Latifle hiç kavga etmeyiz ki, zaten aynı evde yaşamıyoruz.
Benim ev çok kalabalık. O da kendi evinde çalışıyor zaten. Rahatsızlığımdan sonra o bana daha sık gelmeye başladı ama... Zaten çok yakın oturuyoruz.
Yıllar önceki evliliğimden beri kimseyle aynı evde yaşamadım. Belki de her şey değişebilir birlikte yaşasak. Latif ile ileride, belki çok ileride birlikte yaşayabiliriz (gülüyor). Ama en azından beraber yaşlanmak istediğim bir sevdiğim var diyebiliyorum
Yan komşumuz kocaman mavi gözlü bir kadındı. Annem onun bana nazarı değecek diye çok korkardı. Bir gün dut yerken boğazıma kaçtı da onun için bile komşumuzu suçladı.
“Ağzıma üç tane birden koyarsan tabii boğulurum, ne nazarı?” demiştim. Ama annem nazara çok takıktı. Büyüdüğümde bile hep kıyafetlerimin içinde bir yerlerde onun koyduğu nazar boncuklarını bulurdum. Benim de hiç öyle şeylere inancım yoktur.
SEYİRCİYLE İLETİŞİM KURAMADIĞIM İÇİN GAZİNODAN KOVDULAR
Güzel de ben büyük bir ciddiyetle şarkılarımı söylüyor, fakat bir türlü seyirciyle sıcak iletişim kuramıyordum. Sonunda işime son verildi. Hayatım boyunca ilk kez bir yerde istenmediğim bana söylenmişti. Gazinolara küstüm, bir daha çıkmadım. Bundan önce de o ortamlarda bazı problemler yaşamıştım.
Eskiden çok kapalıydım. Sürekli hislerimi, sözlerimi içime atardım. Galiba bu hastalık bile içime attıklarım yüzünden oldu. Bizim ailede yok çünkü. Hastalıktan sonra bunu biraz aştım galiba. Önceden birçok şeye aşırı derecede üzülürdüm. Hele özel ilişkilerimde yere yapıştığım çok oldu. Sevdiğim insanlara “Seni seviyorum” bile diyemezdim.
Annemle yıllardır maalesef diyaloğumuz yok. Rahatsızlığından önce bile biz annemle pek konuşmazdık, daha doğrusu konuşamazdık. O eleştirirdi, dırdır yapardı; ben de kapıyı vurup çıkardım.
Anneme Alzheimer teşhisi konulduktan sonra beni çok çaresiz hissettiren bir sürece girdim. O kendi evinde, kendi eşyalarıyla yaşamak istiyor, doktorlar ise tek başına yaşamasının sakıncalı olduğunu söylüyorlardı.
Annem benimle kalıyor. Aslında ona o kadar çok sormam gereken şey varmış ki, bunları şimdi fark ediyorum. Onunla birlikte yemediğim yemeklerin, etmediğim sohbetlerin pişmanlığını duyuyorum. Duygularım şefkatle hüzün arasında gidip geliyor anlayacağın.
KAYAHAN'A ÖYLE BİR ŞEY SÖYLEMEDİM
Bu olay benim kimyamı bozdu esasen. Kulağıma gelen bir cümle var. Ben ona “Sen artık şarkı söyleyemiyorsun, beste yapamıyorsun, onun için seninle devam etmemin bir alemi yok” demişim. Böyle bir şey olabilir mi? Asla ağzımdan bu sözler çıkmadı. O konuda çok canım yandı. Deminden beri söylüyorum ya, artık hayatımda huzur istiyorum.
Aslında çok hard olmadım ama o yanım da vardır. Hayatın karşısında duran, meydan okuyan, savaşmaya, mücadele etmeye bayılan bir tarafım var benim. Eskiden 100 yaşına kadar yaşarım diyordum. Tabii hastalıktan sonra bu planlar biraz sekteye uğradı.
İzzet Çapa - Nilüfer
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder