23 Temmuz 2022 Cumartesi

Yeldeğirmeni’nde LGBTİ+’lara saldıran “mahallenin belalı çocuklarına” polis koruması: Lubunya cesurdur, onurludur

Kadıköy Yeldeğirmeni Mahallesi'nde yaşayan LGBTİ+'lar 21 Temmuz'da saldırıya uğradı. Saldırıya karşı yapmak istedikleri basın açıklamasını polis ablukaya aldı saldırganları korudu

Yeldeğirmeni’nde LGBTİ+’lara saldıran “mahallenin belalı çocuklarına” polis koruması: Lubunya cesurdur, onurludur

Kadıköy Yeldeğirmeni Mahallesi’nde yaşayan LGBTİ+’lar 21 Temmuz’da saldırıya uğradı. Akşam 21.00’da evlerine doğru ilerleyen 4 lubunyı tehdit eden bir erkek, bir binanın su borusunu yerinden çıkararak saldırdı. “Mahallenin belalı çocukları” denilen faşist saldırganlar sayıca üstünlük kurdukları lubunyaları darp etti.

Saldırıya karşı dün (22 Temmuz) mahallede açıklama yapmak isteyen Yeldeğirmeni sakini lubunyalar polis ablukası ile karşı karşıya kaldı. Polislerin arkasında konuşlanan çete üyeleri lubunyalara karşı tehdit ve hakaretlerine devam etti.

Saldırı ve tehditlere yönelik açıklama yapan lubunyalar “Mücadelemiz çetelerin de, iktidarlarının da üstüne çıkacak, özgürleşeceğiz” dedi.

Yardıma gelen esnafı da, salgırganlara katılanları da tanıyoruz

Yeldeğirmeni sakini lubunyalar saldırıyı ve dün yaşanan polis ablukasını şu sözlerle aktardı:

Kadıköy Yeldeğirmeninde 21 Temmuz saat akşam 9’da, dört lubunya evlerimize doğru ilerlerken, tanımadığımız bir erkeğin gözlerini dikerek bize yöneldiğini gördük. Kişi, kısa süre sonra bizim beraber yürüdüğümüz kaldırıma geçip, üzerimize doğru bir hamle yaptı. Bir arkadaşımızın ona neye baktığını sorması üzerine saldırgan üzerimize yürüyüp, bizim varlığımıza açtıkları savaşı; ettiği küfürlerle ve bütün mahalleye duyurduğu tehditlerle açıkça gösterdi. Hemen ardından bir binanın su gider borusunu kopartıp bizlere onunla vurmaya kalkıştı. Kıvrak bir şekilde elindeki boruyu ondan almamıza rağmen etraftan gelen sözde mahalle arkadaşları sayıca üstünlük kurup, dört bir yandan bizlere saldırmaya, yumruklamaya, tekmelemeye başladılar. Kavgayı ayırmaya gelen esnaf ve mahalleliden; saldırganları ve yaptıklarını “mahallenin belalı çocukları” olmaları gibi sebeplerle aklamaya çalışanlar oldu. Hedeftekiler LGBTİ+ olunca soğukkanlılıkla, kılını dahi kıpırdatmadan izleyen, gözünün önündeki acıyı gözardı etmeye çalışan, insanlıktan nasibini almamış esnafları ve mahalleliyi gördük. Yardımımıza koşan esnaflar oldu; onları da, saldırganların yanına katıp bizlere vuran mahallelileri biliyoruz. Kalplerindeki nefrete, gözlerinde boşu boşuna yanan öfkeye aşinayız.

Olayların ardından mahalledeki sokaklara, bizleri tek yakalamak için saklanan bu çete üyelerine karşı çözümümüz birlik olmaktı. Bu çözüm, görüyoruz ki altından geçtiğimiz kara bulutların içinden bizi kurtarabilecek yegane varoluştur.

Kendi yaşamlarını sürdürmektense, bizlere saldırıyorlar

Bu mahlukların, bunların mensup olduğu çetelerin ve üç maymunu oynayan mahallelinin nereden destek aldığı çok açık. İktidarın, yaşam alanlarımıza Esat’ta, Eryaman’da, Bayram Sokak’ta ve Türkiye’nin her yerinde nasıl bir öfkeyle saldırdığı ortada. İstanbul sözleşmesinden çıkan, kadınların ve LGBTİ+ların varlığına savaş açan, faillerimizi koruyan bu iktidarın her yerinden fışkıran nefret, bu mahalle çeteciliği oynayanlara da vuruyor, bu aldıkları güç, nefretlerini perçinleniyor; kendi yaşamlarını sürdürmektense, bizlere saldırıyorlar.

Biz ise olduğumuz gibiyiz, buradayız, hiçbir yere gitmiyoruz. Hayatımızı kimseden almadık, kimseye vermeyeceğiz. İbneleri kimse yok edememiş, ama bu faşistlerin tarihin çirkin sayfalarında nasıl süründüğünü her geçen gün daha net görüyoruz. Hak arayanlar, eşitlik isteyenler, kadınlar ve LGBTİ+lar, birlik oldukça tekrar tekrar kazanacak, bunlar ise nefretlerinde boğulacaklar.

Duyun lubunyalar: mahallelerimiz, sokaklarımız, şehirlerimiz, hepsi bizim. Bizi yok etmeye çalışanlara karşı, zaman birbirimize sıkıca kenetlenme zamanı. Mahallemizde, sokağımızda, okulumuzda örgütlenmek; hak mücadelelerimiz, özgürlüğümüz için kol kola girmek, yapabileceğimiz en önemli şey, hem de bugün, hemen şimdi.

Lubunya cesurdur, onurludur

Tüm bu olayların üzerine, 22 Temmuz günü bir basın açıklaması düzenlemek istedik. Baktık ki yüzlerce polis, çevik kuvvet mahalleye doluştu. Bu polislerin etrafında ise dünkü “mahalle çocukları” konuşlanmış, yanlarından geçen kadın ve LGBTİ+lara ağza alınmayacak küfürler ve tehditler ediyorlardı. Hem devletin hem de faşist çetelerin mahallede yaşayan LGBTİ+lar için oluşturacağı risk, alınan kararlar neticesinde eylemi iptal etmek için yeterince büyük görüldü ve dağıldık. Biz dağılsak da tıpkı HDP binalarının etrafına, tıpkı Hisarüstüne yapıldığı gibi, burada da polis yoğunluğu arttırıldı. Polis yoğunluğunun arttırılması, azınlık gruplarının ve kadınların üzerine baskı oluşturmak için kullanıldığından, bizleri terörize etmeye çalışanlara karşı yapacaklarımız açık. Örgütlenebilen herkes olarak, mahallemizde, okulumuzda, iş yerimizde örgütleniyoruz. Bütün bunlara karşı susmuyoruz, korkmuyoruz. Lubunya cesurdur, onurludur. Mücadelemiz çetelerin de, iktidarlarının da üstüne çıkacak, özgürleşeceğiz.

Sendika.Org

https://sendika.org/2022/07/yeldegirmeninde-lgbtilara-saldiran-mahallenin-belali-cocuklarina-polis-korumasi-lubunya-cesurdur-onurludur-662018/?fbclid=IwAR02VNdXXZ6QD0dQTE_Z_kQapIaqp0J3DQBhChp-kIPCX-Cgn2sr3AqYFg0

Norveç’te 22 Temmuz 2011'de katledilenler anıldı

Norveç’te 22 Temmuz 2011'de 77 kişinin katledildiği ırkçı faşist saldırının yıldönümünde anma gerçekleştirildi.

Mahmut ALGÜNERHAN

Bugün, Norveç’te 22 Temmuz 2011'de gerçekleştirilen ırkçı faşist saldırısının yıldönümü. Toplamda 77 kişinin katledildildiği faşist saldırının üzerinden 11 yıl geçti. Hükümet binasının önünde saat 9.30'da bir anma gerçekleştirildi.

Yapılan anmada konuşan Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre, bu yaz Oslo'da yaşanan silahlı saldırıyla paralellikler kurarak, Norveçli Müslümanlara açık bir mesaj vermek istedi. Başbakan, Ilımlı Müslümanları, LGBTİ'lere yönelik kışkırtma, tehdit ve şiddetlere karşı mücadele etmeye çağırdı.

Sosyal demokrat olan İşçi Partisi (AP) genel başkanı olan Başbakan Jonas Gahr Støre failin aşırı İslamcı olduğu belirtilen 25 Haziran'da LGBT topluluğuna yönelik terörün kendisi üzerinde etki bıraktığını söyledi ve “Bugün Müslüman toplumun büyük çoğunluğu olan ılımlı Müslümanlara sesleniyorum ve onlardan hem tutum hem de eyleme olarak karşı çıkmalarını ve yine özellikle sizi dinleyen nüfusun bu kesimlerine açıkça konuşmalarınızı istiyorum” dedi.

Başbakan, bu yaz hissettikleri güvensizlikten bahseden birçok insanla görüşmesinde üzerinde etki bıraktığını, bugün Norveç'te yüksek düzeyde terör tehdidi gerçeğinden ve bu gerçeği ciddiye almaktan bahsetti ve “Bu güvensizlikle karşılaşmak acı veriyor, ama dürüst olmamız ve bunun böyle olduğunu söylememiz gerekiyor” diye konuştuç

Başbakan, tehdidin özellikle zaten yeterince zorlukla karşı karşıya olan LGBTİ'lere karşı büyük olduğuna dikkat çekerek "Norveç'te olması gereken bu değil, 22 Temmuz'u kaybettiklerimize karşı saygı için, buna ise sırtımızı dönmek için kullanacağız” dedi ve devamla “Norveç'te, hukukun üstünlüğünün belirlediği çerçeve içinde istediğinizi söyleyebilmeli, istediğinize inanabilmeli ve istediğiniz kişiyi sevebilmelisiniz”dedi.

Anmada konuşan AUF lideri Astrid Hoem ise bir terör saldırısından sonraki korkuyu, değer verdiklerimiz için daha çok savaşmak için bir hatırlatma olarak kullanmanın önemine değindi. AUF başkanı son on bir yılda, Norveç'te üç terör saldırısı olduğunu, bunların 22 Temmuz, Al Noor Camii'ne yapılan silahlı saldırı ve Johanne Ihle-Hansen cinayeti ve bu yıl 25 Haziran'da Oslo'daki silahlı saldırı olduğunu hatırlatarak, "Hepimiz kendimizi en güvende hissettiğimiz yerde saldırıya uğradık. Burada yüksek hükümet binasındaki çalışmamızda, dünyayı değiştirmek için yaz kampında, camide dua etmek için, barda aşkı kutlamak için. Hedefler farklı olsa da amaç aynıydı. Bizi olduğumuz kişi olmaktan korkutmak, bizi böyle olduğumuz için öldürmek” diye belirtti.

Başbakan Jonas Gahr Støre, geçen yılki anma töreninde ise sağ cepheye seslenerek, onlardan aşırı sağa karşı net sınırlar çizmelerini istemişti. Støre, bu yılki mesajını ise ılımlı Müslümanlara karşı kullandı.

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Norveç ilk kez  22 Temmuz 2011 Cuma günü, iki terör saldırısıyla sarsıldı. İlki Oslo’da hükümet binasına yapılan bombalı saldırı, diğeri ise İşçi Partisi AP’nin gençlik örgütü AUF’in Utøya adasında gerçekleştirdiği gençlik kampına yapılan toplu katliam. Anders Behring Breivik tarafından gerçekleştiren saldırılarda toplam 77 kişi hayatını kaybetti. Birçoğu ciddi şekilde yaralandı ve büyük maddi hasar meydana geldi. Breivik’e daha sonra 21 yıl hapis cezası verildi.

İlk terör saldırısı Oslo'daki hükümet binasına yapıldı. Anders Behring Breivik, cuma günü öğleden sonra saat 15:25'te 950 kiloluk bir gübre bombasını çok katlı hükümet binanın önünde bir minibüse yerleştirerek patlatmıştı. Bu patlamada 8 kişi hayatını kaybetti ve birçok kişi yaralandı.

Hükümet binasına yapılan bombalı saldırıdan yaklaşık iki saat sonra Hole belediyesindeki Utøya adlı adada AUF'in gençlik kampına otomatik silahlarla saldırı yapıldı. Sahte bir polis üniforması giyerek Utøya'a gelen Anders Behring Brevik, kamp katılımcılarını hedef alarak ateş etmeye başladı. Burada toplam 69 kişi acımasızca katledildi.

Norveç’in başkenti Oslo’da bu yıl 25 Haziran’da “radikal İslamcı terör” örgütüyle bağlantısı olduğu belirtilen 42 yaşlarındaki saldırgan LGBTİ'lerin gittiği bir gece kulubüne cumartesi günü yerel saatle 01.00'de silahlı saldırı düzenlemişti. Saldırıda iki kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı.

https://www.evrensel.net/haber/466495/norvecte-22-temmuz-2011de-katledilenler-anildi

Sokaktan geçen rahibe eşcinselliği konu alan reklam çekimine müdahale etti

 Sokaktan geçen rahibe eşcinselliği konu alan reklam çekimine müdahale ettiİtalya'da eşcinselliği konu alan reklam çekimine o esnada oradan geçmekte olan bir rahibe müdahale etti

Çekim esnasında rol gereği öpüşen iki model, o esnada oradan geçmekte olan bir rahibenin tepkisiyle karşılaştı. EŞCİNSEL REKLAMA RAHİBEDEN TEPKİ

 Öpüşme sahnesinin çekildiği esnada modellerin yanına yaklaşıp birbirinden ayırmaya çalışan rahibenin görüntüsü sosyal medyada da büyük ilgi gördü.Rahibe, modelleri ayırdıktan sonra görevliler tarafından çekim alanından uzaklaştırıldı. Rahibenin tepkisi esnasında modellerin gülüşmeleri ise dikkat çekti. 

https://www.siyasetcafe.com/sokaktan-gecen-rahibe-escinselligi-konu-alan-reklam-cekimine-mudahale-etti-93882h.htm

Yeni Akit'ten homofobi: LGBT destekçisi kahve firmasına bir tepki de Mil-Diyanetsen'den!

LGBT destekçisi kahve firmasına bir tepki de Mil-Diyanetsen'den!

Dünyada 30 ülkede altı bine yakın şubesi bulunan kahve zinciri Starbucks’ın eşcinsel evlilikleri desteklediğini duyurması ve LGBT örgütlerine 1 yılda 700 bin dolar destek verdiğini açıklamasının ardından Mil-Diyanet Sen dikkat çeken açıklamalar yaptı.

LGBT destekçisi kahve firmasına bir tepki de Mil-Diyanetsen'den!

Dünyada 30 ülkede altı bine yakın şubesi bulunan kahve zinciri Starbucks eşcinsel evlilikleri desteklediğini duyurarak, bu kapsamda yapılan tüm çalışmalara katkı sunduğunu duyurdu. Gezi iddianamesinde yer alan raporlara göre Kavala’nın yönetim kurulu üyesi olduğu Açık Toplum Vakfı, LGBT’lilerle ilgili çalışmalar yapan dernek ve vakıflara 1 milyon 384 bin 380 TL para aktarmıştı. Osman Kavala'dan sonra Starbucks da LGBT örgütlerine 1 yılda 700 bin dolar destek verdiğini açıkladı.

Konuya ilişkin Mil-Diyanet Sen Genel Başkanı Celaleddin Gül yaptığı açıklamada, “Rusya Federasyonu’nda ‘eşcinsel propaganda yasası’ yürürlüğe girdi. Bu yasaya göre Rusya'da ‘eşcinsellik propagandası’ yasaklandı ve tüm güvenlik birimleri LGBT gruplarını engellemekle yükümlü kılındı. Mil Diyanet Sen soruyor: ABD, Avrupa Birliği ülkeleri ve dünyaca ünlü dev şirketler tarafından milyon dolarla fonlanan LGBT dernekleri hakkında başlatılmış bir inceleme var mı? Bu dernekler kendilerine aktarılan milyon dolarla hangi çalışmaları ve faaliyetleri yapmışlardır? Başta Twitter olmak üzere tüm sosyal medyayı kontrol altında tutan bu dernekler bu gücü nereden almışlardır? Aile ve gençliği ifsat ederek en iğrenç ahlaksızlığı meşru gibi gösteren bu dernekler ne zaman kapatılacak? Daha neyi bekliyorsunuz? Mil Diyanet Sen bu konunun sonuna kadar takipçisi olacaktır. LGBT derneklerinin kapatılması ve tüm faaliyetlerinin yasaklanması için İçişleri Bakanlığı’na verdiğimiz dilekçeler neden işleme konulmuyor? Tüm bu iddialar neden araştırılmıyor?” ifadelerini kullandı.

https://www.yeniakit.com.tr/haber/lgbt-destekcisi-kahve-firmasina-bir-tepki-de-mil-diyanetsenden-1676046.html


LGBT destekçisi kahve firmasına bir tepki de Mil-Diyanetsen'den!

Dünyada 30 ülkede altı bine yakın şubesi bulunan kahve zinciri Starbucks’ın eşcinsel evlilikleri desteklediğini duyurması ve LGBT örgütlerine 1 yılda 700 bin dolar destek verdiğini açıklamasının ardından Mil-Diyanet Sen dikkat çeken açıklamalar yaptı.

Batı'nın LGBT propagandasına ve eşcinsellik dayatmasına ünlü kahve zinciri de destek verdi. Şirket eşcinsel evlilikleri desteklediğini açıklayarak, bu alanda yapılan tüm çalışmalara katkı sunduğunu ilan etti. Şirketin CEO'su Howard Schultz, farklılıkların saygı görmesini isteyerek bunun şirket felsefelerinin merkezinde bulunduğunu duyurdu. Son olarak şirketin resmi sitesinden yapılan açıklamada şirketin Haziran 2021-Mayıs 2022 tarihleri arasında LGBT topluluğuna toplamda 700 bin dolar destekte bulunduğu söylendi.

https://www.yeniakit.com.tr/haber/lgbt-destekcisi-kahve-firmasina-bir-tepki-de-mil-diyanetsenden-1676046.html

Küba Meclisi eşcinsel evliliğe ve diğer aile haklarına kapı açıyor

Eylül ayında oylanacak olan yeni aile yasası, eşcinsel evliliği yasallaştıracak ve eşcinsel çiftlerin evlat edinmesine izin verecek.

Küba Ulusal Meclisi Cuma günü, eşcinsel evliliğe, daha fazla kadın haklarına ve çocuklar, yaşlılar ve diğer aile üyeleri için daha fazla koruma sağlanmasına izin veren kapıyı açan aile yasasında kapsamlı bir güncellemeyi onayladı.

Yeni Aile Yasası, organizatörlerin katılımcıların yüzde 62’sinin desteklerini dile getirdiği bu yılın başlarında topluluk toplantılarında tartışıldıktan sonra 25 Eylül’de referandum oylamasına sunulacak.

Bu, yakın zamanda kabul edilen yeni anayasanın oyların yüzde 86’sı ile onaylandığı Küba standartlarına göre nispeten düşük. Önceki referandumlarda politika önerileri yaklaşık yüzde 95 oranında destek gördü.

Adalet Bakanı Oscar Manuel Silvera, yasayı Ulusal Meclis’te oylamaya sunarken, yasanın “sevgi, şefkat, özen, duyarlılık, başkalarına saygı ve ailelerimizin uyumunu” desteklediğini söyledi.

Kural değişikliğine karşı çıkanlar arasında birçok kilise var.

Metodist papaz Henry Nurse, “Olanlar üzücü çünkü yüzleşme getirecek” dedi.

“Bir erkek ve bir kadın arasındaki gerçek geleneksel evlilik hakkında dünya çapında uzun yıllardır öğretilenlere aykırı” dedi.

Yeni yasa, eşcinsel evlilikleri ve sivil birliktelikleri yasallaştıracak, eşcinsel çiftlerin evlat edinmelerine izin verecek ve ev içi sorumlulukların eşit paylaşımını teşvik edecek. Ayrıca, kar amacı gütmese de evlilik öncesi anlaşmalara ve vekil gebeliklere izin verecek.

Ebeveynlerin çocukların “velayeti” yerine “sorumluluğu” olacak ve “çocukların ve ergenlerin onuruna, fiziksel ve zihinsel bütünlüklerine saygılı” olmaları istenecektir.

Küba zaten kadın hakları alanında bölgesel bir öncü. Kadınlar hanelerin yaklaşık yüzde 50’sini ve profesyonellerin yüzde 60’ını oluşturuyor, kürtaja ücretsiz erişime sahipler ve iki yıla kadar doğum izni talep edebiliyorlar.

Uzun yıllardır birlikte yaşayan ancak asla çocuk sahibi olamayan Havana çifti Rita Acosta Cruz ve Gabriela Alfonso, evlenip çocuk evlat edinmenin insan hakları olduğunu söyledi.

“Bize verdiği fırsat evlilik fırsatıdır. Alfonso, “Bağımsız insanlar olarak değil, bir çift olarak ihtiyacımız olan belirli şeyleri ve belirli yasal prosedürleri birlikte seçebilme gerçeği” dedi.

Acosta, bir aile olarak beklentilerini karşıladığını söyledi.

“Biz evliyiz. Birlikte planlarımız, birlikte ekonomimiz var. Bu olasılığın olmaması adil değil” dedi.

https://webhaberler.org/kuba-meclisi-escinsel-evlilige-ve-diger-aile-haklarina-kapi-aciyor-lgbtq-haberleri/

Mücadele bazen kazanımla sonuçlanır

İnsan hakları mücadeleleri her zaman hüsranla bitmiyor. Yılın ilk 6 ayında dünyada kazanımlara da şahit olduk.

Hindistan Yüksek Mahkemesi, 152 yıllık “halkı isyana kışkırtmak” suçunu yürürlükten kaldırdı.

Kuveyt Anayasa Mahkemesi, eşcinselliği kriminalize eden yasayı yürürlükten kaldırdı.

Papua Yeni Gine’de idam cezası kaldırıldı.

İspanya’da kadınların eylemleri sonucunda, cinsel saldırı/tecavüz suçunu soruşturma ve tecavüzü engellemek gibi önlemleri içeren yasa parlamentoda kabul edildi.

Uluslararası Af Örgütü, yılın yarısına gelmişken, 2022’nin “kutlanacak insan hakları zaferlerini” derledi.

Dünyanın farklı ülkelerinden örgütün kampanya yürüttüğü kazanımlar, ay ay şöyle…

Ocak

Polonya’da mahkeme, “Bakire Meryem” figürünün LGBTİ bayrağı renklerindeki bir postere basılıp dağıtılmasına karşın üç kadına “dini duyguları rencide etmek” suçlaması yöneltilmesini reddetti. Ülkede ayrıca, geniş katılımlı eylemler sonucunda temyiz mahkemesi, kendilerini “LGBTİ'siz bölge” ilan eden dört belediyenin bu kararını bozdu.

Kazakistan’da tüm suçlarla ilgili idam cezası kaldırıldı.

ABD Savunma Bakanlığı, Pentagon’un sivil ölümleri bildirmedeki pratikleriyle ilgili yazılan RAND Corporation raporunu açıkladı. Raporda, Af Örgütü’nün, 2017’de Rakka’da ABD ve koalisyon güçlerinin neden olduğu sivil ölümlerle ilgili araştırması da yer aldı.

Gana Parlamentosu LGBTİ bireylerin ve onlaradesteğini açıklayanların hapis cezasına varan şekillerde suçlanmasını öngören yasa teklifini reddetti.

Şubat

Slovenya Devlet Başkanı, ülkenin bağımsızlık ilanının ardından diğer Yugoslavya halklarının yerinden edilmesi sebebiyle 30 yıl sonra özür yayınladı. Ülkede 26 bin kişi evinden çıkarılmış, ekonomik ve sosyal hakları ellerinden alınmıştı.

Kuveyt Anayasa Mahkemesi, eşcinselliği kriminalize eden yasayı yürürlükten kaldırdı.

Kolombiya, hamileliğin ilk 24 haftasına kadar kürtaj olunmasını suç sayan yasayı geri çekti. 2020’de Arjantin, 2021’de de Meksika kürtajı hak olarak tanımıştı.

Honduras’ta su hakkı savunucuları, 2,5 yıllık tutukluluğun ardından serbest bırakıldı.

Bandladeş’te Hindu azınlıktan 17 yaşındaki Dipti Rani Das, Facebook’ta yazdıkları nedeniyle tutukluydu. 16 ayın ardından serbest bırakıldı.

Mart

Af Örgütü’nün “Haklar için yaz” kampanyasına konu olan iki hak savunucusu tahliye edildi. Biri, Maya yerlisi Bernardo Caal Xol, ekoloji hakları savunucusuydu ve Guatemala’da tutuklu bulunuyordu. Diğeri de Güney Sudan’da idam cezasına mahkum edilen 15 yaşındaki öğrenci Magai Matiop Ngong.

Nisan

Tayebe Abassi, 2012’den beri yaşadığı Norveç’ten 2018 yılında Afganistan’da geri gönderilmişti. Annesi hukuk mücadelesini kazandı ve kızıyla birlikte kalıcı oturum izni aldı.

Libya’ya gazeteci, blog yazarı ve hak savunucusu Mansour Atti, 10 aylık tutukluluğun ardından tahliye edildi. Bu süre içerisinde yakınları bilgi verilmedi, kayıp olarak aranıyordu.

Papua Yeni Gine’de idam cezası kaldırıldı.

Mali’den yetkililer, Moura kentine paralı askerlerle birlikte düzenledikleri ve en az 203 kişinin hayatını kaybettiği operasyonla ilgili soruşturma açmayı kabul etti.

Mayıs

İspanya’da kadınların eylemleri sonucunda, cinsel saldırı/tecavüz suçunu soruşturma ve tecavüzü engellemek gibi önlemleri içeren yasa parlamentoda kabul edildi.

Zambiya devlet Başkanı, idam cezasını kaldırmak üzere süreç başlattıklarını duyurdu.

Gine’de zorla kaybetme, yaşam hakkı ihlalleri, haksız tutukluluk ve işkence gibi ihlallerle suçlanan eski siyasi liderler ve polislere karşı soruşturma açıldı.

Hindistan Yüksek Mahkemesi, 152 yıllık “halkı isyana kışkırtmak” suçunu yürürlükten kaldırdı.

Haziran

Malezya hükümeti de idam cezası öngören 11 suçlamanın değiştirilmesi sürecini başlattı. (AS)

https://bianet.org/biamag/insan-haklari/264861-mucadele-bazen-kazanimla-sonuclanir

Boğaziçi Üniversitesi'nde LGBTİ+ içerikli filmlerin gösterimi engellendi

Boğaziçi Üniversitesi Sinema Kulübü’nün düzenleyeceği açık hava film gösteriminde yer alan LGBTİ+ içerikli filmlerin gösterilmesi gerekçe verilmeden ve yazılı bir karar iletilmeden engellendi.

Boğaziçi Üniversitesi Sinema Kulübü'nün düzenlediği Açık Hava etkinlikleri kapsamında gösterilmesi planlanan "Benim Çocuğum", "Laurence Anyways" ve "Go" filmlerinin gösterimi, okul yönetimi tarafından herhangi bir gerekçe gösterilmeden engellendi.

'DAHA ÖNCE OKULDA DEFALARCA GÖSTERİLEN FİLMİ GÖSTERMEMİZE İZİN VERİLMİYOR'

Filmlerin yazılı bir karar iletilmeksizin engellendiğini belirten Boğaziçi Üniversitesi Sinema Kulübü, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

"Daha önce LGBTİ+ temalı olması ve LGBTİ+'ya özendirdiği gerekçesiyle engellenen etkinliklerimiz olmuştu. Ayrıca yakın zamanda görevine iade edilen Can Candan hocamızın yönetmenliğini yaptığı ve daha önce okulumuzda defalarca gösterilen LGBTIQ+ temalı 'Benim Çocuğum' filmini göstermemize izin verilmiyor.

T.C. Kültür Bakanlığı tarafından onaylı olmasına rağmen bu sinema filmleri ve belgesellerin okulumuzda gösteriminin yapılmasının engellendiğini tüm kamuoyuna duyururuz!"

Kulübün bugün planlanan gösterimlerinden ilki olan "Duvarlar" filminin gösterimi, bu akşam 20.30'da Güney Meydan'da yapılacak. 

https://www.gazeteduvar.com.tr/bogazici-universitesinde-lgbti-icerikli-filmlerin-gosterimi-engellendi-haber-1574371

Kader'in Peşinde - Mehmet Murat Somer Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kader'in Peşinde kimin eseri? Kader'in Peşinde kitabının yazarı kimdir? Kader'in Peşinde konusu ve anafikri nedir? Kader'in Peşinde kitabı ne anlatıyor? Kader'in Peşinde PDF indirme linki var mı? Kader'in Peşinde kitabının yazarı Mehmet Murat Somer kimdir? İşte Kader'in Peşinde kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Mehmet Murat Somer

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789750710599

Sayfa Sayısı: 296

Kader'in Peşinde Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Mehmet Murat Somer, polisiyeyi koyu bir mizahla birleştiren Hop-Çiki-Yaya serisi ile yalnızca Türk okurunu değil dünyanın pek çok ülkesinden okurları da peşinden sürüklüyor. Somer, polisiye okuruna hem yepyeni bir kahraman, hem de hiç yazılmayan, uzak durulan bir dünyanın atmosferini sunuyor. 

Hop-Çiki-Yaya polisiyelerinin sıra dışı dedektifi travesti Burçak Veral bu yeni macerasında ardında iz bırakmadan kaybolan Kader'in peşine düşer. Burçak, Kader'in her biri toplumun üst katmanlarından olan müşterilerinin dünyası ile yüzleşmek zorunda kalır. Bu arada ünlü DJ Belinda D.'yi ortadan kaldırmaya niyetlenenleri bulmak için de bir diğer İstanbullu detektiften, Remzi Ünal'dan yardım almaya karar verir...Uzun bir aradan sonra Burçak Veral'ın başkahraman olarak geri döndüğü Kader'in Peşinde, iç içe geçmiş olaylar, birbirinden renkli karakterler ile tam bir Hop-Çiki-Yaya...

Kader'in Peşinde Alıntıları - Sözleri

Kader'in Peşinde İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Herhangi bir yazara; ''Bu yazar da hep heteroseksüellikten bahsetmiş kitaplarında.'' Ya da '' Bu yazar da hep savaş, hırsızlık, cinayet anlatmış.'' Diyor musunuz? kitapların, özellikle türkçe ise bir elin parmağını geçmeyeni Lgbti temalı, bari buna göz dikmeyin. Biri çıkmış demiş; Yazar genelde Lgbti anlatıyor kitaplarında. Ee ? Okuma o zaman? İnsanın tamamen kendi iradesiyle seçip hayatına katacağı bir şey olan kitap, konusu seni bu kadar rahatsız ediyorsa alma. ''Ahlak dışı'' saymak kime göre arkadaşım? Kimine göre kadın erkeğin de aynı yerde, evlenmeden önce yakınlaşması da ''ahlak dışı?'' Neden bu nefret hala anlamıyorum. Bir de yani kitap, içinde ne anlatacağını açık açık söylüyor. Arka ya da ön kapağını okusanız ne anlattığını zaten anlardınız ve bu kadar ''Ahlak dışı'' geldiyse okumasaydınız? Kendinize kurduğunuz dünyanın dışında bir hayat var ve inatla bu hayatı yanlış, hatalı görüyor, tanımadığınız bir insana nasıl yaşaması gerektiğini, kimin kimi sevmesi gerektiğini, neyin ahlak ve neyin dışı olduğunu söyleme hakkını kendinizde buluyorsunuz ya, ben pes diyorum bu özgüvene. Kimse çıkıp, Orhan Pamuk hep kitaplarından kadın erkek aşkını anlatıyor demiyor ama? Ne de güzel demiş Nietzsche; Kim ki ahlak ve namus şövalyeliği yapıyorsa bilin ki o en büyük namussuzdur. Kitap ise genele olarak diğer itapları gibi, yer yer inandırıcılıktan uzak. Birlik olma durumunu sevdim bu kitapta. (Joy Ivy)

farklı bir baş kahraman: polisiye türünde yazılmış özgün bir eser. zira baş kahramanın travesti olduğu kaç eser vardır ki:) travesti bir bireyin baş kahraman olması hele hele dedektif olması kulağa biraz sıra dışı gelebilir ancak yazar eserinde bu durumdan dolayı bir rahatsızlık hissetmenize neden olacak bir anlatıma sahip değil. kitapta büyük bir gizem heyecanlı bir ilerleyiş olmadığını hatırlıyorum. ancak akıcı dili ve alışılmadık kahramanıyla okumanızı tavsiye edebileceğim bir kitap. (Can Karakuş)

lgbt: Yazar üslup, olay kurgusu açısından başarılı fakat eşcinsellik, cinsellik konusu bence bizim memlekette ahlak dışı sayılmaya devam ediyor. Konunun bu kadar açık yazılması beni rahatsız ettiği için beğenmedim. Yazarı biraz araştırdığımda hemen hemen bütün eserlerinde LGBT konusunu irdelemesi ayrıca ilgi çekici. (Şeyma Reyhan GZN)

Kader'in Peşinde PDF indirme linki var mı?

Mehmet Murat Somer - Kader'in Peşinde kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kader'in Peşinde PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Mehmet Murat Somer Kimdir?

1959 Ankara doğumlu Mehmet Murat Somer, ODTÜ'de mühendislik eğitimi aldı. Kısa süre mühendis, uzun zaman bankacı olarak çalıştı. 1994 yılından bu yana kurumlara yönetim ve bireysel gelişim eğitimleri veriyor ve yönetim danışmanlığı yapıyor. Tamamı ısmarlama sinema filmi ve TV dizi senaryoları yazdı, gazete ve dergilerde klasik müzik eleştirileri yayımlandı.

Mehmet Murat Somer Kitapları - Eserleri

Peygamber Cinayetleri

Buse Cinayeti

Jigolo Cinayeti

Peruklu Cinayetler

Pembe Tütülü Amiral

Kader'in Peşinde

Ajda'nın Elmasları

Üç Pastoral Ve Pastoriza Tablo

Kaderin Peşinde

Holding Şampanya Üçlemesi

Podyum

Mehmet Murat Somer Alıntıları - Sözleri

'Siz'li konuştuğum insanların,bana 'sen' diye cevap vermelerinden hoşlanmam. (Kaderin Peşinde)

“Bazen erkek, bazen de kadın kılıkları giyerim. Canım o an nasıl isterse. Kendimi kısıtlamadan. Hem erkek, hem kadın tarafımı özgür kılıyorum. Daha esnek oluyor. Bütünüyle esnek bir yaşam tarzı yani." (Peruklu Cinayetler)

...yanağıma, evet yanağıma, yalancıktan bir öpücük kondurup gitti. Oturduğum yerde öylece kaldım. (Buse Cinayeti)

Ağzını açıp tek laf etmedi. Öylece izledi. Bazen izlemek, bir çift manasız sözden daha etkilidir. (Jigolo Cinayeti)

"Fikirler çok güçlü olursa, fikrin tabiatına göre insanı rahatlatabilir, delirtebilir veya öldürebilirdi." (Üç Pastoral Ve Pastoriza Tablo)

Geride bıraktığı kalplerde yaşamak ölmek değildir. (Jigolo Cinayeti)

Çoğumuzun kendinden bahsederken “şık oluyor “ diye sonradan geliştirdiği özgeçmiş yorumları vardır. (Buse Cinayeti)

“Bebek, eş, aile, sıcak bir yuvada mutluluk tablosu çekici gelmekle beraber, boğucu bir duygu da veriyordu. Bir nevi hapis durumuydu. Hayatının kalanını etkileyecekti. Çocuk ayrı, eş ayrı bir pranga olacaktı.” (Holding Şampanya Üçlemesi)

Arada tazelenmeyen her ilişkide olduğu gibi bu kırgınlık zamanla uzaklığı getirmişti. Hepsi de iyi niyetli olmayan bazı aracı tanıdıklarca taşınan laflarla da ilişkimiz iyiden iyiye soğumuştu. (Buse Cinayeti)

“C... kadere inanmazdı. Kaderi kendimiz yaratırız, derdi. Kendi kaderini çabasıyla kendisinin yarattığını biliyordu. Yirmi sekiz sene önce televizyon yayınlarının bile doğru dürüst izlenemediği Arhavi’den kalkıp Robert Kolej’e gelen bir memur çocuğu olarak kendisini yaratmıştı. Akıl ve çabasıyla.” (Holding Şampanya Üçlemesi)

Her düşündüğümü onun bilmesini istesem zaten düşünüyor değil konuşuyor olurdum. (Buse Cinayeti)

O yaşlarda arzu ile sevgi ayrımı daha yoktur. Biri sıkça öteki zannedilir. Hatta böyle başlayıp tutkuyla arzu bitince, yerine konacak dostluk ve sevgi de bulunmayınca mutsuz olan evlilikler çoktur. Sosyolojik evliliği harcamaya kıyamayanlar, kendilerine ve duygularına kıyarlar. (Buse Cinayeti)

“İnsan kendi duygu ve düşüncelerini tanımaz, kendini dinleyip içinde olan biteni anlamaya çalışmazsa yaşadığı kendi hayatı mıydı yoksa başkasınınkinde kiracılık mı ediyordu?” (Üç Pastoral Ve Pastoriza Tablo)

Merak etmem sormamı gerektirmiyordu. (Buse Cinayeti)

İnsan öldürmenin bedeli gittikçe ucuzluyordu. (Peygamber Cinayetleri)

''Sansüre elbette inanıyorum. Sayesinde servet yaptım.'' Mae West (Jigolo Cinayeti)

''Samsun gariptir. Yukarıdan aşağıya Türkiye'yi, ortadan kesecek bir çizgi çizseniz tam üstüne denk gelir ama her yere uzaktır.Her yere...'' (Peruklu Cinayetler)

Bak tatlı çocuğum,anneler çocuklarını görmek istedikleri gibi görürler...Ne kadar gözüne sokarsak sokalım,anlamak istemezlerse anlamazlar. (Kaderin Peşinde)

“...büyük tutkularla başlayan evlilikler, tutku bitip yerine dostluk konamayınca çöküyordu. Boşanan arkadaşlarının durumu hep buydu. Boşanmayıp da devam etmeyi seçenler ise karşılıklı saygının olmadığı bir beraberliği sırf toplumsal rolleri için sürdürüyor, varsa çocukları dahil etraftaki herkes de bunu fark ediyordu.” (Holding Şampanya Üçlemesi)

Paranoya faydalıdır, temkinli yaşamayı sağlar. Bugüne kadar zararını görmedim. Belli bir doz paranoyası olmayan insanlardan nefret ederim. Nedir o gereksiz rahatlık, genişlik? Çok saçma bulurum. İnsanın hayatta bazı şeylere kuşkuyla yaklaşması sağlıklıdır. Hem zaten birazcık bile niyet olunca kuşkulanacak, kaygılanacak ne çok şey vardır aslında. (Peygamber Cinayetleri)

https://www.mardinlife.com/kaderin-pesinde-mehmet-murat-somer-kitap-ozeti-konusu-ve-incelemesi.html

Yeni LGBT yasasının ilk kurbanı Kirkorov mu olacak?

Rusya, LGBT bireylere yönelik "propaganda yasağı" gerekçeli kararlar almaya, yasalar çıkarmaya devam ediyor. Parlamentonun alt kanadı, görüşeceği yeni bir tasarı pek çok etkinliğin "eşcinsellik propagandası" kapsamında değerlendirilerek yasaklanmasının önünü açacak.

 Yasanın gündeme gelmesinden sonra ünlü aktis Marina Şukşina, eşcinsel kimlikleriyle tanınan bazı isimlere savaş açtı. Şukşina, eşcinsel olduğunu açıklayan Rusya'nın bir numaralı tenisçisi Darya Kasatkina'yi "vatansever eğitim" almamış olmakla suçladı.

Şukşina, ayrıca ülkenin en ünlü şarkıcılarından Filip Kirkorov'un bir başka ünlü müzisyen Dava ile eşcinsel ilişki yaşadığını iddia etti.

Kirkorov konuyla ilgili yorum yapmazken, müzisyene yakın bir gazeteci, Kirkorov'un "valizini toplayıp ülkeden ayrılabileceğini" söyledi.

Rusya'da eşcinsellik 1993 yılında suç olmaktan çıkarılmıştı. Ancak 2000'lerin ortalarında kabul edilen yeni bir yasa, eşcinsel sembollerin kamuya açık biçimde kullanılmasına ya da gay pride türü yürüyüşler düzenlenmesini yasaklamıştı.

https://www.turkrus.com/2188470-yeni-lgbt-yasasinin-ilk-kurbani-kirkorov-mu-olacak-xh.aspx

Eşcinselliğin çevresel faktörlerle alakalı olduğunu söyleyen her şey homofobidir: Eşcinsellik genetik mi?

Genlerimizin cinsel tercihlerimizi nasıl etkilediği hep merak konusu olmuştur. Eşcinselliğin genetik mi yoksa dış etkenlerden mi kaynaklandığı sorusu büyük tartışmalara yol açıyor.

Bu konuda şimdiye kadar yapılan en kapsamlı bilimsel araştırmalardan birisi olan bir çalışmaya göre bir kişinin kendi cinsinden biriyle cinsel ilişkiye girmesinde genetik faktörlerin muhtemelen üçte bir oranında rol oynadığı sonucu çıkıyor.

Ayrıca bu etki tek bir genden değil her birinin değişik oranlarda etki ettiği çok sayıda genden kaynaklanıyor. Çalışma tercihin geri kalan kısmında ise sosyal ve çevresel etkilerin belirleyici olduğunu ortaya koyarak sadece genleri kullanarak kişinin cinsel tercihini öngörmenin mümkün olmadığı sonucuna ulaştı.

Uluslararası çalışmanın baş araştırmacılarından olan ve MIT ile Harvard üniversitelerinin ortaklaşa kurduğu Broad Institute genetikçilerinden Benjamin Neale bilimin eşcinselliğin nasıl normal ve doğal bir şey olduğu konusunda insanların eğitilmesine katkıda bulunmasını ümit ettiklerini belirterek bu durumun genlerimize işlenmiş ve doğal çevremizin bir parçası olduğunu vurguluyor.

Eşcinsel penguenler ikinci kez baba olmaya hazırlanıyor

Ulusal sağlık kurumları ve diğer ajanslar tarafından finanse edilen ve yaklaşık yarım milyon kişi üzerinde yapılan çalışma kadınlarda ve erkeklerdeki eşcinsel tutumların genetik detaylarının farklılık gösterdiğini ortaya koyuyor.

Dikkat çeken bir diğer nokta da eşcinsel tutumun genleri ile bazı psikolojik rahatsızlıklar ve karakter özellikleri ile ilişkili genler arasında korelasyon bulunması. Fakat araştırmacılar bu kesişmenin sosyal ön yargıya karşı gösterilen direncin oluşturduğu stresten kaynaklanabileceğini belirtiyor.

Tartışma konusu olan çalışmaya bizzat Broad Institute'da çalışan bazı LGBTQ üyeleri itiraz ederek sonuçların gay insanlara karşı bilimi kullanmak isteyen insanların eline malzeme verebileceğini savunuyor.

Endişelerden birisi genlerin eş cinselliği etkilediğinin ortaya konmasının ardından her ne kadar teknik olarak mümkün olmasa da eşcinsel karşıtlarının genlerle oynama ve embriyo seçimi çağrısı yapmasına yol açabileceği olarak belirtiliyor.

Araştırma İngiltere'de Biobank veritabanında 2006 ile 2010 yılları arasında sağlıkları ile ilgili kapsamlı bir anketi dolduran 40 ile 69 yaş arasındaki 408 bin kadın ve erkeğin genetik verisinin incelenmesi dikkate alınarak ile yapıldı. Bunun yanı sıra gen testi hizmeti veren 23andMe müşterisi 70 bin kişinin verileri de kullanıldı. Çalışmada sadece Avrupa kökenli beyazların olması çalışmayı yürüten araştırmacılar tarafından sınırlandırıcı faktörlerden biri olarak gösteriliyor.

Çalışmada sadece temel olarak "kişinin hayatı boyunca bir kere dahi olsa kendi cinsiyetinden biri ile cinsel ilişkiye girip girmediği" sorusu üzerine odaklanılırken Biobank veritabanında bu soruya olumlu cevap verme oranı yüzde 3 olurken 23 andMe veritabanında bu oran yüzde 19 civarında oldu.

https://www.fatihhaber.com/yazarlar/sosyal-medya/escinselligin-dogalmis-algisi-pompaliyorlar/8286/

Trafik levhalarına LGBTİ bireyler de ekleniyor

İsrail, tüm cinsiyetlerin eşitliğini teşvik etmek amacıyla ülke genelindeki trafik levhalarına kadın ve LGBTİ birey siluetleri ekleme olasılığını araştırdığını açıkladı.

Şalom’un İsrail gazetesi Yediot Aharonot İsrail Ulaştırma Bakanlığının polis ve öğrencileri yeni tabelaların tasarımına yardımcı olacak olan Bezalel Sanat ve Tasarım Akademisi'nden yetkililerle birkaç toplantı düzenlediğini öğrendi.

Bakanlık, 1960'lardan beri İngiliz Mandası'ndan devraldığı yol tabelalarının kontrolünü elinde tutuyor. O zamandan beri, hepimizin bildiği yol tabelalarında pek bir şey değişmedi, ancak yaklaşan bir değişiklik muhtemelen yakın tarihteki en önemli değişiklik olacak.

Projeye liderlik eden bir bakanlık yetkilisi, levhalardaki cinsiyet çeşitliliğinin, kamusal alanlarda cinsiyet eşitliğini teşvik etmeye yönelik daha geniş bir planın parçası olduğunu belirtti.

Yetkili, “İşaretler bir dildir ve herkesi dahil etmek bizim için önemli. Bugün kadınlar kamusal alanın dışında tutuluyor. Kadın ve hatta trans bireylerin görüntüleriyle işaretleri çeşitlendirmek için adımlar atıyoruz.”

Bakanlık konuyla ilgili ilk kez konuşuyor olsa da, Tel-Aviv Belediyesi 2020 yılında, Dünya Kadınlar Günü kampanyası kapsamında yollardaki 30 trafik levhasını geçici olarak kadın ve trans cinsiyetlerde değiştirmişti.

https://www.toplumsal.com.tr/dunya/trafik-levhalarina-lgbti-bireyler-de-ekleniyor-h92845.html