18 Mayıs 2018 Cuma

Avrupa’daki LGBTİ bireyler de uzaktan göründüğü kadar rahat değil


17 Mayıs Uluslararası Homofobi, Bifobi ve Transfobi Günü Poyraz Şahin ile konuştuk:

Kısaca seni tanıyalım…

Nantrre Paris Üniversitesi’nde psikoloji alanında araştırmacı olarak çalışmaktayım. Son yerel seçimlerde Paris’in 18. Belediyesine seçildim. Belediyede uluslararası dayanışma sorumlusuyum.

17 Mayıs günü için Belediye olarak ne tür bir program yaptınız?

İlticacı LGBT+ bireyleri ile dayanışma amaçlı bir gün düzenliyoruz.

Belediyede sabah lise ve ortaokul öğrencilerinin davet edilmesi ile bir program gerçekleştirdik. Kapsamlı atölyeler düzenlendi (brifing, konferans, film gösterimi) transfobi, homofobi ve bifobiye dair ön yargıların, toplumsal baskının ele alınması temelinde bir program oldu.

Özellikle genç bir ortaokul kadın öğrencisinin lezbiyen olduğu için intihar ettiği okulun öğrencilerini davet ettik. 100 kadar öğrenci katılım gösterdi.

Günün devamında «Mr Gay Syria» filmi gösterildi. Filmde Suriye’de yaşanan savaştan dolayı İstanbul’da yaşamak durumunda kalan Suriyeli gaylerin hayatları anlatılıyordu.

Filmin devamında LGBT+ alnında farklı çalışmalar yürüten (öncelik mülteci LGBT) bireylerin katılımıyla panel yapıldı.

Bu güne özel bir durum paylaşmak istiyorum, 2015’te baskılardan dolayı Gine’den Fransa’ya gelen eşcinsel genç Musa’ya adadık etkinlikleri, kendi ülkesinde yaşarken gözleri önünde sevgilisini yakmışlar, ölüm tehditleri aldığı için Fransa’ya gelmek durumunda kalıyor, buna rağmen Fransa bu gence oturum vermedi, geri Gine’ye göndermek istiyor.

Musa bugün buraya gelemiyor çünkü kendisi kamptan (Nimes) çıkamıyor; 2 Haziran'da mahkemesi var.

Bizler uzaktan Avrupa’ya baktığımızda LGBT+ bireylerin özgür ve rahat yaşadıklarını düşünüyorduk, sen uzun yıllardır Fransa’da yaşıyorsun bu konudaki gözlem ve değerlendirmelerin neler?

Her ne kadar dışarıdan cennet gibi görünse de Avrupa’daki eşcinseller de bütün dünyadaki eşcinseller gibi heteronormatif/patriarkal bir sistem içerisinde dünyaya geliyorlar. Kimliklerini önce toplum, okul ve aileye karşı daha sonra da kendisine karşı gerçekleştirmek zorundalar.

Bu süreç eğitim alanında devam ediyor, öğrenciler sosyal çevre okul baskısından dolayı bir sürü psikolojik sorunlar yaşıyorlar, (depresyon, alkol bağımlılığı, stres, sıkıntı, intihar ve teşebbüsü) yapılan araştırmalarda bir eşcinselin eğitim süreci bir hetoraya göre daha sıkıntılı ve dikenli geçiyor. Öyle ki eşcinsellerdeki intihar oranı hetoroseksüllere göre (Avrupa ve Amerika’da) 5 kat daha fazla. Lezbiyenler’de bu oran daha fazla, bu ötekileştirme iş hayatında da devam ediyor, öyle ki işe başladığı günden itibaren LGBT bireyler özel hayata dair sorularla karşı karşıya gelip, bir ikilem içerisinde sıkışıp kalıyorlar (eşcinselliğini söyleyip yada söylememek).

Bu alandaki akademik araştırmalarıma göre işten iş arkadaşlarının baskılarına, sembolik şiddete maruz kalma korkusu var. Kariyer yapmasının önüne engellerin konulması, maaş indirimi ya da eğitim olasılıklarının kaldırılması korkusu ile çalışan LGBTİ+ bireylerinin büyük çoğunluğu cinsel yönelimlerini saklamak zorunda bırakılıyorlar. Bu da iş hayatında stres, sıkıntılara neden olurken motivasyonunun kırılması ile mesleğine olan inancının yok olmasına sebep oluyor.

Yasalarla bir güven alanı oluşturulmuyor mu?

Avrupa’nın çoğu ülkesinde eşcinsellerin yaşamı yasalarla güvence altına alınmış olsa da gündelik hayat içerisinde bütün dünyada ki eşcinsellerin yaşadığı homofobik sorunlarla karşı karşıya gelmekteler. Yasalardaki güvenceler yeterli gelmiyor. Kapitalist ve erkek egemen bir sistem içinde gündelik hayat onların istediği şekilde akmaya devam ediyor.

Fransa’da eşcinsel evlilik 23 Nisan 2013 tarihinde yasallaştı ondan sonra ne gibi gelişmeler yaşandı?

Her ne kadar evlilik norm içerisine girse de Fransa eşcinselleri diğer bireylerle eşitlenmesi açısından ileri bir adım olarak görse de birçok şekilde ve alanda eşitsizlikler devam ediyor, örneğin çocuk edinme arzusu devlet tarafından engellemelerle karşı karşıya bırakılıyor, eşcinsel evliliğin yasallaşmasından bu yana toplumsal alanda yüzde 60’dan fazla Transfobi ve homofobiye karşı yükselme sağlandı.

Son olarak neler söylemek istersiniz?

Diyeceğim şudur uzaktan göründüğü gibi bir hayat yaşanmıyor. Onun için bu alandan doğru yapılacak çalışmalar oldukça önemli. Bu çalışmalar kamu ve özel hayatı içerecek şekilde genişlemeli.

Ercan Jan Aktaş - Hasan Öcal / Demokrat Haber

https://www.demokrathaber.org/lgbti/avrupadaki-lgbti-bireyler-de-uzaktan-gorundugu-kadar-rahat-degil-h101900.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder