Uzun sarı saçlarını, baskılı ceketlerini, feminen duruşunu bilmeyen yoktur Aydın'ın. 90'lı yıllar onun yıllarıydı. Gece ayrı, gündüz ayrı dünyaların insanlarını coştururdu.
Dönemin popüler gece kulüplerini doldurup taşırırken, sabahları televizyonda teyzelerin, halaların 'bacısı' olurdu. Ancak son iki buçuk yılda hayatı bir anda tepetaklak oldu. Kendi tabiriyle çiftlik gibi evinde anneannesi ve beş hizmetliyle mutlu mesut yaşarken, önce anneannesini kaybetti. Ardından Avrupa'ya gidip biraz kendini toparlamaya çalışırken, babasının kanserden ölüm haberi geldi. Bu arada, hakkında çıkan, "Avrupa'da kadınlarla seks yapmaya doyamıyor", "İmajını değiştirmek için takım elbise giyiyor" gibi haberler kafa karıştırmaya başladı.
Aydın'ın hayatında tüm bunlar olurken, "Hayırdır kuşum ne oluyor?" demeden geçemedik! Biz sorduk, o da kendi gerçeklerini anlattı.
"Avrupa'da kadınlarla doya doya seks yaptım" açıklaması çok cesurca...
-Ben asla öyle bir şey söylemedim. Ağzımdan seksle ilgili hiçbir şey çıkmadı. Hakkımda bu tarz, söylemediğim ifadelerin çıkmasına şaşırıyorum.
*Siz zaten eşcinsel değil misiniz?
-Eşcinsel gibi mi görünüyorum?
*Görünmüyor musunuz? Feminen bir tarzım var, feminen olmak eşcinsel olmak değildir. Ben eşcinsel değilim. Dedikodu gazeteleri zamanında buna benzer şeyler yazmıştı; adımı vermeden, ama kimsenin elinde bu zamana kadar bir kanıt olmadı.
*Kanıt olmadığı için mi "Eşcinsel değilim" diyorsunuz?
-Yıllarca sabah kuşağında program yaptım. Beni yaşı büyük büyük teyzeler, nineler izledi. Bugün hangisine sorsanız hakkımda kötü bir şey söylemez.
*Peki, sahne alırken giydiğiniz allı pullu kıyafetler, sonuna kadar yaptığınız makyajlar, dekolteler, bunlar feminen duruşun işaretleri miydi?
-O dönem öyle bir anlayış vardı. Sadece burada değil, tüm dünyada öyleydi. Bugün o allı pulluları giysem kimsenin hoşuna gitmez. Artık algı değişti.
*En son ne zaman kız arkadaşınız oldu?
-Uzun zamandır yalnızım. Âşık olmak isterim, ama öyle 'ha' deyince olacak bir iş de değil.
Vatan Gazetesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder