23 Aralık 2017 Cumartesi

Anayasa Mahkemesi’nden “travesti” kararı

AYM'nin emsal niteliğindeki kararının ardından, polis artık cadde kenarlarında müşteri bekleyen travestilere sırf bu yüzden işlem yapıp, ceza kesemeyecek.

Ankara Çankaya İlçesinde yaşanan olayda, bir cadde üzerinde fuhuş amacıyla başkalarını rahatsız ettiği gerekçesiyle gözaltına alınan C.B.K.’ya, ceza kanunlarında hüküm olmadığı için Kabahatler Kanununa göre 91 TL idari para cezası uygulandı. Başvurucu, İdari Para Cezası Tutanağında yer alan ‘fuhuş amacıyla başkalarını rahatsız etmek’ fiili ile 5326 sayılı Kabahatler Kanunda tanımlanan ve idari para cezasına dayanak olarak gösterilen ‘mal veya hizmet satmak için başkalarını rahatsız etmek’ fiilinin birbiriyle uyuşmadığını ve fuhuş eylemine karşılık bir yaptırım bulunmadığını belirterek, cezanın iptali için dava açtı. Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliği ise başvuru reddederek, cezayı iptal etmedi.

Bunun üzerine C.B.K., ‘seks işçiliği’ yaparak geçimini temin ettiğini, bir kişinin gece vakti sokakta seks işçiliği yapmasının mevzuatta suç veya kabahat olarak düzenlenmediğini, kanunla suç veya kabahat sayılmayan eylemin cezalandırılmasının suç ve cezaların kanuniliği ilkesini ihlal ettiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.

ÖZEL MEVZUAT HÜKMÜ BULUNMUYOR

Ankara Valiliği, Anayasa Mahkemesi’ne sunduğu yazıda, hastane, okul gibi bazı kamu kurum ve kuruluşların yakınında, sokak ve caddelerde bulunan, fuhuş için otostop yapan kadın, travesti ve transseksüel şahıslara Kabahatler Kanunu’nun “Emre aykırı davranış” başlığını taşıyan 32. maddesinin uyanması kararı alındığını ancak Danıştay’ın ‘cadde ve sokaklarda fuhuş amaçlı otostop yapma fiilinin 5326 sayılı Kanunda kabahat olarak tanımlanmadığı ve bu konuda idareye düzenleme yetkisi veren çerçeve hüküm de bulunmadığı gerekçeleriyle’ iptal ettiğini, bunun üzerine bu tür davranışlarda bulunan kişilere aynı kanunun “Rahatsız etme” başlığını taşıyan 37. maddesine göre işlem yapıldığını bildirdi.

Anayasa Mahkemesi de İçişleri Bakanlığından kayıt dışı ve denetimsiz olarak fuhuş yapan veya fuhuş amacıyla sokak, cadde ve bazı semtlerde müşteri bekleyen travesti ve eş cinsel gibi kişilerin eylemlerini suç veya kabahat olarak niteleyerek cezalandırılmasını düzenleyen bir mevzuat bulunup bulunmadığını sordu. Bakanlık da kayıt dışı ve denetimsiz olarak fuhuş yapan kişiler hakkında özel bir mevzuat hükmü bulunmadığı bildirdi.

ÇOK BOYUTLU BİR OLGU

Başvuruyu değerlendiren Anayasa Mahkemesi ise Anayasanın 38. maddesinde güvence altına alınan ‘suç ve cezaların kanuniliği’ ilkesinin ihlal edildiğine karar vererek, hükmü sonuçların ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapmak üzere Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliğine gönderdi. Karar, oy çokluğuyla alındı.

Fuhuşun meslek edinilmesi olgusunun özel hayata saygı hakkı çerçevesinde korunması gerekli hukuki bir menfaat olup olmadığı konusunun başvuruda tartışılmasına gerek olmadığına dikkat çekilen gerekçede, Anayasa’nın “Suç ve cezalara ilişkin esaslar” başlıklı 38. maddesinde, “Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz, kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez” hükmünün bulunduğu anımsatıldı.

Türk Ceza Kanunu ve Kabahatler Kanunu’nda “fuhuş yapmanın” suç olarak düzenlenmediğine dikkat çekilen gerekçede, fuhuş olgusunun sadece bireyi ilgilendiren bir olgu olmadığı, sosyal ve ekonomik boyutları olan, aynı zamanda toplum sağlığı ve ahlaki değerleri de etkileyen çok boyutlu bir olgu olduğu belirtildi.

HÜKÜM AÇIK VE NET OLMALI

Fuhuşun demokratik toplumlarda insan onuru ile bağdaşmayan bir olgu olarak kabul edildiğine dikkat çekilen gerekçede, Birleşmiş Milletler insan Ticareti ve İnsanların Fuhuş Yoluyla Sömürülmesinin Yasaklanması Sözleşmesi’ne atıfta bulunuldu. Demokratik ülkelerin fuhuşu meslek edinmiş yetişkinleri cezalandırmaktan vazgeçip bu kişilerin kurtulmaları için gerekli rehabilitasyon, istihdam ve teşvik programları uyguladığına işaret edilen gerekçede, fuhuşa aracılık edenler ile cinsel ilişki satın alan kişiler için cezalandırma yoluna gidildiği vurgulandı.

Başvurucuya idari ceza kesilmesine gerekçe olarak sunulan, Kabahatler Kanunu’nun 37. maddesi hükmünde belirtilen mal ve hizmet satışının insan bedeninin fuhuş için “satışa sunulmasını” da içerdiği, bu durumun herkes tarafından açık ve net olarak böyle bilindiği ve anlaşıldığı veya gerektiğinde hukuki yardım almak suretiyle bireylerin bunu anlayabilecekleri sonucuna ulaşmanın mümkün olduğuna dikkat çekilen gerekçede, “Kamu makamlarının aksine yorumu, anılan hükmün amacını aşan zorlama ve öngörülemez bir yorum olup insan bedeninin meta olarak algılanması anlamına geleceğinden insan onuru ile bağdaşmaz. Yasa koyucunun kişilerin fuhuş amacıyla başkalarını rahatsız etmelerini önlemek için kanuni düzenleme yapması ve bu davranışı yaptırıma bağlaması elbette mümkündür. Ancak insan onurunun korunduğundan söz edilebilmesi için bu şekildeki bir kanun hükmünün açık ve net, öngörülebilir ve sınırları belirli şekilde düzenlenmesi gereklidir” denildi.

İDARE DE TEREDDÜTTE

Başvurucuya isnat edilen ‘fuhuş amacıyla başkalarını rahatsız etmek’ fiilinin cezasını belirleyen kanuni dayanağının ne olduğu konusunda idarenin de tereddütte bulunduğuna dikkat çekilen gerekçede, şöyle denildi:

“5326 sayılı Kanun’un 37. maddesinde yer alan ‘mal veya hizmet satmak için başkalarını rahatsız etmek’ hükmünün başvurucuya isnat edilen ‘fuhuş yapmak için başkalarını rahatsız etmek’ fiili bakımından kanunilik unsurunu taşımadığı ve anılan fiili kapsamadığı sonucuna varılmıştır. Anayasaya göre hiç kimse veya organ, kaynağını Anayasa’dan almayan bir devlet yetkisini kullanamaz. Kamu makamlarının kendilerince rahatsız edici buldukları hâl ve davranışları hukuk boşluğu bulunduğunu öne sürerek yorum yoluyla cezalandırmaları, bu suretle kanunda öngörülmeyen bir kabahat ihdas etmeleri kabul edilemez.

Buna göre, 5326 sayılı Kanun’da ‘fuhuş amacıyla başkalarını rahatsız etmek’ fiilini öngören bir kabahat düzenlenmemiş olduğundan başvurucunun herhangi bir kanuni dayanak olmaksızın cezalandırıldığı sonucuna varılmıştır.

Kamu makamlarının 5326 sayılı Kanun’un 37. maddesine ilişkin zorlama ve öngörülemez şekildeki uygulaması somut olayda yorumla kabahat ihdas edilmesi sonucunu doğurmuştur. Ortaya çıkan bu sonuç Anayasa’nın 38. maddesinde düzenlenen suç ve cezaların kanuniliği ilkesi ile bağdaşmamaktadır. Başvurucunun 5326 sayılı Kanun’da kabahat olarak öngörülmemiş olan fiili nedeniyle kamu makamlarınca yoruma dayalı olarak idari para cezası ile cezalandırılmasının suç ve cezaların kanuniliği ilkesini ihlal ettiği sonucuna ulaşılmıştır.”

Odatv.com

https://odatv.com/anayasa-mahkemesinden-travesti-karari-2112171200.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder