Hoyrat bir cinselliği 1990'ların yüksek modasına dönüştüren Gucci'nin ve Yves Saint Laurent'in eski kreatif direktörü Tom Ford'un daha önceden film sektörüne el atmaması şaşırtıcı. 
Geçen Çarşamba günü Ford bir misafiri ile öğle yemeği yemek üzere Beverly Hills Oteli'nin avlusunda yürüyordu. Adımları planlıydı, kollarını kaskatı kesilmiş gövdesinden fazla ayırmamıştı. Masaya yaklaştıkça, kahverengi camlı güneş gözlüklerini çıkardı. Vanilya gibi bir kokusu vardı. Yerine kayarak otururken Ford, en iyi görüntüsünü ortaya çıkarmak için bilinçli bir jestle çenesini sol omzuna doğru yatırdı. Görsel bir etki için oynanan bu an, yönetmenliğini yaptığı "A Single Man", "Yalnız bir Adam" filminde ana karakter George Falconer'ın cenazede giymek üzere takım elbisesini ve kravatını titizlikle hazırladığı bir sahneyi çağrıştırıyordu. 
Ford'un en ilginç kreasyonu, 1994 yılında tanıttığı düşük belli kadife pantalonlardan ya da 2001 yılında Opium parfüm reklâmında yerde çıplak kıvranan Sophie Dahl'dan daha fazla bir şekilde, kamuoyuna çizdiği kendi portresi. O kadar ki Ford, arkadaşlarının geçenlerde kendisine kılı kırk yaran birisinin böylesine duygu yüklü bir film yapmasına şaşırdıklarını söylediğini anlattı. Ford yara almış duyguları gösterebilecek birisi değil. "Kendimi bir ürün olarak görüyorum" diyor. Ancak açıkça böyle bir hakaret acı veriyor. Ford, "15 yıldır tanıdığım bir arkadaşım 'Seni her zaman 1920'lerden kalma platin kollu çok güzel siyah lake bir kutu olarak düşündüm, ama bu kutunun içinde bu kadar şey olduğunu asla bilemedim' demişti. Ben ise 'Sen benim arkadaşımdın ve dışarıdan görünenden daha fazlasının olduğunu nasıl anlayamadın?' diye sordum" diye anlatıyor. 11 Aralık'ta ABD'de sınırlı sayıda gösterilmeye başlanan, diğer ülkelerde ise şubat ve mart ayında gösterime girecek olan "A Single Man" eleştirmenlerden büyük alkış aldı. 
Özellikle uzun süredir ilişkide olduğu partnerinin bir kazada ölmesinden sonra intihar eden 1960'lı yılların eşcinsel profesörü George karakterini canlandıran Colin Firth'in oyunu çok beğenildi. Bu övgüler, Gucci'den 2004 yılında ayrılıp, sanat filmi yönetmeni olacağını açıklayan ve kendi parasıyla 7 milyon dolarlık projeyi finanse eden Ford'un zaferi. Bu, dış görünüşe gösterdiği titizlik düşünüldüğünde moda dünyasındakilerin çok anlamlı olduğu bir geçişti, diğerleri ise aynı nedenden dolayı bu geçişi lanetli buldu. Weinstein şirketi "A Single Man'i" Toronto Uluslararası Film Festivaline götürene kadar bir dağıtıcısı yoktu. Ford için gerçek bir başarı, filmin olabildiğince fazla seyirciye hitap etmesi anlamına geliyor. Eğer "A Single Man" birkaç Oscar ödülünü almayı başarırsa, bu da Ford'u alışık olduğu kültürel belirleyici rolüne döndürebilir. 
Ford seksi bir cazibeyle 1970'li yılların şıklığını yeniden tasarlayarak 1990'larda kendi neslinin tartışmasız en etkileyici moda tasarımcısıydı. Modada, reklâmda, mağaza tasarımın da bile her bir yaratıcı noktayı yakalayan Ford'un kılavuzluğunda ilk önce Gucci sonra Yves Saint Laurent gelişti, büyüdü. Ancak patronlarıyla yaptığı bir tartışmadan sonra Gucci'yi bıraktı ve 'bir zamanlar güçlü şimdi ise işsiz' sınıfına dâhil oldu. Bundan sonraki adımının film yönetmenliğini açıklayarak uzun süredir ilişkide olduğu partneri Richard Buckley'la bir evlerinin olduğu Los Angeles'ta daha fazla zaman geçirmeye başladı. "A Single Man'in" ciddi hikâyesi intihar, ölüm ve trajik bir romans, onun Gucci'nin kışkırtmayı seven Tom Ford'undan kopuşunu simgeliyor. 
Daha muhafazakâr bir Gucci reklâmında külotunu indiren bir kadının "G." şeklinde tüyleri görünüyordu. Filmin kostüm tasarımcısı Arianne Phillips, "Senaryoyu bana ilk gösterdiğinde şok olmuştum" diyor. "Eğer 'yönetmen' Tom Ford'un çekmek istediği film buysa, ben 'kişi' olarak Tom Ford'u tanımamışım." Ford hayatının büyük bir kısmını kamuoyundaki portresini ustaca oluşturmaya harcadı, bu da insanlara filmin ürün olarak Tom Ford'un tekrar markalaşması mı olduğunu düşündürüyor. Ford ısrar ediyor: "Bu şimdiye kadar yaptığım en az hesaplanmış olay."
Lauro M. Holson
Geçen Çarşamba günü Ford bir misafiri ile öğle yemeği yemek üzere Beverly Hills Oteli'nin avlusunda yürüyordu. Adımları planlıydı, kollarını kaskatı kesilmiş gövdesinden fazla ayırmamıştı. Masaya yaklaştıkça, kahverengi camlı güneş gözlüklerini çıkardı. Vanilya gibi bir kokusu vardı. Yerine kayarak otururken Ford, en iyi görüntüsünü ortaya çıkarmak için bilinçli bir jestle çenesini sol omzuna doğru yatırdı. Görsel bir etki için oynanan bu an, yönetmenliğini yaptığı "A Single Man", "Yalnız bir Adam" filminde ana karakter George Falconer'ın cenazede giymek üzere takım elbisesini ve kravatını titizlikle hazırladığı bir sahneyi çağrıştırıyordu. 
Ford'un en ilginç kreasyonu, 1994 yılında tanıttığı düşük belli kadife pantalonlardan ya da 2001 yılında Opium parfüm reklâmında yerde çıplak kıvranan Sophie Dahl'dan daha fazla bir şekilde, kamuoyuna çizdiği kendi portresi. O kadar ki Ford, arkadaşlarının geçenlerde kendisine kılı kırk yaran birisinin böylesine duygu yüklü bir film yapmasına şaşırdıklarını söylediğini anlattı. Ford yara almış duyguları gösterebilecek birisi değil. "Kendimi bir ürün olarak görüyorum" diyor. Ancak açıkça böyle bir hakaret acı veriyor. Ford, "15 yıldır tanıdığım bir arkadaşım 'Seni her zaman 1920'lerden kalma platin kollu çok güzel siyah lake bir kutu olarak düşündüm, ama bu kutunun içinde bu kadar şey olduğunu asla bilemedim' demişti. Ben ise 'Sen benim arkadaşımdın ve dışarıdan görünenden daha fazlasının olduğunu nasıl anlayamadın?' diye sordum" diye anlatıyor. 11 Aralık'ta ABD'de sınırlı sayıda gösterilmeye başlanan, diğer ülkelerde ise şubat ve mart ayında gösterime girecek olan "A Single Man" eleştirmenlerden büyük alkış aldı. 
Özellikle uzun süredir ilişkide olduğu partnerinin bir kazada ölmesinden sonra intihar eden 1960'lı yılların eşcinsel profesörü George karakterini canlandıran Colin Firth'in oyunu çok beğenildi. Bu övgüler, Gucci'den 2004 yılında ayrılıp, sanat filmi yönetmeni olacağını açıklayan ve kendi parasıyla 7 milyon dolarlık projeyi finanse eden Ford'un zaferi. Bu, dış görünüşe gösterdiği titizlik düşünüldüğünde moda dünyasındakilerin çok anlamlı olduğu bir geçişti, diğerleri ise aynı nedenden dolayı bu geçişi lanetli buldu. Weinstein şirketi "A Single Man'i" Toronto Uluslararası Film Festivaline götürene kadar bir dağıtıcısı yoktu. Ford için gerçek bir başarı, filmin olabildiğince fazla seyirciye hitap etmesi anlamına geliyor. Eğer "A Single Man" birkaç Oscar ödülünü almayı başarırsa, bu da Ford'u alışık olduğu kültürel belirleyici rolüne döndürebilir. 
Ford seksi bir cazibeyle 1970'li yılların şıklığını yeniden tasarlayarak 1990'larda kendi neslinin tartışmasız en etkileyici moda tasarımcısıydı. Modada, reklâmda, mağaza tasarımın da bile her bir yaratıcı noktayı yakalayan Ford'un kılavuzluğunda ilk önce Gucci sonra Yves Saint Laurent gelişti, büyüdü. Ancak patronlarıyla yaptığı bir tartışmadan sonra Gucci'yi bıraktı ve 'bir zamanlar güçlü şimdi ise işsiz' sınıfına dâhil oldu. Bundan sonraki adımının film yönetmenliğini açıklayarak uzun süredir ilişkide olduğu partneri Richard Buckley'la bir evlerinin olduğu Los Angeles'ta daha fazla zaman geçirmeye başladı. "A Single Man'in" ciddi hikâyesi intihar, ölüm ve trajik bir romans, onun Gucci'nin kışkırtmayı seven Tom Ford'undan kopuşunu simgeliyor. 
Daha muhafazakâr bir Gucci reklâmında külotunu indiren bir kadının "G." şeklinde tüyleri görünüyordu. Filmin kostüm tasarımcısı Arianne Phillips, "Senaryoyu bana ilk gösterdiğinde şok olmuştum" diyor. "Eğer 'yönetmen' Tom Ford'un çekmek istediği film buysa, ben 'kişi' olarak Tom Ford'u tanımamışım." Ford hayatının büyük bir kısmını kamuoyundaki portresini ustaca oluşturmaya harcadı, bu da insanlara filmin ürün olarak Tom Ford'un tekrar markalaşması mı olduğunu düşündürüyor. Ford ısrar ediyor: "Bu şimdiye kadar yaptığım en az hesaplanmış olay."Lauro M. Holson
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder