6 Temmuz 2015 Pazartesi

Yıldız değil, İsviçre çakısı

İngiliz model Cara Delevingne, feminist manifestolara imza atıyor; country şarkılarıyla yıldızı parlayan Taylor Swift artık bir telif hakları aktivisti; Mark Zuckerberg ise Arnold Schwarzenegger’in deyimiyle “Yeni neslin tanrısı’’. Peki aslında kim bu günümüzün pop ikonları?

Detroit Michigan’daki Taylor Swift konseri tüm heyecanıyla devam ederken bir anda sahneye elinde İngiliz bayrağı taşıyan “manken, oyuncu, aktivist” Cara Delevingne çıkıyor. Peşinden Kim Kardashian’ın üvey kardeşi, “manken ve TV yıldızı” Kendall Jenner... Bu sırada Victoria’s Secret mankeni Martha Hunt ve manken Gigi Hadid de sahnede yürüyor. Yıldızlar topluluğu bir arada! Görüldüğü gibi onlar, eski yıldızlardan epey farklı... Şöyle ki; sosyal medyada milyonlarca takipçileri var, dünyaca ünlü markaların reklam yüzlerileri. Hepsi işinde başarılı, hepsi moda ya da pop ikonu... Ancak karışık ilişki hayatlarıyla gündemde kalıyor ama frikik vermiyor, yardım kuruluşlarına mutlaka vakit ayırıyorlar. BM oturumlarında feminist manifesto seslendiriyor, LGBTİ bireylerin sözcüsü oluyor, hayvan haklarını savunuyorlar. Bu özelliklerin hepsini bir arada barındırdıkları sürece de gündemde kalıyorlar...
Eskiden müzisyenler LiveAid gibi yardım konserlerinde, futbolcular yardım maçlarında bir araya gelir, o günlerden sonra da ancak sahada ya da sahnede görünürlerdi. Geçmiş yıllardaki Britney Spears-Cristina Aguilera, Oasis-Blur, Hülya Avşar- Gülben Ergen polemikleri de geride kaldı. Bugün Lady Gaga LGBTİ aktivisti, Taylor Swift Spotify’a, Apple’a kafa tutan bir kanaat önderi... Artık popstar olmanın şartı “10 parmağımda 10 marifet” pozları mı yoksa? ‘
'YARAMAZ ÇOCUKLAR'
Eskiden John Wayne, “star”dı. Dile kolay 156 filmde tek bir rolü oynadı ve Western’in unutulmaz aktörü oldu. Bir dönemin yakışıklı jönü Alain Delon ise öyle değildi. Oyuncu, yapımcı, yönetmen, organizatör ve parfümcüydü. Bugün Alain Delon gibi davrananlar; popstar, fenomen, diva... Alain Delon ise yıllardır Fransa’da mazbut bir hayat sürüyor. Fransız reklamcı Jacques Seguela’ya göre 50’lerin sonunda televizyonun yayılması, eğlencenin demokratikleşmesi, cinsel devrim star kavramını değiştirdi. Tanrılaşan, dokunulmaz, sokakta rastlanılamaz starın yerini her köşede, farklı farklı sektörlerde karşımıza çıkan “yaramaz çocuklar” aldı. Peki nasıl insanlar bugünün starları?
Taylor Swift
Tüm dertlerimize derman
 Amerikalı şarkıcı Taylor Swift, doğum tarihini ifade eden son albümü 1989’u, salı günü yayına giren Apple Music’e yükledi. Fakat öncesinde büyük bir tabuyu yıkarak “ufak’’ bir telif pürüzünü halletti. Ayda 10 dolara aktif üye olunan Apple Music’te sanatçılar tıklama sayısına göre telif alsa da Swift 3 aylık ücretsiz sürümde bu uygulamanın olmamasını Tumblr hesabında şu sözlerle protesto etti: “Şok oldum, hayal kırıklığına uğradım. Şirketin başarılarla dolu tarihine yakışmıyor.” Kendisi, geçen kasımda aynı nedenden dolayı tüm şarkılarını Spotify’dan çekerek gözünü karartmıştı: “Müzik sanattır. Sanat ise özgün ve önemli. Özgün şeyler değerlidir. Ve değerli şeylere ödeme yapılmalıdır. Müziğin bedava olmaması gerektiğini düşünüyorum.” Swift’in ısrarla sürdürdüğü mesajı yerine ulaştı. Apple’ın genel müdür yardımcısı Eddy Cue, geçen pazar, ödeme yapacaklarını iletip Swift’e sevgilerini yolladı Twitter’dan. Bu karar bir “devrim” gibi karşılandı. “Aktivist şarkıcı” Billy Bragg Facebook’tan “Müziğimizi bedavaya dağıtan Apple Music’i alt eden bu kıza şapka çıkarıyorum” diyordu. Swift’in sevgilisi DJ Calvin Harris, “Kız bir günde tüm müzik endüstrisini değiştirdi” diye yazdı. Bu sırada fanlarından Taylor Swift’e Yunanistan’ın Avrupa Birliği sorunundan tutun, havaalanlarındaki wi-fi ücretinin kaldırmasına türlü konularda istek mesajları yağıyordu. “Taylor Swift, tüm dertlerimize derman!” Yıldız değil, adeta İsviçre çakısı.
Lakin bu pazarlama harikası cici kızımız, son albümü 1989’u Spotify’dan çekince, albüm ilk hafta 1.3 milyon sattı. İlk hafta en çok satan albüm unvanını ele geçirdi. Tahtından indirdiği “The Eminem Show”, Haziran 2002’de ancak ikinci haftada bu sayıya ulaşmıştı. Taylor Swift zaferini, 2002’den bir fotoğrafını paylaşarak kutladı! Pazarlamada bir hayli marifetli Swift, Metallica’nın 2000’de Napster’a açtığı davadan çok daha fazla ses getirdi. “Aktivist süperstar” damgası da cabası...
Cara Delevingne
Model, müzisyen, oyuncu, aktivist
22 yaşındaki model Cara Delevingne geçen gün, 2009’da mankenliğe başladığı Storm Ajansı’ndan ayrıldı. 2012’de Anna Karenina’da ufak bir rolle başlayan oyunculuk kariyeri de hızla yükseliyor. Sırada 5 film var: Tulip Fever, London Fields, Paper Towns, Kids In Love ve Pan. Şu sıralar Toronto’da Will Smith’le “Suicide Squad’’ için kamera karşısında. Gelecek yıl ise Luc Besson’un yeni filminde oynayacak. Nicole Kidman ve Charlize Theron gibi mankenlikten oyunculuğa geçebilir.
Cara Delevingne’in müzikal yeteneği de yok değil. İyi davul çalıyor, iyi şarkı söylüyor. Kız arkadaşı olan şarkıcı ve söz yazarı St. Vincent sayesinde müzik çevresi de epey genişledi. Rita Ora ve Pharrell Williams’la birlikte sahne aldı. Sosyal medyadan selfie’lerini, Vine’larını eksik etmiyor. Twitter’da 2.94 milyon takipçisi var. Instagram’da ise 14.6 milyon ile Lady Gaga’yı ikiye katlıyor.
Sıkı bir LGBTİ aktivisti... Self Evident Project’i destekliyor. Röportajlarında Kasım 2014’ten beri 8 bin 500’e yakın kişinin portre çektirerek destek olduğu bu oluşumdan bahsediyor. Cinsel kimliğini gizlemiyor, onur yürüyüşlerine katılıyor. Tasarımcı Erdem Moralıoğlu, onu 60’lı yılların yıldız mankenlerinden Jean Shrimpton’a benzetiyor. Her taşın altından çıkan kız, Vogue Dergisi’ne bu ay verdiği röportajda durumu şöyle özetliyor: “Bana güvenin, her yerde eğlenebilirim...’’

Mark Zuckerberg
Yeni kuşağın tanrısı
Tamam o bir süperstar değil; ama kimse bir pop ikonu olmadığını iddia edemez... Her attığı adım olay oluyor, okuduğu kitaplar anında bestseller! Kurucusu olduğu Facebook ise Taylor Swift gibi süperstarları, fanlarıyla buluşturan çağın en büyük iletişim aracı... Yani pop kültürün filizleri, Zuckerberg’in tarlasında yetişiyor. Dahası, toplumsal fenomenlere dönüşen akım ve hareketler de onun evinden yayılıyor...
Amerika’da yüksek mahkemenin eşcinsel evlilikleri yasallaştırmasıyla Leonardo DiCaprio, Anne Hathaway, Arnold Schwarzenegger başta olmak üzere 26 milyondan fazla kullanıcı, LGBT haklarını desteklemek için Facebook’un geliştirdiği gökkuşağı filtresini uyguladı. Facebook’ta çalışan 2 stajyerin geliştirdiği bu araç, ilk olarak Amerika’da kendini LGBT birey olarak tanımlayan 6 milyon Amerikalıya hitap etse de kısa sürede dünyaya yayıldı. Ancak küresel bir mobil pazarlama şirketi olan Glispa’nın pazarlama şefi Nicole DeMeo, bu durumu şöyle açıklıyor: “Gökkuşağı filtresi kullananlar teorik olarak LGBTİ haklarını destekliyor demektir. Sonra bu konuyla alakalı etkinlik ve içerikler onlara sunulur. Bazı marka ve oluşumlar bu sayede hedef kitlelerine nokta atışıyla ulaşabilir.” Yani win-win...
Zuckerberg, geçen salı Facebook üzerinden pek çok ünlü ismin sorularını cevapladı. Halka açık diyaloglarda, Stephen Hawking, Mark’a bilimdeki hangi büyük sorunun cevabını bilmeyi istediğini sordu. “Beynin çalışma şekli, hastalıkların tedavisi gibi insanları en çok ilgilendiren sorular’’ cevabını aldı. Aynı hafta filmi vizyona giren Arnold Schwarzenegger ise dünyanın en yoğun insanı olarak tanımladığı Zuckerberg’e formunu nasıl koruduğunu ve makinelerin insanoğlunu alt edip edemeyeceğini sordu. Facebook kurucusu, enerji harcanan herhangi bir iş yapmanın yeterli olduğunu söyledi ve ekledi: “Hayır, makineler kazanmayacak.”
Ruby Rose
Bieber’ın kankası
29 yaşındaki manken Ruby Rose, geçen yıl LGBTİ bireylere destek amaçlı çektiği kısa filmlerle adından söz ettirdi. Asıl mesleği mankenlik olsa da DJ’lik, sunuculuk ve oyunculuk geçmişi de var. Justin Bieber ile yakın arkadaş olması onu genç kızların hayran olduğu bir ikona dönüştürdü. Rose cinsel kimliğini hiç saklamadı, aksine bunu gerek giyim tarzı gerekse söylemleriyle vurguladı. Hatta giyim tarzını, ABD’de kızlar cinsel tercihlerine bakmaksızın taklit etmeye başladı. Yıldızı bu kadar parlayınca MTV’de VJ’lik kariyerinin yanı sıra müzik dünyasına da adım attı. Her geçen gün en çok aranan isimler arasında kademe atlayan manken, “Orange Is the New Black” dizisinde de rol almaya başladı. TV eleştirmenlerinin yorumu epey olumlu: “Ruby televizyona çok yakıştı.”

Melik DEMİREL / GAZETE HABERTÜRK-PAZAR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder