciddiye aldığım köşekadılarından biri elbette durup dururken «profesyonel baba» diye ayıplamadı beni. Bir başkası çıktı son zamanlarda, topalak bir çocuk; kadılar dünyasında «eşcinsel düşmanı» olarak beni işaret etme denemeleri yapıyor. Alınganlık eseri de olabilir. Herkesin önünde meslekteki tavrından pek hoşlanmadığımı belli ettim bir keresinde. Eee, işkilli büzük dingilder lafı da durup dururken edilmedi herhalde.
Hıh, bu tartışmalarda kullanılacak homofobi terimini de ben bu vesileyle öğrendim. (İlginizi çekerse Dil Yâresi kutusuna bir göz atabilirsiniz.)
*
Ben, açık saçık konuların konuşulmadığı, kelimelerin kullanılmadığı bir evde büyüdüm. Babamın çok öfkelendiğinde kullandığı en ağır söz kerhut idi. Arapça kerh’ten («iğrenme, tiksinme, hoşlanmama») geldiğini bildiğimiz kerâhet, kerhen, kerih kelimeleriyle akraba olduğunu sonradan öğrendimse de kerhut’un tam ne demek olduğunu hiç bilemedim. Bizim nesle inene kadar, yakın çevremde sin-kaf’lı laflar da işitmedim, diyebilirim.
Babam bir kere bana, bir hocam hakkında «Onun için ahlaksız diyorlar. Öyle bir havası var mı?» diye sormuştu, hatırlıyorum.
– Evet, inkâr eden bir hâli de yok zaten, cevabımı da biraz yadırgamıştı doğrusu.
Erkek eşcinsellerin varlığından bizim evde de herhalde değil, elbette haberdar idiler. Ama kadın eşcinseller de olduğunun bizim evin ahalisi sanki farkında değildi. Yahut bu konuyu biz çocukların yanında hiç açmamaya özen gösterdiler.
*
Lisede öğrenci olduğum, Ortaköy’de oturduğumuz yıllarda «bendeniz de bu bahiste aydınlanmaya başladım.»
Ortaköy’de, bu yanlarıyla da ünlü iki çok lafı edilen sima vardı. Biri toplu tecavüze uğramış bir yüzme şampiyonuydu; insanlardan nefretini adam bıçaklayarak, hapislere girerek, semtin bir numaralı belalısı olarak ifadeye çalışır gibiydi. Diğeri gün görmüş, varlıklıca bir ailenin, bir kız çocuğu kadar ince, sevimli oğluydu. Sonradan anladım onun, doğarken tercihi belli bir eşcinsel olduğunu. Bizden çok farklı bir dünyada yaşar gibiydi. Gece vakti, bir trafik kazasında can verdi. Çok dertlendiğimi hatırlıyorum.
Üniversite yıllarımda, meslek hayatımda pek çok eşcinsel tanıdım. Hocalarım, ustalarım, yakın arkadaşlarım oldu. Hiç yadırgamadım, diyemem. Ortak bir özellikleri vardı: Toplumla, çevreyle kaçınılmaz sürtüşmeler sebebiyle ve kendi gerçeklerini yeniden ve ayrıca değerlendirme zoruyla sanırım, zekâ ve duyarlık açısından hemen hepsi çok gelişmiş insanlardı.Konuya benden bir açılım sayın, bu pazar sohbetimizi de...
Dil Yâresi
* Homofobi (telaffuzu «omofobi»dir) kelimesi Türkçe sözlüklerde yok. Tahsin Saraç’ın Fransızca-Türkçe Sözlük’ünde de; keza Petit Larousse’ta da. Serdar’ın aracılığıyla internete bakınca, kelimenin 1971’de Kenneth Smith tarafından icat ve istimal edildiğini öğrendim.Kısa anlamıyla homofobi «Eşcinsellere ve eşcinselliğe karşı peşin hükûmlü olma, bu tercihin sahiplerini suçlama» demekmiş. Eşcinselliği tercihlerden biri sayamayıp da mahkûm etmeye kalkana da homofob deniyor.
Argo’nun yakından ilgilendiği bir hal ve tercihtir eşcinsellik. Merak edenler Hulki Aktunç’un Büyük Argo Sözlüğü’ne bakabilir. Eşcinsellik’le ilgili 7 ayrı madde var; biri argo’da erkek eşcinsellere hangi adlar verildiğine dair. Saymaya kalktım, bu anlamda kullanılan argo kelime sayısı 120’den çoktu. Hepsi birden 150’yi de bulur.
Hakkı Devrim - Radikal Gazetesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder