22 Temmuz 2011 Cuma

'Bekarım, özgürüm, kural dışıyım, ütü de yaparım temizlik de' BİR PORTRE


Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu kadına şiddetten, yargıdaki yeni döneme, parmağındaki ‘Muhteşem Süleyman’ yüzüğünden özel hayatına kadar her konuda Hürriyet’e konuştu. Karakullukçu, bekar, özgür ve kural dışı olduğunu, Danıştay Başkanlığı’nın hayatını da, giyim tarzını da değiştirmeyeceğini söyledi. Karakullukçu, şu değerlendirmeleri yaptı:

Giyimimi değiştirmem

Ben bu göreve geldim diye giyinme tarzımda değişiklik olmadı. Elimden geldiğince beğendiğim gibi giyiniyorum, tarzım böyle. Alışmışım, bundan ödün veremem. Sosyal ilişkilerim de öyledir.

Muhteşem Süleyman yüzüğü

Önceleri yüzüğe meraklı değildim. Bir yıldır yüzük takıyorum. Başkan seçilince başka bir arkadaşım bana ‘Başkanım ben sizin adınızı soyadınızı eski harflerle yazdırmak istiyorum’ dedi. İstemedim ama yaptırdı yeşim taşlı bu büyük yüzüğü getirdi. Tuğra gibi adımı yazdırmış. Hoşuma gitti. Takarım, çekinmem. Hürrem yüzüğü dediler. Muhteşem Süleyman yüzüğü deseler anlayacaktım. İşin esprisi bu. Yeşim rahatlatıyor, seviyorum takıyorum.

Aşağılık duygum yok

Ben temiz, değişik giyinmeyi seven bir adamım. Güven duygusu olan, tarzı olan bir adamım. Hep manşet kollu gömlek giyerim. Aşağılık duygum da, yukarılık duygum da yok. Ben köyden gelen, çocukluğu çok mutlu geçen birisiyim. Felsefem çok basit. ‘Yaşa, nasıl anlıyorsan öyle yaşa, hayatı nerede yakalıyorsan orada yaşa.’

Suböreği bile açarım

Harika yemek yaparım. Ben eşimi kazada kaybettikten sonra da hep yaptım. Her yemeği de yaparım. Suböreği bile açarım. Tarife gerek yok. Yaratıcıyım. Mutlaka birşey katarım. Ama yiyecek adam yok. Yemek yapmak değil paylaşmak önemli.

Evi temizler, ütü yaparım

Ütümü yaparım çok zevkle, çamaşırlarımı yıkarım, evimi temizlerim. Yardımcı kadınlar vardı, hepsini gönderdim. Pırıl pırıl ovarım her yeri. Şimdi yapmıyorum. Eşimden önce talebelik yıllarımda da yapıyordum.

Kadın kutsal varlıktır

Kadına karşı şiddete, şiddetin her türlüsüne karşıyım. Erkek olduk da ne olduk. Ben bunu kabul etmiyorum. Kaba kuvvet, çağımızın terk etmesi gereken bir kavramdır. Kadın bizim en kutsal varlığımız. Kadın tapılacak, saygı duyulacak bir varlıktır. Kadını baş tacı yapmamız gerekir. Gözünün bebeğine, kristal bardağa baktığın gibi kadına bakacaksın. Kırmayacaksın. Devlet kadına karşı şiddeti önlemek için her tedbiri almalı.

Dosya 50 kere okunmaz

İddialı konuşuyorum. ‘İşimiz çok, dosyalar tavana değdi.’ İşimiz mişimiz yok. Biz sadece iş üretiyoruz. Havanda su dövüyoruz. Bir dosya 50 kere okunmaz. Yürütmeyi durdurma kararı bir kere bir hâkim ya da başkan tarafından verilecek. Heyette görüşülecek, kesinleşecek, itirazı olmayacak. Düzenlemeler bu yıl yapılacak.

Yargıda devrim oldu

Anayasa değişikliği sonrası Türkiye’de ilk defa birşey oldu. Belki de bir devrim oldu. Yenilenme gerçekleşti, içimizden 35 yeni ve genç arkadaşımız geldi. Yeni üyelerin gelmesiyle hiçbir şey olmadı. Yargı siyasallaştı mı. Hayır? Bunlar uzaydan çıkıp gelmediler. İçinde bulunduğum kurumu da kötülemem. Geçmişle ilgili de birşey konuşamam. Yargının siyasallaşması, ötekileşmesi mümkün değil. Cumhuriyetin temel ilkelerini korumak, kollamak hepimizin görevidir. Bir gruba ya da zümreye tahsis edilmiş bir görev değil. Siz bu ilkeleri ne kadar koruyup kollayacaksınız bir başka arkadaşınız da veya başka bir grup da en az sizin kadar koruyup kollayacaktır. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.

Oya Armutçu - Hürriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder