3 Temmuz 2020 Cuma

Günün homofobi-kleri..!

Onursuzluk asla Özgürlük değildir!
 
İçi senelerdir kan ağlayan, ahlaksızlığa karşı tepkisinden ve tavrından hiç vazgeçmeyen Milletimize seslenerek; “Halkın lanetlediği ve tavır aldığı hiçbir yanlışın bu ülkede kök salma imkânı yoktur! Genç dimağları zehirlemenin peşindeler! Milletimi, Rabbimizin yasakladığı sapkınlıklara karşı tavır almaya davet ediyorum!” sözleriyle kendi iktidarında bu cinsi sapıklığa tavır alıp, bu ahlaksızlık yangınını söndüreceğine dair müjde veren Receb Tayyib Erdoğan kardeşimize ve hepimize; sadece Halkın değil, Halıkımızın (Yaratıcımızın) cinsi sapıklığa ve sapıklara tavrının ne olduğunu aşağıdaki İlahi Mesajlarla bir kere daha hatırlatıyoruz!
“Kavmi de kendilerine uyarmak için gönderilen Lut Peygambere başkaldırmış, Allah’ın kitap ve elçi göndererek insanlığa yol göstereceği gerçeğini inkâr etmek suretiyle, ilâhî mesajı insanlığa ileten bütün Peygamberleri yalanlamışlardı.”
“Hani, kardeşleri gibi yakından tanıdıkları Lut, onlara seslenerek;
“Ey halkım! Kötülüklerden, günahlardan sakınmayacak mısınız? Bakın, ben size hakkı tebliğ etmek üzere, Allah tarafından görevlendirilmiş güvenilir bir elçiyim. Öyleyse, Allah’tan gelen ilkeler doğrultusunda hayatınıza yön vererek, ahlaksız kötü davranışlardan sakının ve Allah’a kulluk konusunda beni model kabul edip benim izimden yürüyün! Hem şunu iyi bilin ki, ben buna karşılık sizden herhangi bir menfaat veya mükâfat beklemiyorum; çünkü benim mükâfatımı verecek olan, ancak ve ancak Âlemlerin Rabbi olan Allah’tır!”
“Ey kavmim! Siz insanların içinden kadınları bırakıp da erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Hem de, Rabbinizin sizin cinsel ihtiyaçlarınızı gidermeniz ve çocuk sahibi olmanız için yarattığı eşlerinizden uzaklaşarak? Doğrusu siz, gerçekten de pek azgın ve sapık bir toplumsunuz!” diye uyarmıştı.
Peygamberlerinin bu uyarılarına karşılık onlar;
 “Ey Luut! Eğer bu can sıkıcı sohbetlerine son vermeyecek olursan, kesinlikle şehrimizden kovulacaksın!” dediler.
Lut ise, “Siz ne derseniz deyin, ben sizin bu yaptıklarınızı nefretle kınıyorum!” dedi. Ve Rabbine el açıp şöyle yakardı: “Ey yüce Rabbim! Beni ve ailemi, onların bu çirkin davranışlarından dolayı gelecek azaptan koru!”
“Böylece, O’nu, O’na İman eden ailesini ve Müminleri, Cinsi sapık zalimlerin elinden ve saldırılarından kurtardık. Yalnızca, geride kâfirlerle birlikte kalmayı tercih eden ve sapıkları destekleyen Lut’un yaşlı hanımı hariç! Ve günahkâr hanımıyla beraber ardından, adını anmaya değer görmediğimiz ötekileri korkunç bir azapla yok ettik.” “Öyle ki, O cinsi sapık Kavmin üzerlerine sağanak halinde taş yağmuru yağdırdık; zamanında uyarılan, fakat yine de azgınlıktan vazgeçmeyen bu inkârcılara yağdırılan yağmur, gerçekten ne kötü bir yağmurdur!”
“Dinle, ey insan;
Hiç kuşkusuz bu anlatılanlarda, ilâhî adâleti gözler önüne seren apaçık bir işaret, delil ve alınacak dersler var! Fakat insanların çoğu, yine de inanmamakta diretiyorlar. Oysa senin Rabbin, günahkârları cezalandırmada sonsuz kudret ve pişman olup tövbe edenlere de merhamet sahibidir.” (Şuara Suresi 160-175) bu ve benzeri ilahi mesajlarla domuzların bile reddettiği hemcinslerin Cinsi sapık hastalarını yetiştiren laik, seküler, deist şirk bataklığı belası; sorumsuz, bohem hayatlar en büyük Korona Virüsüdür!
Allah’ımızın Lanetlediği ve helak ettiği bu sapkınlıklara uyanları ve onlara destek verenleri uyarmak İmanımızın gereğidir! Biz hastaya kızmıyoruz! Mikroba kızıyoruz! “Özgür cinsel yönelim, hür cinsel kimlikler,  LGBT+, LGBTİ’’ gibi vs. harfleri birbiri ardınca sıralayarak biyolojik yaratılış kanununu hiçe sayarak, ruhsal kimlik bunalımlarına kılıf arayan hastaları tedavi etmek bu devletin asli görevidir zaten!
Ancak küresel fuhuş çetesinin finansal desteğiyle her geçen gün neslimizi ifsat etme planları yapanların kurbanları eşcinsellere karşı şiddet eylemleri, hakaretler, ötekileştirmeler, toplum dışına itmelerin sonuç vermediğini de görmek zorundayız!
20 yıl önce 3 kişiyle ‘’Onursuzluk Yürüyüşü’’ yapanlar bugün Taksim Meydanı’na sığmıyorsa bir yerde hata yapmışız demektir!
Başımızı ellerimizin arasına alıp bu küresel, emperyalist, sömürgeci fuhuş, pedofili ve sapkın karanlık güce karşı daha akıllı projelerle karşı durmamız lazım.
İlahiyatçılarımızın, psikologlarımızın, Milli Eğitim, Gençlik ve Aile Bakanlıklarımızın, Diyanet’in ve her sorumlu bireyin üzerine büyük görevler düşmektedir! Bu ‘’Eşcinsellik sapkın Furyası’’ artık her yerde! Yangın büyüyor ve acilen söndürülmek zorundayız! Nasıl mı? Haftaya inşAllah!
Allah (c.c), tüm ahlaksızlığa ve haksızlığa karşı Hakkı tavsiye edenlerin, emr-i bil mağruf ve nehyi anil-münker yapanların daim yar ve yardımcısı olsun!
Amiin!
Salı Akşam saat 20.30’da, Akit TV ve Kanal 68 TV’den canlı “MİLLİ DİRİLİŞ” programında daha kapsamlı anlatabilme temennisiyle Allah’a emanet olunuz!
Hak, Adalet, İlim, İman ve Terbiyeyle oluşacak ahlak ve İrfan toplumuyla Fethin sembolü Ayasofya’mızın açılması, Mescid-i Aksa’mızın özgürlüğü, tatil olması dileğiyle Cuma Bayramımız kutlu olsun.
Selam, sevgi ve duayla...

https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/sevki-yilmaz/onursuzluk-asla-ozgurluk-degildir-32752.html


Rusya'dan aile için akıllı adım

Ülkede oylanan referandum ile "evlilik kavramı heteroseksüel birliktelik" olarak tanımlandı ve geleneksel aile yapısı Anayasal güvence altına alındı.

Rusya'da Devlet Başkanı Vladimir Putin'in 2036'ya kadar görevde kalabilmesinin yanı sıra evlilik kavramını düzenleyen ve emekli maaşlarının düzenli olarak artırılmasını öngören anayasa değişikliği referandum süreci sona erdi.

Seçim komisyonu, Rusların yüzde 65'inin anayasa değişikliği referandumunda oy kullandığını açıkladı.

Ülkede oylanan referandum ile "evlilik kavramı heteroseksüel (kadın ve erkek arasındaki) birliktelik" olarak tanımlandı ve geleneksel aile yapısı Anayasal güvence altına alındı.

Rusya Devlet Başkanı Viladimir Putin, görevde bulunduğu süre boyunca eşcinsel evliliklere ve cinsi sapkınlıklara asla yasallaşmayacağını vurgulamıştı. (İLKHA)

https://dogruhaber.com.tr/haber/676303-rusyadan-aile-icin-akilli-adim/


İngiltere'deki LGBT Projesi 'İmamoğlu Görmesin' Dedirtti

Yaptığı LGBT yanlısı açıklamalar ile birçok kesim tarafından eleştirilen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun bu yöndeki çalışmaları devam ediyor. Londra'da hayata geçirilen bir proje ise vatandaşlara 'Aman! İmamoğlu görmesin." dedirtti.


İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin başında durabilmek için her kesime yakın duran Ekrem İmamoğlu, bu anlayışı ile vatandaşların tepkisini çekmeye devam ediyor. Çizgisi ve net bir duruşu olmayan İBB başkanı, yaranmaya çalıştığı kesimlerin desteğini kaybetmemek için bin bir yola başvurarak gönül kazanmaya çalışıyor.

Özellikle yaptığı 'LGBT' açıklamalarıyla ilgili kendi seçmenlerinden bile tepki gören İmamoğlu, Eşcinsel evlilikleri savunduğunu fakat henüz toplumun buna hazır olmadığını söylemişti.

İngiltere'de yapılan bir proje ise sosyal medyanın gündemine geldi. Yollardaki bilgilendirme çizgileri 'LGBT'nin renklerine bürünürken, vatandaşlar yaptığı paylaşımlarda, "Aman! İmamoğlu bunu görümesin" yorumunu yaptı.

İMAMOĞLU EŞCİNSEL EVLİLİKLER HAKKINDA NE DEDİ?

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu katıldığı bir programda, "Eşcinsel evlilikleri onaylıyor musunuz?" sorusuna verdiği cevapta, "Ben özgürlüklere saygı duyan ve özgürlüklere dair toplum içindeki insanların kendi yaşamlarıyla ilgili süreçlerine destek olmaya çalışan bir yapım var. Görevim de bunu gerektiriyor. Tabii ki eşcinsel vatandaşlarımızın da yaşam kalitelerini ya da yaşamla ilgili özgürlüklerini korumakla ilgili sorumluluğumuz var. Şunu söylemekte fayda görüyorum ki eşcinsel evliliğe izin verilmesi hususuna henüz toplumumuzun hazır olmadığının da altını çizmek isterim.

İBB İÇİN 'LGBT' MÜDÜRLÜĞÜ İSTEDİ!

Öte yandan İBB'de CHP'liler Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Şube Müdürlüğü kurulmasına ilişkin teklifte bulunmuştu. Bu teklif AK Parti ve MHP'li vekillerin oylarıyla meclisten döndü.

Bu kararın ardından CHP'li meclis üyeleri kadının toplumdan ayrıştırılmaya çalışıldığını iddia etti. AK Parti tarafından gelen açıklamada ise "Toplumsal cinsiyet eşitliği kadınla ilgili bir kavram değildir. Burada bir şey saklanarak kamuoyunu yanıltmaya çalışıyorlar. Bu müdürlüğün kurulması LGBT'nin savunulmasıdır. İstanbul'da birkaç defa teşebbüs edilip de LGBT'liler tarafından yapılamayan eylemler oldu. Gökkuşağı renklerine bürünülerek birtakım şeyler yapılmak istendi. Şimdi de belediye eliyle bu işler yapılmaya çalışılıyor." denildi.

https://www.haber365.com.tr/gundem-haberleri/ingilteredeki-lgbt-projesi-imamoglu-gormesin-dedirtti-h217664.html


Küresel ve Sistematik Bir Proje: Eşcinsellik

BBC’de yayınlanan bir programda kadın elbisesi giydirilmiş, makyaj yapılıp kadın gibi dans ettirilen Down Sendromlu erkek çocukların görüntülerini dehşete kapılarak izledim. Bu nasıl insanlık dışı bir eylemdir ki çocukları ve dahası engelli çocukları kullanıyor.

Belki marjinal bir örnek ama internette bir başka haberde de 10 yaşında bir erkek çocuk konu ediliyordu. Bu masum çocuk henüz 2 yaşında iken LGBT yürüyüşlerine götürülüyor, annesinin hazırladığı giysilerle gay barlarda ‘performans’ adı altında dans ettiriliyor, üzerinden para kazanılıyor. Dahası, ülke çapında bir kampanya ile çocuğun insanlara ilham verdiği yönünde bir algı yürütülüyor. Kim bu çocuk hakkında kendi hür iradesi ile “drag kid” olmuştur diyebilir? Belli ki bu olaylar sistematik bir proje ve küresel çapta başarıyla uygulanıyor. Özellikle gençler üzerinde çok etkili oluyor ki proje zaten öncelikle gençleri ‘ele geçirme’ üzerine maalesef.

"Çok kolay destek buluyorlar..."
Eşcinsellik sapkınlığını "cinsel tercih" adı altında normalleştirme politikası son 20-30 senedir tüm dünyada revaçta. Toplumu ifsad etmek için müthiş bir yapılanma var ve ne yazık ki bunu sahte ‘sempatik’ maskeler altında oldukça profesyonelce yapıyorlar. Bu yönde hareket eden tüm sivil toplum örgütleri de çok kolay destek buluyor.
Hatırlarsınız 2017 Ramazan ayında, tam da bayram üzeri acayip olaylar yaşamıştık. Önce 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nün LGBT renkleriyle ışıklandırılması, ardından CHP’li Beşiktaş, Şişli, Çankaya ve Nilüfer Belediyelerine LGBT paçavraları asılması. Hatta Beşiktaş Belediye binasına asılan paçavrada, “Freddy Mercury’nin askerleriyiz” yazısının bulunması gibi…
Bugün de yeni seçilen özellikle CHP’li belediyelerde en alakasız yerlerde bile LGBT gündeme getiriliyor, bir diğer maske olan “Cinsiyet Eşitliği” ifadesi kullanılıyor.
Bazı belediyeler logolarında LGBT renklerini kullanarak değişiklikler yapıyor, "Toplumsal Eşitlik Birimi" adı altında yeni birimler kuruyor. Hatta okullarda LGBT eğitimi gündem ediniliyor. Bu ve benzer eylemler bir ‘hak talebi’nden öte, sistematik bir propagandayı andırıyor.

"Yaygın olanın sapkın olmayacağı dayatılmaya çalışılıyor.."
İnsanda biyolojik olarak eşcinsel eğilim yoktur. Eşcinsellerin, östrojen hormonlarının yüksekliği ya da genetik olarak bu yaratılışta doğdukları iddiası kesinlikle doğru değildir. Eşcinsellik, genel kabul gören görüşlere göre insanda doğal olarak var olan bir yönelim değil, biyolojik doğaya uymayan bir sapmadır.

"Neden eşcinsellere özgürlük tanımıyorsunuz?", "Rahatça yaşamalarına neden karışıyorsunuz?" gibi sinsi üsluplarla, dinde asla yeri olmayan bir sapkınlığın meşrulaşması için yapılan telkinlerin dozu günden güne artırılıyor, bu görüşü insanlara benimsetmek için büyük çaba gösteriliyor. Yaygın olanın sapkın olmayacağı dayatılmaya çalışılıyor. Oysa sapkın bir davranışın yaygın olması onu doğru yapmaz!

İslam barış ve hoşgörü dinidir ancak inanan insanların, inançları gereği Allah Katında çirkin görülen her şeye karşı duruş sergilemeleri, doğruları anlatmaları, uyarmaları sorumlulukları gereğidir. Kur’an’a ve diğer kutsal kitaplara uygun olan budur.

"Karşımızda plânlı, organize, finansmanı güçlü bir yapı var"
Özellikle İslam dünyası uzun bir süredir eşcinsellik propagandasının hedefi konumunda. Televizyon, sinema ve internet yoluyla yapılan kara propaganda ile eşcinsellik dünya Müslümanlarına dayatılıyor. Hatta İslamofobi, Müslümanların eşcinselliği kabul etmeleri için şantaj aracı gibi kullanılıyor.

Karşımızda plânlı, organize, finansmanı güçlü, kararlı bir yapı var. Bu tehlikenin artık farkına varalım ve bu aldatmacalarla değerlerimizden ödün vermeyelim.

Kaliteli, değerlerine bağlı, vicdanlı bir toplum için LGBT desteği son bulmalı. “Bunun kimseye zararı yok” diyenler yanılır. Toplumun değerlerinin yıkılmasından, gençlerin kendilerini aşağılamasından daha büyük zarar olabilir mi? İnternette LGBT yazıp aratırsanız, ortadaki ürkütücü rezaleti görebilirsiniz. Bu iğrenç görüntülerden hoşlananlar onlarla birlikte yaşasınlar. Biz bu rezilliği istemiyoruz. Üniversitelerde –cinsiyetsiz wc- talebine kadar azgınlaşan bu ahlâk dışı sapıklık propagandasına “hayır” diyoruz. LGBT’yi simgeleyen gökkuşağı renkli bayraklar, bu ürkütücü dünyanın arka planındaki derin güçlerin ve yancılarının hedeflediği karanlığı gizlemek içindir. Bu sapkınlığı yaygınlaştırmak için 2010 yılından bu yana düzenlenen LGBT yürüyüşlerini organize eden sözde dernek veya vakıfların tamamının G. Soros’un Türkiye’de maddi yardımda bulunduğu STK'lar listesinde yer aldığını unutmayalım. Küreselcilerin 'Tek Cinsiyet' amacına hizmet eden bu derneklerin, ortam bulduğunda toplumsal kutuplaşma içinde faaliyet gösterdiklerinin şuurunda olalım.

Bugün bazı şehirlerimizde yasaklandı ancak eşcinsellerin ‘onur’ yürüyüşlerine dair haberler devam ediyor. Müslüman olarak, bu sapkınlığa karşı koymamız ve bu konuda uyarıda bulunmamız gerekiyor. Sosyal medyada elimizden gelen uyarıyı yaptık. Her sene yeni bir rezalet ortaya koyan bu onursuz yürüyüşlere “Hayır!” diyoruz!

İnsanların evlerinin dört duvarı arasında ne yaptığı kimseyi ilgilendirmez. Ancak Kur’an’da açıkça lanetlenmiş olan eşcinselliğin propagandasının yapılmasına, özellikle çocuklarımıza normal bir durummuş gibi empoze edilmeye çalışılmasına seyirci kalmayacağız. İnancımıza göre nasıl hırsızlığın, cinayetin, terörün çirkinliğini anlatıyorsak, eşcinselliğin de Allah’ın haram kıldığı iğrenç bir çirkinlik olduğunu anlatacağız. Eşcinselliği normal görmek ve göstermek, İnsanı "en güzel bir biçimde" yaratan ve onu "düzgün kılan" Allah'ın uyarısını göz ardı etmektir, O’nun sınırlarını çiğnemektir.

Eşcinselliği makul bir "cinsel tercih" olarak gören dünya görüşünü yaygınlaştıranlara karşı duracak, bunun ağır toplumsal yükümlülüğünü üstlenmeyeceğiz. Eşcinselliği legal hale getirmeye çalışan, toplumda sapıklığı normalleştirmeye çalışan anlayışı destekleyenlerin kulvarında olmayacağız. ‘Hümanizm’ maskesi altında meşrulaştırılmaya çalışılıp telkin edilmesini ise asla kabul etmeyeceğiz!

LGBT yanlılarının bu yıl için dünyadaki sloganı şu cümlelermiş: “Öfkenizi kaybetmeyin!.. Sessiz kalma zamanı bitti.”

Evet bizim de sessiz kalma zamanımız bitti!

Dedi ki: "Gerçekten ben, sizin bu yaptığınıza öfke ile karşı olanlardanım." (Şuara Suresi, 168) (Elif Nisa)

https://hurseda.net/gundem/219991-kuresel-ve-sistematik-bir-proje-escinsellik.html


Gazeteci Özışık: Devlet ve iktidarlar bu ülkenin ahlakını korumak zorunda



Cinsel sapkınların son zamanlarda ahlaksızlıklarına dikkat çeken Gazeteci Süleyman Özışık, vatandaşın tepki göstermesinin yeterli olmadığını, en büyük görevin yetkililere düştüğüne dikkat çekti.

Gazeteci Süleyman Özışık, çektiği bir video ile son zamanlarda yine gündem olan cinsel sapkınlara tepki gösterdi, devletin yapması gerekenleri anlattı.

"Şu lanet olası LGBT meselesi her yıl olduğu gibi bu yıl da devasa bir sorun olarak karşımıza çıktı." diyen Özışık, cinsel sapkınların sözde "onur yürüyüşü" yapmak için çalıştıklarını hatırlattı.

Özışık, "Şerefsiz, haysiyetsiz, namussuzlar! Gizli saklı sapkınlığınızı yapıyorsunuz. kimse size karışmıyor. İbneliğin onuru mu olur? Memlekette bir insanı aşağılamak için 'namussuz, hayâsız, vicdansız, izansız olduğunu ima etmek için ona 'ibnelik yapma' derdik. Sen bunun adına 'onur' koymuşsun. Bu ahlaksızlığı savunanlara ful küfür dolusu sözler paylaşmak istiyorum ama edep olduğu için bunu yapamıyorum." dedi.

Cumhurbaşkanının vatandaşları bu tür sapkınlıklara karşı tavır almaya davet ettiğini hatırlatan Özışık, "Tavır alalım da neyle tavır alalım? Öyle bir hale geldik ki ibnelik yapmadığımız için kınandığımız bir döneme geldik." dedi.

Mabel Matiz çocuklarımıza örnek olarak sunuluyor

YKS sınavında eşcinsel Mabel Matiz'in şarkı sözünün sorularak çocuklara eşcinsellik ve sapkınlığın empoze edilmeye çalışıldığını ifade eden Özışık, "Çocuğumu okula göndermekten korkuyorum. Vallahi ben çocuğumu okuldan almayı düşünüyorum. Çocuğum okuldan geliyor, 'Oğlum bizi kim yarattı' diyorum, 'Atatürk' diyor. Çocuğum bilmiyor. Çocuklarımıza Allah, Peygamber anlatılmıyor. İmam hatip diyoruz ama ne imam hatibi ya! Hepsi çileden, zıvanadan çıkmış, hepsi LGBT, arsız sanatçıların peşinde, onları idol kabul ediyorlar. Burada suç kimin? Çocuğum sınava giriyor, 'Benim sırtıma erkek göbeği değmeden uyumam.' diyen eşcinsel Mabel Matiz'in şarkı sözünü benim çocuğumun önüne soru olarak koyuyorsun, soruyu bilmediği için de sınavdan kalıyor. Ondan sonra 'milletim bunlara karşı ortak tavır alsın' deniliyor. Burama kadar geldi. Ortak tavır alalım da neyi ortak tavır alalım, nasıl ortak tavır alacağız?" diye konuştu.

İstanbul sözleşmesi ile evlenip boşanma sektör oluştu

İktidar ve gücün, İslam'ı savunan bir hükümetin elinde olduğunu ancak televizyonlarda inanılmaz bir çürümenin yaşandığını ifade eden Özışık, medyada sabah akşam Müslümanların inanç ve değerlerine küfreden bir kesimin varlığına dikkat çekti.

Özışık, "Dindar sanatçı kesimine bakıyorsun, Osmanlı'ya sabah akşam hakaretler… Kime bakıyorsam benim inancıma hakaret ediyor. Diyanet İşleri Başkanım bir açıklama yapıyor. Barolar kalkıp '1500 yıl öncesinden gelen karanlık ses' diyerek  Peygamber Efendimizi işaret ediyor. Ehli namus kadınlarımızı tenzih ediyorum, bir İstanbul Sözleşmesi çıkarıldı anamız ağladı. 'Evlenip-boşanma' diye bir sektör oluştu; evlen bir ay evli kal, ömür botu nafaka al, çalışmaya gerek yok. Bu kadınlar başka yerde gizli saklı evlilik yapıyor. Resmi nikâhla ben evlendim, demiyor. Eski eşinden nafaka alırken diğer taraftan yeni eşini kullanıyor. 'Kadının beyanı esastır' diye bir şey çıktı. Vallahi, billahi de ben bir kadınla aynı asansöre yalnız binmeye korkuyorum. Çünkü bu kadın çıkıp 'Süleyman Özışık bani taciz etti' dese ben direkt hapisteyim, kendimi kurtaramıyorum. Çürüme ile ilgili elimizden ne geliyorsa onu yapıyoruz." dedi.

"Bizden bu şahıslara karşı tavır almamız isteniyor. Nasıl tavır almamızı bekliyorsunuz?"

Gezi Parkı eylemleri döneminde inanç, değer, ülke ve hatta seçilen lidere kadar, küfreden ne kadar sanatçı varsa TRT ve diğer devlet kanallarında dizi çektirilerek desteklendiğine dikkat çeken Özışık, "paraları cebine atan" bu şahısların daha sonra toplumun inancına küfrettiğini söyledi.

Özışık, "Bizden bu şahıslara karşı tavır almamız isteniyor. Nasıl tavır alacağım, nasıl tavır almamı bekliyorsunuz? Lanetliyoruz, hakaret ediyoruz, uyarıyoruz olmuyor. Devletin burada yapması gereken bir şey yok mu? Erkekler çocuklarını kadınlardan haciz yolu ile alabiliyorlar, niye? Çünkü bir erkek ile bir kadın evlenmişse ve çocukları olmuş sonra boşanmış iseler kadın o çocukları silah olarak kullanıyor. Sen nafakamı vermesen ben sana çocuğunu göstermem, diyor. Çocuğuyla eski eşini cezalandırıyor. Nafakasını alıyor. Dinde bunun yeri yok ki. Öyle bir kanun olabilir mi? Bir ay evli kalıyorsun ömür boyu sen ona nafaka bağlıyorsun. Erkeğin bir hürriyeti kalmadı ki. Öyle bir hale geldik ki sokakta 'adamız' demeye utanacağız." şeklinde konuştu.

"Devlet ve iktidarlar bu ülkenin ahlakını korumak zorunda değil mi?"

Özışık, şunları söyledi: "Çürüme öyle bir noktaya gelmiş ki biri çıkıp diyebilir mi ki 28 Şubat dönemi öncesi kalitesinde imam hatipler var? Hayır. Mağazaya gidiyorum, bir tane pantolon alacağım beni zorla ibneleştirmeye çalışıyor mağaza. Bir pantolon alıyorum beli uysa bacağı uymuyor, bacağı uysa beli uymuyor. Tamamı uyduğunda bir bakıyorum üzerime bir tayt geçirmişim taytla oturuyorum. Çocuğum, geçen sene dar dediği pantolona bu sene geniş diyor. Etrafımıza bakıyorum kadın ile erkeği ayırt edemiyorum. Biz her şeyi Cumhurbaşkanının omuzuna bırakmışız, olana bitene kanunlar hükmünde bir müdahalemiz yok, devlet ve iktidarlar bu ülkenin ahlakını korumak zorunda değil mi? Bu yönde kanun yok, nizam yok, vatandaş buna karşı tavrını ortaya koysun… Gidip birini mi döveyim, ibnelik yapma diye felç mi edeyim adamı?"

"Devlet olarak tavrını koy ben senin arkadan gelirim"

AK Partili bir siyasinin imam hatip öğrencileri ile olan bir diyaloğunu hatırlatan Özışık, "AK Parti'den bir siyasetçi imam hatiplerin yanına gitti. Öğrenciler, 'Bizim size oy verme gibi bir garantimiz yok. Biz Ekrem İmamoğlu'na vereceğiz.' dediler. Niye kardeşim, biz bunlara ne öğretiyoruz? Sonra, bu gençlik nereye gitti, diye yakınıyoruz. Gençlik diyor ki 'sen neredesin ki ben yanına geleyim. Hırsızlık, yolsuzluk, namussuzluk, ülkenin değerlerine benim değerlerimi sahip çıkmamak sende. Ben senin olduğun yere niye geleyim.' Biz bu gençlere ne veriyoruz? Sen devlet olarak tavrını koy, ben senin arkandan gelirim ama sen bana ne yol göstermelisin." diye konuştu. (İLKHA)

https://dogruhaber.com.tr/haber/676480-gazeteci-ozisik-devlet-ve-iktidarlar-bu-ulkenin-ahlakini-korumak-zorunda/


Yayıncılar LGBT lobisine karşı endişeli: Marjinal bir zihniyetin kültürel istilası ile karşı karşıyayız

Toplumun ahlaki değerlerini yerle bir etmeye çalışan LGBT, Türkiye’deki faaliyetlerine kitap yayıncılarını da ekledi. Kültür yayıncılığında önemli paya sahip İletişim, Everest, Epsilon, Sel ve Can yayınları LGBT lobisinin talimatları ile hareket ederek sosyal medya hesaplarından eşcinselliği destekleyen paylaşımlar yaptı. LGBT lobisinin kitap yayıncılığı üzerinden gençleri ve çocukları hedeflemesi sektörde de tartışma konusu oldu. Yeni Şafak'ın görüşlerine başvurduğu Türkiye Yazarlar Birliği Genel Başkanı Musa Kazım Arıcan, dünyanın marjinal bir zihniyetin kültürel istilası ile karşı karşıya olduğunu söylerken Erdem Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Melike Günyüz, "Meseleyi bir insan hakları bağlamından çıkararak militan bir söylemle normalleştirmeyi, mahremiyeti kamuya taşımayı, teşvik edici girişimleri bir şiddet eylemi olarak değerlendiriyoruz" dedi. Yayımcı Meslek Birlikleri Federasyonu (YAYFED) Yönetim Kurulu Başkanı Münir Üstün, değişen toplumsal dinamiklere uyum sağlamanın sağlıklı anne-baba-çocuk ilişkisinden geçtiğine dikkat çekerken, Ketebe Yayınları Yayın Yönetmeni Furkan Çalışkan ise "Türk toplumunu, sınırlarımızın ve anlam dünyamızın dışında kalan birileri tanımlıyor. Kategorize ediyor, şekillendiriyor. Bunu da kültürel bir zeminde yapıyor" dedi.

Fatma Çelik - Yeni Şafak


Sol üstten başlayarak: Erdem Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Melike Günyüz, Yaygın Eğitim ve Kültür Derneği (YEKDER) Başkanı Sedat Özgür, Ketebe Yayınları Yönetmeni Furkan Çalışkan, Yayımcı Meslek Birlikleri Federasyonu (YAYFED) Yönetim Kurulu Başkanı Münir Üstün ve Türkiye Yazarlar Birliği Genel Başkanı Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan.

Cinsiyetsiz bir toplum oluşturmaya çalışan 'LGBT'yi destekleyen markaların arasına bu yıl yayınevleri de katıldı. Eşcinselliği meşrulaştıran ve destekleyen paylaşımlar yapan kitap yayınevleri düşünce kültürünün de kirletildiğini gözler önüne serdi. İyi bir okuma yapmak isteyen okur ve gençlere tavsiye edilen listelerde hangi yayınevlerinin tercih edileceği kafaları karıştırdı. Öyle ki muhafazakar yazarların kitaplarının basıldığı bir yayınevini bünyesinde bulunduran yayıncıların bir diğer yayınevinde LGBT’ye destek tweetleri attıkları gözlemlendi. Kültür yayıncılığı alanında önemli paya sahip yayınevlerinden; Sel Yayıncılık, İletişim Yayınları, Ayrıntı Yayınevi, Epsilon, Can Yayınları ve Everest Yayınevi, eşcinsellik lobisinin sponsorları arasına katıldı. Özellikle eşcinselliği teşvik eden, özendiren ve meşrulaştıran kitapların basıldığı yayınevleri bile var. LGBT'nin bu yeni çağrıcıları yayıncılar arasından da tepkilere neden oldu. Bir kısım yayıncı eleştirilerini sosyal medya aracılığı ile dile getirse de bu yeni durum karşısında neler yapılması gerektiğine dair bir tespit yapılmadı. Yeni Şafak olarak yayınevleri ve sektörü ilgilendiren sivil toplum kuruluşları ile konuştuk.

LGBT'nin sponsor yayınevleri: Eşcinsellik propagandası yapıyorlar

Dünyayı cinsellik üzerinden algılamaya çalışan evrensel ahlak ilkelerine savaş açan bir küresel istiladır bu. Tüm makul, insani ve kutsal ile ilişkili inanç ve kültürü itibarsızlaştırma çabasıdır.
İnsan hakları değil şiddet eylemi
Erdem Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Melike Günyüz: İnsan hak ve özgürlükleri hem anayasa ile hem mensup olduğumuz dinî akaitler ile hem de örf ve gelenekler ile aile temelli bir anlayışla toplumun ruh ve beden sağlığı bütünlüğü içinde güvence altına alınmıştır. Son yıllarda cinsiyet tartışmalarının bireysel tercih ve hak bağlamından çıkarılarak baskıcı ve ötekileştirilen bir söyleme dönüştürülmesi, meselelerin tez ve antitez bağlamında bile tartışılmasına tahammül edilemeyen tahakküm edici bir dil ile gündemde tutulması kabul edilemez. Bu toplum, cinsiyet tercihini yapmış sanatçılarını baş tacı etmiş bir toplumdur. Meseleyi bir insan hakları bağlamından çıkararak militan bir söylemle normalleştirmeyi, mahremiyeti kamuya taşımayı, teşvik edici girişimleri bir şiddet eylemi olarak değerlendiriyoruz.


Erdem Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Melike Günyüz
Türkiye'de sapkın LGBT'yi destekleyen firmalar eşcinselliği meşrulaştırmaya çalışıyor
Türkiye'de sapkın LGBT'yi destekleyen firmalar eşcinselliği meşrulaştırmaya çalışıyor
Dünya marjinal bir zihniyetin kültürel bir istilası ile karşı karşıya
Türkiye Yazarlar Birliği Genel Başkanı Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan: Son yıllarda ülkemizde dini ve ahlaki kuralları hiçe sayarak inanç ve cinsel özgürlük adı altında Türk aile yapısını bozmaya, kişilerin ruhsal yapılarını sapkınlık düzeyinde dönüştürmeye yönelik eylem ve söylemler şahit olmaktayız. LBGTİ oluşumunu; belli çevrelerden aldığı destek ve yönlendirmelerle; milli ve dini inancımıza, yaradılışa ve fıtrata aykırı olan ve ülkemiz üzerinde uygulanmak istenen bir proje olarak görüyoruz. Dünya marjinal bir zihniyetin kültürel bir istilası ile karşı karşıyadır. Dünyayı cinsellik üzerinden algılamaya çalışan evrensel ahlak ilkelerine savaş açan bir küresel istiladır bu. Tüm makul, insani ve kutsal ile ilişkili inanç ve kültürü itibarsızlaştırma çabasıdır. Ne yazık ki; Bütün inançlar, kültürler insanlığın sonunu getirecek, salgınlardan daha tehlikeli bir sapkınlık salgını ile yüz yüzedir.

Türkiye Yazarlar Birliği Genel Başkanı Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan
Arda Kural'dan LGBT lobisine tepki: Eşcinselliğe gelince Lut Kavmine kadar gitmeyi biliyorlar
Birçok ülke tehlikenin farkına vardı
Bu gerçeği gören birçok ülke gücünü ve bütünlüğünü kaybeden aileyi bir arada tutmak için; aile ve gençleri merkeze alan, onların ruh ve beden sağlıklarını korumaya yönelik ciddi çalışmalar yapıyorlar.
Ülkemizde ise; fenci yaşlısı, kadını erkeği ile inançlı, güçlü ve dirayetli bir aile yapımız, gönülden bağlandığımız örf ve geleneklerimiz var. Geçmişten günümüze miras bu değerler elbette birilerini rahatsız edecek. Ediyor da.
Görünen o ki; Allah Teâlâ'nın Kur'an-ı Kerim'de “sapık kavim, beyinsiz ve akılsız kavim” dediği Lut Kavmi'nin bügünkü takipçileri, tüm bu değerlerimize savaş açmış durumda. Devlet, istiklâl ve Cumhuriyetimizi emanet edeceğimiz gençlerimizi, aileyi ve aile bireylerini korumak hepimizin görevidir.
Ülkemizin yazarları, sanatçıları ve düşünürleri olarak; bu tür oluşumları gerçekleştirenleri, bunlara destek verenleri, kamuoyu oluşturmalarına yayın yoluyla imkan tanıyan yayınevlerini, gayrı ahlakı anlayıştan siyasi, ticari rant elde etmek isteyenleri, şiddetle kınıyoruz.

LGBT devşirecek çocuk arıyor
Modern dünyanın toplumsal cinsiyet projesi 'cinsiyetsizleştirmek' temelleri üzerinde kuruluyor. Cinsiyetsizlik dayatması yapan LGBT lobileri, her geçen gün 'ideolojik çete' haline dönüşüyor. Sosyal hayatta kadın ve erkek arasında farklılıkların olmadığını savunan bu görüş, bireylere özgü rol ve vazifeleri reddediyor. Bu projenin temel hedefinde ise çocuklar var. Batı ülkelerindeki bazı eğitim kurumlarında çocukları cinsiyetsizleştirme mühendisliğinden geçiren LGBT lobilerinin amaç ve hedeflerini 'Neler Oluyor'da anlattık:

Değişen toplumsal dinamiklere uyum sağlıklı anne-baba-çocuk ilişkisinden geçiyor
Yayımcı Meslek Birlikleri Federasyonu (YAYFED) Yönetim Kurulu Başkanı Münir Üstün: Son günlerde eşcinsel bireylerin temel insani haklarını korumaktan öte, eşcinselliği özendirici içerikler ve propagandalar yapan basın yayın kuruluşlarının açıklamalarını takip etmekteyiz. Profil Yayın Grubu olarak bizler, ailenin bekasını ve sağlıklı nesillerin yetişmesini önemsiyoruz. Cinsel kimliğiyle barışık, değerlerinin bilincinde, değişen toplumsal dinamiklere uyum sağlarken, kendi ahlaki ve zihinsel süzgecini de sağlam şekilde oluşturmuş bireyler yetiştirmenin yolunun; sağlıklı anne-baba-çocuk ilişkisinden geçtiğine inanıyoruz. Bu doğrultuda aileyi desteklemeye ve aile içi ilişkilerin ruhsal, sosyal ve ahlaki olarak sağlam temeller üzerine inşa edilmesi için çalışmaya devam edeceğiz. Üzerimize düşen sorumluluğun farkında olduğumuzu, yayın politikalarımızı da bu doğrultuda gerçekleştirmeye çaba gösteriyoruz.

Yayımcı Meslek Birlikleri Federasyonu (YAYFED) Yönetim Kurulu Başkanı Münir Üstün
Aysbergin sadece görünen yüzü
Yaygın Eğitim ve Kültür Derneği (YEKDER) Başkanı Sedat Özgür: Karşımıza çıkan sorunu attığımız tepki mesajlarıyla, içinde bulunduğumuz çevrede hararetli bir şekilde tartışarak tam anlamıyla asla çözemeyeceğiz. Tepkimizi ve duruşumuzu mutlaka bu çerçevede göstereceğiz. Ancak bu durumun aysbergin sadece görünen yüzü olduğunu unutmamalıyız. Öncelikle tanımalıyız. Bazen açıkça kitaplarda karşımıza çıkan, bazen satırların arasına gizlenen, bazen de kitapların görsellerinde örtük olarak hayatımıza giren bu manzarayı bütün olarak fark etmeliyiz. Bazı çizgi filmlerde, dizi ve sinemalarda, tiyatro oyunlarında, yarışma ve eğlence programlarında karşımıza çıkarılan bu karakterlerin farkında olmalıyız. Özellikle dramatik hikâyeler oluşturularak, kahramanlaştırılarak çocuklarımızın ve gençlerimizin anlam dünyalarına yöneldiklerini göz ardı etmemeliyiz. Meseleyi akademik olarak çerçevelendirmeli ve derinleştirmeliyiz. Asırlardır insanın şahsiyet ve karakterini en güzel biçimde inşa eden bir medeniyetin temsilcileri olduğumuzu bilerek; gençler başta olmak üzere insanımızın anlam dünyasına girecek işitsel, görsel ve yazılı materyaller geliştirmeliyiz. Bunları uygun mecralarda paylaşmalı, eğitim çalışmalarımızın bir unsuru haline getirmeliyiz.

Yaygın Eğitim ve Kültür Derneği (YEKDER) Başkanı Sedat Özgür
Türk toplumunu, sınırlarımızın ve anlam dünyamızın dışında kalan birileri tanımlıyor. Kategorize ediyor, şekillendiriyor. Bunu da kültürel bir zeminde yapıyor. LGBT meselesi de tam olarak böyle.
Birçok yayınevi bu sistemin bir parçası olduğunu ispat etme çabasında
Ketebe Yayınları Yönetmeni Furkan Çalışkan: Bizler Türkiye'de sonuçlar ve olaylar üzerinden reaksiyon vermeye yatkınız maalesef. Oysa bizi sonuca, karşılaştığımız vahim duruma götüren bir "kurulum aşaması ve "teorik alt yapı" vardır. Hakim Kültür Endüstrisi'nde meşrulaşmayan yada yaygınlık kazanmayan hiç bir temayül toplumsal olarak bir vakaya dönüşmez modern zamanlarda. Son yıllarda birçok insanın şaşkınlıkla karşıladığı LGBT akımına verilen kurumsal destekler bir sürecin sonu ve neticesidir. Örneğin dünyanın en prestijli yayıncılık ödüllerinin son yirmi yılı incelendiğinde ortaya çıkan gayri resmi kriterler arasında hem konu hem teorik bağlam açısından eşcinselliğin ne kadar büyük bir yer kaplandığını, hiç olmazsa mutlaka bir değini vesilesi yapıldığı görülecektir. Hal böyleyken hakim Kültür Endüstrisi'nin yansıması olan birçok yayınevinin de buna kapıldığına, bu sistemin bir parçası olduğunu ispat etme çabasında olduğuna şahitlik ediyoruz. Tüm dünyada eşitsizliğe, adaletsizliğe ve zulme bir direnç geliştiren entelektüel çabalar sönümlenirken sanki LGBT bir muhalif alanmış gibi yutturulmaya çalışılmakta.

Ketebe Yayınları Yönetmeni Furkan Çalışkan
Mazlumlar, bedenleri kutsayanlar kadar kültürün parçası olmuyor
Avrupa'da kaybolan Suriyeli mülteci çocuklar, Irak'da ölen milyonlar, Afrika'da devam eden sömürü, İslamofobi, Mısır'da canlı yayında katledilen göstericiler, bir devlet başkanının duruşma salonunda öldürülmesi, Amerikan Darbeleri, Gazze'de ablukada senelerdir yaşamaya çalışan büyük bir insan topluluğu, Batı başkentlerinin gettolarında dışlanan kitleler, kaynaklara ulaşmadaki eşitsizlik, Doğu Türkistan, evet bütün bunlar kendi bedenleri üzerinden bir anomaliyi kutsamaya çalışan bir grup insan kadar edebiyatın, kültürün, sanatın konusu olmuyor.
Türkiye İzcilik Federasyonundan LGBT sapkınlığına tepki: Kimliklerini cinsel arzuları üzerinden tanımlayan bu harekete karşıyız

Meselenin evrensel boyutunu ve geldiği gerçek noktayı anlatmak için söylüyorum bunları. Daha doğrusu planlı ve bilinçli bir çalışmanın, stratejinin sonucu olarak bugün bu çarpıklık ile karşı karşıyayız. Gerçek ve ağır insanlık durumları değil bedenlerine ve anomaliye tapan küçük bir güruh kaplıyorsa gündemi, mecraları ve kültürel alanı bu birdenbire olmuş bir vaka değildir.

Türk toplumunu sınırlarımızın dışında kalan birileri tanımlıyor
Tanımlayan ile tanımlanan arasında bir fark vardır. Bütün sonuçları belirleyen bir fark. Toplumsal dinamikleriniz birileri tarafından "tanımlanıyorsa" siz artık edilgen ve sunulan kalıba razı bir unsurdan başkası olamazsınız. Türk toplumunu, sınırlarımızın ve anlam dünyamızın dışında kalan birileri tanımlıyor. Kategorize ediyor, şekillendiriyor. Bunu da kültürel bir zeminde yapıyor. LGBT meselesi de tam olarak böyle. Tek bir çıkış noktası var; bu ülkenin kendi anlam ve değer dünyasının içinde kalan haysiyet sahibi zihinlerin ve onlardan teşekkül kurumların başımıza musallat olan bu belayı iyi "tanımlaması" ve bu "tanımın" neticesinde, kökeni milli kişiliğimize, gerçek bir Türkiye imgesine uzanan hakiki bir meşruiyet zemini oluşturması. Ancak bu zemin içinde çocuklarımızı, geleceğimizi, anlam-değer dünyamızı, bizi bu dünyada değerli kılan birikimlerimizi koruyabiliriz. Tüm bu bağlam içinde "yayıncılığın" ne kadar hayati bir konu olduğu da daha iyi anlaşılmıştır sanırım.

https://www.yenisafak.com/hayat/yayincilar-lgbt-lobisine-karsi-endiseli-marjinal-bir-zihniyetin-kulturel-istilasi-ile-karsi-karsiyayiz-3547620


İzmirli avukattan Tunç Soyer hakkında suç duyurusu: İzmir'e acilen kayyum atanmalı

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in bir video konferans görüşmesinde yaptığı 'İzmir bayrağı' ve 'İzmir parası' açıklamaları ile ilgili avukat Tarcan Ülük, savcılığa suç duyurusunda bulundu. İçişleri Bakanlığına ise ihbarda bulunarak, İzmir'e kayyum atanmasını talep etti.

İzmirli avukattan Tunç Soyer hakkında suç duyurusu: İzmir'e acilen kayyum atanmalı
CHP'li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in bir video konferans görüşmesinde yaptığı 'İzmir bayrağı' ve 'İzmir parası' açıklamaları tartışmalara sebep olmuştu. 2019 yerel seçimlerinde Demokrat Parti'den İzmir Büyükşehir Başkan Adayı olan Avukat Tarcan Ülük, Tunç Soyer hakkında suç duyurusunda bulundu.

TÜRKİYE'NİN VE KUZEY KIBRIS'IN EGEMENLİK HAKLARINA MUHALİF İFADELERİ VAR

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na avukatı Ayla Ülük aracılığı ile sunduğu dilekçede nedenlerini tek tek sıralayan Ülük, "Tunç Soyer İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı sıfatıyla, İzmir'i belediye başkanının belediye yasası kapsamındaki faaliyetleri dışındaki her türlü yasa dışı faaliyetin odak noktası haline getirdiği için bir suç duyurusunda bulunma ihtiyacı hissettim. Tunç Soyer'in gayri milli siyasete destek veren eylemleri var. Koltuğa oturur oturmaz LGBTİ ile bir anlaşma imzaladı. Hatta belediyenin boyalarını da bu renklerde yaptı, ki İzmir bunu kaldırmaz. Kıbrıs'la ilgili 'Kıbrıs'ı Kıbrıslılara bırakalım' diye bir cümle sarf etti. Bu cümle de tehlikeli çünkü Türkiye Doğu Akdeniz'de mavi vatanı savunuyor, yedi düvelle mücadele içinde. Bu mücadeleye bir eksiklik getirilmesi için bilinçli bir söylemdi.

FETÖ'YE DESTEK VERENLERLE ÇALIŞIYOR

Tunç Soyer FETÖ'ye destek vermiş insanlarla birlikte çalışıyor. Devletin aldığı kayyum tedbirlerine de ısrarla karşı çıkıyor. Tunç Soyer, tarihte İzmir bayrağı bulduğu için bir heyecana kapılıyor. Bir Türk'ün, bir Atatürkçünün, başka bir bayrak arayışı zaten olamaz, bundan heyecan duyamaz. Bayrak önerisi getirip arkasından bir de para basıyor. Sayın Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ve Davutoğlu'nun da ziyaret ettiği Londra'da Chatham House'u (Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü) ziyaret etti. Tarihte Sevr'i Türkiye'ye dayatmışlardı, milli irade bunu yırtıp atmıştı. Şimdi yine milli iradeyi boğma projesinin içinde Tunç Soyer'i görüyoruz. İzmir, İstanbul ve Güneydoğu'da şehir devletleri kurma projesi vardır. Anayasaya aykırıdır, Türkiye'yi bölme projesidir" dedi.

"LGBTİ'YE DESTEK VEREREK TERÖRE, UYUŞTURUCUYA VE PEDOFİLİLERE DESTEK OLUYOR"

Avukat Tarcan Ülük, "Biz İzmir'deki yurtsever, cumhuriyetçi, milliyetçi hukukçular olarak Tunç Soyer'in gayri milli tavırları karşısında milli bir tavır sergilemek için Cumhuriyet Savcılarını göreve davet ettik. LGBTİ'nin onursuz onur yürüyüşleri devam ediyor. Almanya'da LGBTİ aynı zamanda pedofili sapıklarına da destek veriyor. Taşıdıkları bir pankartta yetişkin birinin bir çocuğunun elini tuttuğunu ve 'Pedofililer de insandır, aşk aştır' yazdığını görüyoruz. Tunç Soyer LGBTİ'ye destek verdiği sürece, uyuşturucuya, teröre ve pedofili sapkınlarına da destek vermiş oluyor. Yakın tarihte birçok küçücük yavru pedofililerin mağduru oldu. Bir maskeli balo oynuyor. Atatürkçü görünerek İzmirlileri kandırıyor. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)'den bu şahsa tepki bekliyoruz. CHP'nin tüzüğünde LGBTİ desteği ve Türk bayrağından başka bayrak arayışı olduğunu düşünmüyorum. Bu CHP İzmirlinin bildiği Atatürk'ün CHP'si değil. Bu HDP'nin başka bir versiyonu. İzmirliler aklını başına almalı. Kamusal baskıyla Tunç Soyer'e bu sapkın, Türkiye'yi bölecek, kamu düzeni bozacak siyasete bir dik duruş gösterilmeli" şeklinde konuştu.

"İZMİR'E ACİLEN KAYYUM ATANMALI"

Suç duyurusunda İçişleri Bakanlığı'na da bir ihbarda bulunduğunu aktaran Ülük, "Yurt dışından Türkiye'nin mücadele ettiği devletlere destek olacak bir siyaseti uyguluyor. Faaliyetlerinin terör faaliyetlerinden hiçbir farkı yoktur. Kamu gücünün böyle bir kişi tarafından kullanılmasına müsaade edilmesi kamu güvenliği açısından tehlikelidir. İçişleri Bakanlığı'na Tunç Soyer'in yerine acilen kayyum atanması talebini de ilettik. Onun yerine başka bir CHP'li de gelebilir" dedi.

https://www.ahaber.com.tr/gundem/2020/07/03/izmirli-avukattan-tunc-soyer-hakkinda-suc-duyurusuizmire-acilen-kayyum-atanmali


MTTB’den LBGT Tepkisi

Milli Türk Talebe Birliği Malatya Şube Başkanı Mehmet Sağdıç, son zamanlarda çeşitli vesilelerle kendilerini gündeme getirmek isteyen ve Kendilerini LBGT olarak tanımlayan sapkın zihniyete tepki gösterdi. Sağdıç, “MTTB olarak bu sapkın zihniyetin yayılmasına izin vermeyeceğiz.” dedi


Milli Türk Talebe Birliği Malatya Şube Başkanı Mehmet Sağdıç, son zamanlarda çeşitli vesilelerle kendilerini gündeme getirmek isteyen ve Kendilerini LBGT olarak tanımlayan sapkın zihniyete tepki gösterdi. Sağdıç, “MTTB olarak bu sapkın zihniyetin yayılmasına izin vermeyeceğiz.” dedi

MTTB Malatya Şube Başkanı Mehmet Sağdıç, MTTB orta öğretim komisyon başkanı Furkan Uçkun ile yaptığı basın açıklamasıyla tepkilerini şu şekilde dile getirdi. “Yeryüzünde Allah’ın yaratmış olduğu en şerefli varlık insandır. Kadın ve erkek olarak iki farklı cinsiyette yaratılan insanlar asırlar boyunca bu şekilde yaşamış ve çoğalmışlardır. Bu durum insanın biyolik ve fizyolojik varlık olmasının en doğal yönüdür. Ancak son zamanlarda özellikle Batı menşeili kaynaklar sosyal medya başta olmak üzere çeşitli kitle iletişim araçları ile yeryüzündeki bu düzeni akıl almaz bir şekilde değiştirmek için her türlü zillete başvurmaktadırlar. Doğanın ve insanın yaratılışıyla hepten çelişen, fıtrata aykırı, sosyoloji ve psikoloji ilimlerinin psişik vaka olarak adlandırdığı eşcinsellik mefhumunu içtimai hayatın normal bir yönü olarak insanlara aşılamaya çalışan zihinlerin sayılarındaki artış durumun vahametini gözler önüne sermektedir. Özellikle bu meselenin arka plânını eşitlik ve hürriyet kavramları ile temellendirmeye çalışan bu insanlar temel hakların doğal(tabi) olduğunu ve hukukun da insanları tabi haliyle savunacağını bildikleri hâlde durumu kasten çarpıtarak meselenin uzun soluklu bir küresel proje olduğunu ortaya koymaktadırlar.

İNSANLIK ADINA UTANÇ VERİCİ EYLEMLER YAPILIYOR

Ne yazık ki ülkemizde de son zamanlarda bu sapkın yönelimi savunup, onlardanmış gibi hareket eden sözde sanatçı kimlikli insanların adeta övülerek, beğeniyle gençlerin izlenimine sunulması durumu da kabul edilebilir bir durum değildir. Yükseköğretime geçişte genç zihinlere sorulan sorularda bile övülmeye lâyık görülen sözde sanatçılar, alış veriş sitelerinin özellikle renklerini LGBT bayrağına benzeterek ‘onur haftasına’ dikkat çekmeye çalışmaları bir takım karanlık ellerinin yine devrede olduğunun göstergesidir. Sömürgenin, açlığın, zulmün ve insanlık adına utanç verici tüm eylemlerin yaşandığı dünyamızda her şeyi göz ardı edilip, bu tür konulara toplumları yönlendirme çabaları en nihayetinde boşa çıkacaktır. MTTB olarak asrı devirmiş mazimiz ve asırlara meydan okuyan istikbalimiz ile toplumu zehirleyen ne kadar proje ve işbirlikçileri varsa her daim karşılarında olacağımızı belirtip, millî ve manevi şahsiyetler inşa etme amacımız uğruna yaşayacağımızın altını çiziyoruz. Tüm bu yanlış adımların yetkililerce artık sonlandırılmasını talep ediyoruz.

A.Vahap Kaygusuz – Ebubekir Atilla

http://www.malatyasonsoz.com.tr/mttbden-lbgt-tepkisi-h322194.html


Eşcinselleri finanse eden vakıf ve derneklerin tam listesi! Neden LGBTİ destekleniyor?

Aslı Erdoğan adlı bir sosyal medya kullanıcısı eşcinselleri finanse eden vakıf ve derneklerin tam listesini paylaştı. Listede dikkat çeken detaylar yer alırken LGBTİ'nin neden desteklendiği de ortaya çıkıyor.

Küreselcilerin tüm dünyaya dayattığı 'cinsiyetsiz toplum' projesinin en büyük ayağı olan 'eşcinsellik' üzerine yürütülen çalışmalar iyice ayyuka çıktı. Bazı uluslararası dernek ve vakıfların eşcinselleri finanse ettiği ortaya çıktı. Aslı Erdoğan adlı bir sosyal medya kullanıcısı hazırladığı bilgileri paylaşarak, eşcinsellere destek veren dernek ve vakıfları açıkladı.

İşte eşcinsel dernekleri finanse eden vakıf ve derneklerin destek verdiği projeler:

1- Açık Toplum Vakfı: (Open Society Foundation)
Soros Vakfı/küresel -George Soros tarafından 1984 yılında Macaristan’da kurulmuştur. Türkiye temsilcisi Can Paker, İshak Alaton ve Osman Kavala’dır. Geçtiğimiz ay kapandı ve Kavala hapse atıldı.
- Kavala Gezi finansörü, 900’lü hatlar ve bundan elde ettiği gelirle Bilgi Üniversitesini kurmasıyla biliniyor.
- Paker ‘geriye bakmak yok’, Alman vakıfları ve Bergama dosyası
- Uluslararası Cinsiyet, Çeşitlilik ve Sosyal İçerme Konferansı,
- “Canım Ailem ve Sıkça Sorulan Sorular Kitabı Yeniden Basımı”, -Uluslararası Homofobi Karşıtı Buluşma, Şiddet Mağduru Trans Kadınların Korunma/Destek Mekanizmalarına Erişimlerinin Güçlendirilmesi Projesi, -LGBTİ’lerin İnsan Haklarının İzleme, Raporlama ve Sistem Geliştirilmesi Projesi,
-Trans Kadın Seks İşçilerine Yönelik Şiddetin Haritalanması ve Hukuki Danışmanlık Projesi,
-Akdeniz LGBTİ Hakları Buluşmaları,
- KuirFest,
- Trans Bireylere Karşı Şiddet Ve Kabahatler Kanunu Çerçevesinde Stratejik Davalar Projesi,
- LGBTI Mülteci El Kitabı,-Belediye Eşitlik Endeksi, LGBT Eşitliğinin Altyapısını Oluşturmak, Türkiyeli LGBTİ’lerin Adalete Erişiminin Güçlendirilmesi Projesi,
- Biz de Varız Alan Çalışması
-Sadece 2018 yılında aldığı yardım 2 milyon dolar
- 2019 bütçesi 1.1 milyar dolar
- Toplam harcaması 15.2 milyar dolar.

2- Alert Fund for Youth:
Hollanda
- Bağımsız, 1.500 euroya kadar hibe veriyor Almanya Büyükelçiliği
- Alman LGBT filmlerinin Büyülü Fener sinemalarında yayınlanma organizasyonunu finanse etmiş.
- Büyülü Fener sinemaları Denk ajansa ait. 2005 yılında sinemanın açılışını Kültür bakanı Erkan Mumcu yapmış.
- Gösterimdeki filmler: Kabuğunu kırmak, Romeolar, adı konmamış, dördümüzün çocuğu; Shed my skin, Romeos, Ungesogt, vier kriegen ein kind.
Uluslararası Af Örgütü: İngiltere Amnesty İnternational -80 darbesinde solcu ve hippilerle hukuk kurdu
- Kapatma davası ve onur yürüyüşüne destek verdi
- LGBT’ye açıktan destek verip uluslararası bir rapor hazırlamış -Şikayetleri: Kavaf: ‘hastalıktır tedavi edilmelidir’,

3- Anna Lindh Vakfı:
Mısır
- 43 ülkede örgütlü...
- İsveçli eski hippi, yaşlılığında sosyal demokrat, 2003 yılında bir alışveriş merkezinde, Sırp komiteciler tarafından öldürüldü. Öldürüldüğüyle ilgili Türk medyasında haber olmasına rağmen kim ve neden öldürüldüğü söylenmedi. NATO’nun Sırbistanı bombalamasına verdiği destekten ötürü öldürüldü.
- Türkiye’deki faaliyetleri -Sivil Toplum ve kalkınma enstitüsü derneği, Eskişehir -Sistem ve Jenerasyon Derneği, Ankara
- Türkiye’deki LGBT Dernekleri Vakfın üyesi

4- APC (Association Progressive Communication)
Güney Afrika Cumhuriyeti
- Boerler, yani Hollandalı reform geçirmiş Protestanlar
- İnternet ağı oluşturmada hizmet ve destek vermekteler
- 5.kolun sosyal medya örgütlenmesinde kullanılıyor
- 76 ülkede faaliyet gösteriyor
- Kadın hakları ve Pakistan ile Filistin’e karşı özel ilgileri var,
- Şerhh Dergisi kanal olarak kullanılmış (temin edilip okunacak), şiir ve eleştiri dergisi olmasına rağmen: 67 sayfa Ermeni, 10 sayfa Süryani, 10 sayfa Kürdistan, 25 sayfa siyasal İslam hakkında
- Hun Danışmalık isminde özel güvenlik ve temizlik şirketinin bir bağlantısı var
- Güneş Tavmen (Aşkenaz) Hun danışmanlıkta çalışıyor ve istihbarat sağlıyor

5- Arcus Vakfı:
ABD
- Müslüman LGBT’lilerin ve maymunların haklarını savunuyor
- Türkiye’deki LGBT derneklerini desteklemiştir
- Muhsin Hendrich isminde gay imamı destekleyip örgütlüyorlar
- Burcu Melekoğlu isminde bir kadının çektiği Blue ID filmini desteklemişler.

6- Astraea Lesbian Foundation for Justice:
ABD -Uganda, Filistin, Güney Afrika; ABD; Tayland özel ilgi alanları
- Türkiye’deki faaliyetleri kamuoyuna duyurup, yardım çağrısında bulunuyor

7- Avrupa Gençlik Vakfı Europen Youth Foundation:
AB
- Uluslararası gençlik buluşmaları ve aktivasyonlarını destekler

8- Avrupa Komisyonu Europen Comission:
- LGBT ve Zenofobi alanlarını destekler

9- Avrupa Kültür Vakfı İşbirliği Fonu
- LGBT derneklerini sanatsal açıdan destekler

10- Birleşmiş Milletler Kalkınma Fonu United Nations Development Program:
UN
- 50 bin dolarla 1 milyon dolar arasında destek sağlar

11- Birleşmiş Milletler Demokrasi Fonu United Nations Democracy Fund:
UN
- 500-250 bin dolar arasında destek sağlar (2 yıllık program)

12- BM Kadın Birimi, Birleşmiş Milletler Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlendirilmesi Örgütü:
UN
- 200-1.000.000 dolar arasında destek sağlar (3 yıllık program)

13- Birleşmiş Milletler Mülteci Yüksek Komiserliği:
UN
- 2017 yılında Türkiye’deki LGBT derneklerini desteklemeye başlamıştır

14- Kadına Karşı Şiddete Son Vermek İçin Birleşmiş Milletler Fonu UN Trust Fund to End Violence Against Women:
UN
-Dini liderler başta olmak üzere kadın-erkek genç guruplara destek sağlıyor

15- Chicken & Egg Picture:
ABD toplumsal cinsiyet adaleti
- LGBT filmlerini desteklemektedir, 2005’den beri 5 milyon dolar destek sağlamıştır
- Blue ID (Vuslat Karan & Burcu Melekoğlu)
- A Moving Body (Catherine Gund)
- Freeheld (Cynthia Wade)
- Of Love & Law (Hikaru Toda)
- One Pulse (Jessica Devaney & Geeta Gandbhlr)
- 15 farklı vakıf tarafından fonlanıyorlar
- Beyza Boyacıoğlu’nun a prince from outer space/uzaydan gelen prens filmini desteklemişler, 2019’da gösterimde olacak.

16- Chrest Vakfı Chrest Foundation:
ABD
-Filantropist bir vakıf Texas menşeli
-Türkiye’de faaliyet gösteriyor
-Türkish Philantrophist Found üyesi, by vakfın diğer üyeleri:
Antalya Çağdaş Eğitim ve Kültür Vakfı, ASHOKA, Bilim Akademisi, Bir Silgi Bir Kalem, Boğaziçi Üniversitesi Vakfı, Bolu Bağışçılar Vakfı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Daruşşafaka , Değişim Liderleri Derneği, Girişimcilik Vakfı, Hayat Sende Derneği, Hisar Anadolu Destek Derneği, İlkyar Vakfı, İnsani Gelişme Vakfı, Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı, Türkiye Kadın Girişimciler Derneği, Kamer Vakfı, Koruncuk Vakfı, Lösemeli Çocuklar Vakfı, Matematiksel Güç ve İnovaktif Tasarım Derneği, Maya Vakfı, Öğretmen Akademisi Vakfı, Paylaşma ve Dayanışma Platformu Derneği, Sabancı Üniversitesi, Sen de Gel, Tarsus Amerikan Collage, TEMA Vakfı, Türkiye Otizm Erken Tanı ve Eğitim Vakfı, Toplum Gönüllüleri Vakfı, Türk Eğitim Vakfı, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı, Türkiye Görme Özürlüler Kitaplığı, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı,Okuma İstekli Çocuk Vakfı, Young Guru Akademi, Yuva Derneği, Anne Çocuk Eğitim Vakfı, 360jurnos
- Ruşen Çakır’ın Medyascope’unun finansörü (bağımsız medya!), üç parça halinde 350 bin dolar vermiş
-Hırant Dink Vakfı’nın finansörü; nefret suçu kavramını kullandırıp ırkçılık ve etnik azınlıklarla etiketlemede kullanılmış
- İlk hibesi 2001, Aile Planlama Vakfına verilmiş
-Diyarbakır, Kars, Kıbrıs, Batman; Bizans’ı ihya projesi, Ermenistan’ı ihya projesi; kadın edebiyatçı ve feminist araştırmacıların görünürlüğünü artırma projesi.İstanbullu Ermeni Mimarlar Projesi, çocuklar için mayın ve çatışma atıkları eğitimi (mayın tuzaklama eğitimi, üç celsede 100 bin dolar), Müslümanlaştırılan Ermeniler Konferansı 
- Aydınlıkçılara göre Soros tarafından fonlanıp, Alman istihbaratınca destekleniyorlar...

17- Christensen Vakfı:
ABD
- Kars hayranı
- Dünya çapında tabiat festivalleri düzenliyor
- Yaylafest’in finansörü
- Ermeni sorununa finans sağlıyorlar
- Gola isminde bir Ermeni derneğinin lazca faaliyetlerini destekliyor

18- Civicus Yurttaş Katılımı İçin Dünya İttifakı:
Global
- Partner kuruluşlarla çalışıyor
- Tüsev (Türkiye üçüncü sektör vakfıyla ortak proje yapmış
- Aydın Doğan Vakfı, Koç, Sabancı, Kadir Has ve Chrest Vakfıyla -5.kol faaliyetleri için fizibilite çalışması yaptırmış

19- COC-Federation of Dutch Associations For The Integration of Homosexuality:
Hollanda
- Gencibaşı bu kurum
- Profesyonel tıbbi ve bilimsel video/makale hazırlıyorlar
- Dünyadaki bütün LGBT derneklerinin kurumsal kimlik çalışmalarını sağlıyor.
Bayraklar ebatlar, sloganlar; anladığım kadarıyla resmi yazışma ve tanımları da bunlar yapıyor

20- Danimarka Büyükelçiliği
- Büyükelçi Jasper Vahr -Şam’da görev yapmış
- Türkiye Büyükelçiliğinden NATO sekreterliğine geçti
- Anti-Homofobi konferansına konuşmacı olarak katıldı
- NATO sekreterliğinden İsrail büyükelçiliğine atandı
- İsrail’deki LGBT faaliyetlerini de sürdürdü. Miss Trans İsrail’in onur konuğuymuş
- Şu an Malezya büyükelçisi

21- Democracy and Media Foundation:
Hollanda
- Hollandalı medya kuruluşlarının hisse senedi fonuyla destekleniyor
- De Persgroep Nederland, MediaHuis Nederland gibi kanalların fonu
- Avrupa basın ödüllerini düzenliyor, Platform24. org adıyla örgütlü, Hasan Cemal kurmuş, Doğan Akın, Yasemin Çongar, Andrew Finkel,Hazal Özvarış, Yavuz Baydar, Murat Sabuncu; LGBT haberleriyle destek veriyor, 5.kol
- ASN Bank ve Triodos Bank tarafından destekleniyorlar
- KAOS GL için Yeni Medya Okulu hibesi vermiş; LGBT alanında yazar-çizer yetiştirmek için

22- Akdeniz Kadın Fonu (Fonds Pour Femmes En Mediterrane):
Fransa -Cezayir, Filistin, Fas, Türkiye ve Fransa’da faaliyet gösteriyor
-Sekiz uluslararası vakıf tarafından destekleniyor -İki tane Cezayirli şirket tarafından da fonlanıyor.
- Sağlıkta Genç Yaklaşımlar Derneğini finanse ediyorlar BM Nüfus Fonunca kurulmuş, Homoseksüellik, Mülteciler, Üreme Sağlığı, Kadın hakları üzerine çalışıyorlar
- Cinsel Şiddetle Mücadele Derneğini fonluyor, çok ciddi bir dernek, Türkiye’de faaliyet göstermesine rağmen sitesi ve dokümanları İngilizce, sosyoloji ve kavram üretiyorlar
- Kaos GL için iki defa hibe vermiş
- Hebun isminde Diyarbakır eşcinsel derneğini fonlamışlar
- Mavi Kalem Derneğini fonlamışlar, Suriyeli çocuklarla ilgileniyorlar
Zühre isminde bir dergileri var.

23- Özgürlük İçin Friedrich Naumann Vakfı:
Almanya
- Liberal Alman 5.kolu/Hür Demokrat parti resmi vakfı
- P24 Altanların sitesini, KAOS GL derneğini ve Hrant Dink Vakfını destekliyorlar
- Özel sektöre LGBT’yi kabul ettirmek için baskı yapıyor

24- Freedom House inc.:
ABD
- Türkiye’deki LGBT Derneklerini destekler -Veri analizi ve strateji geliştiren düşünce kuruluşu
- Emperyalist Amerikan Ordusunun halkla ilişkiler departmanı

25- Frida Genç Feminist Fonu:
Global
-LGBT derneklerine iki alanda fon sağlamış, dünya genelinde yaygın
- Ayşe Sargın isminde Bianet yazar tarafından temsil ediliyor
- Sivil Düşün AB fonu tarafından desteklenen filmmor çalışanı Deniz Nihan Aktan tarafından temsil ediliyor

26- Front Line International Foundation fort he Protection of Human Rights Defenders:
İrlanda
- 2001 yılında kurulan İrlanda menşeli insan hakları derneği
- 33 çok uluslu vakıf tarafından destekleniyor; içlerinde Amerikan Yahudi Dünyası vakfı,
Al Jazeera İsviçre ve Belçika dış işleri bakanlığı var
- Türkiye’yle ilgili çok sıkı bir haber akışları var
- Nurcan Baysal’a cesur gazeteci ödülü vermişler

27- Global Dialogue:
İngiltere
- Türkiye’nin Avrupa birliğine girişini engelleme gayesiyle kurulmuş, Türkiye’ye özel -Benim Çocuğum isimli lgbt ailelerinin belgeselini desteklemiş; hareketin en zayıf noktası/en kritik projeyi desteklemiş
- 80’lerde Lubunya olmak ve 90’larda lubunya olmak
- SPod 2012 izleme raporu
- KAOS GL proje desteği
- Az ama öz iş yapmışlar
28- Global Fund for Women:

ABD
- AMAZON Derneği
- Kadın derneği ya da kadınlar tarafından yönetiliyor olması gerekir
- LGBT Mülteci el kitabı
- Belediye Eşitlik Endeksi
 -LGBT Eşitliğinin alt yapısını oluşturmak
- Türkiyeli LGBT’lilerin Adalete Erişiminin Güçlendirilmesi Projesi
- Biz de varız alan çalışması

29- Heinrich Böll Stiftung:
Almanya
- Alman Yeşiller Partisinin Vakfı
- 5.kol faaliyeti sürdürüyor
- Halk düşmanlarına, onların satılmış uşaklarına ve emperyalizmin dalkavuklarına açıktan ve tam destek veriyorlar
- ‘Türkiye’de Kadın Olma Halleri’
- ‘Kapatılma Davasına Karşı Kampanya Desteği
- ‘Türkiye’de Yerel Politikaya LGBT Hakları Perspektifi Kazandırma’
- LGBT Örgütleri İçin Genel Destek -Etkinlik bazlı destekler
- LISTAG’ın İlk Adım projesi
- İstanbul LGBT Onur Haftası

30- Hollanda Büyükelçiliği:
Hollanda
-‘Türkiye’de yerel politikaya LGBT Hakları Perspektifi Kazandırma’ SPoD; isinde bir projeye destek vermişler
- Hollanda bu konuda sembol ülkelerden
- MATRA isminde 1994 yılından beri bir program uyguluyor. MATRA toplumsal dönüşüm demek ve AB adayı ülkelere veriliyor
- MATRA programı 25 bin ila 300 bin Euro arasında hibe veriyor
- Hibe verdiği programlar: ‘Gurup terapisi Çalışmaları’ SPoD ile KAOS GL,
- Pembe Hayat, Kırmızı Şemsiye ve Queer Kıbrıs Derneklerine hibe vermiş

31- KAOS GL:
Türkiye
- SIDA İsveç Kalkınma ve İşbirliği Ajansıyla ortak çalışan Türkiye kuruluşu
- Türkiye’deki en evrensel ve profesyonel dernek

32- Kırmızı Şemsiye Fonu:
Hollanda
- Seks işçileri ve LGBT’lilere destek veren fon
- Türkiye’de aynı adla şubesi vardır ve ortak çalışırlar
- Farkındalık kampanyaları ve paneller düzenliyor

33- Pride Sport:
Türkiye
-İngiltere menşeli, Kürşad Kahramanoğlu’nun fikri ve bağlantısı olabilir
- LGBT maçlarını ve spor organizasyonlarını tertipliyorlar
- Bu alanda faaliyet gösteren iki örgütten birisi; tanınırlık kazanabilirler
- Türkiye deki maç organizasyonlarını tertiplemişler

34- Sigrid Rausing Trust:
İngiltere
- Bağımsız gibi görünse de sessiz ve derinden giden, İskandinav hippi menşeli İngiliz vakıf
- Milyar Poundluk bütçesine rağmen adresleri bile yok.
- Karanlık bir vakıf muhtemelen İngiliz istihbaratıyla bağlantılı
- Türkiye için özel stratejik fon ayrılmış
- Desteklediği projeler: Pembe Hayat ve Hafıza Merkezi
- Dünya çapında 21 LGBT derneğine bağışta bulunmuş
- Pembe Hayat derneğine 160 bin Pound vermiş

35- Sivil Toplum için Destek Vakfı:
Türkiye
- Mahalli Siyonist Örgüt
- Bağışçıları: Boyner, Özyeğin; Esra Habbab, Hande gamgam, Merve Üretmen, Murat Goldstayn, Rezzan Benardete, Stefano Kaslowski

36- Türk Filantropi Fonları:
ABD
- Antalya Çağdaş Eğitim ve Kültür Vakfı, ASHOKA, Bilim Akademisi, Bir Silgi Bir Kalem, Boğaziçi Üniversitesi Vakfı, Bolu Bağışçılar Vakfı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Daruşşafaka , Değişim Liderleri Derneği, Girişimcilik Vakfı, Hayat Sende Derneği, Hisar Anadolu Destek Derneği, İlkyar Vakfı,İnsani Gelişme Vakfı, Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı, Türkiye Kadın Girişimciler Derneği, Kamer Vakfı, Koruncuk Vakfı, Lösemeli Çocuklar Vakfı, Matematiksel Güç ve İnovaktif Tasarım Derneği, Maya Vakfı, Öğretmen Akademisi Vakfı, Paylaşma ve Dayanışma Platformu Derneği, Sabancı Üniversitesi, Sen de Gel, Tarsus Amerikan Collage, TEMA Vakfı, Türkiye Otizm Erken Tanı ve Eğitim Vakfı, Toplum Gönüllüleri Vakfı, Türk Eğitim Vakfı, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı, Türkiye Görme Özürlüler Kitaplığı, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı, Okuma İstekli Çocuk Vakfı, Young Guru Akademi, Yuva Derneği, Anne Çocuk Eğitim Vakfı
- Yıllık 1 Milyon dolar civarı bağış yaptığını tahmin ediliyor.

37- Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı:
Türkiye
-1985 yılında Vehbi Koç kurmuş; Özyeğin Boyner
- Maltusçu-ezoterik
- Destek verdiği projeler: Özgür Renkler Derneği, 1 Aralık Dünya AIDS Günü için Farkındalık Materyalleri Geliştirme Desteği
- 6 milyon lira yıllık bütçesi

https://www.habervakti.com/dosya/escinselleri-finanse-eden-vakif-ve-derneklerin-tam-listesi-neden-lgbti-h116083.html


ÖSYM LGBTİ şarkıcının sözlerini soran uzmanları kovacak

ÖSYM YKS'de LGBTİ şarkıcı Mabel Matiz'in şarkısını soru olarak soran uzmanların tespit edilerek kovulacağını açıkladı.

Hafta sonu gerçekleştirilen Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın Türkçe bölümünde, LGBT sapkınlığına yönelik propaganda çalışmalarında bulunan Mabel Matiz’e ilişkin bir soru sorulmuştu. Söz konusu soru vatandaşlar tarafından sert tepkiyle karşılaşırken konuya dair ÖSYM'den açıklama geldi.

Yeni Akit’e konuşan ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Halis Aygün inceleme başlatıldığını duyurdu.

Aygün, “2020-YKS yaklaşık 2 buçuk milyon adayın katılımıyla üç oturum halinde 188 sınav merkezinde güvenle ve başarıyla tamamlanmıştır. Soru havuzu ülkemizin farklı üniversitelerinden binlerce akademisyenin katılımıyla oluşturulmaktadır. Kurumumuz yönetiminin milli, manevi değerlerimiz ve toplumsal değer yargılarımız konusundaki hassasiyeti açıktır. 2020 YKS’nin TYT oturumunda yer alan Türkçe alanındaki ilgili sorunun içeriği hakkında inceleme başlatılmıştır. Sorumlu kişiler soru hazırlama süreçlerinden çıkartılacaktır.” dedi.

https://www.sonhaberler.com/osym-lgbti-sarkicinin-sozlerini-soran-uzmanlari-kovacak-haber-814078

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder