26 Mayıs 2022 Perşembe

Homofobi: Kadın gazeteci, eşcinsellik ve PKK propogandası yapan dernekle savaşıyor

Küçük çocuklara hem eşcinsellik hem de PKK propogandası yapan ahlaksız dernekle bir kadın tek başına mücadele ediyor.

Küçücük çocuklara, yetişme çağındaki gençlere ahlakdışılık ve PKK sempatizanlığı aşılayan, malum renklilerin misyoneri Tarlabaşı Toplum Merkezi’yle ilgili bugün İHA’ya röportaj verdim. Merkez kapatılana kadar mücadeleye devam inşallah.

İbnelik kazandı! Yazıklar olsun bize

Fatih Selek, PKK ve eşcinsellik propagandası yapan, çocuklara LGBT'yi empoze eden Tarlabaşı Toplum Merkezi Derneği'nin feshi için açılan davada mütedeyyin insanların nasıl yalnız bırakıldığını köşesine taşıdı.

Fatih Selek, PKK ve eşcinsellik propagandası yapan, çocuklara LGBT'yi empoze eden Tarlabaşı Toplum Merkezi Derneği'nin feshi için açılan davada mütedeyyin insanların nasıl yalnız bırakıldığını köşesine taşıdı. Selek, Türkiye gazetesindeki "Bu dava hor!" başlıklı yazısında şunları kaydetti:

"Tarlabaşı Toplum Merkezi diye bir dernek var. PKK ve eş cinsellik propagandası yaptığı, çocuklara LGBT'yi empoze ettiği gibi birçok skandalla gündeme gelmişti.

Derneğin feshi için dava açıldı.

Bununla ilgili bir kadın gazeteci mücadele veriyor; Milat gazetesinden Özlem Doğan.

Hafta içi duruşması yapıldı.

Şöyle sitem etti meslektaşımız: "En gereksiz haberleri bile gören medyamız, duruşmaya ilgi göstermedi. Ölüm tehditleri alan gazeteci arkadaşının basın açıklamasını görmedi. Duruşmada birbirimize girdik. Tehditler havada uçuştu. Duvar'ı, Diken'i, Bianet'i, Anka'sı... Hepsi oradaydı. En az 40 kişiydiler. Basın açıklamasını anında yayınladılar. Ne yazık ki, bizde sadece sekiz kişi vardı. Üç kişi açıklama yaptık. Üzgünüm."

Ne desem bilemedim..."

http://www.habervitrini.com/kadin-gazeteci-escinsellik-ve-pkk-propogandasi-yapan-dernekle-savasiyor/1070289

Kocamın Biseksüel Olduğunu ve Benden Önce Erkeklerle de İlişkisi Olduğunu Nasıl Öğrendim, Neler Yaşadım?

Ne ailemle ne de arkadaşlarımla paylaşamadığım bu trajik hikâyemi sizinle paylaşmak istedim. Belki bu sayede bir nebze olsun içim rahatlar... 

Uyarı: Bu içerik Onedio editörleri tarafından formata uygun olarak düzenlenmiştir. 

Onedio'da zaman zaman hayat hikâyelerini paylaşan insanları görüyor, hikâyelerin neredeyse hepsini merakla okuyordum. İtiraf edeyim, bazıları bana öylesine uçuk geliyordu ki; hayatın akışında bu hikâyelerin yerinin olabileceğine ihtimal vermiyordum.

Hele hele bir gün gelip benim de bu 'abartılı' bulduğum hikâyelerden birinin başkahramanı olabileceğim aklımın ucundan bile geçmezdi...

Çünkü dışardan bakıldığında oldukça normal, sıradan bir hayatım vardı. Geçtiğimiz aylarda 2 yılı devirdiğimiz evliliğimize gelince, zaman zaman ciddi problemler yaşasak da hayatın bana böylesine trajik sürprizler hazırladığını hiç bilmiyordum.

Eşimle bir sosyal platformda çalışırken tanıştım. Başlarda ilişkimiz iş arkadaşlığının ötesine geçmiyor, sadece iş için konuşuyorduk. Zamanla ona olan hislerimin iş arkadaşlığından da öteye geçtiğini fark ettim ve iş arkadaşlarımızın ağzını yoklamaya başladım. 'Bildiğimiz kadarıyla sevgilisi yok' cümlesini duyduktan sonra ona açılmaya, duygularımı anlatmaya karar verdim. Her zaman öz güvenli, duygularını saklama ihtiyacı duymayan bir insan oldum çünkü.

Başlarda yeni bir ilişkiden çıktığını, hayatına henüz birini almaya hazır olmadığını söyledi bana. Benimle sohbet etmekten, vakit geçirmekten çok keyif aldığını; her erkeğin birlikte olmak isteyeceği bir kadın olduğumu söyledi. O dönem büyük bir kalp kırıklığı yaşadım ama bunu zamanla atlattım.

Ben bu sırada bu aşktan umudumu kesip kendi hayatıma yöneldim. Aradan 5-6 ay geçtikten sonra bir gece beni aradı ve yanıma gelmek istediğini söyledi. Ben de kabul ettim ve yaklaşık bir saat sonra kapımdaydı. Beni çok beğendiğini, beni reddettiği için çok pişman olduğunu ve benden bir şans istediğini söyledi. Tabii bu hamleyle benim ayaklarımı yerden kesmeyi başardı ve bizim birlikteliğimiz de böylece başlamış oldu.

Öyle ki aradan henüz 6 ay geçmişti ki bana evlilik teklifi etti, benimle yaşlanmak istediğini söyledi. Tabii ben de aşktan gözü kör olmuş bir şekilde teklifini kabul ettim.

Tabii evliliğimizin içimde kocaman bir boşluk yaratacağından ve her geçen gün beni yavaş yavaş tüketeceğinden, bana hayatımın en trajik anlarını yaşatacağından bihaberdim... İlk başlarda bana karşı oldukça ilgili ve nazik olan eşim, evliliğimizin ilerleyen aylarında benden ayrı uyumaya başlamış; ben nedenini sorduğumdaysa 'yıllardır yalnız uyuduğunu ve benimleyken rahat uyuyamadığını; bu duruma alışmaya çalıştığını' söylemişti. Haftada sadece bir iki gün benimle uyuyor, geriye kalan günlerde televizyon izlerken salonda uyuyakalıyordu.

Başlarda bu duruma anlayışla yaklaşsam da bana olan uzaklığı gitgide canımı acıtmaya başlıyordu. Normalde duygularını fazla belli edemeyen, çekingen bir insan olduğunu biliyordum. Yalnızca bana karşı değil; ailesine karşı da mesafeli, daima duvarları olan bir insandı.

Yine de sabırla o duvarları aşmaya çalışıyor, onu kendime çekebilmek için türlü türlü yollar deniyordum. Bu soğukluğu sadece gündelik hayattaki olaylara değil, cinsel hayatımıza da yansıyordu. Uzun süre birlikte olmasak bunu dert etmiyor, hep ilk hamleler benden geliyordu.

Başlarda bu işi kendime bir ölüm-kalım meselesi haline getirmiş, ne olursa olsun beni seksi bulması; benimle olmak istemesi için elimden geleni yapacağım diye kendimi şekilden şekle sokmuştum.

Almadığım iç çamaşırları, denemediğim yollar kalmamıştı. Onu cinsel birlikteliğe ikna edebilmek bir yana, birliktelik sırasında da başarısız sonuçlanan birçok girişim olmuştu. Etrafım tarafından bu kadar beğenilen ve iltifat alan bir kadınken, kocam tarafından istenmememin nedenini birli türlü çözemiyordum. Ona bunun nedenini sorduğumda hep bahanelerle karşılaşıyordum. 'Stresliyken bazen böyle olabiliyor, bugün çok yorgunum sevgilim, bugün başım ağrıyor...' Bahaneleri asla ama asla bitmiyordu.

Sadece cinsel yaşamımızda değil, günlük yaşamımızda da içimdeki boşluk gitgide büyüyordu. Ben onunla film izlemek, yürüyüş yapmak isterken o işlerinin yoğunluğunu bahane ederek odasından çıkmıyor; çoğu zaman yemeğini bile bilgisayar başında yiyordu.

Ben onunla kalmak için kendime bahaneler üretmeye devam ederken onun benden çok uzaklarda olduğunu, aramızda bir karı-koca ilişkisinin olmadığını fark ediyordum. Biz sadece aynı evi paylaşan iki yabancıdan öte değildik. Ne mutluluğumuzu, ne üzüntümüzü ne de yatağımızı paylaşıyorduk...

Evliliğimizde birinci yılı devirdikten sonra ben ciddi ciddi boşanmayı düşünmüş, bunu onunla konuşmuştum. Araya eşimin ailesi ve benim ailem girmiş, bu evliliğe bir şans daha verelim diye ısrarcı olmuşlardı.

Eşim ailesinden de gördüğü bu tepkiyle bana karşı daha ılımlı bir insan haline gelmiş, bana yakınlaşmak için çaba göstermeye başlamıştı. Ama bu durum da ne yazık ki yalnızca birkaç ay sürdü. Bana sarılırken bile içten olmadığını, bana karşı hiçbir şey hissetmediğini artık anlayabiliyordum. Belki de başından beri bunun farkındaydım ama konduramıyordum, sevilmemenin o gurur kırıcı mağlubiyetini yaşamak istemiyordum.

Eşimin biseksüel olduğunu öğrenmemse bir gece onu telefonda eski sevgilisiyle konuşurken yakalamamla başladı. Telefondaki kişiyle konuşurken sessizce ağlıyor, böyle olmasını istemediğini söylüyordu. Sabredecek gücü kalmadığını, ne pahasına olursa olsun benimle konuşacağını söylüyordu.

O an sanki dünya başıma yıkıldı, kulaklarım uğuldamaya; gözlerimden yaşlar dökülmeye başladı. Kimle konuşuyordu? Beni aldatıyor muydu? Ben neden içine düşürüldüğüm bu durumu kabul ediyordum? O an sanki bir öfke patlaması yaşadım ve odaya daldım. Elindeki telefonu alıp duvara fırlattım, yüzüme söyle korkak diye bağırdığımı hatırlıyorum. Resmen kendimden geçmiştim.

Eğer şimdiki aklım olsa ve duyacaklarımı bilsem asla o odaya girmez, o sabah usulca valizimi toplayıp o evi terk ederdim...

O gece bana her şeyi itiraf etti. Biseksüel olduğunu, ailesinin isteği ve baskısıyla evliliğe karar verdiğini; benden önce bazı erkeklerle birlikte olduğunu, başta benden etkilenmiş olsa da şu an duygusal ve cinsel anlamda bana karşı hiçbir çekim hissetmediğini... Sırf babası tarafından kabul görebilmek için benimle olan evliliğini sonlandıramadığını... Daha neler neler öğrendim. Beni reddettiği dönemde bir erkek arkadaşı olduğunu, onun tarafından terk edildikten sonra bana geldiğini ve içindeki boşluğu benimle doldurmaya çalıştığını... Az önce telefonda konuştuğu kişinin eski erkek arkadaşı olduğunu ve sık sık onunla dertleştiklerini...

Aradan aylar geçti ve ben ne ailesine ne de aileme bunların hiçbirini anlatamadım. Bu aldatılmışlık bir yana, bir de ailelerimizin baskısına ve diretmelerine maruz kaldım.

Üstüne üstlük bana ailesine söylememem karşılığında tazminat ödemeyi teklif edecek kadar da küçüldü. Aylardır psikolojik destek almama rağmen hâlâ bu yaşadıklarımı atlatabilmiş değilim ve kolay kolay da atlatabileceğimi sanmıyorum.

Sonunda ne olduğuna gelince, birkaç hafta sonra mahkememiz var ve ondan resmen boşanmak için gün sayıyorum...

Ne onun biseksüel olmasında ne de erkeklerle ilişki yaşamasındayım. Ben bana karşı bir gün bile dürüst olmayan bir insanı kazanabilmek için iki yılımı harcadım, o benden kaçtığı her an için kendimi suçladım; öz güvensiz hissettim. Bir kadın olarak kendimi ona beğendirebilmek için türlü türlü hallere girdim. En acısı da bu yaşadıklarımı ve üzüntümü hayatım boyunca unutabileceğimi ve başka bir insana güvenebileceğimi sanmıyorum. 

Umarım hayat sizi güzel insanlarla karşılaştırır...

Siz de kendi hikâyenizi hikayem@onedio.com mail adresine gönderebilir, hikâyenizi Onedio okuyucularıyla paylaşabilirsiniz!

Hikâyelerinizi heyecanla bekliyoruz! ??

https://onedio.com/haber/kocamin-biseksuel-oldugunu-ve-benden-once-erkeklerle-de-iliskisi-oldugunu-nasil-ogrendim-neler-yasadim-1070149

Netflix’te Ricky Gervais krizi: Abonelik iptalleriyle tehdit ediyorlar

Ünlü komedyen Ricky Gervais, Netflix'te yayınlanan "SuperNature" şovundaki trans şakalarıyla ilgili tepki çekti. LGBTQ topluluğu, izleyicileri özel bölümü boykot etmeye çağırırken Gervais'in adı Twitter'da trend oldu. Bazı kullanıcılar da Netflix aboneliklerini iptal etme sözü verdi.

Gösteri dünyasının sivri dilli komedyeni Ricky Gervais, yeni şovuyla yine eleştiri oklarının hedefi oldu. Gervais, Netflix’te yayınlanan şovunda “Yeni kadınları seviyorum. Harikalar, değil mi? Son zamanlarda gördüğümüz yeniler. Sakallı olanlar…” dedikten sonra transların tuvalet kullanımına dikkat çekti.

Gervais sözlerine şu şekilde devam etti: “Ve şimdi eski kafalılar, ‘Ah, bizim tuvaletlerimizi kullanmak istiyorlar’ diyorlar. Neden sizin tuvaletlerinizi kullanmasınlar? Bayanlar için! Onlar hanımefendi!”

Gervais, trans kadınların gerçek kadınlar olduğu fikrini reddeden insanlara atıfta bulunmak için kullanılan Trans-Dışlayıcı Radikal Feminist’in kısaltmasına atıfta bulunarak grupla alay etti.

“TRANS TOPLULUĞUNUN BÜYÜK BİR DESTEKÇİSİYİM”

Algılanan transfobik şakalara rağmen, Ricky Gervais trans topluluğunun büyük bir destekçisi olduğunu belirtti: “Gerçek hayatta elbette trans haklarını destekliyorum. Tüm insan haklarını destekliyorum ve trans hakları insan haklarıdır. Hayatını en iyi şekilde yaşa. Tercih ettiğiniz zamirleri kullanın. Olduğunuzu hissettiğiniz cinsiyette olun.”

Twitter’da bir eleştirmen, “Ricky Gervais’in bugün Netflix’te yeni bir stand-up şovu var. 5 dakika sonra trans kadınların umumi tuvaletlerde insanlara saldırması ve tecavüz etmesiyle ilgili şakalar yapıyor. Ona göre biz sadece bir, insandan daha aşağı bir şey olarak varız” dedi.

Netflix ilk defa bir komedyen yüzünden eleştirilerin odağında değil. Platform, geçtiğimiz yıl da Dave Chappelle’in şovu nedeniyle sert bir şekilde eleştirilmiş ve hatta çalışanlar da platformun yayın politikasına tepki göstermişti.

Ricky Gervais’in şovunun yayınlanmasından sonra bir süredir kan kaybeden platform, bu defa da kullanıcıların, aboneliklerini sonlandırma tehditleriyle karşı karşıya.

https://www.sozcu.com.tr/hayatim/kultur-sanat-haberleri/netflixte-ricky-gervais-krizi-abonelik-iptalleriyle-tehdit-ediyorlar/

Cinsel Yönelimini Açıklayan Çocuğa Nasıl Davranmak Gerekir?

Beklemediğiniz bir anda çocuğunuzun LGBTQ olduğunu duymanız zor bir durum olabilir. Çocuğunuzla olan konuşmanızı dikkatli bir şekilde ele almanız, açık ve destekleyici olmanız, onu koşulsuz sevdiğinizi söylemeniz, durumu çocuğunuz için olabildiğince sorunsuz hale getirmeniz için önemlidir. Çünkü çocuğun kendini ebeveynlerine açması, hayatında oldukça stresli bir dönem geçirmesine neden olabilir.

1. Adım: Kendinizi hazırlayın

Çocuğunuzun LGBTQ olup olmadığı hakkında önceden bir fikriniz ya da hissiniz olabilir. İçinizdeki sesi dinleyin, ancak kesin olup olmadığını bilemeyeceğiniz için bunun doğru olduğunu düşünmeyin. Ancak zihinsel olarak açık ve destekleyici olmaya eğilimli olursanız, çocuğunuz size açıldığında durumu daha kolay kabullenebilirsiniz.

Çocuğunuzun eşcinsel olduğundan şüpheleniyorsanız ve onunla aranız iyiyse ona bu duruma yönelik sorular sormayı ve üstüne gitmemeyi deneyebilirsiniz. İlişkinizin dinamiklerine bağlı olarak büyük bir konuşma yapmayı beklemek zorunda değilsiniz.

2. Adım: Konuşun ve aynı zamanda dinleyin

Çocuğunuza karşı açık ve destekleyici olun ve aranızdaki diyaloğun devam etmesini teşvik edin. Onunla tartışmak istediğiniz her şeyi tek seferde konuşamayabilirsiniz, bu tamamen normaldir.

Duygularını size açıkça ifade ettiği için çocuğunuzu takdir edin. Özellikle böyle ağır bir konuda konuşmak çok önemlidir.

Çocuğunuza duyguları ve güvensizlikleriyle ilgili konuşmak için ihtiyacı olan zamanı verin.

Ona hemen kendi görüşünüzden ve fikrinizden bahsetmeyin. Yaşadığı şeyi anlatması için zaman tanıyın.

3. Adım: Olumsuz şeylerden konuşmayın

LGBTQ olmakla ilgili olabilecek sorunlara, risklere veya sorunlara odaklanmaktan kaçının. Bu konuşma siyasi ya da dini inançlarla ilgili değil. Çocuğunuzun kimliğini destekliyorsanız bu çok güzel. Ancak endişeleriniz varsa bunlarla başa çıkmayı ve bunlara uyum sağlamayı öğreneceksiniz. Çocuğunuz size karşı açık ve dürüst davrandığı için onu buna pişman etmeden desteklemeniz en doğru şeydir.

Çocuğunuza LGBTQ olduğunda hayatta karşılaşabilecekleri zorbalık, ayrımcılık vb. sorunları anlatmakla başlamayın. Bu durumda olumlu deneyiminiz, olumsuz bir şeye dönüşecektir. Bu da çocuğunuz için kötü bir deneyim olacaktır.

Çocuğunuzu bu duygulara sahip olduğu için suçlamayın. Bunun normal olduğunu söyleyin. Üstelik çoğu genç gerçek kimliklerini bulmadan önce kendilerini sorgular. Çocuğunuza onu desteklediğinizi söyleyin.

4. Adım: Durumu klişeleştirmeyin

Birinin LGBTQ olduğunu bilmeniz, o kişinin her yönünü tanımanız anlamına gelmez. Bu yüzden LGBTQ bireylerin belli bir kalıpta olduğunu düşünmek gibi klişe düşüncelerden kaçının.

Muhtemelen çocuğunuzu iyi tanıyorsunuzdur. Yaptığınız bu konuşma onun tercihleri, ilgi alanları, hobileri ve beğenileri hakkında bildiklerinizi değiştirmeyecek. Cinsiyet veya yönelim, bir kişinin sadece küçük bir parçasıdır. Cinsel yönelimini açıklamak çok önemli bir şey gibi görünse de çocuğunuz için hissettiğiniz şeyleri değiştirmek zorunda değilsiniz.

5. Adım: Pozitif olun ve sevginizi gösterin

Cinsel yönelimini açıklamak, çocuğunuz için önemli olduğu için duygusal ya da rahatsız edici bir durum olabilir. Bununla ilgili düşünceleriniz ne olursa olsun, çocuğunuzun yaşadığı deneyimi mümkün olduğunca basit hale getirmeye çalışın. Onun üzülmemesi için onu koşulsuz şekilde sevdiğinizi gösterin. Endişeleriniz varsa daha fazla bilgi edinmeye çalışın ve önemsediğinizi ona gösterin.

Ailenizin dinamiklerine bağlı olarak bu durumu o kadar ağır karşılamayabilirsiniz. Çocuğunuzun yönelimi sizin için sorun değilse bile onu önemsediğinizi gösterin. Onun endişelerini ve açıklamalarını görmezden gelmeyin ve yalnızca desteğinizi ve sevginizi ifade ederek ona bunun sizin için bir sorun olmadığını gösterin. Bu durumu nasıl karşılayacağınız tamamen aranızdaki dinamiklerin nasıl olduğuna bağlı olsa da bunun sizin için çok önemli bir mesele olmadığını, üzgün olmadığınızı gösterin.

Kaynak: https://www.wikihow.com/React-as-a-Parent-when-Your-Child-Comes-Out-of-the-Closet

https://www.aysetolga.com/cinsel-yonelimini-aciklayan-cocuga-nasil-davranmak-gerekir