Cemil İpekçi: "Bir erkeğin karısı olamam"
Biri internette demiş ki “En önemli şeyini muhafaza edememiş.” Çok güldüm. En önemli şeyim belden aşağıda durmuyor.
Cemil İpekçi sevgilisiyle evlendiği iddiasını yalanladı. Asla erkek olduğunu unutmadığını söyleyen modacı, “Hiçbir kadın masamdan kalkıp başka masaya gidemez. Evinden alır, evine bırakırım” diyor.
19 Ocak’ta Türk Böbrek Vakfı yararına düzenlenecek “Butterfly Cemil İpekçi 2010” adlı defilede Pascal Nouma, Mehmet Topal gibi ünlü futbolcuların yanı sıra klarnet virtüözü Hüsnü Şenlendirici, Ebru Ürün, Ceylan Saner, Sema Şimşek gibi mankenler podyuma çıkacak.
Galatasaraylı milli futbolcu Mehmet Topal’ın da hazır bulunduğu provalarda usta modacı tüm sorularımızı samimiyetle yanıtladı.
Futbolcuları giydirmek nereden aklınıza geldi?
Benden gelmedi. Mehmet de (Topal) kendi giyinmek istedi. Ben modacı değil giysi tasarımcısıyım. Dünyada da sanatçılar, futbolcular çok göz önünde olan insanlar. Mehmet “Bana yeni tasarım giysiler yapabilir misin?” dedi, öyle başladık. Futbolcu oluşu beni ilgilendirmiyor. Çünkü futboldan hiç anlamam. Ama futbolcuların hoş bir tarafı var mankenler gibi. Mankenle film yıldızı arasında bir yerdeler. Bir futbolcunun giyim tarzı, saç modeli, taktığı saat, ayakkabı binlerce genç tarafından taklit ediliyor.
“Topkapı Sarayı’na gittiğim vakit orada yaşıyorum gibi geliyor” demişsiniz.
Bu çocukluğumdan beri var. Ben 22 odalı bir köşkte doğdum Çubuklu’da. Annemin aile tarafı Karaköy’den. Leyla Gencer benim teyzem oluyor. Şimdi arkada çilek bahçemin olduğu yerde Erol Aksoy’un evi var. Erol Aksoy’un satılan köşkünün arkası bizim meyve bahçemizdi Hidiv Kasrı’na kadar. Kısaca köklü bir aileden geliyoruz. Dadılar, bahçıvanlar, kahyalar ile büyüdük. Ruhum da çok yatkınmış, hakikaten bir sultan gibi büyütüldüm. Çok meraklı bir çocuktum, her şeyi sorardım. Annemin babası da Abdülhamit Efendi’nin yaveriydi, sarayla da çok yakın ilişkileri vardı. Sekiz yaşındayken babam, ilk Topkapı Sarayı’na gezmeye götürdüğü zaman sanki Topkapı Sarayı’nda doğmuşum gibi gelmişti.
Sanat için soyunur musunuz?
Vücudum çok güzel olsaydı soyunurdum. Gençken çok güzel bir vücudum vardı. Bu yaşımda gene soyunurum ama belki bir sanat fotoğrafı için. Benim için çıplaklık ayıp değil. Çünkü giysiler içinde yapılan ayıplar bence çıplaklıktan daha ayıp! Çıplaklık ayıp olsaydı, Allah hepimizi elbiseler içinde yaratırdı.
“Cemil İpekçi sadece bir gay değil”
İnternette gördüm pembe mayonuz var mı, photoshop mu o fotoğraf?
Pembe mayom var ama üzerine mor forma giymedim. Harika bir photoshop yapmışlar. Beni türbanlı yaptıklarında da çok sevdim, müthiş photoshoptu. Bir sürü türbanlı vardı, hatta birisi çarşaflıydı sadece gözlerim meydandaydı. Gözlerimin çok kadınsı olduğunu biliyorum, o çarşafı kapatınca “Kadın gibi olmuş” dedim. Böyle şeylere kızmam, ama kızdığım şey şu; Cemil İpekçi’nin sadece pembe mayosu yok. Cemil İpekçi sadece bir gay değil. Cemil İpekçi’nin sadece sevgilileri yok. Cemil İpekçi 40’ıncı seneyi dolduruyor, bugün Erol Albayrak dahil benim talebelerim. Etnik tasarım diye bu ülkeye bir şey getirmiş, pazenle dünya ödülünü almış ve yüzlerce gence idol olmuş, tasarım konusunda savaş vermiş birisi. Bunların değil de pembe mayomun görülmesi beni çok üzüyor. Yoksa pembe mayo ne olacak yani? Ben 1969’da Bodrum’da tanga giyiyordum! Tabii o zamanlar sizler yoktunuz, paparazziler yoktu, TV yoktu. Bugün o yaşta olsaydım gene giyerdim!
Sahilde mi giyiyordunuz?
Sahilde giyiyordum tabii, tanga daha Avrupa’da yeni çıkmıştı. 1967’de saçım belime kadardı. Ve yanları incecik ip bikini giyiyordum. Ve çok makyaj yapıyordum. Ama yine paparazziler yoktu. Ömrüm boyunca her istediğimi giydim ve istediğim gibi yaşayan biri oldum. 19 yaşımdan itibaren de hiç saklamadım tercihimi. Ama bugün TV olduğu için yeni meydana çıktı gibi geliyor. Ben hayatımda hep Allah’a hesap vereceğimi düşünürüm. Ben Alevi ve Bektaşiyim. Bizde bir kişiye hesap verilir; Allah!
Gay olmak başka bir şey
Peki ameliyat olmayı düşündünüz mü?
Hayır. Çünkü ben hiçbir gay’in kadın olduğunu düşünmüyorum. Gay olmak başka bir şey. Kadınsı olabilir ama hem erkek hem kadındır! Hiç kimsenin inancına karşı değilim ama benim inancımda Rabbim benim kadın olmamı isteseydi kadın olarak yaratırdı. Böyle yarattığına göre bir bildiği var. Ben bir kadın olamam. Kadınsı olabilirim, makyaj yapabilirim. Bundan yüz yıl evvel de erkekler sürme çekiyordu, rastık çekiyordu, kına yakıyordu, Louis döneminde Fransa’da peruklar takıyorlardı, ponponlar takıyorlardı ama gay değillerdi. Giyinirken süslülüğü sevebilirim ama ben bir anne olamam! Hatta ben bir erkeğin karısı da olamam!
Bıyıklarınız sizinle özdeşleşti, bıyık da erkekliğin sembolü...
Bıyığımı 21 yaşında bıraktım, o zamandan beri hiç kesmedim. Zannediyorum aslında biraz evvel konuştuğumuzdan bıraktım. Bana gelirken beni gör, ben bir kadın değilim ben bir gay’im.
Sizde maçoluk var mı?
Kadınlarla olduğum dönemlerde zaman zaman maçoydum. Kadınlarla da çok uzun bir dönemim vardır .Yani biraz kazak tarafım var. Gay olmama rağmen benim kadın arkadaşım hesap ödeyemez yanımda. Hiçbir kadın masamdan kalkıp başka masaya gidemez. Gider evinden alırım, evine bırakırım. Erkek olduğumu hiçbir zaman unutmadım.
“Muhafazakar eşcinselim” açıklamalarınız çok tartışıldı.
Muhafazakar hırsız da olabilirsiniz, muhafazakar katil de, muhafazakar eşcinsel de olabilirsiniz. Biri internette demiş ki “En önemli şeyini muhafaza edememiş.” Çok güldüm. En önemli şeyim belden aşağıda durmuyor.
Ender Bey’le evlendiğiniz konuşuluyor.
Ben eşcinsellerin ve gay’lerin evliliğine karşıyım. İki erkeğin evliliği kadar saçma bir şey olamaz. Evlilik denilen müessese kadın ve erkek denilen iki cinsin evlenip bir arada yaşayıp, doğurup, çocuklarının belli olmaları için yapılmış. Bir de kadının haklarının korunması için yapılmıştır evlilik. İki erkeğin evliliği arasında kadın yok...
O zaman nişanlandığınız haberleri yalan.
Nişan da yalan. Ben beraber olduğum insanlarla, ciddi olduğum ilişkilerde muhakkak yüzük takmayı severim. O da nişan yüzüğü gibi algılanıyor.
Ender (Polat) beye cip aldığınız yazıldı.
Hepsi yalan. Üçüncü senesi cipin. O cipe Bekir de bindi, Ender de biniyor. Ben araba kullanmayı bilmediğim için ya şoförüm kullanıyor ya da akşamları çıktığımda beraber olduğum insan kullanıyor. Bu ekonomik krizde yeni cip alacak halim yok.
Bekir bey sizi kıskanıp Ender Bey’i tehdit etmiş, doğru mu?
O da yalan. Ben Ender’e sordum, “Hayır böyle bir şey olmadı” dedi. Bekir’in de böyle bir şey yapacağını zannetmiyorum. Bekir son derece uysal, son derece şeker insandır.
Peki hangisi daha maço?
Ender daha maço.
Hangi yönünü beğenirsiniz?
Kıskançlığını beğenirim. Bekir Roman gibi her dakika darbuka çalsın, oynar...
“HAYALİMDEKİ KADINI GİYDİRİYORUM
Pierre Cardin ile bir röportajda “Kadınlarla da erkeklerle de aram çok iyiyidi” demişti. Modacılar genelde neden gay?
Kadın hislerini duymadan kadın elbisesi yapmak zor herhalde. İçinizde kadınsı bir tarafınız yoksa, bence çok zor. Zaten hayalimde bir kadın var ve ben o kadını giydiriyorum!... En güzelini yapmaya çalışıyorsunuz.
Kimi giydirmek istersiniz en çok?
Nicole Kidman’ı giydirmek isterdim. Zuhal Olcay’ı da çok beğenirim, hafif soğuk kadınlar hoşuma gider. Türkiye de bir sürü istediğim kadını giydirdim. Marilyn Monroe sağ olsaydı giydirmek isterdim. Ajda’yı giydirmek çok büyük bir keyiftir. Sezen’i dinlerken kıyafetine çok bakamıyorum. Ajda hem fiziği hem sesiyle gönüllerde taht kurmuş. Sezen ise sesi ve konuşmasıyla. Bugün binlerce sosyetik kadın Ajda Pekkan’ı taklit ediyor. Sezen kokoş. Onu giydirmeyi o yüzden bıraktım, yaptığın elbiseyi keser sonra etrafına başka bir şey koyar.
Türkiye’de sayılı modacılardansınız, siz varsınız, Yıldırım Mayruk, Cengiz Abazoğlu.
Ben Cengiz Abazoğlu’nu saymıyorum. Onu sayabilirler ama ben saymıyorum. Yıldırım Bey’le aynı yere koyamayacağım. Çünkü Yıldırım Mayruk bugün hepimizin duayeni. Couture atölyelerinin duayeni, dikişi çok iyi bilen birisi. Canan Yaka’yı Yıldırım Mayruk’u Cengiz Abazoğlu ile aynı yere koyamam. Cengiz Abazoğlu’ndan evvel gelen Hakan Yıldırım var, Ümit Ünal var çok başarılı. Yıldırım Mayruk Türkiye için çok önemli birisi. Biz bugün atölyelerimizi kurabildiysek, Yıldırım Mayruk, Faize Sevim, Mualla Özbek sayesinde. Cengiz Abazoğlu, haddini bilmeyerek Yıldırım Bey’e, bana laf atarak medyatik olmuştur. Polemiklerle bir yere varılmaz, nerede Cengiz Bey bugün? Başka insanların elbiselerini taklit ederek, boynuzlarla sahneye çıkartarak bir yere varılmaz.
“PODYUMA ÇIKACAĞIM İÇİN HEYECANLIYIM”
Galatasaraylı milli futbolcu Mehmet Topal, ilk kez podyuma çıkacak olmanın heyecanını yaşıyor. Hem sağ, hem sol bacağını mükemmel kullanabilen ünlü futbolcu sert şutlarıyla tanınıyor.
Podyuma çıkacağınız için heyecanlı mısınız?
Evet, heyecanlıyım. Cemil İpekçi’nin tasarladığı giysileri taşımak gurur verici.
Podyuma çıkmakta çekingenlik yaşadınız mı?
Çekingenlik yaşamadım. Ben ciddi kararlar alırım. TBV (Türk Böbrek Vakfı) yararına Cemil İpekçi’nin düzenleyeceği defilede yer almaya karar verdim.
Futbolcular özel hayatlarıyla çok gündeme geliyor. Çapkın mısınız ?
Çapkın değilim. Ağır ve dik durmayı sevmişimdir.
Hem sağ, hem sol bacağınızı mükemmel kullanabiliyorsunuz. Dinamo Bükreş maçında uzaktan gol attınız. Hem defansta hem de ofansta oynamak avantaj mı?
Günümüz futbolunda sakatlıklardan dolayı yer değiştirebiliyorsunuz. Her an her yerde oynamak daha avantajlı.
Röportaj: Olcay Ünal Sert Fotoğraf: Ozan Güzelce
Milliyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder