1 Ağustos 2011 Pazartesi

Bülent Ersoy: "Kime ne yaptım ki ben, neden af dileyeceğim?"

*Maksim'de çıkarken Zeki Müren hiç sizi dinlemeye geldi mi?

-İlk üç sene boyunca herkes geldi, bir tek Zeki Bey gelmedi beni dinleyemeye... Sesimi kaydettiriyor, dinliyormuş. Seneler sonra benim arkamdan neler söylediğini duydum. Çok yakını olan Berrin Hanım anlatmıştı; Zeki Bey benim kasetleri dinler, "Allah'ım ahir ömrümde bana bu acıyı niye verdin? Bu Japon'un canını al yarabbi" dermiş. Hâlâ yaşadığıma göre duaları tutmamış...

*Japon siz oluyorsunuz...

-Evet, benim. Biliyorum ki, beni hiç içine sindiremedi. Aslında bana gelinceye kadar çok insanın da ekmeğiyle oynadı.

OTURDUĞUM KOLTUK ÇÖKTÜ!

*Anlaşılan kıskanıyormuş biraz sizi...

-Bizim Muzaffer Özpınar ile çalışırken hep sorarmış, "Bu parayı aldığı doğru mu?" diye. Muzo da, "Doğru Paşam" deyince, başını başka yöne çevirirmiş. 1981 yılında ben 150 bin alıyordum, Zeki Bey 75 bin...

*Kenan Evren'in sahne yasağı sırasında da çok zor günler geçirdiniz herhalde...

-Bir insanın hürriyetinden önemli ne olabilir? Benim hakkımı kim arayacak? Ömrümden giden sekiz senemi geri verebilecekler mi? Gençliğimin en güzel yılları öyle gitti. Oturduğum koltuk çöktü, daha ne olsun kardeşim! Bak sinirlendim şimdi...

*Ben mi sinirlendirdim sizi?

-Sizinle ilgisi yok. Hatırlayınca sinirlendim...

*Peki, Kenan Evren adı geçince şimdi ne hissediyorsunuz?

-Ona hakkımı helal etmiyorum! Sen kim oluyorsun da hiçbir kanun hükmünde var olmayan bir cezayı bana kesiyorsun? Allah geçinden versin, öldüğü zaman bile hakkımı helal etmeyeceğim. Onu 'cennet ve cehennemden önce burada yargılayacaklar!' Bu hesap verilecek! Ya verilecek ya da verilecek!
 
PAHALI YAŞADIM VE PAHALI ÖLECEĞİM


*İmitasyon mücevheriniz var mı?

-Olur mu? Öyle çakma çukma şeyler bilmem ben. Onun için hep diyorum ya, hep pahalı yaşadım ve pahalı öleceğim.

-
*Allah uzun ömürler versin... Peki, bu "Çakma mücevher takar" dedikodusu nereden geliyor?

-Beğendiğim bir şey olsa işportadan bile alırım da oradan geliyor... Ne var bunda?

*Zaten çakma başka, ucuz başka...

-Değil mi? İstediklerini söylesinler. Bu kadar pahalı yaşayan, umursamaz zaten hiçbir şeyi.

*Cevap da vermiyorsunuz hiçbirine?

-Neden vereyim? Ben Ağrı Dağı'nın 5 bin 165 metre tepesiyim, bayrak elimde. Zirvede oturmuş, bacaklarımı sallıyorum. Ovalarda uçuşan sivrisineklerin vızıltılarını duymuyorum bile.

*İnsanlar çok acımasız değil mi?

-Her türlü kuvvetime karşı, bazen ben bile zorlanıyorum. Sokağa çıkınca benim başımın dimdik olması lazım. Ben bu yüzden gözyaşlarımı hep yastığıma, gece karanlığında dört duvar arasında akıttım. Kimsenin yanında ağlamadım.

*Kimseye diz çökmediğinizi de biliriz!

-Kimseden de özür dilemedim. "Kenan Evren seni affedecek. Git, özür dile" dediler. "Kime ne yaptım ki ben, neden af dileyeceğim?" dedim...
 
İzzet Çapa - Sabah

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder