3 Şubat 2013 Pazar

“Dansçılar eşcinsel midir?”

Striptizin dozu ‘popo çatalı’na kadar


İstanbul gece hayatı, dünyanın en önemli metropolleriyle yarışıyor. Kulüpler, şovlar, rengârenk eğlence dünyası, Hollywoodvari ışıltısıyla ‘magazin’ sayfalarına ve ekranlara sızarken, yazarımız Elif Aktuğ da böyle bir kulübün soyunma odasına sızdı… Merak edilen gogo boy’lar, drag queen’ler marjinal kulüp nedir; kimlerdir; inceledi, yazdı…

İstanbul gece hayatının en iddialı mekânlarından X Large Club’da gogo boy’lar ve drag queen’ler’le geceye hazırlanıyoruz. Kulis sohbetimiz simler, pullar, slipler, takma kirpikler, Madonna şarkıları, kahkahalar ve dedikodularla süsleniyor. Kırmızı pullu sahne elbisesi içinde ve spot ışıklar altında kendimi gladyatörlerin kollarına bırakıyorum... Soracaklarımı unutmamaya çalışarak...

Sahne başlı başına ilgi çekiyor zaten, mekânın tarzı gotik ve son derece yüksek bir tavanı var; 1 tonluk avize, şov başlayınca neler yaşanabileceğini az çok fısıldıyor kulaklara...

Üzerlerindeki minik slipleri, son derece seksi kıyafetleriyle; elbette muhteşem vücutlarıyla sahnede raks eden erkek, kadın striptizcilerin arasındayız. Göz kamaştıran kostümleri, 70 santimi bulan topluklu ayakkabılarıyla kuğu gibi süzülen drag queen’lerin şovlarıyla 4 yıldır İstanbul gece hayatının en iddialı mekânlarından biri olan X Large’dayız. Erkek dansçıları tanımak, drag queen’leri gözlemlemek ve geceye nasıl hazırlandıklarına şahit olmak için...

ELHAMRA’DA SAHNE!
Cuma ve cumartesi akşamları açık olan kulübü Mustafa Doğan Yılmaz işletiyor; dansçılara zaman zaman çocuklarıymış gibi davranıyor; prova esnasında nefes almıyor; gözünü sahneden ayırmıyor.
 Sohbeti kuliste yapmaya karar veriyor ve yukarı çıkıyoruz. Mekân, 1894’te opera binası olarak inşa edilmiş, ardından da Elhamra Sineması olarak işletilmiş, tarihi bir yapı. İki kez yangın geçirmiş, birkaç kez el değiştirmiş. Zamanında Pera Palas’ta kalan Atatürk de burada film seyretmiş.

SOYUNMA ODASINA GİRİŞ…

Kulis iki bölümden oluşmakta, gogo boy’ların giyindiği ve hazırlandığı daha küçük bir bölümle, drag queen’lerin makyaj yapıp giyindiği büyük kısım. Elbette kocaman dolapları, onlarca kıyafetin yer aldığı bölümleri de eklemek lazım, zira X Large Club’da eğlencenin temelini sahne şovları oluşturuyor. Gogo boy, bir anlamda striptiz yapan erkek demek. Detayları öğrenmek için, neredeyse kulüp açıldığından beri mekânda çalışan Barış Bulut’la konuşuyoruz.

KOD ADI: SPARTAKUS

Barış, çok yakışıklı bir adam ve sahnede inanılmaz bir enerjisi var; şova başladığı anda çığlıklar yükseliyor, kızlar ona dokunmak için birbiriyle yarışıyor. Kendinden bahsetmesini istiyorum, kollarına ve dövmelerine pek bakmamaya çalışarak; dikkati dağıtan bir vücudu olduğunu söylemeye gerek var mı?
“30 yaşındayım ve burada başladım dans etmeye. Gece hayatını severim, yıllardır gezerdim zaten. Bir gün Mustafa Bey, ‘Gel dans et’ dedi. Heyecanlandım ve tereddüt ettim.”

HOCA SAHNEDE KÜLOTLU!

“Peki, dans etmek ve sahneye çıkmak gibi bir hayalin yok muydu?”
“Herkes ister sahnede olmayı, çok büyüleyici bir şey yapıyorsunuz çünkü. Aslında spor hocasıydım ben, orada ‘Hocam’ diyorlar. Ben de düşündüm acaba bana hocam diyen biri sahnede külotla görse ne der?”
Sormadan edemiyorum, “Sahnede külotla mı kalıyorsun, striptiz ve gogo boy farkı nedir?”
“Striptizde biraz daha pornografi ve çıplaklık var. Bizde sahne şovu esastır, elbette şov gereği sert olabiliyor dansımız ama o kadar. Sınırlarımız var.”
“En fazla nereye kadar?”
“Biraz popo çatalı görünür o kadar…”
Gülüyoruz, yaptığım en tuhaf röportajlardan biri, biz konuşurken diğer gogo boy’lar hazırlanmakla meşgul. Bakmamak lazım ama başımı nereye çevirsem ayna var!
Barış devam ediyor, “Hardcore bir durum olmadan dans eden kişidir gogo boy. Bireysel performanslarımız da var. İlk sahneye çıktığım zaman heyecanlıydım, ilkler hep öyledir ya. Takdir edilmek çok hoşuma gitti.” Gitmez mi? Kızlar çığlık çığlığa, sadece kızlar mı, erkekler de büyük tezahüratta bulunuyor onlara. Vücudunu sergilemek nasıl bir duygu acaba?
“On yıldır spor yapıyorum ve ortaya bu vücut çıktı, insanlara yaptığım vücudu gösteriyorum.”

EŞCİNSEL MİSİNİZ?

Sormam gereken bir başka soru daha var, “Dansçılar eşcinsel midir?”
Barış gayet sakin ve ses tonunu hiç değiştirmeden, tatlı tatlı konuşmaya devam ediyor, “Biz burada cinsiyetsiziz…”
Acaba özel hayatı etkiler mi gece çalışmak, dans etmek ve ‘bir yere kadar’ soyunmak? Büyük keyif aldıklarını söylüyor erkek dansçılar, “Neden etkilesin ki?” diye bana soruyorlar. Laf benimki de işte... Hoş, seksi, güzel vücutlu, sahne kabiliyeti olan genç erkekler; hiç dizi, oyunculuk, modellik teklifi almaz mı?
Barış bir iki kez klipte oynamış ama dizide yapamayacağını söylüyor, disiplini sevmiyor. Üzerlerinde kimi zaman asker, kimi zaman Romalı, kimi zaman kovboy kıyafeti var. Sahnede gerçekten de çok özgürler. Başka işlerde de çalışıp çalışmadıklarını merak ediyorum. “Zaman yok” diyorlar, provalar ve çalışmalar çok vakit alıyormuş.
Özel ders yok ama özel davetlere katılıyorlar. En çok bekârlığa veda partilerinden davet alıyorlar, bana şaşırtıcı gelmiyor bu cevap haliyle...

PROFESYONEL MAKYAJ

Gogo sohbeti yapıyoruz ama gözüm bir yandan da büyük kuliste hazırlanan drag queen’ler’de. Ciddi bir hazırlık başlamış durumda, son derece profesyonel makyaj malzemeleri var önlerinde. Ustalıkla kullanılan fırçaları zarafetle tutan erkek elleriyle, kendi yüzlerine tablo çizen ressam edasıyla ayna karşısında ‘başkalaşan’ dansçılar…

DOKUNMAK SERBEST

“Müşteri rahatsız etmiyor mu hiç, neticede içki içiliyor ve ortam gerçekten de ‘sapıtmaya’ müsait…” Barış hemen atılıyor; “İlgi var tabii, dokunmak ve fotoğraf çektirmek istiyorlar. Bunun için gelmişler, biz de müşteriyi eğlendirmek için oradayız. Ne diye rahatsız olalım? İçki nedeniyle ‘cozutan’ oluyor bazen ama bizim müdavimlerimiz bilir ve öyle gelir. Kasmaya da gerek yok.”

KİMLER SOYUNABİLİR?

“Nasıl gogo boy olunur, kimler dans edebilir burada?”
“Öyle el kol sallayarak sahneye çıkamazsınız, dans edebilmelisiniz. Işığınız olmalı, kaslı olmalısınız, iyi bir vücut olmalı. Herhangi biri gibi olmamalısınız. Sahne deneyimi varsa, enerjisi ve kabiliyeti varsa, bunu da sergilemek istiyorsa yeterlidir sanırım.”
Bu vücutlar nasıl korunuyor peki, striptiz yapan erkekler her gün spor yapar mı, drag queen’ler öyle zayıf ki, acaba hep diyet mi yapıyorlar?
Barış aydınlatıyor, “Sürekli bir diyet halinde değiliz ama sporu ihmal etmeyiz, gogo boy olacaksanız ilk şart iyi vücuttur. Kendi aramızda yeni idman tekniklerini konuşur, paylaşırız. Queenler sanırım dikkat ediyor yediklerine.”

SAHNE, KOSTÜM VE KOREOGRAFİDEN SORUMLUYUM ŞEKERİM...

Gogo boylar gladyatör kostümlerini giyiyor, durmadan sağa sola koşturan mekânın eğlence müdürü Kayhan Kitapçıoğlu’nun koluna yapışıyorum, “Anlatsanıza, nasıl hazırlanıyorsunuz şovlara, kostümlere ne kadar harcıyorsunuz?”
Mesleğe uzun yıllar önce barmen olarak başlayan, güzel sanatlar mezunu Kayhan Bey, gösterdiğim ilgiden son derece hoşnut olduğunu belli ederek başlıyor anlatmaya: “Sahneden, kıyafetlerden ve gerektiği zaman koreografiden sorumluyum şekerim, X Large halkalarından biriyim. Kıyafetlere ciddi rakamlar harcarız. İki haftada bir yeni şov yaparız, trendlere ve patlayan şarkılara göre hemen uyarlama yaparız.”
Gangnam çalar mı burada? “Asla, biz daha çok şov yapılabilecek şarkıları çalarız. En güzel müziği bizim kulüpte dinleyebilirsiniz; hem yabancı, hem Türkçe.”
Marjinal kulüplerde özellikle kadınsanız kendinizi dışlanmış hissedebiliyorsunuz, diyorum. “Biz marjinal bir kulüp değiliz, gay kulüp değiliz. Benzerleri var ama onlar yemekli ve başka bir eğlenceye hitap ediyor. Biz gece kulübüyüz, sabaha kadar süren ve bitmeyen bir tempomuz var. Bizde esas olan eğlencedir."

KİMLER GİREMEZ?

“Cinsiyet ayrımı yapmayız, eğlenmesini bilen herkese kapımız açıktır. Ortama uygun olmayanı almayız. Hissederiz, ait olmayan belli olur. Nasıl bir yer olduğunu bilip gelen faklıdır, merak edip gelen de farklıdır. Yanındakini tanımalıyız, güven hissetmeliyiz.”

ERCAN OLDU LOULOU

Az önce sahnede döktüren yakışıklı adam bir afete dönüşmüş durumda, mekânın en eskilerinden, dans etmeye 16 yıl önce başlayan Ercan Topçu’nun yanına gidiyorum. Çalışmaya tesadüfen başlamış, bir tatil köyünde. İstanbul’a gelmiş, zaman akıp gitmiş. 90’larda önemli mekânları işleten Ceylan Çaplı keşfetmiş Ercan’ı.
Drag queen nedir, kimdir, karşılığı nedir bu işin?
“İnsanları eğlendiren, değişik kıyafetler giyen, kadın kostümlerini iyi taşıyan, çok iyi makyaj yapan, sahnede teatral yeteneğini de kullanabilen, atmosfere renk katan, cinsiyetsiz dansçıdır; daha çok androjen tipte erkekler yapar bu işi” diyor. “Ülkenin ilk drag queen’i Huysuz Virjin’dir. Mesleğe yıllarını vermiş bir ustadır, yolumuzu açmıştır. Benden sonrakilere destek olma çabasındayım. Okulu, eğitimi yok ki bu işin. Ego olmamalı, hem ileriyi düşünmek lazım. Yaşlandım diyelim, sahne arkasında çalışabilmeliyim. Burada hepimiz aileyiz, arkadaş değiliz. Dürüst ve karaktersiz kişi kalamaz burada.”

AİLEM EŞCİNSEL OLDUĞUMU BİLİYOR

"Kadın kılığında şov yapmak zor olmalı, eşcinsel misiniz?" diye soruyorum... “Evet, ailem de 16 yaşımdan beri eşcinsel olduğumu biliyor. Sıkıntı çekmedim, hep beraber aştık. İş konusunda ise tereddüde düştüler. Travesti olacağım sandılar. Annem ilk kez beni kadın kılığında izlediği zaman öyle şaşırdı ki anlatamam, ’Yanlış doğurdum seni’ demişti. Şovumu seyredince öptü beni, kutladı.” Anlatıyor Ercan heyecanla, “Herkes eşcinsel değil elbette. Kadın-erkek ayrımı ne ki? Cinsel kimlik bizi nereye götürecek? Gogo boy dans ediyor, gay olmak zorunda mı? Drag queen erkek de olabilir. Dünyada örnekleri var, Cirque Du Soleil mesela, evli çiftler var orada çalışan. Sanat. Adam kadın kılığında da sahneye çıkıyor, uzaylı olarak da, kaplan kılığında da. Kaplan mı oldu demek bu şimdi?”

DİSKOTEKLE KULÜBÜ BİRLEŞTİRDİK

Sohbeti Mustafa Bey’in içeri girmesiyle sonlandırıyoruz... Ercan arkadaşlarının yanına gidiyor, nasıl gösterişli olduklarını anlatmak imkânsız.
Soruyorum “X Large’ın farkı nedir diğer kulüplerden?” Mustafa Doğan Yılmaz anlatıyor bu defa, “Farklılık yarattık, para ve emek harcadık. En iyiler bir araya geldi. Diskotek ve kulüp mantığını birleştirdik. İşi ciddiye alarak yapıyoruz, maliyetimiz yüksek.”
Mekânda 60 kişi çalışıyor, sahnede 14 kişi, 2 haftada bir konsept partiler düzenliyorlar, dansçıların hepsi Türk.
“Sevgililer Günü partisi hazırlıyoruz, tema ’yasak elma’. Müthiş olacak, eğleneceğiz, eğlendireceğiz” diyor ve yanımdan ayrılıyor, sağa sola direktifler vererek.
Gogo boylar vücutlarına yağ ve krem sürmekle meşgul, draq queenler bu defa ayakta ve aynada kendilerine son bir defa bakıyorlar. Madonna yankılanıyor aşağıdan, “I am a Material Girl”... Öpüşüyoruz, koklaşıyoruz, vedalaşıyoruz; gotik mekân marjinal eğlence için bir kez daha kapatıyor kapılarını gecenin karanlığına...

Akşam

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder