28 Aralık 2009 Pazartesi

Biseksüellik Artıyor

Neredeyse her gece sokakta. Gecelerin, sokakların, barların, kulüplerin, oralarda yaşananların nabzını tutuyor. Eskinin Pera muhabirleri gibi, Kelebek yazarı Onur Baştürk de sokağın muhabiri. Bana eğlenceli, ilginç ve yeni geliyor. En azından oturduğu yerden ahkâm kesmiyor. Gördüğünü yaşadığını yazıyor, cesur çıkışları oluyor. Böyle bir insan nasıl olur? Aşırı sosyal, sokulgan, konuşkan, girişken. Çok öyle biri değil. Cool ve mesafeli. Ve temkinli. Sazan gibi hiçbir şeye atlamıyor, duruyor, tartıyor ondan sonra...

*Yazılarında biseksüellikten bahsediyorsun, gay’leri savunduğun da oluyor. Bu, Türkiye’de çok sık rastlanan bir şey değil. Ne mesaj vermek istiyorsun? A) Beni rahat bırakın... B) Artık gelişelim... C) İnsan olalım...
- Bence her şeyden bahsettiğim kadar yer veriyorum. Ne çok ne az. Sonuçta şehir hayatının bir parçası biseksüel ya da gay kültür. Bir mesaj vermeye çalıştığım filan yok. Pardon ya, şıklardan birini seçmem gerekiyordu değil mi? D şıkkı yok mu? D şıkkını ben koyayım o zaman, Ajda’nın bir şarkısı olsun: “Eğlen güzelim, gününü gün et!”
*Biseksüellik gay’liğe ara geçiş dönemi mi?
- Öyle olduğunu zannetmiyorum. Zaten 2010’a girerken bu tarz soruları geride bırakmalıyız.
*Türkiye’de durum ne? Biseksüellik artıyor gibi saptamalar yapılabilir mi?
- Sadece gözlemlerimi söyleyebilirim: Evet, artış var.
*Cinsel kimliğini saklayanlara ne diyorsun? Onlara hak veriyor musun?
- Bir şey demiyorum, ne diyeceğim! Gülben’in şarkısındaki gibi, “Herkes kendi hayatını yaşar yarim”. Açık ya da kapalı, bu kişisel tercih...
*Homofobikler, biseksüelliği daha mı kolay kabul ediyor?
- İnsan homofobikse, biseksüelliği de bünyesi kabul etmez. Bu arada, homofobiklere de eşcinseller “Potansiyel eşcinsel!” diye bakar

Türk aile yapısı masalı bitti artık

*Sana bile “Vay be!” dedirten okurlar var mı?
- Olmaz mı? Bazen öyle mail’ler geliyor ki aklım uçuyor. Hele eş değiştirme yazısından sonra gelenler inanılmazdı. Zannettiğimizden daha büyük bir kesimin akla hayale gelmeyecek seks fantezileri var aslında. Ki bunların çoğu evli barklı, çocuklu insanlar. Kocasını bir adamla sevişirken izlemekten hoşlananlar, karısını bir geceliğine bir başka adama ya da kadına “hediye edenler”. Sonra bunları özel olarak fotoğraflayanlar... Filan filan. Çok uçtuk galiba, durdur beni!
*Peki bir çelişki yok mu? Hani o hep sözü edilen Türk aile yapısıyla çelişmiyor mu bunlar?
- Türk aile yapısı denen şey nedir ki? O masal bitti artık. “Vavien” filmindeki gibi, ikiyüzlülük var tabii. Her şeyi yapıyorlar, sonra da “Aman yapmadık bir şey” diyorlar. Dışardan normal Türk ailesi... Oysa içerde ne seks fırtınaları kopuyor!
*Yeni hedonizm eğilimleri neler?
- Günümüzün hazları eskisi gibi değil artık. Haddinden fazla lüks mesela, artık hedonist bir eğilim değil. Diyelim ki deli gibi paran var, şatafatlı bir otel yerine, git butik bir otelde, daha karakterli bir odada kal. Son trend bu. Bir de kendini keşfetmenin hazzı var. Şu zamanın en büyük hedonist eğilimi bu zaten. Artık kişisel gelişim seminerine mi katılırsın, yoga mı yaparsın, detoksla mı rahatlarsın; sana kalmış. Yeter ki kendinle uğraşıp dur! Seksten bile daha değerli bir şey oldu. Bir de günlük hayatta biseksüel olma meselesi var...
*O nedir?
- Yeni hedonist için illa yatıp kalkmak, işi pratiğe dökmek gerekmiyor. İki cins tarafından da beğenilmek, onaylanmak, hatta zaman zaman flört etmek istiyorlar. Durum bu...
*Bir insan, biseksüel olup olmadığını nereden anlayabilir? “Gizli biseksüellik” diye bir şey var mı? Mesela ben erkekleri seviyorum, aynı anda kadınları da seviyor ve kendimden gizliyor olabilir miyim? Bu mümkün mü?
- Uzman psikiyatrist değilim, ama illa ki anlarsın. Senin de kendinden gizlediğini filan da zannetmiyorum, biseksüel değilsin Ayşecim. İnsan böyle bir şeyi nasıl gizler ki? Mümkün değil.
*Neden en çokgay barlarda eğleniyoruz?
- Kadınlar eğleniyor, çünkü hem kimse kasmıyor hem de onlarla ilgilenen yok. Rahat ediyorlar. Kız arkadaşıyla gelen heteroseksüel erkek de eğleniyor aynı sebepten. Çünkü kız arkadaşı rahat ediyor. Bir de gay barlara her kesimden insan geliyor. Bankacısı, şoförü, ünlüsü, sosyetesi. Bu sınıf karmaşası da eğlenceli oluyor haliyle. Ve isteyen istediği gibi dağıtıyor. “Kim ne der” kaygısıyla hareket edilmiyor.
*“Düzgün adam yok ortalıkta. Ya evliler ya gay’ler...” tespite ne diyorsun...
- Geyik diyorum. Bir kere kadınlar, düzgün adam filan istemiyor, bu bir. Biraz arızalı, biraz maço birini istiyorlar, iki. Ayrıca düzgün adam isteyen de çay bahçesine filan gider!
*Kızlarla mı çıkmayı seversin, erkeklerle mi?
- Kadın arkadaşlarımla! Çok eğlenceli, gece hayatını bilen, görmüş geçirmiş, asla kapris yapmayan kadın arkadaşlarım var. “Aman topuklular ayağımı ağrıttı” diyeni de sevmem hani.
*Peki Can Tanrıyar’la kavganızın sebebi....
- Kavga değildi. Kavga deyince iki kişinin birbirine girmesini anlıyorum ben. Burada tek taraflı bir şiddet söz konusuydu. Birden geldi, “Merhaba” dedi ve çat diye tokat attı.
*İşletmeci İzzet Çapa seni neden mekânlarına almıyor? Ne yaptın adama...
-..son olarak bir okur mail’ini yayınladım. Onun mekânında yenen yemekten ip çıkmış. Okur şikâyetçi, yabancı müşterilerine rezil olduğu için fena halde kızgın.Kimseden İzzet’ten aldığım kadar aşırı, “Seni bundan sonra mekânlarıma almıyorum” tarzı tepkiyle karşılaşmadım.
Ayşe Arman Hürriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder