14 Ekim 2018 Pazar

26 yaşında AIDS yüzünden hayatını kaybeden dünyanın ilk eşcinsel süper modeli


Dünyanın ilk süper modeli Gia Marie Carangi Carangi, Vogue ve Cosmopolitan gibi ünlü dergilerin kapağında da boy göstermişti. Anne sevgisinden yoksun bu kadının, bağımlılıklarla geçen ve AIDS'le sonlanan trajik yaşamına yakından bir göz atalım. (weedandshit - Onedio)
Gia Marie Carangi’nin hikayesi 29 Ocak 1960’da başlıyor.

Üç çocuklu bir ailenin yalnız kızı olan Gia’nın çocukluk yıllarına dair hatırladığı en net detay annesi Kathleen ve babası Joseph’in bitmek bilmeyen kavgaları. Carangi on bir yaşına geldiğinde annesi Kathleen ailesini terk eder. O yıllara kadar idol olarak gördüğü annesinin evden ayrılmasıyla Carangi, hayatının en zor zamanlarını geçirir.

Genç kızlığa ilk adımını attığı yıllarda Philedalphia’nın gay kulüpleriyle tanışır.
Cinsel yöneliminin farkına varması da bu yıllara tekabül eder. Koyu bir David Bowie hayranı olduğu bilinen Gia, dönemin “Bowie Kids” akımına sıkı sıkıya bağlanır. Marihuana, uyarıcı haplar ve alkol Gia’nın hayatının büyük bir bölümünü kapsar. Değişen yüz hatları ve belirginleşen güzelliği, Kathleen için kaçırılmaması gereken bir fırsat olur ve Gia’yı modellik yapması için ikna eder.

17 yaşında bir gece kulübünde Maurice Tannenbaum tarafından keşfedilmesi de bu yıllarda gerçekleşir.
“Onu bir gece kulübünde gördüğümde çekimine kapıldım ve onun fotoğraflarını çekmek istedim. O da fotoğraflarının çekilmesini istedi. Bu çiğ güzelliği görmeliydiniz.”

18 yaşına bastığında Gia için New York günleri başlar.
Maurice onu Wilhelmina Cooper’ın ajansına götürür. Cooper bu eşsiz güzelliğin karşısında öyle heyecanlanır ki onunla kontrat yapmayı bile unutur. Gia, Willie'yi bir anne gibi sever ve bağlanır; bu sevgi bağı onun sonu olacaktır.

Dönemin sarışın bebeksi güzellik anlayışının çok dışında,sert bakışlı esmer bir kız olması 70'lerin moda dünyasında sivrilmesine sebep olur.
Yeni bir güzelliğin temsilcisi olacaktır Gia. Dönemin ünlü isimleri onun için şu ifadeleri kullanırlar:

"Gia, bana James Dean’i anımsattı. Çok havalıydı ama sonsuz savunmasızlığa sahipti." – Andrea Blanch

"Tüm kariyer hayatım boyunca, stüdyoma girdiği an ‘Vow’ dediğim belki sadece üç kız vardır. Gia, tüm camiada, buraya gelen ve benim ‘Vow’ tepkisi verdiğim son kişi." – Franceso Scavulla

1978’in son aylarında Vogue da dahil olmak üzere birçok dergide kapak olur.
Dönemin en ünlü ajansları onun peşinden koşar. Bu göz kamaştırıcı hayatın içinde dahi kendini yalnız hisseder. Meslektaşı Julie Foster, Gia’nın bazı zamanlarda sadece birisinin sevgisine ihtiyaç duyduğunu, bazen gece yarısı evine geldiğini ve sadece ona sarılmasını istediğini söyler.

Gia, hiçbir zaman ait olmadığı renkli dünyadan uzaklaşmak amacıyla kokainle tanışır.
O yıllarda modelleri geç saatlere kadar ayakta tutmak için kullanılan kokain, Gia için çok farklı anlamlar taşır. Aynı yıllarda başka bir Vogue projesi için dönemin en farklı fotoğrafçılarından Chris Von Wangenheim ile tanışır.

Wangenheim, çekim sonrası sanatsal bir çalışma yapmak istediğini söyler ve kimin onunla kalacağını sorar.
Gia ve Makyaj Sanatçısı Sandy Linter stüdyoda kalır ve dünyanın en güzel kadını tel örgüler arkasında siyah beyaz karelerle vücudunun tüm güzelliklerini gözler önüne serer.

Sandy tel örgülerin diğer tarafından çekime katılır, Gia ilk kez o gün gördüğü Sandy’e ilgi duymaya başlar.
Zamanla bu ilgi aşka dönüşür, moda dünyasının en çok konuşulan ilişkilerinden biri başlar. Gia, Sandy’i hayatının merkezine alır ve ilişkileri dört ay sürer. Ayrılık sonrası işler Gia için içinden çıkılmaz bir hal alır.

1980 yılında Ajans sahibi Wilhelmina Cooper’ın akciğer kanseri sonucu hayatının son bulmasıyla Gia'nın kariyerini ciddi bir şekilde etkileyecek çöküntü dönemi başlar.
Bu dönemde eroin ile tanışır. Hayatından çıkan birçok insanın aksine uyuşturucunun onu hiçbir zaman bırakmayacağı hissine kapılır. Kısa bir süre içinde modellikten kazandığı tüm parayı uyuşturucuya yatırır. Eroinle olan ilişkisi kariyerini neredeyse bitirme noktasına getirir ve Gia ile çalışmak artık dayanılmaz bir hal alır.

Fotoğrafta, kol damarından enjekte ettiği eroinin yarattığı morluklar görülüyor.

Çok geçmeden eroinden uzaklaşmak ve hayatında yeni bir sayfa açmak için New York moda camiasından uzaklaşma kararı alır, bir detoks programına yazılır.
20 yaşında bir eroin bağımlısı olan üniversite öğrencisi Rochelle ile ilişkiye başlar. Rochelle, Gia’dan çok daha kötü bir durumdadır. Kurtulma çabası başarılı olmaz, 1981 yılında önce sarhoş araba kullanırken daha sonra ise ailesi ve arkadaşlarından para çalarken yakalanır. İkinci kez yazıldığı uyuşturucu tedavi programı, yakın arkadaşı Chris Von Wangenheim’ın bir trafik kazası sonucu ölmesi sonucu tekrar yarıda kalır.

Moda camiası Gia’nın kariyerinin tamamen bittiğini düşünür.
Zamanında peşinden koşan ajans sahipleri yeni yüzler aramaya yönelir. Bir yıl sonra Kuzey Afrika’da üzerinde uyuşturucu madde ile yakalanır ve kariyeri geri dönüşü olmayan bir şekilde son bulur.

Atlantic City’de yeni bir hayat kurmak isteyen sıra dışı model, ailesinin baskısı sonucu tekrar rehabilitasyon programına başlar.
Altı aylık bir tedavi sonrası hastaneden çıkar ve çeşitli mağazalarda kasiyerlik yapmaya başlar. Bu arada üniversiteden dersler almaya başlar. En büyük hayali olan fotoğrafçılık ve sinematografi alanına yönelmiştir

Hastaneden çıkmasından üç ay sonra, ortadan kaybolur. Kendisinden haber alınamaz ve yeniden başladığı eroin alışkanlığı ile Atlantic City’e geri döner.
İhtiyacı olan parayı kazanmak için erkeklerle birlikte olmaktadır, birkaç kez tecavüze uğrar. Aniden hastalandığı bir gün annesi yanına gelir, hastaneye giderler. Kontroller sonucu önce zatürre daha sonra AIDS teşhisi konulur. Hızla kötüye giden durumu sonucu solunum makinesine bağlı bir hayat yaşar.

Gia, 18 Kasım 1986’da, 26 yaşında hayata veda etmiştir.
Durumu ve ölümü kimseye açıklanmadığı için cenazesine moda dünyasından kimse katılmaz. Ölümünün açıklanmasının ardından en yakın dostu ünlü Fotoğrafçı Scavullo annesine haftalar sonra taziye kartı gönderir.

Uyuşturucunun, paranın, seksin en kirli hallerini görmüş; yaşamış bir güzellikti Gia.
-Seks her yerdeydi. Çok da bir anlamı yoktu. Bulunması zor olan şey aşktı. Onu arasanız bile, birçok insanda yoktu. Ve bulsanız da, tam orada, önünüzde duruyor olsa bile, etrafta bu kadar seks varken nasıl yaşayabilirdiniz ki?

-Tanrı'nın herkes için bir planı olduğuna inanıyorum. Onun benim için büyük bir planı var ama bu dünyada değil.

Hayatı bu iki güzel cümleyle açıkladı Gia.

http://www.medyafaresi.com/foto-galeri/26-yasinda-aids-yuzunden-hayatini-kaybeden-dunyanin-ilk-super-modeli/886916

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder